Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

36

Sûredeki Ayet No: 

43

Ayet No: 

3748

Sayfa No: 

443

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِن نَّشَأْ نُغْرِقْهُمْ فَلَا صَرِيخَ لَهُمْ وَلَا هُمْ يُنقَذُونَ

Çeviriyazı: 

vein neşe' nugriḳhüm felâ ṣarîḫa lehüm velâ hüm yünḳaẕûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Eğer dilesek onları boğarız da o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur, ne de onlar kurtarılır.

Diyanet İşleri: 

Dilesek, onları suda boğardık; ne yardımlarına koşan bulunur ve ne de kendileri kurtulabilirlerdi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Dilersek sulara boğarız onları da ne bir imdatlarına yeten olur, ne de kurtarılır onlar.

Şaban Piriş: 

Eğer istersek onları suda boğarız. Onlara bir yardımcı da bulunmaz, kendi kendilerine de kurtulamazlar.

Edip Yüksel: 

Dileseydik onları boğardık; ne bir çığlıklarına yetişen olurdu, ne de kurtulabilirlerdi.

Ali Bulaç: 

Eğer dilersek onları batırır-boğarız; bu durumda ne onların imdadına yetişen olur, ne de kurtulabilirler.

Suat Yıldırım: 

Şayet dileseydik onları boğardıkNe feryatlarına koşan bir kimse bulabilir, ne de başka türlü kurtarılırlardı.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve eğer dilersek onları garkederiz, artık onlar için ne bir hâlâskar vardır ve ne de onlar kurtarılabilirler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Eğer dilersek onları boğarız. Bu durumda ne kendileri için feryat eden olur ne de kurtarılırlar.

Bekir Sadak: 

Cekisip dururlarken kendilerini yakalayacak bir tek cigligi beklerler.

İbni Kesir: 

Dilesek

Adem Uğur: 

Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar.

İskender Ali Mihr: 

Ve dilersek onları boğarız, o zaman onlara yardım edilmez ve onlar kurtarılmaz.

Celal Yıldırım: 

Dilersek onları (suda) boğarız da artık ne çığlıklarına koşan bulunur, ne de kurtarılma şansları olur.

Tefhim ul Kuran: 

Eğer dilersek onları batırır boğarız

Fransızca: 

Et si Nous le voulons, Nous les noyons; pour eux alors, pas de secoureur et ils ne seront pas sauvés,

İspanyolca: 

Si quisiéramos, los anegaríamos. Nadie podría ayudarles y no se salvarían,

İtalyanca: 

Se volessimo li annegheremmo, e allora non avrebbero alcun soccorso e non sarebbero salvati

Almanca: 

Und wenn WIR wollten, ertränken WIR sie, so gibt es für sie dann weder einen Helfer, noch werden sie errettet,

Çince: 

如果我意欲,我就把他们淹死,而他们没有任何援助者,他们将不获拯救;

Hollandaca: 

Indien het ons behaagt, verdrinken wij hen, en er is niemand om hen te helpen; ook worden zij niet bevrijd.

Rusça: 

Если Мы пожелаем, то потопим их, и тогда никто не спасет их, и сами они не спасутся,

Somalice: 

Hadaan doonana waan maansheynaa wax u gargaarana mahelaan lamana koriyo.

Swahilice: 

Na tukitaka tunawazamisha, wala hapana wa kuwasaidia, wala hawaokolewi,

Uygurca: 

ئەگەر بىز خالىساق ئۇلارنى غەرق قىلىۋېتىمىز، ئۇلارغا ياردەم بەرگۈچىمۇ بولمايدۇ ۋە ئۇلارنى قۇتۇلدۇرغۇچىمۇ بولمايدۇ

Japonca: 

われが欲するならば,かれらを溺れさせることが出来る。そうなれば,かれらを助ける者はなく,救われはしない。

Arapça (Ürdün): 

«وإن نشأ نغرقهم» مع إيجاد السفن «فلا صريخ» مغيث «لهم ولا هم ينقذون» ينجون.

Hintçe: 

जिन पर ये लोग सवार हुआ करते हैं और अगर हम चाहें तो उन सब लोगों को डुबा मारें फिर न कोई उन का फरियाद रस होगा और न वह लोग छुटकारा ही पा सकते हैं

Tayca: 

และถ้าเราประสงค์เราก็จะจมพวกเขาเสีย แล้วจะไม่มีผู้ร้องตะโกนเพื่อขอความช่วยเหลือให้แก่เขา และพวกเขาก็จะไม่ถูกช่วยให้รอดพ้น (จากการจมน้ำตาย) ด้วย

İbranice: 

ואם נרצה, נטביע אותם, ולא יהיה מי שיעזור להם והם ודאי לא יחולצו

Hırvatça: 

I ako želimo, Mi ih potopima, i niko im u pomoć neće priteći, niti će biti izbavljeni

Rumence: 

Dacă am voi, i-am îneca, şi nu ar avea nici un ajutor şi nu ar fi mântuiţi

Transliteration: 

Wain nasha nughriqhum fala sareekha lahum wala hum yunqathoona

Türkçe: 

Eğer dilersek onları boğarız. Bu durumda ne kendileri için feryat eden olur ne de kurtarılırlar.

Sahih International: 

And if We should will, We could drown them; then no one responding to a cry would there be for them, nor would they be saved

İngilizce: 

If it were Our Will, We could drown them: then would there be no helper (to hear their cry), nor could they be delivered,

Azerbaycanca: 

Əgər istəsək, onları suya qərq edərik. Nə bir dadlarına çatan olar, nə də nicat taparlar.

Süleyman Ateş: 

Dilesek onları (suda) boğarız, ne kendilerine imdad (eden) olur, ne de kurtarılırlar.

Diyanet Vakfı: 

Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar.

Erhan Aktaş: 

Dilersek onları batırırız. Ne onlara yardım eden bulunur ne de onlar kurtulabilir.

Kral Fahd: 

Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar.

Hasan Basri Çantay: 

Eğer dilersek onları (suda) boğarız. O suretde kendileri için bir imdadcı da yokdur, onlar kurtarılamazlar da.

Muhammed Esed: 

dilersek onları suda boğabiliriz, kimse de yardımlarına gelemez, işte (o zaman) onlar için bir kurtuluş yoktur,

Gültekin Onan: 

Eğer dilersek onları batırır boğarız

Ali Fikri Yavuz: 

Dilersek onları (denizde) boğarız da, o takdirde kendilerine ne bir imdatçı vardır, ne de onlar kurtarılırlar.

Portekizce: 

E, se quiséssemos, tê-los-íamos afogada, e não teriam quem ouvisse os seus gritos, nem seriam salvos,

İsveççe: 

Om Vi ville, kunde Vi låta dem drunkna; ingen skulle höra deras nödrop och ingen räddning nå dem,

Farsça: 

و اگر بخواهیم آنان را غرق می کنیم در این صورت هیچ فریادرسی برای آنان نخواهد بود، و نجات هم نیابند،

Kürtçe: 

وە ئەگەر بمانەوێت نوقمیان دەکەین جا ھیچ کەس نایەت بە ھاواریانەوە و ڕزگاریش ناکرێن(لە نوقم بوون)

Özbekçe: 

Агар хоҳласак, уларни ғарқ этурмиз. Бас, уларнинг ёрдамчиси бўлмас ва ҳам улар қутқазилмас.

Malayca: 

Dan jika kami kehendaki, kami boleh tenggelamkan mereka; (kiranya Kami lakukan yang demikian) maka tidak ada yang dapat memberi pertolongan kepada mereka, dan mereka juga tidak dapat diselamatkan, -

Arnavutça: 

Dhe, po të duam Ne, ata i fundosim; andaj – as nuk do të mund t’u ndihmojë kush, as nuk do të mund të shpëtojnë,

Bulgarca: 

И ако пожелаем, ще ги издавим и нито ще имат избавител, нито ще бъдат спасени,

Sırpça: 

И ако желимо, Ми их потопимо, и нико у помоћ неће да им притекне, нити ће да буду избављени

Çekçe: 

A kdybychom chtěli, utopili bychom je a nedostalo by se jim pomoci žádné a zachráněni by nebyli,

Urduca: 

ہم چاہیں تو اِن کو غرق کر دیں، کوئی اِن کی فریاد سننے والا نہ ہو اور کسی طرح یہ نہ بچائے جا سکیں

Tacikçe: 

Ва агар бихоҳем, ҳамаро ғарк, месозем ва онҳоро ҳеҷ фарёдрасе набошад ва халосӣ наёбанд,

Tatarca: 

Әгәр Без кешеләрне суга батытырга теләсәк, әлбәттә, батырырбыз, аларны коткарырга ярдәмче табылмас һәм батып һәлак булудан коткарылмаслар.

Endonezyaca: 

Dan jika Kami menghendaki niscaya Kami tenggelamkan mereka, maka tiadalah bagi mereka penolong dan tidak pula mereka diselamatkan.

Amharca: 

ብንሻም እናሰጥማቸዋለን፡፡ ለእነርሱም ረዳት የላቸውም፡፡ እነርሱም የሚድዳኑ አይደሉም፡፡

Tamilce: 

இன்னும், (அவர்கள் கடலில் பயணிக்கும்போது) நாம் நாடினால் அவர்களை மூழ்கடிப்போம். அவர்களுக்கு உதவியாளர் அறவே இருக்க மாட்டார். இன்னும், அவர்கள் பாதுகாக்கப்பட மாட்டார்கள்.

Korece: 

하나님은 그분의 뜻이 있었 다면 익사하게 했을 것이라 그때 그들은 구원의 외침을 들어줄 자가없으니 구제되지 못했을 것이라

Vietnamca: 

Nếu muốn, TA sẽ nhấn chìm họ và họ sẽ không thể kêu la cầu cứu với bất kỳ ai và họ sẽ không được cứu sống.

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: