Arapça:
الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ ۚ أَيَبْتَغُونَ عِندَهُمُ الْعِزَّةَ فَإِنَّ الْعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًا
Çeviriyazı:
elleẕîne yetteḫiẕûne-lkâfirîne evliyâe min dûni-lmü'minîn. eyebtegûne `indehümü-l`izzete feinne-l`izzete lillâhi cemî`â.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar, müminleri bırakıp kâfirleri dost ediniyorlar. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Halbuki bütün izzet ve şeref Allah'a aittir.
Diyanet İşleri:
Onlar, inananları bırakıp da kafirleri dost edinirler; onların tarafında bir şeref ve kudret mi arıyorlar? Doğrusu kudret bütün olarak Allah'ındır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlar, inananları bırakırlar da kafirleri dost edinirler. Yüceliği, kudreti onlardan mı umuyorlar, onlardan mı arıyorlar? Hiç şüphe yok ki bütün yücelik ve kudret Allah'ındır.
Şaban Piriş:
Onlar, müminleri bırakıp kâfirleri dost/veli edinirler. Kâfirlerin yanında güç/zafer mi arıyorlar? İzzet bütünüyle Allah’a aittir.
Edip Yüksel:
Onlar ki inananlardan ayrı inkarcılarla işbirliği yapar. Onların yanında onur mu arıyorlar? Oysa, onur tümüyle ALLAH'a aittir
Ali Bulaç:
Onlar, mü'minleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler. 'Kuvvet ve onuru (izzeti)' onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, 'bütün kuvvet ve onur,' Allah'ındır.
Suat Yıldırım:
O münâfıklar müminlerin dışında kâfirleri dost edinirler.İzzet ve desteği onların yanında mı arıyorlar? Oysa bütün izzet ve kuvvet Allah'ındır. [35,10; 63,8]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Onlar ki, mü´minleri bırakarak kâfirleri dost tutarlar. İzzeti onların yanında mı arıyorlar? Muhakkak ki, bütün izzet Allah Teâlâ´nındır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Öyle kişiler ki onlar, müminleri bırakıp da küfre sapanları dostlar ediniyorlar. Onların yanında onur ve yücelik mi arıyorlar? Onur ve yüceliğin tümü Allah'ındır.
Bekir Sadak:
4:142
İbni Kesir:
Onlar ki
Adem Uğur:
Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah´a aittir.
İskender Ali Mihr:
Onlar ki mü´minlerden başka kâfirleri dost edinirler. İzzeti onların yanında mı arıyorlar? Oysa muhakkak ki izzet, tamamen Allah´a aittir.
Celal Yıldırım:
Onlar ki, mü´minleri bırakıp kâfirleri dost edinirler
Tefhim ul Kuran:
Onlar, mü´minleri bırakıp kâfirleri dostlar (veliler) edinirler. ´Kuvvet ve onuru (izzeti) ´ onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, ´bütün kuvvet ve onur,´ Allah´ındır.
Fransızca:
ceux qui prennent pour alliés des mécréants au lieu des croyants, est-ce la puissance qu'ils recherchent auprès d'eux ? (En vérité) la puissance appartient entièrement à Allah.
İspanyolca:
Toman a los infieles como amigos, en lugar de tomar a los creyentes. ¿Es que buscan en ellos el poder? El poder pertenece en su totalidad a Alá.
İtalyanca:
loro che si scelgono alleati tra i miscredenti invece che tra i credenti. E' la potenza che cercano da loro? In verità tutta la potenza appartiene ad Allah.
Almanca:
Es sind diejenigen, die sich die Kafir als Wali anstelle der Mumin nehmen. Erstreben sie bei ihnen etwa Überlegenheit?! So gehört gewiß die gesamte Überlegenheit (nur) ALLAH.
Çince:
他们舍信道者而以不信道者为盟友。他们想在不信道者面前求得权势吗?其实,一切权势全是真主的。
Hollandaca:
Zij die de ongeloovigen tot hunne beschermers nemen, veeleer dan de geloovigen, is dat om kracht bij hen te zoeken? naardien toch Gode alle kracht behoort.
Rusça:
которые берут своими помощниками и друзьями неверующих вместо верующих. Неужели они хотят обрести могущество с ними, если могущество целиком присуще Аллаху?
Somalice:
waana kuwa ka yeesha Gaalada sokeeye Mu'miniinta ka sokow, ma waxay ka dooni Agtooda sharaf, sharafna Eebaa iska leh dhammaanteed.
Swahilice:
Wale ambao huwafanya makafiri kuwa ndio marafiki badala ya Waumini. Je! Wanataka wapate kwao utukufu? Basi hakika utukufu wote ni wa Mwenyezi Mungu.
Uygurca:
ئۇلار مۆمىنلەرنى قويۇپ، كاپىرلارنى دوست تۇتىدۇ، ئۇلار كاپىرلارنىڭ قېشىدىن ئىززەت ۋە قۇدرەت تەلەپ قىلامدۇ؟ (يەنى كۇففارلارنى دوستلۇقىدىن ئىززەت ۋە غەلىبە تىلەمدۇ؟) ئىززەت ۋە قۇدرەتنىڭ ھەممىسى اﷲ قا خاستۇر
Japonca:
信者たちを差し置いて,不信心の者を(親密な)友とする者がある。これらの者は,かれらの間で栄誉を求めるのか。いや,凡ての権勢はアッラーに属する。
Arapça (Ürdün):
«الذين» بدل أو نعت للمنافقين «يتخذون الكافرين أولياء من دون المؤمنين» لما يتوهمون فيهم من القوة «أيبتغون» يطلبون «عندهم العزة» استفهام إنكار أي لا يجدونها عندهم «فإن العزة لله جميعا» في الدنيا والآخرة ولا ينالها إلا أولياؤه.
Hintçe:
जो लोग मोमिनों को छोड़कर काफ़िरों को अपना सरपरस्त बनाते हैं क्या उनके पास इज्ज़त (व आबरू) की तलाश करते हैं इज्ज़त सारी बस ख़ुदा ही के लिए ख़ास है
Tayca:
บรรดาผู้ที่ยึดเอาบรรดาผู้ปฏิเสธศรัทธาเป็นมิตรอื่นจากผู้ศรัทธาทั้งหลายนั้น พวกเขาจะแสวงหากำลังอำนาจที่พวกเขากระนั้นหรือ แท้จริงกำลังอำนาจนั้นเป็นสิทธิของอัลลอฮฺทั้งหมด
İbranice:
אלה אשר מתייחסים אל הכופרים כבעלי ברית במקום המאמינים, האם הם מחפשים אצלם כוח? הלא הכוח כולו אצל אלוהים
Hırvatça:
koji prisno prijateljuju s nevjernicima, mimo vjernika! Zar od njih traže moć, a sva moć pripada samo Allahu?!
Rumence:
Oare cei care îşi iau drept oblăduitori tăgăduitori în locul credincioşilor caută la ei puterea? Puterea, întru totul, este a lui Dumnezeu.
Transliteration:
Allatheena yattakhithoona alkafireena awliyaa min dooni almumineena ayabtaghoona AAindahumu alAAizzata fainna alAAizzata lillahi jameeAAan
Türkçe:
Öyle kişiler ki onlar, müminleri bırakıp da küfre sapanları dostlar ediniyorlar. Onların yanında onur ve yücelik mi arıyorlar? Onur ve yüceliğin tümü Allah'ındır.
Sahih International:
Those who take disbelievers as allies instead of the believers. Do they seek with them honor [through power]? But indeed, honor belongs to Allah entirely.
İngilizce:
Yea, to those who take for friends unbelievers rather than believers: is it honour they seek among them? Nay,- all honour is with Allah.
Azerbaycanca:
O münafiqlər ki, mö’minləri qoyub kafirləri dost tuturlar. (İzzət və) qüdrəti onların yanındamı axtarırlar? Şübhəsiz ki, (izzət və) qüdrət tamamilə Allaha məxsusdur!
Süleyman Ateş:
Onlar mü'minleri bırakıp kafirleri dost tutuyorlar. Onların yanında şeref mi arıyorlar? Bütün şeref, tamamen Allaha aittir.
Diyanet Vakfı:
Müminleri bırakıp da kafirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir.
Erhan Aktaş:
Çünkü onlar Mü’minlerin yanı sıra Kâfirleri evliya(1) ediniyorlar. İzzeti(2) onların yanında mı arıyorlar! Kuşkusuz, izzet, tamamıyla Allah’ın yanındadır.
Kral Fahd:
Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir.
Hasan Basri Çantay:
Onlar mü´minleri bırakıb kâfirleri dost edinenlerdir. İzzet (-ü şevket) i onların yanında mı arıyorlar? Hakıykî bütün ululuk ve kudret Allahındır.
Muhammed Esed:
Müminleri bırakıp hakikati inkar edenleri müttefik edinenlere gelince, onlarla şeref kazanacaklarını mı umuyorlar? Unutmayın ki asıl şeref (yalnız) Allaha aittir.
Gültekin Onan:
Onlar, inançlıları bırakıp kafirleri veliler edinirler. ´Kuvvet ve onuru (izzeti)´ onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, ´bütün kuvvet ve onur´ Tanrı´nındır.
Ali Fikri Yavuz:
O münafıklar ki, mü’minleri bırakarak kâfirleri dost ediniyorlar, izzet ve zaferi onların yanında mı arıyorlar! Muhakkak ki bütün izzet ve kudret Allah’ındır.
Portekizce:
Aqueles que tomam por confidentes os incrédulos em vez dos fiéis, pretendem, porventura, obter deles a glória? Sabeique a glória pertence integralmente a Deus.
İsveççe:
Hoppas de som tar förnekare till bundsförvanter hellre än troende [att bli mottagna] av dem med ärebetygelser? Nej, all makt och all ära tillkommer Gud.
Farsça:
همان کسانی که کافران را به جای مؤمنانْ سرپرست و دوست خود می گیرند؛ آیا عزت و قدرت را نزد آنان می طلبند؟ یقیناً همه عزت و قدرت فقط برای خداست.
Kürtçe:
ئەوانەی کە بێ باوەڕان بەدۆست و خۆشەویستی خۆیان دادەنێن بێجگە لە ئیمانداران ئایا بەتەمان سەربەرزیان لای ئەوان دەس کەوێت؟ (بۆچونێکی ھەڵەیە) چونکە بەڕاستی سەربەرزی و باڵا دەستی ھەمووی بۆ خوایە
Özbekçe:
Улар мўминларни қўйиб, кофирлрни дўст тутадиганлардир. Уларнинг олдида иззат–куч-қудрат излайдиларми? Албатта, иззат–куч-қудратнинг барчаси Аллоҳнинг ҳузуридадир.
Malayca:
(Iaitu) orang-orang yang mengambil orang-orang kafir menjadi teman rapat dengan meninggalkan orang-orang yang beriman. Tidaklah patut mereka (orang-orang munafik) mencari kekuatan dan kemuliaan di sisi orang-orang kafir itu, kerana sesungguhnya kekuatan dan kemuliaan itu semuanya ialah milik Allah, (diberikannya kepada sesiapa yang dikehendakiNya).
Arnavutça:
ata, të cilët miqësohen me mohuesit, e jo me besimtarët! A thua te ata kërkojnë fuqi, kur, me të vërtetë e gjithë fuqia i përket vetëm Perëndisë!
Bulgarca:
за онези, които взимат неверниците за ближни вместо вярващите. Нима у тях търсят мощта? На Аллах е цялата мощ.
Sırpça:
који присно пријатељују с неверницима, мимо верника! Зар од њих траже моћ, а сва моћ припада само Аллаху?!
Çekçe:
Ti, kdož si berou nevěřící za přátele místo věřících, hledají snad u nich moc? Vždyť moc veškerá patří Bohu.
Urduca:
کیا یہ لوگ عزت کی طلب میں اُن کے پاس جاتے ہیں؟ حالانکہ عزت تو ساری کی ساری اللہ ہی کے لیے ہے
Tacikçe:
касоне, ки ба ҷои мӯъминон кофиронро ба дӯстӣ мегиранд, оё иззату тавоноиро назди онон меҷӯянд, дар ҳоле, ки иззат ба тамомӣ аз они Худост?
Tatarca:
Мөэминнәрдән башка кәферләрне дус тоткан мөселманнар – монафикълардыр. (Бер мөселман кәфергә дус булса, яки мөселманнарның бөтен хәлләрен кәферләргә яшертен ирештереп торса, ул мөселман монафикъ буладыр башка начарлыгы булмаса да). Әйә ул монафикълар өстенлекне кәферләрдән өстиләрме? Бит көч-кодрәт һәм өстенлек фәкать Аллаһ кулындадыр.
Endonezyaca:
(yaitu) orang-orang yang mengambil orang-orang kafir menjadi teman-teman penolong dengan meninggalkan orang-orang mukmin. Apakah mereka mencari kekuatan di sisi orang kafir itu? Maka sesungguhnya semua kekuatan kepunyaan Allah.
Amharca:
እነዚያ ከምእምናን ሌላ ከሓዲዎችን ወዳጆች አድርገው የሚይዙ እነሱ ዘንድ ልቅናን ይፈልጋሉን ልቅናውም ሁሉ ለአላህ ብቻ ነው፡፡
Tamilce:
இவர்கள் நம்பிக்கையாளர்கள் அன்றி நிராகரிப்பாளர்களை பாதுகாவலர்களாக எடுத்துக்கொள்கிறார்கள். இவர்கள் அவர்களிடம் கண்ணியத்தை தேடுகிறார்களா? நிச்சயமாக கண்ணியம் அனைத்தும் அல்லாஹ்வுக்கே உரியது.
Korece:
신앙인들이 아닌 불신자들 을 동반자로 택하는 자들이 있노 라 그들은 이들이 원하는 것이 영 광이란 말이뇨 실로 모든 권능은 하나님께 있니라
Vietnamca:
Những ai nhận lấy những kẻ vô đức tin làm người bảo hộ thay vì những người có đức tin, lẽ nào họ muốn tìm quyền vinh ở nơi bọn người đó chăng? Quả thật, mọi quyền lực và vinh quang (thật sự) đều chỉ thuộc về một mình Allah.
Ayet Linkleri: