Arapça:
دُحُورًا ۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ وَاصِبٌ
Çeviriyazı:
düḥûrav velehüm `aẕâbüv vâṣib.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Uzaklaştırılırlar. Onlara ardı arkası kesilmez bir azab vardır.
Diyanet İşleri:
Onlar yüce alemi asla dinleyemezler. Her yönden kovularak atılırlar. Onlara sürekli bir azap vardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Horhakir bir halde ve onlar içindir ardıarası kesilmeyen azap.
Şaban Piriş:
Uzaklaştırılarak... Onlar için devamlı bir azap vardır.
Edip Yüksel:
Kovulurlar; sürekli bir azabı hakketmişlerdir.
Ali Bulaç:
Uzaklaştırılırlar. Onlara kesintisiz bir azap vardır.
Suat Yıldırım:
Dinlemeye kalksalar kovulup atılırlar. Hem onlar için devamlı bir azap vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Bir uzaklaştırılma ile uzaklaştırılmış (olurlar) ve onlar için bir daimi azap da vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Kovulurlar. Ve onlar için, yakalarını bırakmayan bir azap vardır.
Bekir Sadak:
(15-17) «Bu apacik bir sihirdir
İbni Kesir:
Kovularak. Ve onlar için sürekli bir azab vardır.
Adem Uğur:
Kovulup atılırlar. Ve onlar için sürekli bir azap vardır.
İskender Ali Mihr:
Kovulmuş olarak, onlar için kesilmeyen sürekli azap vardır.
Celal Yıldırım:
Onlar için devamlı azâb vardır.
Tefhim ul Kuran:
Uzaklaştırılırlar. Onlar için kesintisiz bir azab vardır.
Fransızca:
et refoulés. Et ils auront un châtiment perpétuel.
İspanyolca:
repelidos. Tendrán un castigo perpetuo.
İtalyanca:
e scacciati: avranno il castigo perpetuo)
Almanca:
ausgetrieben. Und für sie ist eine andauernde Peinigung bestimmt,
Çince:
被驱逐,他们将受永久的刑罚。
Hollandaca:
En eene zware marteling is voor hen gereed gemaakt.
Rusça:
чтобы изгнать оттуда. Им уготованы вечные мучения.
Somalice:
Iyagoo la cryi oo cadaab joogta ah usugnaaday.
Swahilice:
Wakifurushwa. Na wanayo adhabu ya kudumu.
Uygurca:
ئۇلار پەرىشتىلەرنىڭ (سۆزلىرىدىن ھېچ نەرسىنى) ئاڭلىيالمايدۇ، ئۇلار، قوغلىنىشى ئۈچۈن، ھەر تەرەپتىن، ئاققۇچى يۇلتۇزلار بىلەن ئېتىلىدۇ، ئۇلار (ئاخىرەتتە) دائىملىق ئازابقا قالىدۇ
Japonca:
撃退されて,かれらは永久の懲罰を受ける。
Arapça (Ürdün):
«دُحُورا» مصدر دحره: أي طرده وأبعده وهو مفعول له «ولهم» في الآخرة «عذاب واصب» دائم.
Hintçe:
और उनके लिए पाएदार अज़ाब है
Tayca:
ถูกขับไล่ใสส่งออกมา และสำหรับพวกมันนั้นจะได้รับการลงโทษอย่างต่อเนื่อง
İbranice:
כך הם יגורשו, ואכן הם יסבלו מעונש נצחי
Hırvatça:
da bi bili otjerani: njih čeka patnja neprekidna,
Rumence:
Ei sunt alungaţi şi vor avea parte de o necurmată osândă,
Transliteration:
Duhooran walahum AAathabun wasibun
Türkçe:
Kovulurlar. Ve onlar için, yakalarını bırakmayan bir azap vardır.
Sahih International:
Repelled; and for them is a constant punishment,
İngilizce:
Repulsed, for they are under a perpetual penalty,
Azerbaycanca:
(Səmadan) kənar edilərlər. Onları daimi bir əzab göyləyir!
Süleyman Ateş:
Kovulurlar. Onlar için sürekli bir azab vardır.
Diyanet Vakfı:
Kovulup atılırlar. Ve onlar için sürekli bir azap vardır.
Erhan Aktaş:
Kovulmuş olarak, onlar için kesintisiz azâp vardır.
Kral Fahd:
Kovulup atılırlar. Ve onlar için sürekli bir azap vardır.
Hasan Basri Çantay:
37:8
Muhammed Esed:
(rahmetten) yoksun kalsınlar ve (öteki dünyada) kendilerini bekleyen ebedi azaba duçar olsunlar;
Gültekin Onan:
Uzaklaştırılırlar. Onlara kesintisiz bir azab vardır.
Ali Fikri Yavuz:
Uzaklaştırılırlar. Onlara (ahirette) devamlı bir azap var.
Portekizce:
Como repulsa, e terão um sofrimento permanente.
İsveççe:
obönhörligt utstötta - och deras straff skall vara utan ände.
Farsça:
تا با خفت وخواری رانده شوند، وبرای آنان عذابی همیشگی است،
Kürtçe:
ڕاودەنرێن زۆر بە توندی و (لە قیامەتدا) سزایان بەردەوامە وسەختە
Özbekçe:
Ҳайдалурлар! Улар учун узлуксиз азоб бордир.
Malayca:
Untuk mengusir mereka; dan mereka pula beroleh azab seksa yang tidak putus- putus.
Arnavutça:
për t’i dëbuar ata: për ta ka vuajtje të përhershme,
Bulgarca:
за пропъждане, и за тях има постоянно мъчение,
Sırpça:
па бивају прогнани: њих чека непрекидна патња,
Çekçe:
aby byli odehnáni; a pro ně trest trvalý je přichystán.
Urduca:
اور ان کے لیے پیہم عذاب ہے
Tacikçe:
То дур гарданд ва барои онҳост азобе доим.
Tatarca:
Шулай булса да аларга ахирәттә каты ґәзаб булыр.
Endonezyaca:
Untuk mengusir mereka dan bagi mereka siksaan yang kekal,
Amharca:
የሚባረሩ ሲሆኑ (ይጣልባቸዋል)፡፡ ለእነሱም ዘውታሪ ቅጣት አላቸው፡፡
Tamilce:
(வானத்தை விட்டு) தடுக்கப்படுவதற்காக (அவர்கள் மீது நட்சத்திரங்கள் எறியப்படும்). இன்னும், அவர்களுக்கு (மறுமையில்) நிரந்தரமான தண்டனை உண்டு.
Korece:
쫓겨나 영원한 벌을 받으리라
Vietnamca:
Chúng bị đuổi đi xa. Và (vào Ngày Sau) chúng sẽ bị trừng phạt đời đời kiếp kiếp.
Ayet Linkleri: