Arapça:
وَلَوْلَا نِعْمَةُ رَبِّي لَكُنتُ مِنَ الْمُحْضَرِينَ
Çeviriyazı:
velevlâ ni`metü rabbî leküntü mine-lmuḥḍarîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Rabbimin nimeti olmasaydı, ben de bu tutuklananlardan olacaktım.
Diyanet İşleri:
Eğer Rabbimin lütfu olmasaydı ben de oraya götürülenlerden olurdum.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve Rabbimin nimeti olmasaydı ben de orada bulunanlardan olurdum.
Şaban Piriş:
Eğer Rabbimin nimeti olmasaydı, şimdi ben de (Cehennem'e) getirilenlerden olurdum, dedi.
Edip Yüksel:
Rabbimin nimeti olmasaydı, ben de şimde seninle birlikte olurdum.
Ali Bulaç:
"Eğer Rabbimin nimeti olmasaydı, muhakkak ben de (azap yerine getirilip) hazır bulundurulanlardan olacaktım.
Suat Yıldırım:
“Şimdi ister misiniz onu size göstereyim?” Onlar da arzu edince, derhal bir tarama yapıp onu cehennemin tam ortasında bulur.“Vallahi, nerdeyse beni de düştüğün o helâke sürükleyecektin! Rabbimin hidâyet nimeti yetişmeseydi, eli kolu kelepçeli getirilip o azaba atılanlardan olacaktım!” [7,43]
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Ve eğer Rabbimin nîmeti olmasa idi, elbette ki, ben de (bu cehennemde) hazır bulundurulmuşlardan olacak idim.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Rabbimin nimeti olmasaydı, kesinlikle ben de şurada toplananlar arasına girmiş olacaktım.
Bekir Sadak:
Biz o agaci, zalimler icin bir dert yaptik.
İbni Kesir:
Rabbımın lutfu olmasaydı, ben de oraya götürülenlerden olacaktım.
Adem Uğur:
Rabbimin nimeti olmasaydı, şimdi ben de (cehenneme) getirilenlerden olurdum"
İskender Ali Mihr:
Ve eğer Rabbimin ni´meti olmasaydı, mutlaka ben de (cehennemde yanmak üzere) hazır bulundurulanlardan olurdum.
Celal Yıldırım:
Eğer Rabbimin (bana şuur ve anlayış veren) nimeti olmasaydı, elbette ben de (azaba) hazır duruma getirilenlerden olurdum.
Tefhim ul Kuran:
«Eğer Rabbimin nimeti olmasaydı, muhakkak ben de (azab yerine getirilip) hazır bulundurulanlardan olacaktım.»
Fransızca:
et sans le bienfait de mon Seigneur, j'aurais certainement été du nombre de ceux qu'on traîne [au supplice].
İspanyolca:
Si no llega a ser por la gracia de mi Señor, habría figurado yo entre los réprobos.
İtalyanca:
Senza la benevolenza del mio Signore, sarei stato certamente uno dei dannati.
Almanca:
Und wäre nicht die Gnade meines HERRN, wäre ich doch von den Ausgelieferten.
Çince:
如果没有我的主的恩惠,我必在被拘禁者之列。
Hollandaca:
En was het niet door de genade van mijnen Heer, dan ware ik zeker aan eene eeuwige marteling overgeleverd geworden.
Rusça:
Если бы не милость моего Господа, то я оказался бы в числе ввергнутых в Геенну.
Somalice:
Haddayna Nicmada Eebe jirinna waxaan ahaan lahaa kuwa lagu soo kulmiyay (naarta).
Swahilice:
Na lau kuwa si neema ya Mola wangu Mlezi bila ya shaka ningeli kuwa miongoni mwa walio hudhurishwa.
Uygurca:
ئەگەر پەرۋەردىگارىمنىڭ (مېنى ئىمانىمدا مۇستەھكەم قىلىشتىن ئىبارەت) مەرھەمىتى بولمىغان بولسا ئەلۋەتتە مەن (سەن بىلەن بىللە دوزاخقا) ھازىر قىلىنغانلاردىن بولاتتىم
Japonca:
もし主の御恵みがなかったならば,わたしは必ず引き立てられる者の中にいたでしょう。」
Arapça (Ürdün):
«ولو لا نعمة ربي» عليَّ بالإيمان «لكنت من المحضرين» معك في النار وتقول أهل الجنة.
Hintçe:
और अगर मेरे परवरदिगार का एहसान न होता तो मैं भी (इस वक्त) तेरी तरह जहन्नुम में गिरफ्तार किया गया होता
Tayca:
“และหากมิใช่ความโปรดปรานแห่งพระเจ้าของฉันแล้ว ฉันจะต้องอยู่ในหมู่ผู้ถูกนำมาลงโทษอย่างแน่นอน”
İbranice:
אם לא היה חסדו של ריבוני, הייתי גם נזרק לגיהינום
Hırvatça:
Da nije bilo milosti Gospodara moga, i ja bih bio među privedenim."
Rumence:
Fără harul lui Dumnezeu aş fi fost printre cei puşi la cazne.
Transliteration:
Walawla niAAmatu rabbee lakuntu mina almuhdareena
Türkçe:
"Rabbimin nimeti olmasaydı, kesinlikle ben de şurada toplananlar arasına girmiş olacaktım."
Sahih International:
If not for the favor of my Lord, I would have been of those brought in [to Hell].
İngilizce:
Had it not been for the Grace of my Lord, I should certainly have been among those brought (there)!
Azerbaycanca:
Əgər Rəbbimin lütfü olmasaydı, mən də (Cəhənnəmə) gətirilənlərdən olardım!
Süleyman Ateş:
Rabbimin ni'meti olmasaydı, şimdi ben de (oraya) getirilenlerden olurdum.
Diyanet Vakfı:
Rabbimin nimeti olmasaydı, şimdi ben de (cehenneme) getirilenlerden olurdum" dedi.
Erhan Aktaş:
“Eğer Rabb’imin nimeti(1) olmasaydı, ben de Cehennem’e atılanlardan olurdum.”
Kral Fahd:
Rabbimin nimeti olmasaydı, şimdi ben de (cehenneme) getirilenlerden olurdum» dedi.
Hasan Basri Çantay:
«Eğer Rabbimin ni´meti olmasaydı ben de (seninle beraber cehennemde) haazır bulundurulanlardan olacakdım».
Muhammed Esed:
Eğer Rabbimin lütfu olmasaydı ben de (şimdi) (azaba) uğratılanlar arasında olurdum!
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Rabbimin nimeti olmasaydı, ben de (bu cehennemde seninle) tutuklananlardan olacaktım.
Portekizce:
E se não fosse pela graça do meu Senhor, contar-me-ia, agora, entre os levados (para lá)!
İsveççe:
om inte Gud hade varit mig nådig skulle jag helt säkert ha hört till dem som förs dit [där du är]!"
Farsça:
و اگر توفیق و رحمت پروردگارم نبود، حتماً از احضارشدگان [در دوزخ] بودم.
Kürtçe:
وە ئەگەر میھرەبانی پەروەردگارم فریام نەکەوتایە، منیش لە ئامادەکراوان (ی ناو دۆزەخ) دەبووم
Özbekçe:
Агар Роббимнинг неъмати бўлмаганида, мен ҳам (дўзахга) ҳозир қилинганлардан бўлур эдим.
Malayca:
"Dan kalaulah tidak disebabkan nikmat pemberian Tuhanku (dengan hidayah petunjuk), nescaya akan menjadilah daku dari orang-orang yang dibawa hadir (untuk menerima balasan azab) ".
Arnavutça:
po të mos ishte dhuntia e Zotit tim, edhe unë do të isha në zjarr (bashkë me ty).
Bulgarca:
И ако не бе благодатта на моя Господ, щях да съм доведен [с теб].
Sırpça:
Да није било милости мога Господара, и ја бих се сад мучио.”
Çekçe:
a kdyby nebylo dobrodiní Pána mého, také bych mezi předvedenými byl!
Urduca:
میرے رب کا فضل شامل حال نہ ہوتا تو آج میں بھی اُن لوگوں میں سے ہوتا جو پکڑے ہوئے آئے ہیں
Tacikçe:
Ва агар мавҳибати (бахшиши) Парвардигорам набуд, ман низ аз ҳозиршудагони азоб мебудам.
Tatarca:
Әгәр Раббым миңа иманны ингам итмәсә, әлбәттә, сезнең белән бергә мәңгегә утка салынган булыр идем".
Endonezyaca:
jikalau tidaklah karena nikmat Tuhanku pastilah aku termasuk orang-orang yang diseret (ke neraka).
Amharca:
«የጌታየም ጸጋ ባልነበረ ኖሮ ወደ እሳት ከሚቀርቡት እሆን ነበር፡፡»
Tamilce:
“என் இறைவனின் (நேர்வழி எனும்) அருட்கொடை (என்னுடன்) இல்லாதிருந்தால் நானும் (நரகத்தில் தண்டனைக்காக) கொண்டுவரப்பட்டவர்களில் ஆகி இருப்பேன்.”
Korece:
내 주님의 은혜가 없었던들 실로 나는 그곳에 끌려온 자중에 있었으리라
Vietnamca:
“Nếu không nhờ hồng ân của Thượng Đế của tôi thì chắc chắn tôi đã là một trong những người bị bắt dẫn đến (Hỏa Ngục).”
Ayet Linkleri: