Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

39

Sûredeki Ayet No: 

10

Ayet No: 

4068

Sayfa No: 

459

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قُلْ يَا عِبَادِ الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا رَبَّكُمْ ۚ لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا فِي هَٰذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةٌ ۗ وَأَرْضُ اللَّهِ وَاسِعَةٌ ۗ إِنَّمَا يُوَفَّى الصَّابِرُونَ أَجْرَهُم بِغَيْرِ حِسَابٍ

Çeviriyazı: 

ḳul yâ `ibâdi-lleẕîne âmenü-tteḳû rabbeküm. lilleẕîne aḥsenû fî hâẕihi-ddünyâ ḥaseneh. vearḍu-llâhi vâsi`ah. innemâ yüveffe-ṣṣâbirûne ecrahüm bigayri ḥisâb.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ey Muhammed! Tarafımdan söyle: "Ey iman eden kullarım! Rabbinizden korkun. Bu dünyada güzellik yapanlara bir güzellik vardır. Allah'ın yeryüzü geniştir. Ancak sabredenlere mükafatları hesapsız ödenecektir."

Diyanet İşleri: 

Şöyle de: "Ey inanan kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının; bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardır. Allah'ın yarattığı yeryüzü geniştir. Yalnız sabredenlere, ecirleri sonsuz olarak ödenecektir."

Abdulbakî Gölpınarlı: 

De ki: Ey inanan kullarım, çekinin Rabbinizden; bu dünyada iyilik eden kişileredir iyilik ve Allah'ın yeryüzü, geniştir; sabredenlerin mükafatları, sayısız bir surette ödenir.

Şaban Piriş: 

De ki: Ey iman eden kullarım! Rabbinizden sakının! Bu dünyada iyilik yapanlar için (ahirette) bir iyilik vardır. Allah’ın arzı geniştir. Ancak sabredenlere, hesapsızca/sınırsızca karşılık verilecektir.

Edip Yüksel: 

De ki, "Ey inanan kullar, Rabbinizi sayın. Bu dünya hayatında güzel davrananlara güzellik vardır. ALLAH'ın yeri geniştir. Gerçek uğrunda direnenlerin ücreti hesapsız olarak verilecektir.

Ali Bulaç: 

De ki: "Ey iman eden kullarım, Rabbinizden sakının. Bu dünyada iyilik edenler için bir iyilik vardır. Allah'ın arz'ı geniştir. Ancak sabredenlere ecirleri hesapsızca ödenir."

Suat Yıldırım: 

Benden naklen onlara de ki: “Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyi işler yapanlar, mutlaka iyilik bulurlar. Allah'ın dünyası geniştir. Hak yolunda sabredenlere ücretleri sınırsız bir tarzda ödenir.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

De ki: «Ey imân eden kullar! Rabbinizden korkunuz. Bu dünyada ihsanda bulunanlar için bir güzellik vardır. Ve Allah´ın ülkesi geniştir. Şüphe yok ki, sabredenler için mükâfaatları hesapsız olarak ödenecektir.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Tarafımdan söyle: "Ey iman eden kullarım, Rabbinizden korkun! Bu dünya hayatında güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik var. Allah'ın toprağı/yeryüzü geniştir. Sadece sabredenlere, ücretleri hesapsız ödenecektir."

Bekir Sadak: 

Onlara ustlerinden kat kat ates vardir. Allah kullarini bununla korkutur. Ey kullarim, Benden sakinin.

İbni Kesir: 

De ki: Ey iman eden kullarım, Rabbınızdan korkun. Bu dünyada iyilik yapanlara, iyilik vardır. Ve Allah´ın arzı geniştir. Yalnız sabredenlere ecirleri, hesapsız ödenecektir.

Adem Uğur: 

(Resûlüm!) Söyle: Ey inanan kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardır. Allah´ın (yarattığı) yeryüzü geniştir. Yalnız sabredenlere, mükâfatları hesapsız ödenecektir.

İskender Ali Mihr: 

De ki: &quot

Celal Yıldırım: 

De ki: Ey imân eden kullar! Rabbınızdan korkup (kötülüklerden, nankörlüklerden) sakının. Bu dünyada iyilikte bulunanlara iyilik vardır. Allah´ın arazisi geniştir. Ve elbette sabredenlere mükâfatları hesapsız verilir.

Tefhim ul Kuran: 

De ki: «Ey iman eden kularım, Rabbinizden korkup sakının. Bu dünyada iyilik etmekte olanlar için bir iyilik vardır. Allah´ın arz´ı geniştir. Ancak sabredenlere ecirleri hesapsızca ödenir.»

Fransızca: 

Dis : "ô Mes serviteurs qui avez cru ! Craignez votre Seigneur". Ceux qui ici-bas font le bien, auront une bonne [récompense]. La terre d'Allah est vaste et les endurants auront leur pleine récompense sans compter.

İspanyolca: 

Di: «¡Siervos Míos que creéis! ¡Temed a vuestro Señor! Quienes obren bien tendrán en la vida de acá una bella recompensa. La tierra de Alá es vasta. Los pacientes recibierán una recompensa ilimitada».

İtalyanca: 

Di': «O Miei servi che credete, temete il vostro Signore!» Coloro che in questa vita fanno il bene, [avranno] un bene. Vasta è la terra di Allah. Coloro che sono perseveranti riceveranno la loro incalcolabile ricompensa.

Almanca: 

Sag (in Meinem Namen): "Meine Diener, die den Iman verinnerlicht haben, handelt Taqwa gemäß ALLAH gegenüber!" Für diejenigen, die Ihsan tun, ist in diesem Diesseits Schönes bestimmt. Und ALLAHs Erde ist weit. Doch nur denjenigen sich in Geduld Übenden wird ihre Belohnung ohne Berechnung vergütet.

Çince: 

你说:我的信道的众仆啊!你们当敬畏你们的主。在今世行善者,得享美报。真主的地面是宽广的;惟有坚忍的人,得享受完全的、无量的报酬。

Hollandaca: 

Zeg: o mijne dienaren, die gelooft! vreest uwen Heer. Zij, die goed in deze wereld doen, zullen goede belooning in de volgende ontvangen en Gods aarde is ruim. Waarlijk, zij die met geduld volharden, zullen hunne belooning, zonder maat ontvangen.

Rusça: 

Скажи Моим рабам, которые уверовали: "Бойтесь вашего Господа! Тем, которые совершили добро в этом мире, уготовано добро. Земля Аллаха обширна. Воистину, терпеливым их награда воздастся полностью безо всякого счета".

Somalice: 

Waxaad dhahdaa Nabiyow addoomadeyda xaqa rumeeyow ka dhowrsada Eebihiin, ciddii wanaag fashana addooomadeyda waxaa usugnaadey wanaag, dhulka Eebena waa waasac (ee ku caabuda) waxaa uun loo oofiyaa (dhameyaa) kuwa samra ajrigooda xisaab la'aan.

Swahilice: 

Sema: Enyi waja wangu mlio amini! Mcheni Mola wenu Mlezi. Wale wafanyao wema katika dunia hii watapata wema. Na ardhi ya Mwenyezi Mungu ni kunjufu. Hakika wenye subira watapewa ujira wao bila ya hisabu.

Uygurca: 

ئېيتقىنكى، «ئى (اﷲ نىڭ) مۆمىن بەندىلىرى! پەرۋەردىگارىڭلارغا تەقۋادارلىق قىلىڭلار، بۇ دۇنيادا ياخشى ئىش قىلغانلار (ئاخىرەتتە) ياخشىلىققا (يەنى جەننەتكە) ئېرىشىدۇ. اﷲ نىڭ يېرى كەڭدۇر (كۇففارلار ئارىسىدىن شۇ يەرگە ھىجرەت قىلىڭلار)، پەقەت سەۋر قىلغۇچىلارغا ئۇلارنىڭ ئەجرى ھېسابسىز بېرىلىدۇ»

Japonca: 

言ってやるがいい。「信仰するわれのしもべたちよ,主を畏れなさい。現世において善行をなす者には,善い(報酬)がある。アッラーの大地は広いのである。よく耐え忍ぶ者は本当に限りない報酬を受ける。」

Arapça (Ürdün): 

«قل يا عباد الذين آمنوا اتقوا ربكم» أي عذابه بأن تطيعوه «للذين أحسنوا في هذه الدنيا» بالطاعة «حسنة» هي الجنة «وأرض الله واسعة» فهاجروا إليها من بين الكفار ومشاهدة المنكرات «إنما يوفى الصابرون» على الطاعة وما يبتلون به «أجرهم بغير حساب» بغير مكيال ولا ميزان.

Hintçe: 

(ऐ रसूल) तुम कह दो कि ऐ मेरे ईमानदार बन्दों अपने परवरदिगार (ही) से डरते रहो (क्योंकि) जिन लोगों ने इस दुनिया में नेकी की उन्हीं के लिए (आख़ेरत में) भलाई है और खुदा की ज़मीन तो कुशादा है (जहाँ इबादत न कर सको उसे छोड़ दो) सब्र करने वालों ही की तो उनका भरपूर बेहिसाब बदला दिया जाएगा

Tayca: 

จงกล่าวเถิดมุฮัมมัด โอ้ปวงบ่าวผู้ศรัทธาทั้งหลายเอ๋ย! จงยำเกรงพระเจ้าของพวกท่านเถิด สำหรับบรรดาผู้ทำความดีในโลกนี้คือ (จะได้รับการตอบแทน) ความดีและแผ่นดินของอัลลอฮฺนั้นกว้างใหญ่ไพศาล แท้จริงบรรดาผู้อดทนนั้นจะได้รับการตอบแทนรางวัลของพวกเขาอย่างสมบูรณ์โดยไม่ต้องคำนวณ

İbranice: 

אמור: ' הוי עבדי אשר האמינו ! יראו את ריבונכם! לאלה אשר מטיבים בעולם הזה, טוב. וארץ אלוהים רחבה היא, אמנם לבעלי הסבלנות ישולם גמולם במלואו

Hırvatça: 

Reci: "O robovi Moji koji vjerujete, bojte se Gospodara svoga! Oni koji na ovom dunjaluku dobra djela budu činili imat će dobro, a Allahova je zemlja prostrana; samo će onima koji budu strpljivi nagrada njihova biti isplaćena bez obračuna. "

Rumence: 

Spune: “O, robi ai Mei! O, voi cei ce credeţi! Temeţi-vă de Domnul vostru! Cei care au săvârşit binele pe lumea aceasta vor avea tot bine.” Pământul lui Dumnezeu este larg. Cei răbdători vor primi răsplata lor fără socoteală.

Transliteration: 

Qul ya AAibadi allatheena amanoo ittaqoo rabbakum lillatheena ahsanoo fee hathihi alddunya hasanatun waardu Allahi wasiAAatun innama yuwaffa alssabiroona ajrahum bighayri hisabin

Türkçe: 

Tarafımdan söyle: "Ey iman eden kullarım, Rabbinizden korkun! Bu dünya hayatında güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik var. Allah'ın toprağı/yeryüzü geniştir. Sadece sabredenlere, ücretleri hesapsız ödenecektir."

Sahih International: 

Say, "O My servants who have believed, fear your Lord. For those who do good in this world is good, and the earth of Allah is spacious. Indeed, the patient will be given their reward without account."

İngilizce: 

Say: "O ye my servants who believe! Fear your Lord, good is (the reward) for those who do good in this world. Spacious is Allah's earth! those who patiently persevere will truly receive a reward without measure!"

Azerbaycanca: 

(Ya Peyğəmbər! Mənim adımdan qullarıma) de: “Ey Mənim iman gətirən bəndələrim! Rəbbinizdən qorxun. Bu dünyada yaxşılıq edənlərə (axirətdə) yaxşılıq (Cənnət) vardır. Allahın yeri genişdir (sizə bir çətinlik üz versə, başqa ölkələrə hicrət edə bilərsiniz). Yalnız (dünyada Allah yolunda çətinliklərə) səbr edənlərə (axirətdə) saysız-hesabsız mükafat veriləcəkdir!”

Süleyman Ateş: 

(Tarafımdan) De ki: "Ey inanan kullarım, Rabbinizden korkun. Bu dünya hayatında güzel davrananlara güzellik vardır. Allah'ın yeri geniştir. Ancak sabredenlere, ödülleri hesapsız ödenecektir.

Diyanet Vakfı: 

(Resulüm!) Söyle: Ey inanan kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardır. Allah'ın (yarattığı) yeryüzü geniştir. Yalnız sabredenlere, mükafatları hesapsız ödenecektir.

Erhan Aktaş: 

De ki: “Ey îmân eden kullar! Rabb’inize karşı takvâlı olun. Bu dünyada, iyi olanlar için iyilik vardır. Allah’ın arzı geniştir. Ancak sabredenlere(1) ödülleri hesapsız ödenir.

Kral Fahd: 

(Rasûlüm!) Söyle: Ey inanan kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardır. Allah’ın (yarattığı) yeryüzü geniştir. Yalnız sabredenlere, mükâfatları hesapsız ödenecektir.

Hasan Basri Çantay: 

(Tarafımdan) söyle: «Ey îman eden kullarım, Rabbiniz (in azabın) dan korkun. Bu dünyâda iyi hareket edenler için (mukadder) bir güzellik vardır. Allahın toprağı genişdir. Ancak sabredenlere ecirleri hesabsız ödenecekdir».

Muhammed Esed: 

De ki: "(Allah şöyle buyuruyor:) ´Ey inanan kullarım! Rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun! Bu dünyada iyi şeyler için gayret edenleri güzel bir son beklemektedir. (Unutmayın ki) Allah´ın arzı geniştir, (ve) elbette sıkıntılara göğüs gerenlere mükafatları hesapsız verilecektir!"

Gültekin Onan: 

De ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Ey Rasûlüm, tarafımdan şöyle) söyle: “- Ey iman eden kullarım! Allah’dan, (emirlerine sarılıb yasaklarından sakınmakla) korkun. Bu dünyada (Allah’a itaat ederek) güzel ve iyi iş yapanlara, (ahirette) güzel bir mükâfat (cennet) vardır. Allah’ın arazisi geniştir

Portekizce: 

Dize-lhes: Ó meus servos, fiéis, temei a vosso Senhor! Para aqueles que praticam o bem neste mundo haverá umarecompensa. A terra de Deus é vasta! Aos perseverantes, ser-lhes-ão pagas, irrestritamente as suas recompensas!

İsveççe: 

Säg [Muhammad] till Mina troende tjänare: "Frukta er Herre! De som gör det goda i denna värld har gott att vänta [i nästa liv]. Guds jord är så vid [att ni kan lämna ondskans rike för att få dyrka Gud i frihet]. Bara de som håller ut skall få sin [fulla] lön och mer därtill."

Farsça: 

بگو: ای بندگان مؤمنم! از پروردگارتان پروا کنید. برای کسانی که در این دنیا اعمال شایسته انجام داده اند، پاداش نیکی است و زمین خدا گسترده است [بر شماست از سرزمینی که دچار مضیقه دینی هستید به سرزمینی دیگر مهاجرت کنید]. فقط شکیبایان پاداششان را کامل و بدون حساب دریافت خواهند کرد.

Kürtçe: 

(ئەی موحەممەد ﷺ) بڵێ بەو بەندانەم کە باوەڕیان ھێناوە لە (سزای) پەروەردگارتان خۆ بپارێزن کەسانێك لەم دونیایەدا چاکەیان کردووە، پاداشتی چاکیان بۆ ھەیە وە زەوی خوا فراوانە بەڕاستی تەنھا ئارامگران بەبێ حیساب وژماردن پاداشتیان دەدرێتەوە

Özbekçe: 

Сен менинг тарафимдан: «Эй иймон келтирган бандаларим, Роббингизга тақво қилинг. Бу дунёда гўзал амал қилганларга гўзаллик бордир. Аллоҳнинг ери кенгдир. Албатта, сабр қилгувчиларга ажрлари ҳисобсиз, тўлиқ берилур», деб айт. ( Иймон Аллоҳга ишониш ва унинг айтганига юришдир. Тақво эса, доимо Аллоҳни ҳис қилиб туриш ва амрларини бажаришдир.)

Malayca: 

Katakanlah (wahai Muhammad, akan firmanKu ini, kepada orang-orang yang berakal sempurna itu): "Wahai hamba-hambaKu yang beriman! Bertaqwalah kepada Tuhan kamu. (Ingatlah) orang-orang yang berbuat baik di dunia ini akan beroleh kebaikan (yang sebenar di akhirat). dan (ingatlah) bumi Allah ini luas (untuk berhijrah sekiranya kamu ditindas). Sesungguhnya orang-orang yang bersabarlah sahaja yang akan disempurnakan pahala mereka dengan tidak terkira".

Arnavutça: 

Thuaj: “O robërit e mi, që keni besuar, ruajuni prej (dënimit) të Zotit tuaj! Ata që bëjnë mirë në këtë jetë do të kenë të mira, e toka e Perëndisë është e gjerë. Vetëm ata që janë të durueshëm do të shpërblehen pa masë”.

Bulgarca: 

Кажи [о, Мухаммад]: “О, Мои вярващи раби, бойте се от своя Господ! За онези, които вършат добро в този живот, ще има добрина. Земята на Аллах е обширна. Наистина на търпеливите ще се изплати безмерна награда.”

Sırpça: 

Реци: „О слуге Моје који верујете, бојте се свога Господара! Они који на овом свету буду радили добра дела имаће добро, а Аллахова је Земља пространа; само ће они који буду стрпљиви бити награђени без обрачуна.“

Çekçe: 

Rci: 'Služebníci Moji, kteří jste uvěřili, bojte se Pána svého! Těm, kdož na tomto světě konali dobré, dostane se dobrého. A země Boží je rozlehlá a trpělivým bude dána jejich odměna v míře plné, bez počítání.'

Urduca: 

(اے نبیؐ) کہو کہ اے میرے بندو جو ایمان لائے ہو، اپنے رب سے ڈرو جن لوگوں نے اِس دنیا میں نیک رویہ اختیار کیا ہے ان کے لیے بھلائی ہے اور خدا کی زمین وسیع ہے، صبر کرنے والوں کو تو ان کا اجر بے حساب دیا جائے گا

Tacikçe: 

Бигӯ: «Эй бандагони Ман, ки имон овардаед, аз Парвардигоратон битарсед. Барои онон, ки дар ҳаёти инҷаҳонӣ некӣ кардаанд, подоши (ҷазои) нек аст. Ва замини Худо паҳновар аст. Музди собирон беҳисобу комил адо мешавад!»

Tatarca: 

Ий Мухәммәд г-м, әйт: "Ий иман китергән Аллаһуның бәндәләре, Раббыгызның ґәзабыннан сакланыгыз! Дөньяда вакытта Аллаһуга итагать итеп изге гамәлләр кылган хак мөэминнәргә, ахирәттә җәннәт нигъмәтләре бардыр. Аллаһу тәгаләнең җире киндер, торган җаегызда дингә тарлык булса, иркен җайларның теләгән җаена күчегез! Җиһад вә һиҗрәт мәшәкатьләренә сабыр итүчеләргә хисапсыз әҗерләр бирелер.

Endonezyaca: 

Katakanlah: "Hai hamba-hamba-Ku yang beriman. bertakwalah kepada Tuhanmu". Orang-orang yang berbuat baik di dunia ini memperoleh kebaikan. Dan bumi Allah itu adalah luas. Sesungguhnya hanya orang-orang yang bersabarlah Yang dicukupkan pahala mereka tanpa batas.

Amharca: 

(ጌታችሁ) «እናንተ ያመናችሁ ባሮቼ ሆይ! ጌታችሁን ፍሩ፡፡ ለነዚያ በዚህች በቅርቢቱ ዓለም መልካም ለሠሩት መልካም ምንዳ አላቸው፡፡ የአላህ ምድርም ሰፊ ናት፤ (ብትቸገሩ ተሰደዱ)፡፡ ታጋሾቹ ምንዳቸውን የሚሰጡት ያለግምት ነው» (ይላል) በላቸው፡፡

Tamilce: 

(நபியே நான் என் அடியார்களுக்கு கட்டளையிடுவதாக) கூறுவீராக! “நம்பிக்கை கொண்ட என் அடியார்களே! உங்கள் இறைவனை அஞ்சுங்கள்! இவ்வுலகில் நன்மை செய்தவர்களுக்கு (மறுமையில்) நன்மை (-சொர்க்கம்) உண்டு. இன்னும் அல்லாஹ்வின் பூமி விசாலமானதாகும். பொறுமையாளர்களுக்கு அவர்களது கூலி (மறுமையில்) வழங்கப்படுவதெல்லாம் கணக்கின்றிதான். (முடிவுறாத நற்பாக்கியங்களை அவர்கள் அனுபவிப்பார்கள்.)”

Korece: 

일러가로되 믿음을 가진 나 의 종들이여 주님을 두려워 하라 보상은 현세에서 선을 실천하는 이들에게만 있노라 그리고 하나님 의 대지는 넓도다 그러므로 인내 하는 자들은 계산없는 보상을 받 게 되니라

Vietnamca: 

Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy nói: “Hỡi những bề tôi có đức tin! Các ngươi hãy sợ Thượng Đế của các ngươi. Những ai làm điều thiện tốt trên thế gian thì sẽ gặp điều tốt trở lại. Và (các ngươi hãy biết rằng) đất đai của Allah rộng thênh thang. Quả thật, chỉ những người kiên nhẫn mới được ban trọn phần thưởng một cách không tính toán.”