Arapça:
خَالِدِينَ فِيهَا لَا يُخَفَّفُ عَنْهُمُ الْعَذَابُ وَلَا هُمْ يُنظَرُونَ
Çeviriyazı:
ḫâlidîne fîhâ. lâ yüḫaffefü `anhümü-l`aẕâbü velâ hüm yünżarûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar bu (lanetin) içinde ebedî kalacaklardır. Kendilerinden ne bu azab hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.
Diyanet İşleri:
Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onların azabı geciktirilmez.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve bu lanette ebedi kalırlar, ne azapları hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.
Şaban Piriş:
Orada ebedi kalacaklar. Azap, onlardan hafifletilmez ve onlara mühlet de verilmez.
Edip Yüksel:
Orada sürekli kalıcıdırlar; azapları hafifletilmez ve kendilerine bakılmaz.
Ali Bulaç:
İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.
Suat Yıldırım:
Onlar bu lânetin içinde ebedî kalacaklardır. Ne cezaları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(Onlar) Bunun içinde ebedîyyen kalıcılardır. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara nazar olunmaz.
Yaşar Nuri Öztürk:
O lanet içinde sürekli kalacaklardır. Ne azap hafifletilecektir onlardan ne de yüzlerine bakılacaktır onların.
Bekir Sadak:
Sevdiginiz seylerden sarfetmedikce iyilige erisemezsiniz. Her ne sarfederseniz, suphesiz Allah onu bilir.
İbni Kesir:
Ebediyyen onun içindedirler. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara rahmet nazarıyla bakılmaz.
Adem Uğur:
Bu lânete ebedî gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez
İskender Ali Mihr:
Onlar, onun (lânetin) içinde ebedi kalacak olanlardır. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara bakılmaz,...
Celal Yıldırım:
Bu lanet (azabı için)de devamlı kalıcılardır. Ne bu azâb onlardan hafifletilir, ne de (rahmet ile) yüzlerine bakılır.
Tefhim ul Kuran:
İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.
Fransızca:
Ils y demeureront éternellement. Le châtiment ne leur sera pas allégé, et ils n'auront aucun répit,
İspanyolca:
Eternos en ella, no se les mitigará el castigo, ni les será dado esperar.
İtalyanca:
[Rimarranno in essa] in perpetuo. Il castigo non sarà loro alleviato e non avranno alcuna dilazione,
Almanca:
Ewig bleiben sie darin - und ihnen wird weder die Peinigung erleichtert, noch wird ihnen Schonzeit gewährt -
Çince:
他们将永居火狱中,不蒙减刑,也不蒙缓刑。
Hollandaca:
Eeuwig zullen zij daaronder gebukt gaan; hunne kwelling zal niet verzacht worden, en nimmer zal een blik hen treffen.
Rusça:
Они пребудут в нем вечно! Их мучения не будут облегчены, и они не получат отсрочки,
Somalice:
Wayna ku waari (Ciqaatbtooda) dhexdeeda lagamana fududeeyo Cadaabka lamana Sugo.
Swahilice:
Humo watadumu. Hawatapunguziwa adhabu wala hawatapewa nafasi.
Uygurca:
ئۇلار دوزاختا مەڭگۈ قالىدۇ. ئۇلاردىن ئازاب يېنىكلىتىلمەيدۇ. كېچىكتۈرۈلمەيدۇ
Japonca:
かれらは永遠にその中に住むであろう。その懲罰は軽減されないし,また猶予されない。
Arapça (Ürdün):
«خالدين فيها» أي اللعنة أو النار المدلول بها عليها «لا يخفف عنهم العذاب ولا هم يُنظرون» يمهلون.
Hintçe:
और वह हमेशा उसी फिटकार में रहेंगे न तो उनके अज़ाब ही में तख्फ़ीफ़ की जाएगी और न उनको मोहलत दी जाएगी
Tayca:
โดยที่พวกเขาจะอยู่ในการละอ์นัตนั้นตลอดกาล ซึ่งการลงโทษนั้นจะไม่ถูกผ่อนเบาแก่พวกเขา และทั้งพวกเขาจะไม่ถูกประวิง อีกด้วย
İbranice:
לעולם יהיו בה (באש,) ולא יופחת עונשם ולא תינתן להם שהות
Hırvatça:
U njemu će vječno ostati i patnja im olakšana biti neće, niti će im se vremena dati.
Rumence:
Ei vor veşnici sub blestem, iar osânda nu le va fi uşurată şi nimeni nu se va uita la ei,
Transliteration:
Khalideena feeha la yukhaffafu AAanhumu alAAathabu wala hum yuntharoona
Türkçe:
O lanet içinde sürekli kalacaklardır. Ne azap hafifletilecektir onlardan ne de yüzlerine bakılacaktır onların.
Sahih International:
Abiding eternally therein. The punishment will not be lightened for them, nor will they be reprieved.
İngilizce:
In that will they dwell; nor will their penalty be lightened, nor respite be (their lot);-
Azerbaycanca:
Onlar bu lə’nət içərisində əbədi olaraq qalacaqlar. Əzabları əskilmədiyi kimi, onlara (mərhəmət nəzəri ilə də) baxılmayacaqdır!
Süleyman Ateş:
O(la'net)in içinde ebedi kalacaklardır. Onlardan azab hafifletilmeyecek ve onlara asla fırsat verilmeyecektir.
Diyanet Vakfı:
Bu lanete ebedi gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez; yüzlerine de bakılmaz.
Erhan Aktaş:
Onlar, bu halde sürekli kalacaklardır. Onlardan ne azâp hafifletilecek ve ne de onların yüzlerine bakılacak.
Kral Fahd:
Bu lânete ebedî gömülüp gideceklerdir. Onların azapları ne hafifletilir ne de ertelenir.
Hasan Basri Çantay:
Onlar bunun (bu lâ´netin ve cehennemin) içinde ebedî kalıcıdırlar. Kendilerinden ne azâb hafifletilir, ne de onlara (yüzlerine, suratlarına) bakılır.
Muhammed Esed:
Onlar bu halde kalacaklar; (ve) ne azapları hafifletilecek, ne de onlara bir mühlet tanınacak.
Gültekin Onan:
İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.
Ali Fikri Yavuz:
Onlar ebedî olarak bu lânet ve azabın içindedirler. Kendilerinden ne azap hafifletilir, ne de onlara merhamet gözü ile bakılır.
Portekizce:
A qual (maldição) pesará sobre eles eternamente,; o suplício não lhes será mitigado, nem serão tolerados.
İsveççe:
Under denna [dom] skall de förbli; deras straff skall inte lindras och de skall inte beviljas uppskov.
Farsça:
در آن لعنت جاودانه اند؛ نه عذاب از آنان سبک شود، و نه مهلتشان دهند.
Kürtçe:
تێیدا دەمێننەوە بەھەمیشەیی سزایان لەسەر سووک ناکرێت وە دواناخرێن لەسزا
Özbekçe:
Унда абадий қолурлар. Улардан азоб енгиллатилмас ва уларга назар ҳам солинмас.
Malayca:
Mereka kekal di dalamnya, tidak diringankan azab seksa daripada mereka dan mereka pula tidak diberi tempoh atau perhatian;
Arnavutça:
Ata përherë do të jenë nën peshën e (dënimit e të mallkimit), vuajtjet nuk do t’u lehtësohen, e as nuk do t’u jepet afat (pushim);
Bulgarca:
в него те ще пребивават вечно. Нито ще се облекчи мъчението им, нито ще се забави,
Sırpça:
У њему ће вечно да остану, а патња њихова неће да им се смањује, нити ће да им се шта одлаже.
Çekçe:
a budou v něm navěky a nebude jim zmírněn trest ani odklad dán
Urduca:
اِسی حالت میں وہ ہمیشہ رہیں گے، نہ ان کی سزا میں تخفیف ہوگی اور نہ انہیں مہلت دی جائے گی
Tacikçe:
Абадӣ дар лаънат бимонанд ва аз азобашон кам нашавад ва мӯҳлаташон надиҳанд,
Tatarca:
Алар ләгънәттә һәм ґәзабта мәңге калучылар, алардан ґәзаб җиңеләйтелмәс вә аларга рәхмәт карау белән карау булмас.
Endonezyaca:
mereka kekal di dalamnya, tidak diringankan siksa dari mereka, dan tidak (pula) mereka diberi tangguh,
Amharca:
በውስጧ ዘውታሪዎች ሲኾኑ ቅጣቱም ከነሱ ላይ አይቃለልላቸውም፡፡ እነሱም ቀን አይስሰጡም፡፡
Tamilce:
அதில் (அவர்கள்) நிரந்தரமாக இருப்பார்கள். அவர்களை விட்டு தண்டனை இலேசாக்கப்படாது. இன்னும், (தங்கள் குற்றத்திற்கு காரணம் கூறி தப்பிக்க) அவர்கள் அவகாசம் அளிக்கப்பட மாட்டார்கள்.
Korece:
그들은 그 저주속에서 영생 할 것이요 징벌이 감소되지 아니 하며 고통이 일시도 모면되지 않 을 것이라
Vietnamca:
Chúng sẽ ở trong (Hỏa Ngục) mãi mãi, chúng không được giảm nhẹ hình phạt và cũng không được ân xá.
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: