Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

39

Sûredeki Ayet No: 

24

Ayet No: 

4082

Sayfa No: 

461

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أَفَمَن يَتَّقِي بِوَجْهِهِ سُوءَ الْعَذَابِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۚ وَقِيلَ لِلظَّالِمِينَ ذُوقُوا مَا كُنتُمْ تَكْسِبُونَ

Çeviriyazı: 

efemey yetteḳî bivechihî sûe-l`aẕâbi yevme-lḳiyâmeh. veḳîle liżżâlimîne ẕûḳû mâ küntüm teksibûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O halde kıyamet günü zalimlere: "Tadın bakalım kazanıp durduklarınızı!" denilirken, o kötü azabdan yüzü ile korunacak kimse ne olur? ()

Diyanet İşleri: 

Kıyamet günü kötü azaptan yüzünü korumaya çalışan kimse, güven içinde olan kimse gibi midir? Zalimlere: "Kazandıklarınızın karşılığını tadın" denir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Kıyamet gününde, yüzünü o kötü azaptan kurtarmaya çalışana kim benzer ki? Ve zalimlere, kazandığımız şeylerin karşılığı olan azabı tadın denir.

Şaban Piriş: 

Kıyamet günü, yüzünü kötü azaptan korumaya çalışan kimse (ile cennete olan kimse bir olur mu?) Zalimlere "Kazandığınızı tadın!" denilir.

Edip Yüksel: 

Diriliş Gününün azabından yüzünü koruyan kimse gibisi var mıdır? Zalimlere, "Kazandığınızın sonucunu tadın," denir

Ali Bulaç: 

Kıyamet günü o kötü azaptan kendini yüzü ile kim koruyabilecek? Ve zalimlere "Kazandığınızı tadın" denmiştir.

Suat Yıldırım: 

Büyük duruşmanın olacağı kıyamet gününde elleri kelepçeli olduğundan, kendisini en şerefli uzvu olan yüzü ile azaptan korumak için çabalayan kimsenin hali ile güven içinde olan müminin durumu hiç bir olur mu? Zalimlere: “Kazandığınız şeylerin meyvesini tadın bakalım!” denilir. [67,22; 54;48; 41,40]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Kıyamet günü azabın en şiddetlisinden yüzü ile (kendisini) koruyan kimse ve zalimler için, kazanır olduğunuz şeyi tadın denilmiş olduğu vakit bunlar o azaptan emin olanlar gibi midirler?

Yaşar Nuri Öztürk: 

Zalimlere, "Kazanmış olduğunuzu tadın!" denildiğinde, kıyamet günü o kötü azaptan yüzünü kim koruyabilir?

Bekir Sadak: 

suphesiz sen de oleceksin, onlar da olecekler.

İbni Kesir: 

Zalimlere: Kazandıklarınızın karşılığını tadın, denilirken kıyamet günü yüzünü azabın kötüsünden kim koruyacak?

Adem Uğur: 

Kıyamet gününde yüzünü azabın şiddetinden korumaya çalışan kimse (kendini ondan emin kılan gibi) midir? Zalimlere &quot

İskender Ali Mihr: 

O halde kıyâmet günü, onun vechini (fizik vücudunu) kötü azaptan kim koruyabilir? Ve zalimlere: &quot

Celal Yıldırım: 

Artık Kıyamet günü yüzünü o kötü azâbdan korumaya çalışan kimse mi (bir yardımcı bulur) ? Zâlimlere : Kazandıklarınızı tadın, denilir.

Tefhim ul Kuran: 

Kıyamet günü o kötü azabtan kendini yüzü ile kim koruyabilecek? Ve zalimlere «Kazanmakta olduğunuzu tadın» denmiştir.

Fransızca: 

Est-ce que celui qui, au Jour de la Résurrection, se sera protégé le visage contre le pire châtiment... Et l'on dira aux injustes : "Goûtez à ce que vous avez acquis".

İspanyolca: 

¿Es que quien trata de protegerse con su propia persona contra el mal castigo del día de la Resurrección...? Se dirá a los impíos: «¡Gustad lo que habéis merecido!»

İtalyanca: 

Forse colui che nel Giorno della Resurrezione tenterà invano di preservare il suo volto dal peggiore dei castighi...? E sarà detto agli ingiusti: «Gustate quel che avete meritato!».

Almanca: 

Ist etwa derjenige, der sich (sogar) mit seinem Gesicht Schutz vor dem Schlechten der Peinigung am Tag der Auferstehung sucht, (gleich demjenigen, der nicht gepeinigt wird)?! Und den Unrecht-Begehenden wurde gesagt: "Kostet, was ihr euch zu erwerben pflegtet."

Çince: 

复活日以面部防御严刑的人,象不受刑罚者吗?或者将对不义者说:你们尝试你们所获的果报吧!

Hollandaca: 

Zal dus hij, die op den dag der opstanding verplicht zal wezen, zich met zijn aangezicht te beschutten tegen de gestrengheid der straf, gelijk zijn aan hem, die daarvoor veilig is? Den goddeloozen zal gezegd worden: Proeft wat gij hebt verdiend.

Rusça: 

Разве тот, кто в День воскресения будет лицом защищаться от ужасных мучений, равен верующему? Беззаконникам скажут: "Вкусите то, что вы приобретали!"

Somalice: 

Ma ruux wajigiis kaga gabada cadaab xun maalinta qiyaame mala midbaa mid aan saas ahayn, waxaana loo yidhaa daalimiinta dhadhamiya waxaad kasban Jirteen, (abaalkiisii).

Swahilice: 

Je! Atakaye kuwa anapambana kwa uso wake na adhabu mbaya kabisa Siku ya Kiyama (ni sawa na watenda wema?) Na wataambiwa wenye kudhulumu: Onjeni hayo mliyo kuwa mkiyachuma!

Uygurca: 

قىيامەت كۈنى قاتتىق ئازابنى يۈزى بىلەن مۇداپىئە قىلىدىغان ئادەم (ئازابقا دۇچار بولمايدىغان ئادەم بىلەن ئوخشاشمۇ؟) زالىملارغا (يەنى كاپىرلارغا): «قىلغان گۇناھىڭلارنىڭ جازاسىنى تېتىڭلار» (دېيىلىدۇ)

Japonca: 

それで審判の日の痛苦を顔に受ける者はどうであろう。不義者に対しては言われよう。「あなたがたが行って得たこと(の罰)を味わえ。」

Arapça (Ürdün): 

«أفمن يتقي» يلقى «بوجهه سوء العذاب يوم القيامة» أي أشده بأن يلقى في النار مغلولة يداه إلى عنقه كمن أمن منه بدخول الجنة «وقيل للظالمين» أي كفار مكة «ذوقوا ما كنتم تكسبون» أي جزاءَه.

Hintçe: 

तो क्या जो शख्स क़यामत के दिन अपने मुँह को बड़े अज़ाब की सिपर बनाएगा (नाज़ी के बराबर हो सकता है) और ज़ालिमों से कहा जाएगा कि तुम (दुनिया में) जैसा कुछ करते थे अब उसके मज़े चखो

Tayca: 

ดังนั้นผู้ใดที่ป้องกันใบหน้าของเขาให้พ้นจากการลงโทษอันชั่วช้าในวันกิยามะฮฺ (จะเหมือนกับผู้ที่ปลอดภัยจากการลงโทษกระนั้นหรือ?) และจะมีเสียงกล่าวแก่บรรดาผู้อธรรมว่า จงลิ้มรสสิ่งที่พวกเจ้าแสวงหาไว้เถิด

İbranice: 

וזה אשר יהיה לו רק פניו להגן על עצמו מהעונש האכזרי מיום תחיית המתים? ויאמר למקפחים: טעמו את שכר מעשיכם

Hırvatça: 

Zar onaj koji će se na Kijametskom danu licem svojim zaklanjati od zla patnje?! Zulumćarima bit će rečeno: "Trpite ono što ste zaslužili!"

Rumence: 

Cine îşi va păzi chipul în Ziua Învierii de osânda cea rea? Li se va spune celor nedrepţi: “Gustaţi ceea ce aţi agonisit!”

Transliteration: 

Afaman yattaqee biwajhihi sooa alAAathabi yawma alqiyamati waqeela lilththalimeena thooqoo ma kuntum taksiboona

Türkçe: 

Zalimlere, "Kazanmış olduğunuzu tadın!" denildiğinde, kıyamet günü o kötü azaptan yüzünü kim koruyabilir?

Sahih International: 

Then is he who will shield with his face the worst of the punishment on the Day of Resurrection [like one secure from it]? And it will be said to the wrongdoers, "Taste what you used to earn."

İngilizce: 

Is, then, one who has to fear the brunt of the Penalty on the Day of Judgment (and receive it) on his face, (like one guarded therefrom)? It will be said to the wrong-doers: "Taste ye (the fruits of) what ye earned!"

Azerbaycanca: 

Məgər qiyamət günü (əli bağlı olduğu üçün) şiddətli əzabdan üzü ilə qorunan (yaxud cəhənnəm oduna üzüstə atılan kəs əzabdan əmin olan və ya Cənnətə daxil olan kimsə kimi ola bilərmi)?! Zalımlara (kafirlərə): “Etdiyiniz əməllərin cəzasını dadın!” – deyilər.

Süleyman Ateş: 

Kıyamet günü, (elleri bağlı olduğu için) yüzüyle o en kötü azabdan korunmağa çalışan (ile güven içinde bulunan bir olur) mu? (O gün) Zalimlere: "Kazandığınız(ın tadın)ı tadın!" denmiştir.

Diyanet Vakfı: 

Kıyamet gününde yüzünü azabın şiddetinden korumaya çalışan kimse (kendini ondan emin kılan gibi) midir? Zalimlere "Kazandığınızı tadın!" denilir.

Erhan Aktaş: 

O halde kıyâmet günü, kendisini kötü azâptan kim koruyabilir? Zâlimlere: “Kazandığınızın karşılığını tadın!” denir.

Kral Fahd: 

Kıyamet gününde yüzünü azabın şiddetinden korumaya çalışan kimse (kendini ondan emin kılan gibi) midir? Zalimlere «Kazandığınızı tadın!» denilir.

Hasan Basri Çantay: 

(Bu halde) zaalimlere «Ne kazanıyor idiyseniz (cezasını) tadın» denilirken kıyamet günü yüzünü o feci azâbdan kim koruyacak?

Muhammed Esed: 

Kıyamet Günü, (çıplak) bir yüzden başka, (başına gelecek) korkunç azaptan kendisini koruyacak bir şeyi olmayan kimse (Allah´a karşı sorumluluk bilinci duyan kimse gibi) olur mu? (O Gün) zalimlere: "(Hayatta iken) kazandıklarınızı (şimdi) tadın bakalım!" denilecektir.

Gültekin Onan: 

Kıyamet günü o kötü azabtan kendini yüzü ile kim koruyabilecek? Ve zalimlere &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Kıyamet günü, o şiddetli azabdan yüzünü kaçındıran (bu suretle kendini ateşten korumak isteyen) kimse, hiç o azabdan emin olan kimse gibi olur mu? O kâfirlere (cehennem melekleri tarafından) şöyle denir:” - Tadın bakalım (dünyada) yaptıklarınızın cezasını...”

Portekizce: 

Porventura, quem tiver temido o castigo afrontoso do Dia da Ressurreição (será igual ao que não o fizer)? E aos iníquosserá dito: Sofrei as conseqüências do que lucrastes!

İsveççe: 

Är den som på Uppståndelsens dag får möta det svåra straffet med oskyddat ansikte [jämförbar med den gudfruktige som inte hotas av något straff]? Och till de orättfärdiga skall sägas: "Pröva på det som ni [med era handlingar] har förtjänat!"

Farsça: 

آیا کسی که روز قیامت [به خاطر بسته بودن دست هایش می کوشد که] با صورت خود گزند عذاب را دفع کند [مانند کسی است که ایمن از عذاب است؟] به ستمکاران گویند: آنچه را همواره مرتکب می شدید، بچشید.

Kürtçe: 

دەی ئایا کەسێك بەدەم وچاوی خۆی بپارێزێت لەسزای سەختی ڕۆژی دوایی(وەك کەسێك وایە کە لە بەھەشت دابێت) بەستەمکاران دەگوترێت بچەژن سزای ئەو (کردەوانەی) لە دونیا دەتان کرد

Özbekçe: 

Ахир қиёмат куни золимларга, касб қилиб юрган нарсангизни тотиб кўринг, дейилганида ёмон азобдан юзи ила сақланадиган одам (мўмин ила тенг бўлармиди)?!

Malayca: 

Maka adakah orang yang menahan dengan mukanya akan (selaran) azab yang buruk pada hari kiamat (sama seperti orang yang terselamat)? Dan (pada saat itu) dikatakan kepada orang-orang yang zalim itu: "Rasalah (balasan) apa yang kamu usahakan dahulu".

Arnavutça: 

A është (i barabartë) ai që e ruan veten prej dënimit të rëndë në Ditën e Kijametit (dhe ai që nuk e ruan)? (Atëhrë) zullumqarëve, u thuhet: “Shijoni atë që keni punuar!”

Bulgarca: 

А нима онзи, който с лице се брани от най-лошото мъчение в Деня на възкресението, [е като онзи в Рая]? И ще се каже на угнетителите: “Вкусете онова, което сте придобили!”

Sırpça: 

Зар је исти онај који ће се на Судњем дану лицем својим заклањати од страховите патње? Незнанобошцима ће бити речено: „Трпите оно што сте заслужили!“

Çekçe: 

Zdaž ten, kdož tvář svou si ochrání před trestem nejhorším v den zmrtvýchvstání...? A bude řečeno nespravedlivým: 'Ochutnejte to, co jste si vysloužili!'

Urduca: 

اب اُس شخص کی بد حالی کا تم کیا اندازہ کر سکتے ہو جو قیامت کے روز عذاب کی سخت مار اپنے منہ پر لے گا؟ ایسے ظالموں سے تو کہہ دیا جائے گا کہ اب چکھو مزہ اُس کمائی کا جو تم کرتے رہے تھے

Tacikçe: 

Оё он кас, ки дар рӯзи қиёмат бо чеҳраи худ азоби сахти қиёматро аз худ бозмедорад, монанди касест ки биҳиштист? Ба ситамкорон гуфта мешавад: «Ба кайфари (ҷазои) корҳое, ки мекардаед, азобро бичасшед!»

Tatarca: 

Кыямәт көнне куллары богауланып каты ґәзабка йөзтүбән салынган кеше, җәннәткә кереп имин булган кеше белән бертигез булырмы? Коръән белән гамәл кылмаучы залимнәргә кәсеп иткән золымыгызның ґәзабын татыгыз, диелер.

Endonezyaca: 

Maka apakah orang-orang yang menoleh dengan mukanya menghindari azab yang buruk pada hari kiamat (sama dengan orang mukmin yang tidak kena azab)? Dan dikatakan kepada orang-orang yang zalim: "Rasakanlah olehmu balasan apa yang telah kamu kerjakan".

Amharca: 

በትንሣኤ ቀን ክፉን ቅጣት በፊቱ የሚመክት ሰው (ከቅጣት እንደሚድን ነውን?) ለበዳዮችም «ትሠሩት የነበራችሁትን (ቅጣቱን) ቅመሱ» ይባላሉ፡፡

Tamilce: 

தனது முகத்தால் மறுமை நாளில் நிகழப்போகும் கெட்ட தண்டனையை தவிர்த்துக் கொள்பவன் கைகள் விலங்கிடப்பட்டு நரகத்தில் தலைகீழாக எறியப்படுபவனைப் போன்று ஆவாரா? இன்னும், (அந்த நாளில்) அநியாயக்காரர்களுக்கு கூறப்படும்: “நீங்கள் செய்துகொண்டிருந்ததை (-அதற்குரிய தண்டனையை இப்போது) சுவையுங்கள்!”

Korece: 

심판의 날에 직면할 벌을 두려워 한 그와 그의 얼굴에 벌을 직면할 그가 같을 수 있느뇨 죄 인들에게 말씀이 있으리니 너희는너희가 얻은 것을 맛볼 것이라

Vietnamca: 

Vậy, một người dùng gương mặt của mình để đỡ lấy hình phạt tồi tệ của Ngày Phán Xét (có bằng với người được vào Thiên Đàng hay không)? Rồi đây, những tên làm điều sai quấy sẽ được bảo: “Các ngươi hãy nếm (sự trừng phạt từ) những điều mà các ngươi đã làm ra.”