Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

36

Sûredeki Ayet No: 

75

Ayet No: 

3780

Sayfa No: 

445

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لَا يَسْتَطِيعُونَ نَصْرَهُمْ وَهُمْ لَهُمْ جُندٌ مُّحْضَرُونَ

Çeviriyazı: 

lâ yesteṭî`ûne naṣrahüm vehüm lehüm cündüm muḥḍarûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onların, onlara yardıma güçleri yetmez. Kendileri ise onlar için bazı askerlerdir.

Diyanet İşleri: 

Oysa onlar yardım edemezler, ancak kendileri o tanrılara koruyuculuk için nöbet beklerler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onların, güçleri yetmez yardım etmeye onlara ve asıl onlardır o uydurma mabutların hizmetine hazırlanmış askerler.

Şaban Piriş: 

Halbuki ilahların onlara yardım etmeye güçleri yetmez. Aksine kendileri bunlar için askerlerdir (ve ateşte) hazırdırlar.

Edip Yüksel: 

Oysa onlara yardım edemezler; hatta tam tersine kendileri onları korumak için nöbet bekleyen askerlerdir.

Ali Bulaç: 

Onların (o İlahların) kendilerine yardım etmeye güçleri yetmez; oysa kendileri onlar için hazır bulundurulmuş askerlerdir.

Suat Yıldırım: 

O putlar kendilerine yardım edemezler, nasıl olur?Zaten bunlar, onlar için hazırlanmış askerler! [21,43]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Onlara yardım etmeğe güçleri yetmez. Onlar ise bunlar için hazırlanmış yardımcı erlerdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Oysaki, o ilahlar bunlara yardım edemezler. Tam aksine, bunlar, o ilahlara hizmet eden ordular durumundadır.

Bekir Sadak: 

Gokleri ve yeri yaratan, kendilerinin benzerini yaratmaya Kadir olmaz mi? Elbette olur

İbni Kesir: 

Halbuki onlar, kendilerine yardım edemezler. Sadece kendileri onlar için hazırlanmış askerlerdir.

Adem Uğur: 

Halbuki ilâhların onlara yardım etmeye güçleri yetmez. Aksine kendileri bunlar için yardıma hazır askerlerdir.

İskender Ali Mihr: 

(O ilâhlar), onlara yardım etmeye muktedir değildirler. Ve kendileri, onlar (o ilâhlar) için, (onlara yardıma) hazır askerlerdir.

Celal Yıldırım: 

Halbuki o tanrıların, onlara yardımda bulunmaya güçleri yetmez onlar ise, o tanrılar için hazır (koruyucu) askerlerdir.

Tefhim ul Kuran: 

Onların (o ilahların) kendilerine yardım etmeye güçleri yetmez

Fransızca: 

Celles-ci ne pourront pas les secourir, elles formeront au contraire une armée dressée contre eux.

İspanyolca: 

No podrán auxiliarles. Al contrario, formarán un ejército al que se hará comparecer contra ellos.

İtalyanca: 

Esse non potranno soccorrerli, saranno anzi un'armata schierata contro di loro.

Almanca: 

Sie können ihnen nicht beistehen. Und sie (die Muschrik) sind für sie (ihre Gottheiten) vorgeführte Gehilfen.

Çince: 

那些神灵不能援助他们,他们却是为那些神灵而被集合的军队。

Hollandaca: 

Maar deze zijn niet in staat, hun eenige ondersteuning te verleenen: zij zijn het veeleer, die als leger vóór hunne godheden dienen.

Rusça: 

Они не могут помочь им, хотя они являются для них готовым войском (язычники готовы сражаться за своих идолов, или идолы будут в Последней жизни готовым войском против язычников).

Somalice: 

Mana karaan gargaarkooda waxayna uyihiin Junuud (askar) kulmisan.

Swahilice: 

Hawataweza kuwasaidia. Bali hao ndio watakuwa askari wao watakao hudhurishwa.

Uygurca: 

ئۇ مەبۇدلار ئۇلارغا ياردەم بېرەلمەيدۇ. بۇلار شۇ مەبۇدلار ئۈچۈن (يەنى ئۇلارنىڭ خىزمىتى ئۈچۈن) ھازىرلانغان قوشۇندۇر

Japonca: 

それら(邪神たち)は,かれらを助ける力はなく,寧ろかれらの方が邪神を守るため軍備を整えている始末。

Arapça (Ürdün): 

«لا يستطيعون» أي آلهتهم، نزلوا منزلة العقلاء «نصرهم وهم» أي آلهتهم من الأصنام «لهم جندٌ» بزعمهم نصرهم «محضرون» في النار معهم.

Hintçe: 

और ये कुफ्फ़ार उन माबूदों के लशकर हैं (और क़यामत में) उन सबकी हाज़िरी ली जाएगी

Tayca: 

พวกมันไม่สามารถช่วยเหลือพวกเขาได้ พวกเขาจะถูกนำมาปรากฏตัวเป็นกลุ่ม ๆ เพื่อพวกมัน

İbranice: 

אך לא יוכלו לבוא לעזרתם והם יובאו בפני אלוהים נגדם

Hırvatça: 

oni im, međutim, neće moći pomoći, a oni su im vojska poslušna.

Rumence: 

Ei nu îi vor putea ajuta, pe când ei le sunt lor oştire pregătită.

Transliteration: 

La yastateeAAoona nasrahum wahum lahum jundun muhdaroona

Türkçe: 

Oysaki, o ilahlar bunlara yardım edemezler. Tam aksine, bunlar, o ilahlara hizmet eden ordular durumundadır.

Sahih International: 

They are not able to help them, and they [themselves] are for them soldiers in attendance.

İngilizce: 

They have not the power to help them: but they will be brought up (before Our Judgment-seat) as a troop (to be condemned).

Azerbaycanca: 

(O bütlər) onlara heç bir kömək edə bilməzlər. Onlar özləri isə bütlər üçün (onları başqalarından qoruyan) hazır əsgərlərdir.

Süleyman Ateş: 

(O tanrılar) Kendilerine yardım edemezler. Tersine kendileri onlar için hazırlanmış askerlerdir (Onları korumaktadırlar).

Diyanet Vakfı: 

Halbuki ilahların onlara yardım etmeye güçleri yetmez. Aksine kendileri bunlar için yardıma hazır askerlerdir.

Erhan Aktaş: 

Oysa bu ilâhlar onlara yardım etmeye güç yetiremezler. Ne var ki kendileri(1) onlar için(2) hazır askerlerdir.

Kral Fahd: 

Halbuki ilâhların onlara yardım etmeye güçleri yetmez. Aksine kendileri bunlar için yardıma hazır askerlerdir.

Hasan Basri Çantay: 

Ki bunlar onlara asla yardım edemezler (Bil´akis) kendileri bunlar için hazırlanmış (bir sürü) avenedir.

Muhammed Esed: 

bunlar bağlılarına yardım eli uzatamazlar, hatta onlara (yardım için) çağrılmış askerler ol(arak görün)seler bile.

Gültekin Onan: 

Onların (o tanrıların) kendilerine yardım etmeye güçleri yetmez

Ali Fikri Yavuz: 

Putların kendilerine yardıma güçleri yetmez. Onlar ise putlara karşı itaata hazır askerlerdir.

Portekizce: 

Porém, não podem socorrê-los; outrossim, são eles que serão trazidos como legiões.

İsveççe: 

men dessa [falska gudar] förmår inte hjälpa sina trogna; de står där [tvärtom] som en trupp som skall kallas in [till avgudarnas försvar].

Farsça: 

در حالی که [معبودان،] قدرت یاری دادن به آنان را ندارند و آنان [که سبک مغزان روی برتافته از حق اند] برای آن معبودان [از سوی شیطان] سپاهی احضار شده اند [تا عمر و مالشان را فدای این معبودان باطل کنند.]

Kürtçe: 

(ئەو پەرستراوانە) ناتوانن یارمەتیان بدەن بەڵام ئەمان سەربازی ئامادەن، لە خزمەتیاندان (وملکەچی ئەو بتانەن)

Özbekçe: 

Уларнинг ёрдамига у(худо)лари қодир бўлмаслар. Улар эса, ўша(худо)лари учун ҳозир қилинган аскардирлар. (Мушрикларнинг «худолари» уларга ёрдам беришга қодир бўла олмайдилар. Лекин улар ўша «худолари» учун жон фидо қилишга тайёр турган аскарлардир. Улар учун турли хизматлар адо этадилар. Сохта худоларини ҳимоя қилиш учун ўзларини ўтга-чўққа урадилар. Булар қандай худолар бўлди?! Булар қандай бандалар бўлди? Бундай худолик ва бандалик қайси мантиққа тўғри келади?)

Malayca: 

Benda-benda yang mereka sembah itu tidak dapat sama sekali menolong mereka, sedang benda-benda itu sendiri menjadi tentera yang akan dibawa hadir (pada hari kiamat, untuk memberi azab seksa) kepada mereka.

Arnavutça: 

mirëpo, ata nuk mund t’u ndihmojnë atyre, dhe ata janë për ta një ushtri e pranishme (në ferr).

Bulgarca: 

Не могат те да им помогнат и срещу тях ще бъдат войнство, което ще бъде доведено [в Съдния ден].

Sırpça: 

они, међутим, неће моћи да им помогну, а људи су им послушна војска.

Çekçe: 

však ta jim pomoci nemohou, i když myslí si, že vojskem připraveným pro ně jsou.

Urduca: 

وہ اِن کی کوئی مدد نہیں کر سکتے بلکہ یہ لوگ الٹے اُن کے لیے حاضر باش لشکر بنے ہوئے ہیں

Tacikçe: 

Онҳоро қудрати он нест, ки ба ёриашон бархезанд, вале инҳо (кофирон) монанди лашкаре ба хидмати онҳо омодаанд.

Tatarca: 

Мөшрикләрнең ясаган сынымнары үзләре өчен хәзерләгән гаскәрләре булсалар да, аларга ярдәм итәргә кадир булмаслар.

Endonezyaca: 

Berhala-berhala itu tiada dapat menolong mereka; padahal berhala-berhala itu menjadi tentara yang disiapkan untuk menjaga mereka.

Amharca: 

መርዳታቸውን አይችሉም፡፡ እነርሱም ለእርሳቸው (ወደ እሳት) የተቀረቡ ሰራዊት ናቸው፡፡

Tamilce: 

(அந்த சிலைகளோ) அவ(ற்றை வணங்குகிறவ)ர்களுக்கு உதவி செய்ய சக்தி பெறமாட்டார்கள். அ(ந்த சிலைகளை வணங்குப)வர்கள் அவர்க(ள் வணங்கும் சிலைக)ளுக்கு முன் தயாராக இருக்கும் இராணுவமாக இரு(ந்து சிலைகளை பாதுகா)க்கிறார்கள்.

Korece: 

우상들은 그들을 도울 힘이 없으며 오히려 그들은 우상의 병 사로써 불리워 가노라

Vietnamca: 

Nhưng các thần linh đó không thể phù hộ và trợ giúp được gì cho họ. Họ và chúng, tất cả đều sẽ được triệu tập (để đối diện với sự trừng phạt).

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: