Arapça:
إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا يُنَادَوْنَ لَمَقْتُ اللَّهِ أَكْبَرُ مِن مَّقْتِكُمْ أَنفُسَكُمْ إِذْ تُدْعَوْنَ إِلَى الْإِيمَانِ فَتَكْفُرُونَ
Çeviriyazı:
inne-lleẕîne keferû yünâdevne lemaḳtü-llâhi ekberu mim maḳtiküm enfüseküm iẕ tüd`avne ile-l'îmâni fetekfürûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O kâfirlere mutlaka şöyle bağırılacaktır: "Elbette Allah'ın buğzu, sizin nefislerinize buğzunuzdan daha büyüktür. Çünkü siz imana davet ediliyordunuz da inkâr ediyordunuz."
Diyanet İşleri:
Ama inkar edenlere, "Allah'ın gazabı, sizin birbirinize olan öfkenizden daha büyüktür; imana çağrıldığınızda inkar ederdiniz" diye seslenilir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki kafir olanlara nida edilir de denir ki: Bugün kendinize karşı duyduğunuz nefretten, buğuzdan daha büyüktü size karşı Allah'ın duyduğu nefret ve buğuz o zaman ki inanca çağrılıyordunuz da kafir oluyordunuz siz.
Şaban Piriş:
Küfredenlere şöyle seslenilir: Allah’ın size gazabı, sizin kendinize karşı gazabınızdan daha büyüktür. Zira imana çağrılıyordunuz, ama siz küfrediyordunuz.
Edip Yüksel:
İnkar etmiş olanlara, "ALLAH'ın hoşnutsuzluğu, sizin kendi kendinize olan hoşnutsuzluğunuzdan daha büyüktür. İmana çağrıldığınızda inkar ederdiniz," diye seslenilir.
Ali Bulaç:
Şüphesiz küfredenlere de (şöyle) seslenilir: "Allah'ın gazablanması, elbette sizin kendi nefislerinize gazablanmanızdan daha büyüktür. Çünkü siz, imana çağrıldığınız zaman inkar ediyordunuz.
Suat Yıldırım:
Kâfirlere şöyle nida edilir: “Allah'ın size gazabı, sizin kendinize olan buğzunuzdan daha şiddetlidir.Zira siz imana dâvet edildiğinizde red ve inkâr ederdiniz.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Muhakkak o kimseler ki, kâfir olmuşlardır. Onlara nidâ olunacaktır ki: «Elbette Allah´ın buğzu sizin kendi nefslerinize olan buğzunuzdan daha büyüktür. Çünkü siz imâna dâvet olunduğunuz zaman küfre devam edip duruyordunuz.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Küfre batmış olanlara şöyle haykırılır: "Allah'ın öfkesi, sizin kendi benliklerinize öfkenizden elbette ki daha büyüktür. Hani, siz imana çağrılıyordunuz da inkâr ediyordunuz!"
Bekir Sadak:
O gun onlar meydana cikarlar
İbni Kesir:
Muhakkak küfredenlere seslenilir ki: Allah´ın gazabı sizin birbirinize öfkenizden daha büyüktür. Çünkü siz, imana davet olunuyordunuz da küfrediyordunuz.
Adem Uğur:
İnkâr edenlere şöyle seslenilir: Allah´ın gazabı, sizin kendinize olan kötülüğünüzden elbette daha büyüktür. Zira siz imana davet ediliyorsunuz, fakat inkâr ediyorsunuz.
İskender Ali Mihr:
İnkâr edenlere mutlaka nida edilir (seslenilir): "
Celal Yıldırım:
İnkâr edip kâfir olanlara şöyle seslenilir: Şüphesiz, Allah´ın gazabı, sizin kendi nefslerinize olan gazab ve düşmanlığınızdan çok büyüktür. Hani (Dünya´da) imâna çağrıldığınız zaman, red ve inkâr ederdiniz.
Tefhim ul Kuran:
Şüphesiz küfredenlere de (şöyle) seslenilir: «Allah´ın elbette gazablanması, sizin kendi nefislerinize gazablanmanızdan daha büyüktür. Çünkü siz, imana çağırıldığınız zaman küfrediyordunuz.»
Fransızca:
A ceux qui n'auront pas cru on proclamera : "l'aversion d'Allah [envers vous] est plus grande que votre aversion envers vous-mêmes, lorsque vous étiez appelés à la foi et que vous persistiez dans la mécréance".
İspanyolca:
A los que no hayan creído se les gritará: «El aborrecimiento que Alá os tiene es mayor que el aborrecimiento que os tenéis a vosotros mismos, por cuanto, invitados a creer, no creísteis».
İtalyanca:
Verrà gridato ai miscredenti: «L'avversione di Allah verso di voi è certamente maggiore di quanto lo era la vostra contro voi stessi, allorché eravate invitati alla fede e la rifiutavate».
Almanca:
Gewiß, denjenigen, die Kufr betrieben haben, wird zugerufen: "ALLAHs Widerwille (gegen euch) ist doch größer als euer eigener Widerwille gegen euch selbst, als ihr zum Iman gerufen wurdet, dann aber ihr Kufr betreibt."
Çince:
不信道者,必定要被召唤说:真主痛恨你们,甚于你们痛恨自身,因为你们曾被召至正信,但你们不信。
Hollandaca:
Maar de ongeloovigen zullen op den dag des oordeels eene stem hooren, die hun zal toeroepen: Waarlijk de haat van God omtrent u, is smartelijker dan uw haat jegens u zelven, toen gij tot het geloof werdt geroepen en niet gelooven wildet.
Rusça:
Воистину, к неверующим воззовут: "Ненависть Аллаха к вам тогда, когда вас призывали к вере, а вы не веровали, была сильнее, чем ваша ненависть к самим себе".
Somalice:
Kuwa gaaloobay waxaa loogu dhawaaqaa (qiyaamada) cadhada Eebaa ka wayn cadhadaad naftiina ucadhootaan, maxaayeelay waxaa laydiinku yeedhi Jiray Iimaanka markaasaad gaaloobayseen.
Swahilice:
Kwa hakika wale walio kufuru watanadiwa: Bila ya shaka kukuchukieni Mwenyezi Mungu ni kukubwa kuliko kujichukia nyinyi nafsi zenu, mlipo kuwa mnaitwa kwenye Imani nanyi mkakataa.
Uygurca:
شۈبھىسىزكى، كاپىرلارغا: «اﷲ نىڭ (دۇنيادا) سىلەرگە بولغان غەزىپى سىلەرنىڭ (ئاخىرەتتە) بىر - بىرىڭلارغا بولغان غەزىپىڭلاردىن ئېشىپ چۈشىدۇ، چۈنكى سىلەر ئىمانغا دەۋەت قىلىناتتىڭلار، لېكىن ئىمان ئېيتمايتتىڭلار» دەپ نىدا قىلىنىدۇ
Japonca:
そして不信心の者たちには申し渡されよう。「あなたがた互いの愛想ずかしよりも,アッラーからのあなたがたへの嫌悪は,はるかに大きいのである。あなたがたは,信仰を勧められたのに,断っていたのである。」
Arapça (Ürdün):
«إن الذين كفروا ينادوْن» من قبل الملائكة وهم يمقتون أنفسهم عند دخولهم النار «لمقت الله» إياكم «أكبر من مقتكم أنفسكم إذ تدعوْن» في الدنيا «إلى الإيمان فتكفرون».
Hintçe:
(हाँ) जिन लोगों ने कुफ्र एख्तेयार किया उनसे पुकार कर कह दिया जाएगा कि जितना तुम (आज) अपनी जान से बेज़ार हो उससे बढ़कर ख़ुदा तुमसे बेज़ार था जब तुम ईमान की तरफ बुलाए जाते थे तो कुफ्र करते थे
Tayca:
แท้จริงบรรดาผู้ปฎิเสธศรัทธานั้นจะมีเสียงตะโกนบอกว่า การเกลียดชังของอัลลอฮฺนั้นยิ่งใหญ่กว่าการเกลียดชังของพวกเจ้าต่อตัวของพวกเจ้าเอง เมื่อพวกเจ้าถูกเรียกร้องสู่การศรัทธา แล้วพวกเจ้าก็ได้ปฏิเสธศรัทธา
İbranice:
אכן אלה אשר כפרו ייקראו לאמור: 'שנאתו של אלוהים כלפיכם גדולה משנאתכם את עצמכם על אשר כפרתם כאשר נקראתם להאמין
Hırvatça:
Onima koji nisu vjerovali bit će doviknuto: "Allahov prezir prema vama kad ste, pozivani da vjerujete, ostali nevjernici - bio je, doista, veći od vašeg prezira sada prema sebi."
Rumence:
Celor care tăgăduiesc li se va striga: “Sila lui Dumnezeu este mai mare decât sila voastră faţă de voi înşivă când fiind chemaţi la credinţă, rămâneţi tăgăduitori.”
Transliteration:
Inna allatheena kafaroo yunadawna lamaqtu Allahi akbaru min maqtikum anfusakum ith tudAAawna ila aleemani fatakfuroona
Türkçe:
Küfre batmış olanlara şöyle haykırılır: "Allah'ın öfkesi, sizin kendi benliklerinize öfkenizden elbette ki daha büyüktür. Hani, siz imana çağrılıyordunuz da inkâr ediyordunuz!"
Sahih International:
Indeed, those who disbelieve will be addressed, "The hatred of Allah for you was [even] greater than your hatred of yourselves [this Day in Hell] when you were invited to faith, but you refused."
İngilizce:
The Unbelievers will be addressed: "Greater was the aversion of Allah to you than (is) your aversion to yourselves, seeing that ye were called to the Faith and ye used to refuse."
Azerbaycanca:
Küfr edənlərə (qiyamət günü Cəhənnəmə daxil olduqda) belə müraciət ediləcəkdir: “Allahın nifrəti sizin (dünyadakı pis əməllərinizə görə bu gün) özünüzə (və ya bir-birinizə) olan nifrətinizdən daha böyükdür. Çünki siz imana də’vət olunduğunuz zaman öz küfrünüzdə davam edib dururdunuz!”
Süleyman Ateş:
İnkar edenlere de bağırılır: "Allah'ın (size) kızması, sizin kendi kendinize kızmanızdan daha büyüktür. Zira siz imana çağrılırdınız da inkar ederdiniz!"
Diyanet Vakfı:
İnkar edenlere şöyle seslenilir: Allah'ın gazabı, sizin kendinize olan kötülüğünüzden elbette daha büyüktür. Zira siz imana davet ediliyorsunuz, fakat inkar ediyorsunuz.
Erhan Aktaş:
Kâfirlere seslenilir: “Elbette ki Allah’ın kızgınlığı, kendinize duymuş olduğunuz kızgınlıktan daha büyüktür. Zira siz inanmaya çağrıldığınız zaman, kâfirlik(1) ediyordunuz.”
Kral Fahd:
İnkâr edenlere şöyle seslenilir: Allah'ın gazabı, sizin kendinize olan kötülüğünüzden elbette daha büyüktür. Zira siz imana davet ediliyorsunuz, fakat inkâr ediyorsunuz.
Hasan Basri Çantay:
Küfredenlere (melekler tarafından) nida edilir: «Allahın buğzu, sizin kendinize olan buğzunuzdan elbet daha büyükdür. Çünkü siz (dünyâda) îmâna da´vet olunuyordunuz da küfür (de ısraar) ediyordunuz».
Muhammed Esed:
Hakikati inkara şartlanmış olanlara gelince, (o Gün) bir ses onlara şöyle diyecektir: "İmana çağrıldığınız halde hakikati inkara devam ettiğiniz (zaman) Allah´ın size karşı öfkesi, sizin kendinize karşı duyduğunuz (şu anki) öfkenizden daha büyüktür!"
Gültekin Onan:
Şüphesiz küfredenlere de (şöyle) seslenilir: "
Ali Fikri Yavuz:
O kâfir olanlara (cehenneme girişlerinden sonra melekler tarafından) şöyle çağrılacaktır:” - Muhakkak ki Allah’ın buğzu, sizin nefsinize olan buğzunuzdan daha büyüktür. Çünkü siz, (dünyada iken) imana davet olunuyordunuz da, küfürde israr ediyordunuz.”
Portekizce:
Em verdade, aos incrédulos será conclamado: Sabei que a aversão de Deus (em relação a vós) é maior que a vossaaversão em relação a vós mesmos, porque, quando fostes convocados à fé, vós a negastes.
İsveççe:
Men för dem som förnekade sanningen skall förkunnas: "Guds avsky för er är djupare än den avsky ni nu känner för er själva, ni som alltid avvisade alla uppmaningar att anta tron."
Farsça:
کافران را [پس از ورود به دوزخ] ندا می دهند: مسلماً دشمنی و خشم خدا نسبت به شما از دشمنی و خشم خودتان درباره خودتان بیشتر است؛ زیرا دعوت به ایمان می شدید پس کفر می ورزیدید.
Kürtçe:
بەڕاستی کەسانێك بێ باوەڕ بوون (لەپاشەڕۆژدا) بانگ دەکرێن کەبەڕاستی توڕەیی و خەشمی خوا (لەدونیادا) گەورەتر بوو لەڕق و توڕەیتان لەخۆتان (لەقیامەتدا) کاتێك بانگ دەکران بۆ باوەڕ ھێنان بەڵام باوەڕتان نەدەھێنا
Özbekçe:
Албатта, куфр келтирганларга: «Иймонга чақирилганингизда куфр келтирган чоғингиздаги Аллоҳнинг ғазаби сизнинг ўзингизга (ҳозирги) ғазабингиздан каттароқдир», деб нидо қилинур.
Malayca:
Sesungguhnya orang-orang yang kafir akan dipanggil dan dikatakan kepada mereka (pada hari kiamat): "Demi sesungguhnya! Kebencian Allah (kepada kamu) lebih besar daripada kebencian kamu kepada diri sendiri, (sebabnya kerana) semasa kamu diseru dan diajak (di dunia dahulu) supaya beriman, (kamu enggan dan menolak), lalu kamu terus berkeadaan kufur".
Arnavutça:
Me të vërtetë, ata që kanë mohuar do të thirrën: “Urrejtja e Perëndisë ndaj jush, është më e madhe se urrejtja juaj ndaj vetvetes, kur jeni thirrë në besim, por keni mohuar”.
Bulgarca:
На неверниците ще се прогласи: “Гневът на Аллах към вас е по-голям от вашия гняв към самите вас, защото бяхте позовани към вярата, а вие я отхвърлихте.”
Sırpça:
Онима који нису веровали биће речено: „Божји презир према вама кад сте, позивани да верујете, остали неверници - је заиста већи од вашег презира сада према себи.“
Çekçe:
A bude zvoláno na ty, kdož nevěřili: 'Odpor Boží je věru silnější než vaše nenávist vůči vám samým, když jsouce k víře vyzváni, přece jste neuvěřili!'
Urduca:
جن لوگوں نے کفر کیا ہے، قیامت کے روز اُن کو پکار کر کہا جائے گا "آج تمہیں جتنا شدید غصہ اپنے اوپر آ رہا ہے، اللہ تم پر اُس سے زیادہ غضب ناک اُس وقت ہوتا تھا جب تمہیں ایمان کی طرف بلایا جاتا تھا اور تم کفر کرتے تھے"
Tacikçe:
Кофиронро нидо медиҳанд, ки душмании Худо бо шумо аз душмании шумо бо худатон, он гоҳ ки ба имонатон даъват мекарданд ва роҳи куфр пеш мегирифтед, бузургтар аст.
Tatarca:
Җәһәннәмгә кергән кәферләргә фәрештәләр кычкырырлар, ий кәферләр, Аллаһуның сезгә ачулануы һәм сезне ґәзаб кылуы, сезнең үз-үзегезгә ачулануыгыздан катырактыр, чөнки сез иман китерергә һәм исламны кабул итәргә чакырылдыгыз, ләкин сез тәкәбберләндегез һәм инкяр иттегез. Шул вакытта алар үзләрен шелтә итәрләр вә ник иман китермәдек, дип, үзләренә ачуланырлар.
Endonezyaca:
Sesungguhnya orang-orang yang kafir diserukan kepada mereka (pada hari kiamat): "Sesungguhnya kebencian Allah (kepadamu) lebih besar daripada kebencianmu kepada dirimu sendiri karena kamu diseru untuk beriman lalu kamu kafir".
Amharca:
እነዚያ የካዱት ሰዎች «ወደ እምነት በምትጠሩና በምትክዱ ጊዜ አላህ (እናንተን) መጥላቱ ነፍሶቻችሁን (ዛሬ) ከመጥላታችሁ የበለጠ ነው» በማለት ይጥጠራሉ፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக நிராகரிப்பவர்கள் (நரகத்தில்) சப்தமிட்டு அழைக்கப்படுவார்கள்: “நீங்கள் உங்களை கோபிப்பதை விட அல்லாஹ் (உங்களை) கோபிப்பது மிகப் பெரியதாகும். நீங்கள் நம்பிக்கை கொள்வதற்கு அழைக்கப்பட்டபோது (அதை) நிராகரித்தீர்கள்.”
Korece:
불신자들에게 언급이 있었으니 너희가 믿음으로 초대되었을 때 거절하여 너희 스스로를 혐오 한 것보다 하나님이 너희를 미워 함이 더 큼이라
Vietnamca:
Quả thật, những kẻ vô đức tin sẽ được bảo: “Chắc chắn sự căm ghét của Allah đối với các ngươi còn lớn hơn sự căm ghét của các ngươi đối với nhau khi các ngươi được kêu gọi đến với đức tin nhưng các ngươi đã từ chối.”
Ayet Linkleri: