Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

37

Sûredeki Ayet No: 

19

Ayet No: 

3807

Sayfa No: 

446

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَإِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌ فَإِذَا هُمْ يَنظُرُونَ

Çeviriyazı: 

feinnemâ hiye zecratüv vâḥidetün feiẕâ hüm yenżurûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Çünkü O (sura üfürmek) zorlu bir kumandadan ibarettir ki, derhal onların gözleri açılıverir.

Diyanet İşleri: 

Tek bir çığlık. Hemen bakıp kalırlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Gerçekten de ancak bir tek bağrıştan ibarettir de birdenbire görüverirler ki dirilmişler.

Şaban Piriş: 

Çünkü o, korkunç bir sesten ibarettir. O zaman derhal bakıp, dururlar.

Edip Yüksel: 

O, bir tek dokunmadır. O zaman (kalkıp) bakınırlar.

Ali Bulaç: 

İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir; artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp duruyorlar.

Suat Yıldırım: 

Bu iş için sadece bir tek emir yeter! Bir de bakarsınız ki hepsi dirilmiş, etraflarına bakınıyorlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

37:18

Yaşar Nuri Öztürk: 

Müthiş bir komut sesidir O. Onlar öylece bakakalacaklar.

Bekir Sadak: 

soyle sorulur: «Size ne oldu ki birbirinizle yardimlasmiyorsunuz?»

İbni Kesir: 

O, sadece bir tek çığlıktır ki onların birden bire gözleri açılıverecektir.

Adem Uğur: 

O (diriltme) korkunç bir sesten ibaret olacak, o anda hemen onların gözleri açılıp etrafa bakacaklar.

İskender Ali Mihr: 

İşte o, sadece tek bir çığlıktır. Onlar işte o zaman (diriltilince) bakacaklar (görecekler).

Celal Yıldırım: 

Bir tek haykırış yetecek

Tefhim ul Kuran: 

İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir

Fransızca: 

Il n'y aura qu'un seul Cri, et voilà qu'ils regarderont,

İspanyolca: 

Un solo Grito, nada más, y verán...

İtalyanca: 

Ci sarà uno squillo, uno solo, ed ecco che vedranno

Almanca: 

Und es ist nichts anderes als ein einziger Schrei, sogleich sehen sie.

Çince: 

才听见一声呐喊,他们就瞻望着,

Hollandaca: 

Er zal slechts eenmaal op de trompet worden geblazen, en zij zullen rond zien.

Rusça: 

Раздастся один только глас, и все они будут смотреть.

Somalice: 

Xaaladduna waa uun qaylo kaliya markaas, waxaa soo bixi dadkii oo wax eegi.

Swahilice: 

Huko utapigwa ukelele mmoja tu! Na hapo ndio wataona!

Uygurca: 

بىر ئاۋازنى (يەنى ئىسراپىلنىڭ چالغان سۇرىنى) ئاڭلاش بىلەنلا (مەھشەرگاھقا) ھازىر بولۇپ (ئۆزلىرىگە نېمە قىلىنىدىغانلىقىغا) قارىشىپ تۇرىدۇ

Japonca: 

それは只一声の叫びである。その時かれらは(恐ろしい光景を)目の当たりに見て,

Arapça (Ürdün): 

«فإنما هي» ضمير مبهم يفسره «زجرة» أي صيحة «واحدة فإذا هم» أي الخلائق أحياء «ينظرون» ما يفعل بهم.

Hintçe: 

और तुम ज़लील होगे और वह (क़यामत) तो एक ललकार होगी फिर तो वह लोग फ़ौरन ही (ऑंखे फाड़-फाड़ के) देखने लगेंगे

Tayca: 

ความจริงมันเป็นเพียงเสียงแผดตะโกนก้องเพียงครั้งเดียว แล้วพวกเขาจะจ้องมอง

İbranice: 

ואכן רק תרועה אחת ואז עיניהם יראו

Hırvatça: 

Bit će to samo naredba jedna, i oni će odjednom gledati

Rumence: 

Un sigur ţipăt şi vor vedea atunci!

Transliteration: 

Fainnama hiya zajratun wahidatun faitha hum yanthuroona

Türkçe: 

Müthiş bir komut sesidir O. Onlar öylece bakakalacaklar.

Sahih International: 

It will be only one shout, and at once they will be observing.

İngilizce: 

Then it will be a single (compelling) cry; and behold, they will begin to see!

Azerbaycanca: 

O yalnız dəhşətli bir səsdən (İsrafilin suru ikinci dəfə üfürməsindən) ibarətdir. Onlar dərhal (dirilib başlarına gətirilən müsibətlərə) baxacaqlar.

Süleyman Ateş: 

O (iş) sadece korkunç bir sesten ibarettir: Hemen onlar (diriltilmiş olarak) bakıyorlardır.

Diyanet Vakfı: 

O (diriltme) korkunç. bir sesten ibaret olacak, o anda hemen onların gözleri açılıp etrafa bakacaklar.

Erhan Aktaş: 

Artık o tek bir haykırıştır(1). O zaman neyin ne olduğunu görecekler.

Kral Fahd: 

O (diriltme) korkunç bir sesten ibaret olacak, o anda hemen onların gözleri açılıp etrafa bakacaklar.

Hasan Basri Çantay: 

İşte o, ancak birtek sayhadan ibâretdir ki onların birden bire gözleri açılıverecekdir.

Muhammed Esed: 

Çünkü o (alay ettikleri yeniden dirilme,) bir itham çığlığı şeklinde (aniden onların tepesinde patlayacak.) İşte o zaman (hakikati) anlamaya başlayacaklar,

Gültekin Onan: 

İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir

Ali Fikri Yavuz: 

Çünkü o, (Sûr’a ikinci defa) bir üfürüştür ki, derhal kabirlerinden kalkıb başlarına gelecek şeyi gözetlerler.

Portekizce: 

E para isso bastará um só grito; e ei-los começando a ver!

İsveççe: 

Ett enda mäktigt rop skall ljuda, och de kommer att se [den nya verkligheten]

Farsça: 

جز این نیست که آن یک فریاد عظیم است که [وقتی واقع شود] ناگاه [همه زنده می شوند و حیرت زده منظره قیامت را] می نگرند،

Kürtçe: 

چونکە ئەو (زیندوو بوونەوەیە) ھەر یەك دەنگە ئیتر دەست بەجێ زیندوون و دەڕوانن

Özbekçe: 

Бас, у фақатгина бир қичқириқдан иборат, холос. Бас, бирдан улар назар солиб турибдилар-да!

Malayca: 

(Kebangkitan ini mudah) kerana sesungguhnya ia boleh berlaku hanyalah dengan suara sahaja, maka dengan serta mereka semuanya (bangkit) melihat (apa yang akan jadi).

Arnavutça: 

Ky do të jetë vetëm një zë dhe të gjithë do të presim (se ç’po ndodhë)

Bulgarca: 

То ще е само един Вик и ето ги - проглеждат!

Sırpça: 

То ће бити само глас један, и сви ће одједном прогледати

Çekçe: 

A ozve se jen jeden zvuk jediný, a hle, oni prohlédnou

Urduca: 

بس ایک ہی جھڑکی ہو گی اور یکایک یہ اپنی آنکھوں سے (وہ سب کچھ جس کی خبر دی جا رہی ہے) دیکھ رہے ہوں گے

Tacikçe: 

Ва онон худ хоҳанд дид, ки ба як фармон ҳамаро зинда мекунанд.

Tatarca: 

Кешеләрнең терелеп каберләреннән чыгулары фәкать бер тавыш белән булыр, ул эшнең Аллаһуга һич авырлыгы юк, һәм Аллаһу хозурына җыелгач, безгә ни булыр инде, дип көтәрләр.

Endonezyaca: 

Maka sesungguhnya kebangkitan itu hanya dengan satu teriakan saja; maka tiba-tiba mereka meIihatnya.

Amharca: 

እርሷም አንዲት ጩኸት ብቻ ናት፡፡ እነርሱም ወዲያውኑ (ምን እንደሚፈጸምባቸው) ያያሉ፡፡

Tamilce: 

ஆக, (மறுமை நிகழ்வு) அதுவெல்லாம் ஒரே ஒரு பலமான சத்தம்தான். அப்போது அவர்கள் (மறுமையின் காட்சிகளை கண்கூடாகப்) பார்ப்பார்கள்.

Korece: 

그때 한 소리가 울려 퍼지리니 보라 그때 그들은 서로 보게 되매

Vietnamca: 

Quả thật, chỉ một tiếng Gầm duy nhất thì lúc đó (tất cả) họ sẽ ngóng nhìn (những gì diễn ra của Ngày Phán Xét).