Arapça:
يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَيُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَأُولَٰئِكَ مِنَ الصَّالِحِينَ
Çeviriyazı:
yü'minûne billâhi velyevmi-l'âḫiri veye'mürûne bilma`rûfi veyenhevne `ani-lmünkeri veyüsâri`ûne fi-lḫayrât. veülâike mine-ṣṣâliḥîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar, hayır işlerinde de birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar iyi insanlardandır.
Diyanet İşleri:
Kitap ehlinin hepsi bir değildir: Onlardan geceleri secdeye kapanarak Allah'ın ayetlerini okuyup duranlar vardır; bunlar Allah'a ve ahiret gününe inanır, kötülükten meneder, iyiliklere koşarlar. İşte onlar iyilerdendir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, insanlara iyiliği emrederler, onları kötülükten nehyederler ve onlar iyi kişilerdendir.
Şaban Piriş:
Onlar, Allah’a ve ahiret gününe inanır. İyiliği emreder, kötülüğü yasaklar, hayırlarda yarışırlar. İşte onlar da salihlerdendir.
Edip Yüksel:
ALLAH'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği öğütler kötülükten sakındırır ve iyi işlere koşuşurlar. İşte onlar iyilerdendir.
Ali Bulaç:
Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır.
Suat Yıldırım:
Bunlar Allah'ı ve âhireti tasdik eder, iyiliği yayar, kötülükleri önler ve hayırlı işlere yarışırcasına koşarlar. İşte onlar salihlerdendirler. [3,110]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Allah Teâlâ´ya, ahiret gününe imân ederler, marûf ile emir, münkerden nehy eylerler. Ve hayırlı işlere koşarlar ve işte bunlar sâlih kimselerdendirler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah'a ve âhiret gününe inanırlar, iyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırlar. Hayır işlerde yarışırcasına koşarlar. İşte bunlar hayra ve barışa yönelik hizmet üretenlerdendir.
Bekir Sadak:
Ey Inananlar! Sizden olmayani sirdas edinmeyin, onlar sizi sasirtmaktan geri durmazlar, sikintiya dusmenizi isterler. Onlarin ofkesi agizlarindan tasmaktadir, kablerinin gizledigi ise daha buyuktur. Eger aklediyorsaniz, suphesiz size ayetleri acikladik.
İbni Kesir:
Onlar
Adem Uğur:
Onlar, Allah´a ve ahiret gününe inanırlar
İskender Ali Mihr:
Onlar, Allah´a ve yevmil âhire îman ederler, mâruf (irfan) ile emreder ve kötülükten nehyederler (men ederler) ve hayırlara koşarlar. İşte onlar, sâlihlerdendir.
Celal Yıldırım:
3:113
Tefhim ul Kuran:
Bunlar, Allah´a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır.
Fransızca:
Ils croient en Allah et au Jour dernier, ordonnent le convenable, interdisent le blâmable et concourent aux bonnes oeuvres. Ceux-là sont parmi les gens de bien.
İspanyolca:
creen en Alá y en el último Día, ordenan lo que está bien, prohiben lo que está mal y rivalizan en buenas obras. Esos tales son de los justos.
İtalyanca:
Credono in Allah e nell'Ultimo Giorno, raccomandano le buone consuetudini e proibiscono ciò che è riprovevole e gareggiano in opere di bene. Questi sono i devoti.
Almanca:
Sie verinnerlichen den Iman an ALLAH und an den Jüngsten Tag, sie rufen zum Gebilligten auf, raten vom Mißbilligten ab und sind beim (gottgefällig) Guten zuvorkommend. Und diese sind von den gottgefällig Guttuenden.
Çince:
他们确信真主和末日,他们劝善戒恶,争先行善;这等人是善人。
Hollandaca:
Zij gelooven aan God en aan den jongsten dag; zij gebieden wat goed is, verbieden wat slecht is en streven naar goede daden; zij behooren tot de vromen.
Rusça:
Они веруют в Аллаха и в Последний день, велят творить одобряемое, запрещают предосудительное и торопятся совершать добрые дела. Они являются одними из праведников.
Somalice:
Rumeynna Eebe iyo Maalinta Dambe farana Wanaagga kana reeba waxa la naco (Xun) una dag dagi Wanaagga, kuwaasi waxay ka mid yihiin kuwa suuban.
Swahilice:
Wanamuamini Mwenyezi Mungu na Siku ya Mwisho, na wanaamrisha mema na wanakataza maovu na wanakimbilia katika mambo ya kheri. Na hao ndio miongoni mwa watenda mema.
Uygurca:
ئۇلار اﷲ قا ۋە ئاخىرەت كۈنىگە ئىشىنىدۇ، ياخشى ئىشلارغا بۇيرۇيدۇ، يامان ئىشلاردىن توسىدۇ، خەيرلىك ئىشلارنى قىلىشقا ئالدىرايدۇ؛ ئەنە شۇلار ياخشىلاردىندۇر
Japonca:
かれらはアッラーと最後の日とを信じ,正しいことを命じ,邪悪なことを禁じ,互いに善事に競う。かれらは正しい者の類である。
Arapça (Ürdün):
«يؤمنون بالله واليوم الآخر ويأمرون بالمعروف وينهون عن المنكر ويسارعون في الخيرات وأولئك» الموصوفون بما ذكر الله «من الصالحين» ومنهم من ليسوا كذلك وليسوا من الصالحين.
Hintçe:
खुदा और रोज़े आख़ेरत पर ईमान रखते हैं और अच्छे काम का तो हुक्म करते हैं और बुरे कामों से रोकते हैं और नेक कामों में दौड़ पड़ते हैं और यही लोग तो नेक बन्दों से हैं
Tayca:
พวกเขาศรัทธาต่ออัลลอฮ์ และวันปรโลก และใช้ให้ปฏิบัติสิ่งที่ชอบ และห้ามมิให้ปฏิบัติสิ่งที่ไม่ชอบ และต่างรีบเร่งกันในบรรดาสิ่งดีงาม และชนเหล่านี้และอยู่ในหมู่ที่ประพฤติดี
İbranice:
מאמינים הם באלוהים וביום האחרון והמצווים לעשות חסד ומזהירים מעשיית רוע, וממהרים לעשות מעשים טובים, ואלו מהישרים
Hırvatça:
Oni u Allaha i ahiret vjeruju, naređuju da se čine dobra djela, a odvraćaju od zlih, i žure činiti dobro. Oni su među dobrima.
Rumence:
Ei cred în Dumnezeu şi în Ziua de Apoi, poruncesc cuviinţa şi opresc urâciunea, se grăbesc să facă binele şi sunt dintre cei drepţi.
Transliteration:
Yuminoona biAllahi waalyawmi alakhiri wayamuroona bialmaAAroofi wayanhawna AAani almunkari wayusariAAoona fee alkhayrati waolaika mina alssaliheena
Türkçe:
Allah'a ve âhiret gününe inanırlar, iyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırlar. Hayır işlerde yarışırcasına koşarlar. İşte bunlar hayra ve barışa yönelik hizmet üretenlerdendir.
Sahih International:
They believe in Allah and the Last Day, and they enjoin what is right and forbid what is wrong and hasten to good deeds. And those are among the righteous.
İngilizce:
They believe in Allah and the Last Day; they enjoin what is right, and forbid what is wrong; and they hasten (in emulation) in (all) good works: They are in the ranks of the righteous.
Azerbaycanca:
Onlar Allaha, axirət gününə inanır, (insanlara) yaxşı işlər görməyi əmr edir, (onları) pis əməllərdən çəkindirir və xeyirli işlər görməyə tələsirlər. Onlar əməlisaleh şəxslərdəndirlər.
Süleyman Ateş:
Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emreder, kötülükten men'ederler; hayır işlerine koşarlar. İşte onlar iyilerdendir.
Diyanet Vakfı:
Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar; iyiliği emreder, kötülükten menederler; hayırlı işlere koşuşurlar. İşte bunlar iyi insanlardandır.
Erhan Aktaş:
Bunlar, Allah’a ve âhiret gününe inanırlar, ma’rûfu yapıp telkin ederler, munkere engel olurlar(1); hayırda birbirleriyle yarışırlar, işte bunlar sâlihlerdendir.(2)
Kral Fahd:
Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar; iyiliği emreder, kötülükten menederler; hayır işlerinde yarışırlar. İşte bunlar sâlih kişilerdendir.
Hasan Basri Çantay:
Allaha ve âhiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükden vaz geçirmiye çalışırlar, hayır işlerinde de birbirleriyle yarış yaparlar. İşte onlar saalihlerdendirler.
Muhammed Esed:
Onlar, Allah´a ve Ahiret Günü´ne inanırlar; doğru olanı emreder, eğri olandan alıkoyarlar ve hayırlı işlerde birbirleriyle yarışırlar: işte bunlar dürüst ve erdemli kimselerdendir.
Gültekin Onan:
Bunlar Tanrı´ya ve ahiret gününe inanır, maruf olanı buyurur, münkerden sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır.
Ali Fikri Yavuz:
Allah’a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler ve kötülükten vaz geçirirler, hayır işlerinde de yarışırlar. İşte bu özellikleri taşıyanlar Allah katında salihlerdendir.
Portekizce:
Crêem em Deus e no Dia do Juízo Final, aconselham o bem e proíbem o ilícito, e se emulam nas boas ações. Estescontar-se-ão entre os virtuosos.
İsveççe:
De tror på Gud och på den Yttersta dagen och de anbefaller det som är rätt och förbjuder det som är orätt och de tävlar om att göra gott. De hör till de rättfärdiga
Farsça:
[در سایه قرآن و نبوّت پیامبر] به خدا و روز قیامت ایمان می آورند و به کار شایسته و پسندیده فرمان می دهند، و از کار ناپسند و زشت بازمی دارند و در کارهای خیر می شتابند؛ و اینان از شایستگانند.
Kürtçe:
بڕوایان ھەیە بەخوا وە بە ڕۆژی دوایی و فەرمان دەدەن بەھەرچی چاکەیە وە ڕێگری دەکەن لە ھەرچی خراپەیە وە پێشبڕکێ دەکەن لە ھەموو چاکەکاندا وە ئەوانە لە کۆمەڵی چاکانن
Özbekçe:
Улар Аллоҳга, охират кунига иймон келтирарлар, амри маъруф ва наҳйи мункар қиларлар ва яхшиликларга шошиларлар. Ана ўшалар аҳли солиҳлардандир.
Malayca:
Mereka beriman kepada Allah dan hari akhirat, dan menyuruh berbuat segala perkara yang baik, dan melarang daripada segala perkara yang salah (buruk dan keji), dan mereka pula segera segera pada mengerjakan berbagai-bagai kebajikan. Mereka (yang demikian sifatnya), adalah dari orang-orang yang soleh.
Arnavutça:
Ata besojnë Perëndinë dhe Ditën e Kijametit dhe insistojnë për vepra të mira, e të pengohen nga ato të shëmtuarat dhe prijnë kah e mira. Këta janë ndër të mirët.
Bulgarca:
Вярват в Аллах и в Сетния ден, и повеляват одобряваното, и възбраняват порицаваното, и се надпреварват в добрините. Тези са от праведниците.
Sırpça:
Они верују у Аллаха и Будући свет, наређују да се чине добра дела, а одвраћају од злих, и журе да чине добро. Они су међу добрима.
Çekçe:
a věří v Boha a v den soudný, přikazují vhodné a zakazují zavrženíhodné a soutěží v konání dobrých skutků; a to jsou praví zbožní.
Urduca:
اللہ اور روز آخرت پر ایمان رکھتے ہیں، نیکی کا حکم دیتے ہیں، برائیوں سے روکتے ہیں اور بھلائی کے کاموں میں سرگرم رہتے ہیں یہ صالح لوگ ہیں
Tacikçe:
Ва ба Худо ва рӯзи қиёмат имон доранд ва амр ба маъруф ва наҳй аз мункар мекунанд ва дар корҳои нек шитоб меварзанд ва аз ҷумлаи солеҳонанд.
Tatarca:
Ул өммәт Аллаһуга һәм ахирәт көненә ышаналар, кешеләрне яхшылыкка өндиләр, гөнаһлы эшләрдән тыялар һәм үзләре яхшы эшләрне эшләргә һәрвакыт ашыгалар. Әнә шуның өчен алар изге кешеләрдән булдылар.
Endonezyaca:
Mereka beriman kepada Allah dan hari penghabisan, mereka menyuruh kepada yang ma'ruf, dan mencegah dari yang munkar dan bersegera kepada (mengerjakan) pelbagai kebajikan; mereka itu termasuk orang-orang yang saleh.
Amharca:
በአላህና በመጨረሻው ቀን ያምናሉ፡፡ በጽድቅ ነገርም ያዛሉ፡፡ ከመጥፎ ነገርም ይከለክላሉ፡፡ በበጎ ሥራዎችም ይጣደፋሉ፡፡ እነዚያም ከመልካሞቹ ናቸው፡፡
Tamilce:
அவர்கள் அல்லாஹ்வையும் இறுதி நாளையும் நம்பிக்கை கொள்கிறார்கள்; இன்னும், நன்மையை (மக்களுக்கு) ஏவுகிறார்கள்; இன்னும், தீமையை விட்டும் (மக்களை) தடுக்கிறார்கள்; இன்னும், நன்மைகளில் விரைகிறார்கள். இவர்கள்தான் நல்லோரில் உள்ளவர்கள்.
Korece:
그들은 하나님과 최후의 날을 믿으며 선을 실천하고 추악함 을 피하며 선행에 경쟁을 하나니 그들은 의로운 사람들 계열에 있 더라
Vietnamca:
Họ có đức tin nơi Allah và nơi Đời Sau, họ kêu gọi bảo ban mọi người hành thiện và ngăn cản mọi người làm điều xấu, họ thường đua nhau làm điều tốt. Họ là những người đức hạnh.
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: