Arapça:
وَالْقَمَرَ قَدَّرْنَاهُ مَنَازِلَ حَتَّىٰ عَادَ كَالْعُرْجُونِ الْقَدِيمِ
Çeviriyazı:
velḳamera ḳaddernâhü menâzile ḥattâ `âde kel`urcûni-lḳadîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ay'a gelince, ona menziller tayin ettik. Nihayet o eski hurma salkımının çöpü gibi (yay haline) dönmüştür.
Diyanet İşleri:
Ay için de sonunda kuru bir hurma dalına döneceği konaklar tayin etmişizdir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve ay için de muayyen zamanlarda konaklar takdir ettik, her devrin sonunda, eski, kuru ve eğri hurma salkımının çöpüne döner.
Şaban Piriş:
Ay’a da menziller belirledik ki, sonunda kuru bir hurma dalı gibi olur da geri döner.
Edip Yüksel:
Aya da, kuru bir hurma dalına dönüşünceye kadar çeşitli evreler belirledik.
Ali Bulaç:
Ay'a gelince, Biz onun için de birtakım uğrak yerleri takdir ettik; sonunda o, eski bir hurma dalı gibi döndü (döner).
Suat Yıldırım:
Ay için de birtakım safhalar, duraklar tâyin ettik; dolaşa dolaşa, nihayet eski hurma salkımının çöpü gibi kuru, sarı, kavisli bir hâle gelir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Biz kamer´e de konaklar takdir ettik. Nihâyet hurma salkımının eski kurumuş eğri dalı gibi bir hale dönmüş olur.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ay'a gelince, biz onun için de bir takım durak noktaları/birtakım evreler belirledik. Nihayet o, eski hurma sapının eğrilmişi gibi geri döner.
Bekir Sadak:
Onlari: «Gecmisinizden ve geleceginizden sakinin, belki acinirsiniz» dendigi zaman yuz cevirirler.
İbni Kesir:
Ay için de konaklar ta´yin etmişizdir. Sonunda eski hurma dalına döner.
Adem Uğur:
Ay için de birtakım menziller (yörüngeler) tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilâl) olur da geri döner.
İskender Ali Mihr:
Ve Ay, kurumuş hurma salkımı dalı gibi bir şekil (bedir şeklinden hilâl) haline dönünceye kadar ona menziller takdir ettik.
Celal Yıldırım:
Ay için de konaklar belirledik
Tefhim ul Kuran:
Ay´a gelince, biz onun için de birtakım uğrak yerleri takdir ettik
Fransızca:
Et la lune, Nous lui avons déterminé des phases jusqu'à ce qu'elle devienne comme la palme vieillie .
İspanyolca:
Hemos determinado para la luna fases, hasta que se pone como la palma seca.
İtalyanca:
E alla luna abbiamo assegnato le fasi, finché non diventa come una palma invecchiata.
Almanca:
Und den Mond bestimmten WIR in Phasen, bis er wieder wie die alte (dünne, krumme und gelbliche) Rispe (am Dattelbaum) wird.
Çince:
月亮,我为它预定星宿,直到它再变成象干枯的椰枣枝一样。
Hollandaca:
En voor de maan hebben wij zekere verblijfplaatsen aangewezen, opdat zij verandere, en weder gelijk worde aan den ouden, gekromden tak van een palm.
Rusça:
Мы предопределили для луны положения, пока она вновь не становится подобна старой пальмовой ветви.
Somalice:
Dayaxana waxaan uqadaray (uyeelay) meelo uu ku hoydo intuu ka noqdo sida laan gabowday oo kale.
Swahilice:
Na mwezi tumeupimia vituo, mpaka unakuwa kama karara kongwe.
Uygurca:
ئايغا سەير قىلىدىغان مەنزىللەرنى بەلگىلىدۇق، ئۇ (ئاخىرقى مەنزىلگە يېتىپ بارغاندا) خورمىنىڭ قۇرۇپ قالغان شېخىغا ئوخشاش بولۇپ قالىدۇ
Japonca:
また月には,天宮を振り分けた。(それを通って)ナツメヤシの老いた葉柄のように(細くなって)戻ってくる。
Arapça (Ürdün):
«والقمرُ» بالرفع والنصب وهو منصوب بفعل يفسره ما بعده «قدَرناه» من حيث سيره «منازل» ثمانية وعشرين منزلا في ثمان وعشرين ليلة من كل شهر، ويستتر ليلتين إن كان الشهر ثلاثين يوما وليلة إن كان تسعة وعشرين يوما «حتى عاد» في آخر منازله في رأي العين «كالعرجون القديم» أي كعود الشماريخ إذا عتق فإنه يرق ويتقوس ويصفر.
Hintçe:
और हमने चाँद के लिए मंज़िलें मुक़र्रर कर दीं हैं यहाँ तक कि हिर फिर के (आख़िर माह में) खजूर की पुरानी टहनी का सा (पतला टेढ़ा) हो जाता है
Tayca:
และดวงจันทร์นั้น เราได้กำหนดให้มันโคจรตามตำแหน่ง จนกระทั่งมันได้กลายมาเป็นเช่นกิ่งอินทผลัมแห้ง
İbranice:
לירח קבענו שלבים, עד שהוא חוזר ונראה כענף תמר יבש
Hırvatça:
I Mjesecu smo odredili položaje; i on se uvijek ponovo vraća kao stari savijeni palmin prut.
Rumence:
Şi luna căreia i-am sorocit coborâşurile până când se întoarnă asemnea unei cozi de frunză de curmal, veche şi scorojită.
Transliteration:
Waalqamara qaddarnahu manazila hatta AAada kaalAAurjooni alqadeemi
Türkçe:
Ay'a gelince, biz onun için de bir takım durak noktaları/birtakım evreler belirledik. Nihayet o, eski hurma sapının eğrilmişi gibi geri döner.
Sahih International:
And the moon - We have determined for it phases, until it returns [appearing] like the old date stalk.
İngilizce:
And the Moon,- We have measured for her mansions (to traverse) till she returns like the old (and withered) lower part of a date-stalk.
Azerbaycanca:
Biz ay üçün mənzillər müəyyən etdik. Nəhayət, o (həmin mənzilləri başa vurduqdan sonra) dönüb xurma ağacının qurumuş əyri budağı kimi (hilal şəklində) olar.
Süleyman Ateş:
Aya da konaklar tayin ettik. Nihayet o, eski urcun(hurma salkımının sapın)a benzer bir hale geldi.
Diyanet Vakfı:
Ay için de birtakım menziller (yörüngeler) tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilal) olur da geri döner.
Erhan Aktaş:
Ay’a da menziller takdir ettik. Sonunda kuru bir hurma dalına döner.
Kral Fahd:
Ay için de birtakım menziller (yörüngeler) tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilâl) olur da geri döner.
Hasan Basri Çantay:
Ay (a gelince:) Biz ona da menzil menzil mıkdarlar ta´yîn etdik. Nihayet o, eski hurma salkımının eğri çöpü gibi bir haale dönmüşdür (döner).
Muhammed Esed:
ve ay(da da bir işaret vardır ki) Biz onu, kuru ve eğik bir hurma dalını andırır hale gelinceye kadar çeşitli safhalardan geçirdik:
Gültekin Onan:
Aya gelince, biz onun için de birtakım uğrak yerleri takdir ettik
Ali Fikri Yavuz:
Ayın da seyrine menziller (miktarlar) takdir ettik. Nihayet kurumuş eski hurma dalının yay şeklini alır.
Portekizce:
E a lua, cujo curso assinalamos em fases, até que se apresente como um ramo seco de tamareira.
İsveççe:
Och månen, för vilken Vi har föreskrivit faser [som den måste passera] tills den blir lik den vissna, krökta stjälken till en dadelklase.
Farsça:
و برای ماه منزل هایی قرار دادیم تا اینکه به صورت شاخه کهنه هلالی شکل و زرد رنگ خرما برگردد [و باز به تدریج بدر کامل شود،]
Kürtçe:
وەبۆ مانگیش چەند قۆناغێکمان داناوە (دوای تەواو کردنی قۆناغەکانی) ھەتا وەکو پەلی دار خورمای کۆنی (وشك بووی) لێ دێت
Özbekçe:
Ойни эса, токи эски (хурмо) шингили (ҳолига) қайтгунга қадар манзилларини бичиб қўйганмиз. (Ой ҳам, қуёш ҳам думалоқ шаклдаги самовий жисмдир. Инсоннинг кўзига қуёш доим бир хил суратда кўринади. Лекин ой бир ой давомида йигирма саккиз шаклга киради. Аввал кичик ҳилол бўлиб кўринади. Кундан-кунга катталашиб, тўлин баркашга айланади. Кейин яна аста-секин ҳилол ҳолига қайтади. Чунки Аллоҳ таоло ой учун йигирма саккиз манзилни бичиб қўйган. Ҳар куни ҳар хил манзилдан чиқади, ҳар куни ҳар хил ҳажмда кўринади.)
Malayca:
Dan bulan pula Kami takdirkan dia beredar melalui beberapa peringkat, sehingga di akhir peredarannya kelihatan kembalinya pula ke peringkat awalnya - (berbentuk melengkung) seperti tandan yang kering.
Arnavutça:
Dhe Hënës ia kemi caktuar pozitat; ajo kthehet (duke qenë e plotë) e bëhet si rremi (i hollë) i vjetër i hurmës.
Bulgarca:
И на луната отредихме фази, докато заприлича на изсъхнала палмова клонка.
Sırpça:
И Месецу смо одредили положаје; и он се увек поново враћа као стари савијени палмин прут.
Çekçe:
A pro měsíc jsme příbytky stanovili, pokud se nevrátí podoben staré větvi palmové.
Urduca:
اور چاند، اُس کے لیے ہم نے منزلیں مقرر کر دی ہیں یہاں تک کہ ان سے گزرتا ہوا وہ پھر کھجور کی سوکھی شاخ کے مانند رہ جاتا ہے
Tacikçe:
Ва барои моҳ манзилҳое андоза кардем, то монанди шохаи хушки хурмо борик шавад.
Tatarca:
Вә айның йөрешенә урыннар билгеләдек, хәтта ай беткәндә яки туганда күренештә нечкә булып хөрмә агачының кәкре нечкә ботагына охшап кала.
Endonezyaca:
Dan telah Kami tetapkan bagi bulan manzilah-manzilah, sehingga (setelah dia sampai ke manzilah yang terakhir) kembalilah dia sebagai bentuk tandan yang tua.
Amharca:
ጨረቃንም የመስፈሪያዎች ባለቤት ሲኾን እንደ ዘንባባ አሮጌ ቀንዘል እስኪኾን ድረስ (መኼዱን) ለካነው፡፡
Tamilce:
இன்னும், சந்திரன் - பல தங்குமிடங்களில் தங்கும்படி அதை நாம் திட்டமிட்டோம். இறுதியாக, அது பழைய (காய்ந்த மெலிந்த வலைந்த) பேரீச்சை குலையைப் போல் திரும்பிவிடுகிறது.
Korece:
달을 두어 그의 궤도를 운행 케 하니 오래된 메마른 종려나무 가지처럼 다시 돌아오니라
Vietnamca:
Và mặt trăng, TA đã ấn định cho nó các giai đoạn (tròn khuyết) cho đến khi nó trở lại hình dạng giống lưỡi liềm như cũ.
Ayet Linkleri: