Arapça:
أُولَٰئِكَ الَّذِينَ لَعَنَهُمُ اللَّهُ ۖ وَمَن يَلْعَنِ اللَّهُ فَلَن تَجِدَ لَهُ نَصِيرًا
Çeviriyazı:
ülâike-lleẕîne le`anehümü-llâh. vemey yel`ani-llâhü felen tecide lehû neṣîrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar, Allah'ın lanet ettiği kimselerdir. Allah kime lanet ederse artık ona asla bir yardımcı bulamazsın.
Diyanet İşleri:
İşte, Allah'ın lanetledikleri onlardır. Allah'ın lanetlediği kişiye asla yardımcı bulamayacaksın.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlar, o kişilerdir ki Allah onlara lanet etmiştir ve Allah kime lanet ettiyse ona gerçekten de hiçbir yardımcı bulunmaz.
Şaban Piriş:
İşte bunlar, Allah’ın lanetledikleridir. Allah, kime lanet ederse ona bir yardımcı bulamazsın.
Edip Yüksel:
Onlar ALLAH'ın lanetine uğradılar. ALLAH kimi lanetlerse onun için bir yardımcı bulamazsın.
Ali Bulaç:
İşte bunlar Allah'ın kendilerini lanetlediğidir. Allah'ın kendisini lanetlediğine hiçbir yardımcı bulamazsın.
Suat Yıldırım:
İşte onlar, Allah'ın lânetlediği kimselerdir. Allah’ın lânetlediğini de yardım edip kurtaracak kimse bulamazsın.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Onlar o kimselerdir ki, onlara Allah Teâlâ lânet etmiştir ve her kime ki, Allah Teâlâ lânet ederse artık onun için bir yardımcı bulamazsın.
Yaşar Nuri Öztürk:
İşte bunlardır, Allah'ın kendilerine lanet ettiği. Allah'ın lanetlediği kişi için bir yardımcı asla bulamazsın.
Bekir Sadak:
4:55
İbni Kesir:
Allah´ın la´netlediği
Adem Uğur:
Bunlar, Allah´ın lânetlediği kimselerdir
İskender Ali Mihr:
İşte onlar, Allah´ın lânetledikleridir ve Allah kimi lânetlerse, artık onun için asla bir yardımcı bulamazsın.
Celal Yıldırım:
İşte bunlar, Allah´ın lanetlediği kimselerdir. Allah kimi lanetlerse artık ona bir yardımcı bulamazsın.
Tefhim ul Kuran:
İşte bunlar Allah´ın kendilerini lanetlediğidir. Allah´ın kendisini lanetlediğine hiç bir yardımcı bulamazsın.
Fransızca:
Voilà ceux qu'Allah a maudits; et quiconque Allah maudit, jamais tu ne trouveras pour lui de secoureur.
İspanyolca:
A ésos son a quienes Alá ha maldecido, y no encontrarás quien auxilie a quien Alá maldiga.
İtalyanca:
Ecco coloro che Allah ha maledetto; a chi è maledetto da Allah non potrai trovare alleato.
Almanca:
Diese sind diejenigen, die ALLAH verflucht hat. Und wen ALLAH verflucht, für den wirst du keinen Beistehenden finden.
Çince:
这等人,是真主所弃绝的;真主弃绝谁,你绝不能为谁发现他有任何援助者。
Hollandaca:
Dat zijn zij, die door God vervloekt zijn; en onder hen die God zal vervloeken, zullen zij zeker geen helper vinden.
Rusça:
Они - те, кого проклял Аллах, а кого проклял Аллах, тому ты не найдешь помощника.
Somalice:
Kuwaas waa kuwuu Nacladay Eebe, Cid Eebe Nacladayna uma heshid Gargaare.
Swahilice:
Hao ndio Mwenyezi Mungu amewalaani. Na ambaye Mwenyezi Mungu amemlaani basi hutamwona kuwa na mwenye kumnusuru.
Uygurca:
ئەنە شۇلار اﷲ رەھمىتىدىن يىراق قىلغان كىشىلەردۇر؛ اﷲ كىمنى رەھمىتىدىن يىراق قىلىدىكەن، ئۇنىڭغا (اﷲ نىڭ ئازابىدىن قۇتۇلدۇرىدىغان) ھېچبىر مەدەتكار تاپالمايسەن
Japonca:
(啓典の一部を与えられていながら不届なことをする)これらの者は,アッラーの怒りを被むる者である。アッラーが見はなした者を誰一人援助しはしないであろう。
Arapça (Ürdün):
«أولئك الذين لعنهم الله ومن يلعنـ» ـه «الله فلن تجد له نصيرا» مانعا من عذابه.
Hintçe:
(ऐ रसूल) यही वह लोग हैं जिनपर ख़ुदा ने लानत की है और जिस पर ख़ुदा ने लानत की है तुम उनका मददगार हरगिज़ किसी को न पाओगे
Tayca:
ชนเหล่านี้คือผู้ที่อัลลอฮฺได้ทรงละอนัต แก่พวกเขา และผู้ใดที่อัลลอฮฺทรงละอนัตแก่พวกเขาแล้ว เจ้าจะไม่พบว่ามีผู้ช่วยเหลือใด ๆ สำหรับเขาเลย
İbranice:
אלה הם אשר קילל אלוהים, ומי שאלוהים יקלל, לא תמצא לו תומך
Hırvatça:
To su oni koje je Allah prokleo, a ti nećeš naći da će pomagača imati onaj koga je Allah prokleo.
Rumence:
Aceştia sunt cei pe care Dumnezeu îi blestemă. Pentru cel blestemat de Dumnezeu nu vei afla ajutor!
Transliteration:
Olaika allatheena laAAanahumu Allahu waman yalAAani Allahu falan tajida lahu naseeran
Türkçe:
İşte bunlardır, Allah'ın kendilerine lanet ettiği. Allah'ın lanetlediği kişi için bir yardımcı asla bulamazsın.
Sahih International:
Those are the ones whom Allah has cursed; and he whom Allah curses - never will you find for him a helper.
İngilizce:
They are (men) whom Allah hath cursed: And those whom Allah Hath cursed, thou wilt find, have no one to help.
Azerbaycanca:
Onlar Allahın lə’nət etdiyi kimsələrdir. Allahın lə’nət etdiyi kimsəyə isə heç bir kömək edən tapa bilməzsən!
Süleyman Ateş:
İşte onlar, Allah'ın la'netlediği insanlardır. Allah, kimi la'netlerse artık onun için hiçbir yardımcı bulamazsın.
Diyanet Vakfı:
Bunlar, Allah'ın lanetlediği kimselerdir; Allah'ın rahmetinden uzaklaştırdığı (lanetli) kimseye gerçek bir yardımcı bulamazsın.
Erhan Aktaş:
Bunlar Allah’ın lânetlediği kimselerdir. Allah’ın lnetine uğramış kimse için hiçbir yardımcı bulamazsın.
Kral Fahd:
Bunlar, Allah’ın lânetlediği kimselerdir; Allah'ın rahmetinden uzaklaştırdığı (lânetli) kimseye asla gerçek bir yardımcı bulamazsın.
Hasan Basri Çantay:
Bunlar Allahın kendilerine lâ´net etdiği kimselerdir. Allah kime lâ´net ederse artık ona hakıykî hiç bir yardımcı bulamazsın.
Muhammed Esed:
Allahın lanetledikleri işte bunlardır ve Allah´ın lanetine uğrayan kişi de kendisine yardım edecek kimse bulamaz.
Gültekin Onan:
İşte bunlar Tanrı´nın kendilerini lanetlediğidir. Tanrı´nın kendisini lanetlediğine hiç bir yardımcı bulamazsın.
Ali Fikri Yavuz:
Onlar, Allah’ın kendilerine lânet ettiği kimselerdir. Kime de Allah lânet ederse artık ona asla bir yardımcı bulamazsın.
Portekizce:
São aqueles a quem Deus amaldiçoou e, a quem Deus amaldiçoar, jamais encontrará socorredor.
İsveççe:
Gud har fördömt dem och för den som Gud har fördömt finner du ingen hjälpare.
Farsça:
اینانند که خدا لعنتشان کرده و هر که را خدا لعنت کند، هرگز برای او یاوری نخواهی یافت.
Kürtçe:
ئا ئەوانە کەسانێکن کە خوا نەفرینی لێ کردوون ھەرکەسێکیش خوا نەفرینی لێ بکات ئەوە ھەرگیز دەست ناکەوێت بۆی ھیچ یارمەتی دەرێ
Özbekçe:
Ана ўшаларни Аллоҳ лаънатлагандир. Кимни Аллоҳ лаънатласа, унга ҳеч нусратчи тополмассан.
Malayca:
(Kaum Yahudi yang demikian sikapnya) mereka itulah orang-orang yang dilaknat oleh Allah; dan sesiapa yang dilaknat oleh Allah, maka engkau tidak sekali-kali akan mendapati sesiapa pun yang boleh menolongnya.
Arnavutça:
Këta janë ata që i ka mallkuar Perëndia, e atë që e mallkon Perëndia për te nuk gjendet ndihmëtar.
Bulgarca:
Тези са, които Аллах е проклел. А за онзи, когото Аллах прокълне, ти не ще намериш закрилник.
Sırpça:
То су они које је Аллах проклео, а ти нећеш наћи да ће помагача да има онај кога је Аллах проклео.
Çekçe:
To jsou ti, které Bůh proklel; pro toho pak, koho Bůh proklel, nenajdeš pomocníka žádného.
Urduca:
ایسے ہی لوگ ہیں جن پر اللہ نے لعنت کی ہے اور جس پر اللہ لعنت کر دے پھر تم اُس کا کوئی مدد گار نہیں پاؤ گے
Tacikçe:
Инон он касонанд, ки Худо лаънаташон кардааст; ва ҳар касро, ки Худо лаънат кунад, барои ӯ хеҷ ёваре наёбӣ!
Tatarca:
Әнә шул яһүдләрне Аллаһ ләгънәт кылды. Аллаһ бер кешене ләгънәт кылса, ул кеше туры юлны тапсын һәм ґәзабтан котылсын өчен һич тә ярдәмчене тапмассың.
Endonezyaca:
Mereka itulah orang yang dikutuki Allah. Barangsiapa yang dikutuki Allah, niscaya kamu sekali-kali tidak akan memperoleh penolong baginya.
Amharca:
እነዚያ አላህ የረገማቸው ናቸው፡፡ አላህም የረገመው ሰው ለእርሱ ፈጽሞ ረዳትን አታገኝለትም፡፡
Tamilce:
இவர்கள் எத்தகையோர் என்றால் இவர்களை அல்லாஹ் சபித்தான். அல்லாஹ் எவரை சபிப்பானோ அவருக்கு உதவியாளரை (நீர்) காணவே மாட்டீர்.
Korece:
이들이야말로 하나님의 저주를 받은 자들이라 하나님의 저주 를 받은 자는 어떠한 구원자도 없음을 그대는 발견하리라
Vietnamca:
Đó là những kẻ đã bị Allah nguyền rủa và ai bị Allah nguyền rủa thì sẽ không bao giờ tìm được người giúp đỡ.
Ayet Linkleri: