Arapça:
إِن كَانَتْ إِلَّا صَيْحَةً وَاحِدَةً فَإِذَا هُمْ خَامِدُونَ
Çeviriyazı:
in kânet illâ ṣayḥatev vâḥideten feiẕâ hüm ḫâmidûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sadece bir gürültü oldu, onlar da hemen sönüverdiler.
Diyanet İşleri:
Ondan sonra milleti üzerine gökten bir ordu indirmedik; zaten indirecek de değildik; sadece tek bir çığlık.. o kadar, hemen sönüp gittiler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Azabımız, ancak bir bağrıştan ibaretti, o anda hepsi de sönüp gitti.
Şaban Piriş:
Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp gittiler.
Edip Yüksel:
Sadece bir patlama... Hemen donakaldılar.
Ali Bulaç:
(Ancak onlara) Yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler.
Suat Yıldırım:
(Orduya ne lüzum?), bir tek ses yeter! Bir de bakmışsınız: Sönüp kalmışlar...
Ömer Nasuhi Bilmen:
O bir sayhadan başka olmadı. O anda onlar hemen sönüvermiş kimseler oldular.
Yaşar Nuri Öztürk:
Olan, sadece korkunç titreşimli bir sesti. Ve bir anda sönüverdiler.
Bekir Sadak:
Onun ve elleriyle yaptiklarinin urunlerini yesinler
İbni Kesir:
Sadece, bir tek çığlık oldu. Ve onlar hemen sönüp gittiler.
Adem Uğur:
(Onları helâk eden) korkunç sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler.
İskender Ali Mihr:
(Onların cezası) sadece bir sayha (şiddetli ses dalgası) oldu. O zaman onlar sönenler oldular.
Celal Yıldırım:
Sadece bir haykırış (yetti)
Tefhim ul Kuran:
(Ancak onlara) Yalnızca bir tek çığlık (yetti)
Fransızca:
Ce ne fut qu'un seul Cri et les voilà éteints.
İspanyolca:
No hubo más que un solo Grito y ¡helos sin vida!
İtalyanca:
Non ci fu altro che il Grido, uno solo e furono spenti.
Almanca:
Es war nichts anderes außer einem einzigen Schrei, sogleich waren sie erloschen.
Çince:
才听见一声呐喊,他们就灭亡了。
Hollandaca:
Er was slechts een kreet van Gabriël uit den hemel en, zie, zij werden geheel uitgeroeid.
Rusça:
Был всего лишь один глас, и они затухли.
Somalice:
Waxaan qaylo Kaliya ahayna laguma halaagin oo markaas ay bakhtiyeen (halaagsameen).
Swahilice:
Hakukuwa ila ukelele mmoja tu; na mara walizimwa!
Uygurca:
پەقەت بىر ئاۋاز بىلەنلا ناگاھان ئۇلار قېتىپ قالدى
Japonca:
只一声叫ぶだけで,かれらは消え失せてしまった。
Arapça (Ürdün):
«إن» ما «كانت» عقوبتهم «إلا صيحة واحدة» صاح بهم جبريل «فإذا هم خامدون» ساكنون ميتون.
Hintçe:
वह तो सिर्फ एक चिंघाड थी (जो कर दी गयी बस) फिर तो वह फौरन चिराग़े सहरी की तरह बुझ के रह गए
Tayca:
แล้วเมื่อนั้นพวกเขาก็ดับเงียบ
İbranice:
הנחתנו עליהם מכה אחת, ומיד הפכו לגופות של מתים
Hırvatça:
samo je bio jedan užasan krik, i oni odjednom utrnuti - pomrli.
Rumence:
Nu va fi decât un singur Strigăt, şi vor fi cu toţii stinşi.
Transliteration:
In kanat illa sayhatan wahidatan faitha hum khamidoona
Türkçe:
Olan, sadece korkunç titreşimli bir sesti. Ve bir anda sönüverdiler.
Sahih International:
It was not but one shout, and immediately they were extinguished.
İngilizce:
It was no more than a single mighty Blast, and behold! they were (like ashes) quenched and silent.
Azerbaycanca:
(Onların cəzası) ancaq dəhşətli (tükürpədici) bir səs (Cəbrailin qışqırtısı) oldu. Dərhal məhv olub (şam kimi sönüb) getdilər.
Süleyman Ateş:
Sadece korkunç bir gürültü oldu, hemen sönüverdiler.
Diyanet Vakfı:
(Onları helak eden) korkunç sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler.
Erhan Aktaş:
Sadece bir sayha!(1) O zaman onlar sönenler oldular!
Kral Fahd:
(Onları helâk eden) korkunç sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler.
Hasan Basri Çantay:
(Onların yakalanması, yahud ukuubeti) birtek sayhadan başka (bir şeyle) değildi. Artık hemen sönü (b gidi) verenler (oldular).
Muhammed Esed:
hiçbir şey (gerekmiyordu), bir (ceza) çığlığından başka! Ve sonunda sessiz ve hareketsiz bir kül yığınına dönüverdiler.
Gültekin Onan:
(Ancak onlara) yalnızca bir tek çığlık (yetti)
Ali Fikri Yavuz:
O (helâk edilişlerine sebep) yalnız bir sayha (Cebraîl’in sesi) oldu
Portekizce:
Foi só um estrondo, e ei-los inertes!, feito cinzas, prostrados e silentes.
İsveççe:
ett dån genljöd, ett enda, och allt blev tyst.
Farsça:
[کیفرشان] جز یک فریاد مرگبار نبود که ناگهان [پس از آن فریاد] همه بی حرکت و خاموش شدند!
Kürtçe:
(ھۆی تیاچوونیان) تەنیا شریخەیەکی بەھێز بوو جا کتوپڕ ئەوانە ھەموو جوڵەیان نەما و مردن
Özbekçe:
Фақат биргина қичқириқдан бошқа нарса бўлмади. Бирдан улар сўниб қолдилар.
Malayca:
(Kebinasaan mereka) hanyalah dilakukan dengan satu pekikan (yang dahsyat), maka dengan serta merta mereka semua sunyi-sepi tidak hidup lagi.
Arnavutça:
vetëm një zë të tmerrshëm, e u shuan përnjëherësh.
Bulgarca:
Бе само един Вик и ето ги - изпепелени!
Sırpça:
само би се чуо један ужасан крик, и они би одједном сви помрли.
Çekçe:
a stačilo vykřiknutí jediné, a hle, životy jejich zhasly!
Urduca:
بس ایک دھماکہ ہوا اور یکایک وہ سب بجھ کر رہ گئے
Tacikçe:
Як бонги сахте буд, ки ногоҳ ҳама бар ҷой сард шуданд.
Tatarca:
Ул кәферләрне һәлак итүебез фәкать Җәбраил фәрештәнең бер мәртәбә кычкыруы белән булды һәм алар сүнгән ут кеби һәлак булдылар.
Endonezyaca:
Tidak ada siksaan atas mereka melainkan satu teriakan suara saja; maka tiba-tiba mereka semuanya mati.
Amharca:
(ቅጣታቸው) አንዲት ጩኸት እንጂ ሌላ አልነበረችም፡፡ ወዲያውኑም እነርሱ ጠፊዎች ኾኑ፡፡
Tamilce:
(அந்த தண்டனை) ஒரே ஒரு சத்தமாகவே தவிர இருக்கவில்லை. ஆக, அப்போது அவர்கள் அழிந்து (இறந்து) விட்டார்கள்.
Korece:
실로 하늘로부터 한번의 강 한 질풍이 있었을 뿐인데 그때 그들 모두는 재처럼 사라지고 없더 라
Vietnamca:
Chỉ cần một tiếng gầm duy nhất thôi thì họ bị tiêu diệt toàn bộ.
Ayet Linkleri: