Arapça:
لَهُمْ فِيهَا فَاكِهَةٌ وَلَهُم مَّا يَدَّعُونَ
Çeviriyazı:
lehüm fîhâ fâkihetüv velehüm mâ yedde`ûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlara orada bir meyve vardır. İsteyecekleri her şey onlarındır.
Diyanet İşleri:
Orada meyveler ve her istedikleri onlarındır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlarındır orada yemişler ve onlarındır diledikleri her şey.
Şaban Piriş:
Orada, onlar için meyveler vardır. Canlarının istediği her şey onlarındır.
Edip Yüksel:
Onlar için meyveler ve istedikleri her şey vardır.
Ali Bulaç:
Orada taptaze-meyveler onların ve istek duydukları herşey onlarındır.
Suat Yıldırım:
Orada turfanda yemişler onlara, hâsılı istedikleri her şey onlara...
Ömer Nasuhi Bilmen:
Onlar için orada taze yemişler vardır ve onlar için ne isterlerse vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Orada kendileri için meyveler var. İstedikleri her şey kendilerinin olacak.
Bekir Sadak:
Iste bu, size soz verilen cehennemdir.
İbni Kesir:
Orada meyveler onlarındır. Ve her istedikleri kendilerinindir.
Adem Uğur:
Orada onlar için her çeşit meyve vardır. Bütün arzuları yerine getirilir.
İskender Ali Mihr:
Orada onlar için meyveler ve istedikleri (her)şey vardır.
Celal Yıldırım:
Onlara orada meyveler ve istedikleri her şey vardır.
Tefhim ul Kuran:
Orada taptaze meyveler onların ve istek duymakta oldukları her şey onlarındır.
Fransızca:
Là ils auront des fruits et ils auront ce qu'ils réclameront,
İspanyolca:
Tendrán allí fruta y lo que deseen.
İtalyanca:
Colà avranno frutta e tutto ciò che desidereranno.
Almanca:
Für sie gibt es darin Obst. Und für sie gibt es, was sie sich wünschen.
Çince:
他们在乐园中,将有水果,并有他们所要求的恩典。
Hollandaca:
Daar zullen zij vruchten hebben, en zij zullen alles verkrijgen, wat zij zullen begeeren.
Rusça:
Там для них есть фрукты и все, что они потребуют.
Somalice:
Waxayna dhexdeeda ka heli faakihad, waxayna heli waxay dalbaan.
Swahilice:
Watapata humo kila namna ya matunda na watapata kila watakacho kitaka.
Uygurca:
ئۇلار ئۈچۈن جەننەتتە (تۈرلۈك) مېۋىلەر بار، ئۇلار ئۈچۈن جەننەتتە (ئۇلارنىڭ) كۆڭلى تارتقان نەرسىلەر بولىدۇ
Japonca:
そこでかれらは,果実や望みのものを何でも得られる。
Arapça (Ürdün):
«لهم فيها فاكهة ولهم» فيها «ما يدَّعون» يتمنون.
Hintçe:
बेिहश्त में उनके लिए (ताज़ा) मेवे (तैयार) हैं और जो वह चाहें उनके लिए (हाज़िर) है
Tayca:
สำหรับพวกเขาในสวนสวรรค์นั้นจะมีผลไม้ (หลากชนิด) และสำหรับพวกเขาจะมีสิ่งที่พวกเขาต้องการ
İbranice:
יהיו להם שם פירות, ואת כל אשר תשאל נפשם
Hırvatça:
u njemu će imati voća, i ono što budu željeli.
Rumence:
Vor avea acolo fructe şi vor avea ceea ce vor cere.
Transliteration:
Lahum feeha fakihatun walahum ma yaddaAAoona
Türkçe:
Orada kendileri için meyveler var. İstedikleri her şey kendilerinin olacak.
Sahih International:
For them therein is fruit, and for them is whatever they request [or wish]
İngilizce:
(Every) fruit (enjoyment) will be there for them; they shall have whatever they call for;
Azerbaycanca:
Orada onlar üçün (hər cür) meyvə və istədikləri hər şey vardır.
Süleyman Ateş:
Orada onlar için meyvalar ve istedikleri her şey vardır.
Diyanet Vakfı:
Orada onlar için her çeşit meyve vardır. Bütün arzuları yerine getirilir.
Erhan Aktaş:
Orada onlar için meyve ve gönüllerinin çektiği her şey vardır.
Kral Fahd:
Orada onlar için her çeşit meyve vardır. Bütün arzuları yerine getirilir.
Hasan Basri Çantay:
Orada taze yemiş (ler) onların, temennî edecekleri herşey onlarındır.
Muhammed Esed:
orada (yalnızca) sevinç ve mutluluğu tadacaklar ve istedikleri her şey onların olacak,
Gültekin Onan:
Orada taptaze meyveler, onların ve istek duydukları her şey onlarındır.
Ali Fikri Yavuz:
Onlara orada (cennetde) çeşitli meyve var
Portekizce:
Aí terão frutos e tudo quanto pedirem.
İsveççe:
och där skall de njuta frukter [av alla slag] och allt vad de begär skall de få.
Farsça:
برای آنان در آنجا میوه ها [ی عالی و مطبوع] و آنچه دلشان بخواهد فراهم است.
Kürtçe:
لەو(بەھەشتە) دا بۆیان ئامادەیە میوەھات وھەرچی داوا بکەن
Özbekçe:
Улар учун у ерда мевалар бордир. Улар учун у ерда истаган нарсалар бордир. (Аҳли жаннатлар нимани истасалар, жаннатда ўша нарса бордир. Кўнгиллари исташи билан олдиларида муҳайё бўлади.)
Malayca:
Mereka beroleh dalam Syurga itu pelbagai jenis buah-buahan, dan mereka beroleh apa sahaja yang mereka kehendaki;
Arnavutça:
në të (xhennet) – për ta, ka pemë dhe çdo gjë që dëshirojnë.
Bulgarca:
Там ще имат плодове и ще имат, каквото пожелаят.
Sırpça:
у њему ће имати воћа, и оно што буду желели
Çekçe:
a tam ovoce a vše, oč požádají, míti budou.
Urduca:
ہر قسم کی لذیذ چیزیں کھانے پینے کو ان کے لیے وہاں موجود ہیں، جو کچھ وہ طلب کریں اُن کے لیے حاضر ہے
Tacikçe:
Дар он ҷо ҳар мева ва ҳар чизи дигар, ки бихоҳанд, фароҳам аст.
Tatarca:
Аларга җәннәттә тәмле җимешләр вә күңелләре теләгән нәрсәләр бардыр.
Endonezyaca:
Di surga itu mereka memperoleh buah-buahan dan memperoleh apa yang mereka minta.
Amharca:
በውስጧ ለእነርሱ ፍራፍሬዎች አሏቸው፡፡ ለእነርሱም የሚፈልጉት ሁሉ አልላቸው፡፡
Tamilce:
அவர்களுக்கு அதில் கனிகள் உண்டு. இன்னும், அவர்கள் ஆசைப்படுவதும் அவர்களுக்கு கிடைக்கும்.
Korece:
모든 과일을 즐기며 그들이 원하는 모든 것을 갖게 되며
Vietnamca:
Trong đó, có đủ loại trái quả và mọi thứ mà họ yêu cầu.
Ayet Linkleri: