Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

42

Sûredeki Ayet No: 

3

Ayet No: 

4275

Sayfa No: 

483

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

كَذَٰلِكَ يُوحِي إِلَيْكَ وَإِلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِكَ اللَّهُ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ

Çeviriyazı: 

keẕâlike yûḥî ileyke veile-lleẕîne min ḳablike-llâhü-l`azîzü-lḥakîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ey Muhammed! Çok güçlü hüküm ve hikmet sahibi olan Allah sana da senden öncekilere de böylece vahyeder.

Diyanet İşleri: 

Güçlü olan, Hakim olan Allah, sana da, senden öncekilere de böyle vahyeder.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İşte böyle vahyetmededir sana ve senden öncekilere o üstün, o hüküm ve hikmet sahibi Allah.

Şaban Piriş: 

İşte böyle vahyediyor sana ve senden öncekilere, Aziz ve Hakim olan Allah!

Edip Yüksel: 

Üstün ve Bilge olan ALLAH sana ve senden öncekilere böyle vahyeder.

Ali Bulaç: 

O, Aziz ve Hakim olan Allah, sana ve senden öncekilere böyle vahyetmektedir.

Suat Yıldırım: 

(O üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibi) azîz ve hakîm olan Allah, böylece sana da, senden önceki resullere de buyruklarını vahyeder.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

İşte böyle vahyediyor. Sana ve senden evvel olanlara o azîz, hakîm olan Allah.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İşte böyle vahyeder sana ve senden öncekilere Azîz ve Hakîm olan Allah!

Bekir Sadak: 

Demek onlar Allah´tan baska dostlar edindiler? Oysa dost, ancak Allah´tir. O, oluleri diriltir. Her seye Kadir´dir. *

İbni Kesir: 

Aziz, Hakim olan Allah sana da, senden öncekilere de böyle vahyeder.

Adem Uğur: 

Azîz ve hakîm olan Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahyeder.

İskender Ali Mihr: 

Azîz ve Hakîm olan Allah, işte böyle, sana ve senden öncekilere vahyeder.

Celal Yıldırım: 

O çok üstün, çok güçlü yegâne hikmet sahibi Allah, böylece hem sana, hem senden öncekilere vahyeder.

Tefhim ul Kuran: 

O, Aziz ve Hakim olan Allah, sana ve senden öncekilere böyle vahyetmektedir.

Fransızca: 

C'est ainsi qu'Allah, le Puissant, le Sage, te fait des révélations, comme à ceux qui ont vécu avant toi.

İspanyolca: 

Así es como Alá, el Poderoso, el Sabio, hace una revelación, a ti y a quienes fueron antes de ti.

İtalyanca: 

Ciò in quanto Allah, l'Eccelso, il Saggio rivela a te e a coloro che ti precedettero.

Almanca: 

Solcherart läßt dir und denjenigen vor dir Wahy zuteil werden ALLAH, Der Allwürdige, Der Allweise.

Çince: 

万能的、至睿的真主,这样启示你和你以前的众先知。

Hollandaca: 

Zoo openbaart de wijze God u zijnen wil, en op dezelfde wijze openbaarde hij dien aan de profeten, die voor u waren.

Rusça: 

Так внушает откровение тебе и твоим предшественникам Аллах Могущественный, Мудрый.

Somalice: 

Sida waxyiga laguugu soodajiyey Nabiyoow yaa Nabiyadii horana loogu waxyooday, waxaana waxyooda Eebaha adkaada ee falka san.

Swahilice: 

Hivi ndivyo Mwenyezi Mungu Mwenye nguvu na Mwenye hikima anavyo kuletea Wahyi wewe na walio kabla yako.

Uygurca: 

غالىب، ھېكمەت بىلەن ئىش قىلغۇچى اﷲ ساڭا ۋە سەندىن ئىلگىرىكى (پەيغەمبەر) لەرگە مۇشۇنداق ۋەھىي قىلىدۇ

Japonca: 

このように(主は)あなたに啓示なされる。以前の者たちにも啓示されたように。アッラーは,偉力ならびなく英明であられる。

Arapça (Ürdün): 

«كذلك» أي مثل ذلك الإيحاء «يوحي إليك و» أوحى «إلى الذين من قبلك الله» فاعل الإيحاء «العزيز» في ملك «الحكيم» في صنعه.

Hintçe: 

(ऐ रसूल) ग़ालिब व दाना ख़ुदा तुम्हारी तरफ़ और जो (पैग़म्बर) तुमसे पहले गुज़रे उनकी तरफ यूँ ही वही भेजता रहता है जो कुछ आसमानों में है और जो कुछ ज़मीन में है ग़रज़ सब कुछ उसी का है

Tayca: 

เช่นนั้นแหละ ได้มีวะฮียฺมายังเจ้าและมายังบรรดา(ร่อซูล)ก่อนหน้าเจ้า อัลลอฮฺผู้ทรงอำนาจ ผู้ทรงปรีชาญาณ

İbranice: 

כך נשלחה ההשראה מאלוהים אליך כמו לאלה שלפניך, כי אלוהים העזוז והחכם

Hırvatça: 

Eto, tako Allah, Silni i Mudri objavljuje tebi, kao i onima prije tebe.

Rumence: 

Astfel ţi-a dezvăluit ţie, precum şi celor dinaintea ta, Dumnezeu, Puternicul, Înţeleptul

Transliteration: 

Kathalika yoohee ilayka waila allatheena min qablika Allahu alAAazeezu alhakeemu

Türkçe: 

İşte böyle vahyeder sana ve senden öncekilere Azîz ve Hakîm olan Allah!

Sahih International: 

Thus has He revealed to you, [O Muhammad], and to those before you - Allah, the Exalted in Might, the Wise.

İngilizce: 

Thus doth (He) send inspiration to thee as (He did) to those before thee,- Allah, Exalted in Power, Full of Wisdom.

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) Yenilməz qüvvət, hikmət sahibi olan Allah sənə və səndən əvvəlkilərə (keçmiş peyğəmbərlərə) belə vəhy edir!

Süleyman Ateş: 

O aziz ve hakim olan Allah, sana ve senden öncekilere böyle vahyeder:

Diyanet Vakfı: 

Aziz ve hakim olan Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahyeder.

Erhan Aktaş: 

Mutlak Üstün Olan, En İyi Hüküm Veren Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahyeder.

Kral Fahd: 

Azîz ve hakîm olan Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahyeder.

Hasan Basri Çantay: 

O mutlak gaalib, O hukûm ve hikmet saahibi Allah sana da, senden evvelkilere de işte böyle vahyeder.

Muhammed Esed: 

Kudret ve hikmet sahibi olan Allah, (ey Muhammed) sana ve senden öncekilere (hakikati) şöyle vahyetti:

Gültekin Onan: 

O Aziz ve Hakim olan Tanrı, sana ve senden öncekilere böyle vahyetmektedir.

Ali Fikri Yavuz: 

Azîz, Hakim olan Allah, sana ve senden evvelki peygamberlere böyle (manalar) vahyediyor.

Portekizce: 

Assim te revela, como (o fez) àqueles que te precederam, Deus, o Poderoso, o Prudentíssimo.

İsveççe: 

GUD, DEN Allsmäktige, den Vise, har uppenbarat [sanningen] för dig [Muhammad], liksom Han uppenbarade den för dina föregångare.

Farsça: 

این گونه خدای توانای شکست ناپذیر و حکیم به سوی تو و کسانی [از پیامبران] که پیش از تو بودند، وحی می کند.

Kürtçe: 

ئا بەو جۆرە خودا نیگا دەکات بۆ تۆ وە بۆ ئەو (پێغەمبەرانەی) پێش تۆش خوای زاڵی باڵادەستی کاردروستە

Özbekçe: 

Азизу ўта ҳикматли бўлмиш Аллоҳ сенга ва сендан аввалгиларга мана шундай ваҳий қилур.

Malayca: 

Sebagaimana yang terkandung dalam surah ini dan surah-surah yang lain - diwahyukan kepadamu (wahai Muhammad) dan kepada Rasul-rasul yang terdahulu daripadamu, oleh Allah Yang Maha Kuasa, lagi Maha Bijaksana.

Arnavutça: 

Kështu të shpallë ty, si dhe atyre para teje, Perëndia i Plotëfuqishëm dhe i Gjithëdijshëm.

Bulgarca: 

Така Аллах, Всемогъщия, Премъдрия разкрива на теб и на онези преди теб [о, Мухаммад].

Sırpça: 

Тако Аллах, Силни и Мудри објављује теби, као и онима пре тебе.

Çekçe: 

Takto Bůh mocný, moudrý vnuká tobě a těm, kdož byli před tebou, zjevení.

Urduca: 

اِسی طرح اللہ غالب و حکیم تمہاری طرف اور تم سے پہلے گزرے ہوئے (رسولوں) کی طرف وحی کرتا رہا ہے

Tacikçe: 

Худованди ғолибу ҳаким ба ту ва касоне, ки пеш аз ту буданд, инчунин ваҳй мефиристад:

Tatarca: 

Әмерләрен үтәүдән вә хөкемнәрен йөртүдә өстен вә көчле булган Аллаһ әнә шулай сиңа һәм синнән элекке пәйгамбәрләргә аятьләрен вәхий итәдер.

Endonezyaca: 

Demikianlah Allah Yang Maha Perkasa lagi Maha Bijaksana, mewahyukan kepada kamu dan kepada orang-orang sebelum kamu.

Amharca: 

እንደዚሁ (በዚህች ሱራ ውስጥ እንዳለው) አሸናፊው ጥበበኛው አላህ ወዳንተ ያወርዳል፡፡ ወደእነዚያም ከአንተ በፊት ወደ ነበሩት ሕዝቦች (አውርዷል)፡፡

Tamilce: 

இவ்வாறுதான் மிகைத்தவனும் மகா ஞானவானுமாகிய அல்லாஹ் உமக்கு வஹ்யி அறிவிக்கிறான். இன்னும், உமக்கு முன்னுள்ளவர்களுக்கும் இவ்வாறுதான் வஹ்யி அறிவிக்கப்பட்டது.

Korece: 

이렇게 하여 권능과 지혜로 충만하신 하나님은 그대에게 계시했나니 그것은 그대 이전에 계시 했던 것과 같노라

Vietnamca: 

Như thế đó, (Allah) đã mặc khải cho Ngươi và cho các vị (Sứ Giả) trước Ngươi. Allah là Đấng Toàn Năng, Đấng Chí Minh.