Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

36

Sûredeki Ayet No: 

57

Ayet No: 

3762

Sayfa No: 

444

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لَهُمْ فِيهَا فَاكِهَةٌ وَلَهُم مَّا يَدَّعُونَ

Çeviriyazı: 

lehüm fîhâ fâkihetüv velehüm mâ yedde`ûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlara orada bir meyve vardır. İsteyecekleri her şey onlarındır.

Diyanet İşleri: 

Orada meyveler ve her istedikleri onlarındır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onlarındır orada yemişler ve onlarındır diledikleri her şey.

Şaban Piriş: 

Orada, onlar için meyveler vardır. Canlarının istediği her şey onlarındır.

Edip Yüksel: 

Onlar için meyveler ve istedikleri her şey vardır.

Ali Bulaç: 

Orada taptaze-meyveler onların ve istek duydukları herşey onlarındır.

Suat Yıldırım: 

Orada turfanda yemişler onlara, hâsılı istedikleri her şey onlara...

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Onlar için orada taze yemişler vardır ve onlar için ne isterlerse vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Orada kendileri için meyveler var. İstedikleri her şey kendilerinin olacak.

Bekir Sadak: 

Iste bu, size soz verilen cehennemdir.

İbni Kesir: 

Orada meyveler onlarındır. Ve her istedikleri kendilerinindir.

Adem Uğur: 

Orada onlar için her çeşit meyve vardır. Bütün arzuları yerine getirilir.

İskender Ali Mihr: 

Orada onlar için meyveler ve istedikleri (her)şey vardır.

Celal Yıldırım: 

Onlara orada meyveler ve istedikleri her şey vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Orada taptaze meyveler onların ve istek duymakta oldukları her şey onlarındır.

Fransızca: 

Là ils auront des fruits et ils auront ce qu'ils réclameront,

İspanyolca: 

Tendrán allí fruta y lo que deseen.

İtalyanca: 

Colà avranno frutta e tutto ciò che desidereranno.

Almanca: 

Für sie gibt es darin Obst. Und für sie gibt es, was sie sich wünschen.

Çince: 

他们在乐园中,将有水果,并有他们所要求的恩典。

Hollandaca: 

Daar zullen zij vruchten hebben, en zij zullen alles verkrijgen, wat zij zullen begeeren.

Rusça: 

Там для них есть фрукты и все, что они потребуют.

Somalice: 

Waxayna dhexdeeda ka heli faakihad, waxayna heli waxay dalbaan.

Swahilice: 

Watapata humo kila namna ya matunda na watapata kila watakacho kitaka.

Uygurca: 

ئۇلار ئۈچۈن جەننەتتە (تۈرلۈك) مېۋىلەر بار، ئۇلار ئۈچۈن جەننەتتە (ئۇلارنىڭ) كۆڭلى تارتقان نەرسىلەر بولىدۇ

Japonca: 

そこでかれらは,果実や望みのものを何でも得られる。

Arapça (Ürdün): 

«لهم فيها فاكهة ولهم» فيها «ما يدَّعون» يتمنون.

Hintçe: 

बेिहश्त में उनके लिए (ताज़ा) मेवे (तैयार) हैं और जो वह चाहें उनके लिए (हाज़िर) है

Tayca: 

สำหรับพวกเขาในสวนสวรรค์นั้นจะมีผลไม้ (หลากชนิด) และสำหรับพวกเขาจะมีสิ่งที่พวกเขาต้องการ

İbranice: 

יהיו להם שם פירות, ואת כל אשר תשאל נפשם

Hırvatça: 

u njemu će imati voća, i ono što budu željeli.

Rumence: 

Vor avea acolo fructe şi vor avea ceea ce vor cere.

Transliteration: 

Lahum feeha fakihatun walahum ma yaddaAAoona

Türkçe: 

Orada kendileri için meyveler var. İstedikleri her şey kendilerinin olacak.

Sahih International: 

For them therein is fruit, and for them is whatever they request [or wish]

İngilizce: 

(Every) fruit (enjoyment) will be there for them; they shall have whatever they call for;

Azerbaycanca: 

Orada onlar üçün (hər cür) meyvə və istədikləri hər şey vardır.

Süleyman Ateş: 

Orada onlar için meyvalar ve istedikleri her şey vardır.

Diyanet Vakfı: 

Orada onlar için her çeşit meyve vardır. Bütün arzuları yerine getirilir.

Erhan Aktaş: 

Orada onlar için meyve ve gönüllerinin çektiği her şey vardır.

Kral Fahd: 

Orada onlar için her çeşit meyve vardır. Bütün arzuları yerine getirilir.

Hasan Basri Çantay: 

Orada taze yemiş (ler) onların, temennî edecekleri herşey onlarındır.

Muhammed Esed: 

orada (yalnızca) sevinç ve mutluluğu tadacaklar ve istedikleri her şey onların olacak,

Gültekin Onan: 

Orada taptaze meyveler, onların ve istek duydukları her şey onlarındır.

Ali Fikri Yavuz: 

Onlara orada (cennetde) çeşitli meyve var

Portekizce: 

Aí terão frutos e tudo quanto pedirem.

İsveççe: 

och där skall de njuta frukter [av alla slag] och allt vad de begär skall de få.

Farsça: 

برای آنان در آنجا میوه ها [ی عالی و مطبوع] و آنچه دلشان بخواهد فراهم است.

Kürtçe: 

لەو(بەھەشتە) دا بۆیان ئامادەیە میوەھات وھەرچی داوا بکەن

Özbekçe: 

Улар учун у ерда мевалар бордир. Улар учун у ерда истаган нарсалар бордир. (Аҳли жаннатлар нимани истасалар, жаннатда ўша нарса бордир. Кўнгиллари исташи билан олдиларида муҳайё бўлади.)

Malayca: 

Mereka beroleh dalam Syurga itu pelbagai jenis buah-buahan, dan mereka beroleh apa sahaja yang mereka kehendaki;

Arnavutça: 

në të (xhennet) – për ta, ka pemë dhe çdo gjë që dëshirojnë.

Bulgarca: 

Там ще имат плодове и ще имат, каквото пожелаят.

Sırpça: 

у њему ће имати воћа, и оно што буду желели

Çekçe: 

a tam ovoce a vše, oč požádají, míti budou.

Urduca: 

ہر قسم کی لذیذ چیزیں کھانے پینے کو ان کے لیے وہاں موجود ہیں، جو کچھ وہ طلب کریں اُن کے لیے حاضر ہے

Tacikçe: 

Дар он ҷо ҳар мева ва ҳар чизи дигар, ки бихоҳанд, фароҳам аст.

Tatarca: 

Аларга җәннәттә тәмле җимешләр вә күңелләре теләгән нәрсәләр бардыр.

Endonezyaca: 

Di surga itu mereka memperoleh buah-buahan dan memperoleh apa yang mereka minta.

Amharca: 

በውስጧ ለእነርሱ ፍራፍሬዎች አሏቸው፡፡ ለእነርሱም የሚፈልጉት ሁሉ አልላቸው፡፡

Tamilce: 

அவர்களுக்கு அதில் கனிகள் உண்டு. இன்னும், அவர்கள் ஆசைப்படுவதும் அவர்களுக்கு கிடைக்கும்.

Korece: 

모든 과일을 즐기며 그들이 원하는 모든 것을 갖게 되며

Vietnamca: 

Trong đó, có đủ loại trái quả và mọi thứ mà họ yêu cầu.

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: