Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

41

Sûredeki Ayet No: 

52

Ayet No: 

4270

Sayfa No: 

482

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِن كَانَ مِنْ عِندِ اللَّهِ ثُمَّ كَفَرْتُم بِهِ مَنْ أَضَلُّ مِمَّنْ هُوَ فِي شِقَاقٍ بَعِيدٍ

Çeviriyazı: 

ḳul era'eytüm in kâne min `indi-llâhi ŝümme kefertüm bihî men eḍallü mimmen hüve fî şiḳâḳim be`îd.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ey Muhammed! De ki: "Ne dersiniz? O Kur'ân Allah tarafından gelmiş olup da sonra siz onu inkâr etmişseniz, o takdirde Hak'tan uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir?"

Diyanet İşleri: 

De ki: "Kuran Allah katından gelmiş olup da siz de onu inkar etmişseniz, söyleyin bana, derin bir çıkmazda bulunan kimseden daha sapık kim vardır?"

Abdulbakî Gölpınarlı: 

De ki: Kur'an'ın Allah katından geldiğini görmüşseniz, sonra da ona kafir olmuşsanız haber verin bana, gerçeğe tamamıyla aykırı kalandan daha sapık kimdir ki?

Şaban Piriş: 

Eğer bu (Kur’an) Allah katından gelmiş; sonra da siz onu inkar etmişseniz, gördünüz mü uzak/derin bir ayrılık içinde olandan daha sapık kim vardır?

Edip Yüksel: 

De ki, "Ya o (mesaj) ALLAH'tan idiyse ve siz de onu yalanlamış iseniz? Buna karşı kesin bir tavır alandan daha sapık kim olabilir?

Ali Bulaç: 

De ki: "Gördünüz mü haber verin; eğer o (Kur'an) Allah Katından ise, sonra siz onu inkar etmişseniz (bu durumda) uzak bir ayrılık içinde olandan daha sapık kimdir?"

Suat Yıldırım: 

Artık söyleyin bakalım: Eğer bu Kur'ân Allah tarafından gönderilmiş de, siz bunu red ve inkâr etmişseniz,o takdirde haktan iyice uzaklaşmış olan sizlerden daha sapık kim olabilir?

Ömer Nasuhi Bilmen: 

De ki: «Bana haber veriniz! Eğer o, (Kur´an) Allah tarafından olmuş ise, sonra onu inkar etmiş iseniz, uzak bir muhalefette bulunan kimseden daha sapık kim vardır?»

Yaşar Nuri Öztürk: 

De ki: "Söyleyin bakalım, o Kur'an Allah katından ise, siz de onu inkâr ettinizse/onun üstünü örttünüzse, dönüşü olmayan kopukluğa düşenden daha sapık kim vardır?"

Bekir Sadak: 

Goklerde olanlar da, yerde olanlar da O´nundur. O, yucedir ve cok buyuktur.

İbni Kesir: 

De ki: Şayet o, Allah katından gelmiş ve siz de onu inkar etmişseniz

Adem Uğur: 

De ki: Ne dersiniz, eğer o (Kur´an), Allah tarafından ise siz de onu inkâr etmişseniz o zaman (haktan) uzak bir aynlığa düşenden daha sapık kim vardır?

İskender Ali Mihr: 

De ki: “Gördünüz mü? Eğer O (Kur´ân), Allah´ın indinden ise sonra da siz O´nu inkâr ettinizse, uzak bir ayrılığın içinde olandan daha çok dalâlette kim vardır?”

Celal Yıldırım: 

De ki: Söyler misiniz ? Eğer Bu Kur´ân Allah´tan indirilmişse, siz de O´nu inkâr etmiş bulunuyorsanız, uzak bir ayrılık içinde olan kimseden daha sapık, daha şaşkın kim vardır?

Tefhim ul Kuran: 

De ki: «Gördünüz mü haber verin

Fransızca: 

Dis : "Voyez-vous ? Si ceci (le Coran) émane d'Allah et qu'ensuite vous le reniez; qui se trouvera plus égaré que celui qui s'éloigne dans la dissidence ? "

İspanyolca: 

Di: «¿Qué os parece? Si procede de Alá y vosotros, luego, no creéis en él, ¿hay alguien que esté más extraviado que quien se opone tan marcadamente?»

İtalyanca: 

Di': «Non vedete? Se [questo Corano] viene da Allah e voi lo rinnegate, chi sarà più traviato di chi si allontana nello scisma?

Almanca: 

Sag: "Wie seht ihr es? Sollte er (der Quran) von ALLAH sein, dann ihr daran Kufr betrieben habt, wer ist noch irrender als derjenige, der sich in einer unerbittlichen Feindseligkeit befindet?!"

Çince: 

你说:你们告诉我吧!如果《古兰经》是从真主那里降示的,而你们不信它,那末,有谁比长远违背真理者更迷误呢?

Hollandaca: 

Zeg: Wat denkt gij? Indien de Koran van God is en gij daaraan niet gelooft, wie zal dan onder eene grootere dwaling liggen dan hij, die daarvan sterk afwijkt?

Rusça: 

Скажи: "Не думали ли вы о том, что будет, если он (Коран) - от Аллаха, а вы не веруете в него? Кто может быть более заблудшим, чем находящийся в глубоком разладе с истиной?"

Somalice: 

Waxaad ku dhahdaa bal kawarrama hadduu Quraankani xaga Eebe ka yimid markaas aad ka Gaaloowdaan yaa ka baadi badan Ruux Gaalnimo iyo khilaaf fog ku sugan.

Swahilice: 

Sema: Mnaonaje! Ikiwa haya yanatoka kwa Mwenyezi Mungu, nanyi ikawa ndio mmeyakataa, ni nani aliye potea zaidi kuliko aliye katika upinzani wa mbali?

Uygurca: 

(ئى مۇھەممەد! ئېيتقىنكى) «ئېيتىپ بېقىڭلارچۇ (قۇرئان مەن ئېيتقاندەك) اﷲ تەرىپىدىن نازىل بولغان بولسا، سىلەر (ئويلىماستىنلا ئۇنى ئىنكار قىلساڭلار، ھالىڭلار قانداق بولىدۇ). (ھەقتىن) يىراق ئىختىلاپتا بولغان كىشىدىنمۇ گۇمراھ ئادەم بارمۇ؟ (يەنى سىلەردىنمۇ گۇمراھ ئادەم يوق)»

Japonca: 

言ってやるがいい。「あなたがたは考えないのか。もしそれが,(本当に)アッラーから(下された)ものであっても,あなたがたは信じないのか。遠く離れ去って分裂する者ほど,酪く迷った者が(外に)あろうか。」

Arapça (Ürdün): 

«قل أرأيتم إن كان» أي القرآن «من عند الله» كما قال النبي «ثم كفرتم به من» أي لا أحد «أضل ممن هو في شقاق» خلاف «بعيد» عن الحق أوقع هذا موقع منكم بياناً لحالهم.

Hintçe: 

(ऐ रसूल) तुम कहो कि भला देखो तो सही कि अगर ये (क़ुरान) ख़ुदा की बारगाह से (आया) हो और फिर तुम उससे इन्कार करो तो जो (ऐसे) परले दर्जे की मुख़ालेफत में (पड़ा) हो उससे बढ़कर और कौन गुमराह हो सकता है

Tayca: 

จงกล่าวเถิดมุฮัมมัด พวกท่านไม่เห็นดอกหรือว่า ถ้าอัลกุรอานมาจากอัลลอฮฺ แล้วพวกท่านปฏิเสธที่จะศรัทธาต่ออัลกุรอาน ใครเล่าจะหลงทางมากไปกว่าผู้ที่อยู่ในการแตกแยกอย่างลิบลับ

İbranice: 

אמור: 'האם הרהרתם בזה, שאם אכן הוא מאלוהים, ואתם כופרים בו, מי טועה יותר מהמעמיק במחלוקות

Hırvatça: 

Reci: "Šta mislite, ako je Kur'an od Allaha, a vi u njega nećete da vjerujete - ko je onda u većoj zabludi od onoga koji je u protivrječju dalekom od Istine

Rumence: 

Spune: “Aţi văzut? Dacă aceasta este de la Dumnezeu, iar voi o tăgăduiţi? Cine se află în mai mare rătăcire decât cel care se desprinde, îndepărtându-se?

Transliteration: 

Qul araaytum in kana min AAindi Allahi thumma kafartum bihi man adallu mimman huwa fee shiqaqin baAAeedin

Türkçe: 

De ki: "Söyleyin bakalım, o Kur'an Allah katından ise, siz de onu inkâr ettinizse/onun üstünü örttünüzse, dönüşü olmayan kopukluğa düşenden daha sapık kim vardır?"

Sahih International: 

Say, "Have you considered: if the Qur'an is from Allah and you disbelieved in it, who would be more astray than one who is in extreme dissension?"

İngilizce: 

Say: "See ye if the (Revelation) is (really) from Allah, and yet do ye reject it? Who is more astray than one who is in a schism far (from any purpose)?"

Azerbaycanca: 

(Ya Peyğəmbər! O kafirlərə) de: “Bir söyləyin görək, əgər (bu Qur’an) Allah dərgahındandırsa və sonra siz də onu inkar edibsinizsə, (sizin kimi haqdan) uzaq bir nifaq (ədavət) içində olan kəsdən (haqq yolu) daha çox azmış kim ola bilər?!

Süleyman Ateş: 

De ki: "Gördünüz mü, ya o (Kur'an) Allah tarafından ise ve siz de onu inkar etmişseniz, o zaman uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir?"

Diyanet Vakfı: 

De ki: Ne dersiniz, eğer o (Kur'an), Allah tarafından ise siz de onu inkar etmişseniz o zaman (haktan) uzak bir aynlığa düşenden daha sapık kim vardır?

Erhan Aktaş: 

De ki: “Gördünüz mü?(1) Eğer Kur’an Allah katından olduğu halde, siz onu inkâr ediyor ve tanımıyorsanız; bu durumda, haktan uzak kalandan daha sapkın kim olabilir?”

Kral Fahd: 

De ki: Ne dersiniz, eğer o (Kur’an), Allah tarafından ise siz de onu inkâr etmişseniz; o zaman (haktan) uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim vardır?

Hasan Basri Çantay: 

(Habîbim) de ki: «Eğer o (Kur´an) Allah nezdinden (gelmiş) de sonra siz ona küfr etmişseniz, bana haber verin, (hakdan) uzak bir muhaalefetde bulunanın ta kendisi olan (siz) den daha sapkın kimdir»?

Muhammed Esed: 

De ki: Ya inkar ettiğiniz bu (vahiy), gerçekten Allah´tan ise (halinizin ne olacağını) hiç düşündünüz mü? Kendisini kötülüğe ve eğriliğe (bu kadar) çok kaptırandan daha sapık kim olabilir?"

Gültekin Onan: 

De ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Ey Rasûlüm), de ki: “- Söyleyin bakayım, (ey kâfirler), eğer o Kur’an, Allah tarafından olub da sonra siz onu inkâr etmişseniz, hakdan çok uzak bir ayrılığa düşenden daha şaşkın kim olur?”

Portekizce: 

Dize-lhes: Uma vez que (o Alcorão) emana de Deus e o rechaçais...haverá alguém mais extraviado do que aquele queestá em um profundo cisma?

İsveççe: 

SÄG [till dem som sätter andra gudar vid Guds sida]: "Vad tror ni? Om [Koranen] verkligen är från Gud - vilket ni förnekar - vem begår då ett större fel än den som tar avstånd [från uppenbarelsen] och sätter sig upp emot dess [budskap]?"

Farsça: 

بگو: به من خبر دهید: اگر [قرآن] از سوی خدا باشد و سپس شما به آن کافر شوید، چه کسی گمراه تر از آن خواهد بود که در مخالفتی دور [از منطق و صواب] قرار دارد؟

Kürtçe: 

بڵێ پێم بڵێن ئەگەر (قورئان) لەلایەن خواوە بوو پاشان ئێوەش باوەڕتان پێ نەکرد کێ گومڕاترە لەو کەسەی کەلە دژایەتیەکی دوور لەڕاستیدا بێت

Özbekçe: 

Сен: «Менга айтинглар-чи, агар у Аллоҳнинг ҳузуридан бўлса-ю, сиз унга куфр келтириб юрган бўлсангиз. Хўш, (ҳақдан) узоқ тортишувда бўлганлардан ҳам адашганроқ ким бор?!» деб айт.

Malayca: 

Katakanlah (wahai Muhammad): "Sudahkah nampak baiknya keadaan kamu jika Al- Quran ini (yang datangnya) dari Allah kemudian kamu mengingkarinya? Siapakah yang lebih sesat daripada orang yang tetap berada dalam perbalahan dan pertentangan, yang menyimpang jauh dari kebenaran?"

Arnavutça: 

Thuaju (atyre) o Muhammed: “A po shihni? Nëse ai (Kur’ani) është prej Perëndisë, e ju nuk e besuat; kush është në humbje më të madhe se ai që është në kundërshtim, larg (së vërtetës)?”

Bulgarca: 

Кажи: “Какво мислите? Щом този [Коран] е от Аллах, а вие после го отхвърляте, кой ще е по-заблуден от онзи, който е в дълбок раздор?”

Sırpça: 

Реци: „Шта мислите, ако је Кур'ан од Аллаха, а ви у њега нећете да верујете - ко је онда у већој заблуди од онога који је у далекој противречности од Истине?“

Çekçe: 

Rci: 'Co si myslíte? Jestliže toto od Boha přichází, a vy v to nevěříte, kdo je zbloudilejší než ten, jenž v rozkolu hlubokém dlí?'

Urduca: 

اے نبیؐ، اِن سے کہو، کبھی تم نے یہ بھی سوچا کہ اگر واقعی یہ قرآن خدا ہی کی طرف سے ہوا اور تم اِس کا انکار کرتے رہے تو اُس شخص سے بڑھ کر بھٹکا ہوا اور کون ہوگا جو اِس کی مخالفت میں دور تک نکل گیا ہو؟

Tacikçe: 

Бигӯ: «Чӣ мебинед?» Агар ин китоб аз ҷониби Худост ва шумо ба он имон намеоваред, гумроҳтар аз касе, ки ҳамчунон роҳи мухолифат (зиддият) дар пеш гирифтааст, кист?

Tatarca: 

Коръәнгә ышанмаучыларга әйт: "Беләсезме, Коръән Аллаһудан иңдерелгән булып та соңра сез Коръәнгә иман китермәсәгез, миңа хәбәр бирегез, Коръәннән сукыр вә аңардан ерак булган кешедән дә адашучырак вә азгынрак кеше бармы?"

Endonezyaca: 

Katakanlah: "Bagaimana pendapatmu jika (Al Quran) itu datang dari sisi Allah, kemudian kamu mengingkarinya. Siapakah yang lebih sesat daripada orang yang selalu berada dalam penyimpangan yang jauh?"

Amharca: 

በላቸው «ንገሩኝ (ቁርኣኑ) ከአላህ ዘንድ ቢኾን ከዚያም በእርሱ ብትክዱ (ከውነት) በራቀ ጭቅጭቅ ላይ ከኾነ ሰው ይበልጥ የተሳሳተ ማን ነው?»

Tamilce: 

(நபியே! அவர்களை நோக்கி) நீர் கூறுவீராக! “நீங்கள் எனக்கு அறிவியுங்கள்! இந்த வேதம் அல்லாஹ்விடமிருந்து இறக்கப்பட்டதாக இருந்து பிறகு, நீங்கள் அதை நிராகரித்து (உண்மைக்கு வெகு தூரம் முரண்பட்டு, வழிகேட்டில் சென்று)விட்டால், வெகு தூரமான முரண்பாட்டில் இருப்பவனை விட மிகப் பெரிய வழிகேடன் யார் இருக்க முடியும்?”

Korece: 

일러가로되 이것이 하나님 으로부터의 계시라 그런데 너희가그것을 거역할 때 너희는 어떻게 됨을 알지 않느뇨 멀리서 의심 속에 있는 자보다 더 방황하고 있는자 누구이뇨

Vietnamca: 

Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy nói với (những kẻ đa thần này): “Các ngươi có suy xét chăng nếu Qur’an thật sự do Allah ban xuống rồi các ngươi phủ nhận Nó thì ai sẽ là người lầm lạc hơn kẻ chống đối Nó từ xa?”