Arapça:
وَإِن نَّشَأْ نُغْرِقْهُمْ فَلَا صَرِيخَ لَهُمْ وَلَا هُمْ يُنقَذُونَ
Çeviriyazı:
vein neşe' nugriḳhüm felâ ṣarîḫa lehüm velâ hüm yünḳaẕûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Eğer dilesek onları boğarız da o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur, ne de onlar kurtarılır.
Diyanet İşleri:
Dilesek, onları suda boğardık; ne yardımlarına koşan bulunur ve ne de kendileri kurtulabilirlerdi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Dilersek sulara boğarız onları da ne bir imdatlarına yeten olur, ne de kurtarılır onlar.
Şaban Piriş:
Eğer istersek onları suda boğarız. Onlara bir yardımcı da bulunmaz, kendi kendilerine de kurtulamazlar.
Edip Yüksel:
Dileseydik onları boğardık; ne bir çığlıklarına yetişen olurdu, ne de kurtulabilirlerdi.
Ali Bulaç:
Eğer dilersek onları batırır-boğarız; bu durumda ne onların imdadına yetişen olur, ne de kurtulabilirler.
Suat Yıldırım:
Şayet dileseydik onları boğardıkNe feryatlarına koşan bir kimse bulabilir, ne de başka türlü kurtarılırlardı.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve eğer dilersek onları garkederiz, artık onlar için ne bir hâlâskar vardır ve ne de onlar kurtarılabilirler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Eğer dilersek onları boğarız. Bu durumda ne kendileri için feryat eden olur ne de kurtarılırlar.
Bekir Sadak:
Cekisip dururlarken kendilerini yakalayacak bir tek cigligi beklerler.
İbni Kesir:
Dilesek
Adem Uğur:
Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar.
İskender Ali Mihr:
Ve dilersek onları boğarız, o zaman onlara yardım edilmez ve onlar kurtarılmaz.
Celal Yıldırım:
Dilersek onları (suda) boğarız da artık ne çığlıklarına koşan bulunur, ne de kurtarılma şansları olur.
Tefhim ul Kuran:
Eğer dilersek onları batırır boğarız
Fransızca:
Et si Nous le voulons, Nous les noyons; pour eux alors, pas de secoureur et ils ne seront pas sauvés,
İspanyolca:
Si quisiéramos, los anegaríamos. Nadie podría ayudarles y no se salvarían,
İtalyanca:
Se volessimo li annegheremmo, e allora non avrebbero alcun soccorso e non sarebbero salvati
Almanca:
Und wenn WIR wollten, ertränken WIR sie, so gibt es für sie dann weder einen Helfer, noch werden sie errettet,
Çince:
如果我意欲,我就把他们淹死,而他们没有任何援助者,他们将不获拯救;
Hollandaca:
Indien het ons behaagt, verdrinken wij hen, en er is niemand om hen te helpen; ook worden zij niet bevrijd.
Rusça:
Если Мы пожелаем, то потопим их, и тогда никто не спасет их, и сами они не спасутся,
Somalice:
Hadaan doonana waan maansheynaa wax u gargaarana mahelaan lamana koriyo.
Swahilice:
Na tukitaka tunawazamisha, wala hapana wa kuwasaidia, wala hawaokolewi,
Uygurca:
ئەگەر بىز خالىساق ئۇلارنى غەرق قىلىۋېتىمىز، ئۇلارغا ياردەم بەرگۈچىمۇ بولمايدۇ ۋە ئۇلارنى قۇتۇلدۇرغۇچىمۇ بولمايدۇ
Japonca:
われが欲するならば,かれらを溺れさせることが出来る。そうなれば,かれらを助ける者はなく,救われはしない。
Arapça (Ürdün):
«وإن نشأ نغرقهم» مع إيجاد السفن «فلا صريخ» مغيث «لهم ولا هم ينقذون» ينجون.
Hintçe:
जिन पर ये लोग सवार हुआ करते हैं और अगर हम चाहें तो उन सब लोगों को डुबा मारें फिर न कोई उन का फरियाद रस होगा और न वह लोग छुटकारा ही पा सकते हैं
Tayca:
และถ้าเราประสงค์เราก็จะจมพวกเขาเสีย แล้วจะไม่มีผู้ร้องตะโกนเพื่อขอความช่วยเหลือให้แก่เขา และพวกเขาก็จะไม่ถูกช่วยให้รอดพ้น (จากการจมน้ำตาย) ด้วย
İbranice:
ואם נרצה, נטביע אותם, ולא יהיה מי שיעזור להם והם ודאי לא יחולצו
Hırvatça:
I ako želimo, Mi ih potopima, i niko im u pomoć neće priteći, niti će biti izbavljeni
Rumence:
Dacă am voi, i-am îneca, şi nu ar avea nici un ajutor şi nu ar fi mântuiţi
Transliteration:
Wain nasha nughriqhum fala sareekha lahum wala hum yunqathoona
Türkçe:
Eğer dilersek onları boğarız. Bu durumda ne kendileri için feryat eden olur ne de kurtarılırlar.
Sahih International:
And if We should will, We could drown them; then no one responding to a cry would there be for them, nor would they be saved
İngilizce:
If it were Our Will, We could drown them: then would there be no helper (to hear their cry), nor could they be delivered,
Azerbaycanca:
Əgər istəsək, onları suya qərq edərik. Nə bir dadlarına çatan olar, nə də nicat taparlar.
Süleyman Ateş:
Dilesek onları (suda) boğarız, ne kendilerine imdad (eden) olur, ne de kurtarılırlar.
Diyanet Vakfı:
Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar.
Erhan Aktaş:
Dilersek onları batırırız. Ne onlara yardım eden bulunur ne de onlar kurtulabilir.
Kral Fahd:
Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar.
Hasan Basri Çantay:
Eğer dilersek onları (suda) boğarız. O suretde kendileri için bir imdadcı da yokdur, onlar kurtarılamazlar da.
Muhammed Esed:
dilersek onları suda boğabiliriz, kimse de yardımlarına gelemez, işte (o zaman) onlar için bir kurtuluş yoktur,
Gültekin Onan:
Eğer dilersek onları batırır boğarız
Ali Fikri Yavuz:
Dilersek onları (denizde) boğarız da, o takdirde kendilerine ne bir imdatçı vardır, ne de onlar kurtarılırlar.
Portekizce:
E, se quiséssemos, tê-los-íamos afogada, e não teriam quem ouvisse os seus gritos, nem seriam salvos,
İsveççe:
Om Vi ville, kunde Vi låta dem drunkna; ingen skulle höra deras nödrop och ingen räddning nå dem,
Farsça:
و اگر بخواهیم آنان را غرق می کنیم در این صورت هیچ فریادرسی برای آنان نخواهد بود، و نجات هم نیابند،
Kürtçe:
وە ئەگەر بمانەوێت نوقمیان دەکەین جا ھیچ کەس نایەت بە ھاواریانەوە و ڕزگاریش ناکرێن(لە نوقم بوون)
Özbekçe:
Агар хоҳласак, уларни ғарқ этурмиз. Бас, уларнинг ёрдамчиси бўлмас ва ҳам улар қутқазилмас.
Malayca:
Dan jika kami kehendaki, kami boleh tenggelamkan mereka; (kiranya Kami lakukan yang demikian) maka tidak ada yang dapat memberi pertolongan kepada mereka, dan mereka juga tidak dapat diselamatkan, -
Arnavutça:
Dhe, po të duam Ne, ata i fundosim; andaj – as nuk do të mund t’u ndihmojë kush, as nuk do të mund të shpëtojnë,
Bulgarca:
И ако пожелаем, ще ги издавим и нито ще имат избавител, нито ще бъдат спасени,
Sırpça:
И ако желимо, Ми их потопимо, и нико у помоћ неће да им притекне, нити ће да буду избављени
Çekçe:
A kdybychom chtěli, utopili bychom je a nedostalo by se jim pomoci žádné a zachráněni by nebyli,
Urduca:
ہم چاہیں تو اِن کو غرق کر دیں، کوئی اِن کی فریاد سننے والا نہ ہو اور کسی طرح یہ نہ بچائے جا سکیں
Tacikçe:
Ва агар бихоҳем, ҳамаро ғарк, месозем ва онҳоро ҳеҷ фарёдрасе набошад ва халосӣ наёбанд,
Tatarca:
Әгәр Без кешеләрне суга батытырга теләсәк, әлбәттә, батырырбыз, аларны коткарырга ярдәмче табылмас һәм батып һәлак булудан коткарылмаслар.
Endonezyaca:
Dan jika Kami menghendaki niscaya Kami tenggelamkan mereka, maka tiadalah bagi mereka penolong dan tidak pula mereka diselamatkan.
Amharca:
ብንሻም እናሰጥማቸዋለን፡፡ ለእነርሱም ረዳት የላቸውም፡፡ እነርሱም የሚድዳኑ አይደሉም፡፡
Tamilce:
இன்னும், (அவர்கள் கடலில் பயணிக்கும்போது) நாம் நாடினால் அவர்களை மூழ்கடிப்போம். அவர்களுக்கு உதவியாளர் அறவே இருக்க மாட்டார். இன்னும், அவர்கள் பாதுகாக்கப்பட மாட்டார்கள்.
Korece:
하나님은 그분의 뜻이 있었 다면 익사하게 했을 것이라 그때 그들은 구원의 외침을 들어줄 자가없으니 구제되지 못했을 것이라
Vietnamca:
Nếu muốn, TA sẽ nhấn chìm họ và họ sẽ không thể kêu la cầu cứu với bất kỳ ai và họ sẽ không được cứu sống.
Ayet Linkleri: