Arapça:
وَآيَةٌ لَّهُمُ اللَّيْلُ نَسْلَخُ مِنْهُ النَّهَارَ فَإِذَا هُم مُّظْلِمُونَ
Çeviriyazı:
veâyetül lehümü-lleyl. nesleḫu minhü-nnehâra feiẕâ hüm mużlimûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gece de onlara bir delildir. Biz ondan gündüzü soyar çıkarırız, bir de bakarlar ki karanlığa dalmışlar.
Diyanet İşleri:
Onlara bir delil de gecedir; gündüzü ondan sıyırırız da karanlıkta kalıverirler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve bir delildir onlara gece; gündüzü ve güneşin ziyasını çekip sıyırırız ondan da o anda karanlığa dalarlar.
Şaban Piriş:
Gece de kendileri için bir ayettir. Gündüzü ondan sıyırıp yüzeriz, birden onlar karanlıkta kalıverirler.
Edip Yüksel:
Gece de onlar için bir ayettir: Ondan gündüzü soyarız da onlar karanlıkta kalırlar.
Ali Bulaç:
Gece de kendileri için bir ayettir. Gündüzü ondan sıyırıp yüzeriz, hemen artık karanlıkta kalıvermişlerdir.
Suat Yıldırım:
Onlara bir delil de gecedir ki.Biz ondan gündüzü sıyırıp soyarız, birden karanlığa gömülürler...
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve onlar için gece de bir ibrettir. Ondan gündüzü yüzüp ayırırız. Hemen onlar, karanlıklara girmişler olurlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
Gece de onlar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup alırız da onlar karanlığa gömülüverirler.
Bekir Sadak:
Dilesek, onlari suda bogardik
İbni Kesir:
Gece de onlar için bir ayettir. Gündüzü ondan sıyırırız da karanlıkta kalıverirler.
Adem Uğur:
Gece de onlar için bir ibret alâmetidir. Biz ondan gündüzü sıyırıp çekeriz de onlar karanlıklara gömülürler.
İskender Ali Mihr:
Ve gece onlar için bir âyettir (ibrettir). Ondan gündüzü sıyırırız (çekip alırız). O zaman onlar karanlıkta kalanlardır.
Celal Yıldırım:
Gece de onlar için (ilâhî kudrete delâlet eden) açık bir belgedir. Gündüzü ondan çekip sıyırırız da hemen karanlıkta kalmış olurlar.
Tefhim ul Kuran:
Gece de kendileri için bir ayettir. Gündüzü ondan sıyırıp yüzeriz, hemen onlar artık karanlıkta kalıvermişlerdir.
Fransızca:
Et une preuve pour eux est la nuit. Nous en écorchons le jour et ils sont alors dans les ténèbres.
İspanyolca:
Y tienen un signo en la noche, de la que quitamos el día, quedando los hombres a oscuras.
İtalyanca:
E' un segno per loro la notte che spogliamo del giorno ed allora sono nelle tenebre.
Almanca:
Auch eine Aya für sie ist die Nacht, von der WIR den Tag entnehmen, sogleich haben sie Dunkelheit.
Çince:
他们有一种迹象,我使白昼脱离黑夜,他们便忽然在黑暗中。
Hollandaca:
De nacht is mede een teeken voor hen: wij nemen den dag daarvan weg en, zie, zij zijn met duisternis bedekt.
Rusça:
Знамением для них является ночь, которую Мы отделяем ото дня, и вот они погружаются во мрак.
Somalice:
Waxaaa dadka calaamo ugu filan habeenkaan Maalinta ka soo siibno, oo markaas ay mugdi galaan Dadkii.
Swahilice:
Na usiku ni Ishara kwao. Tunauvua humo mchana, mara wao wanakuwa gizani.
Uygurca:
ئۇلارغا (اﷲ نىڭ قۇدرىتىنى كۆرسىتىدىغان) بىر ئالامەت كېچىدىن ئىبارەتكى، ئۇنىڭدىن كۈندۈزنى ئايرىۋېتىمىز - دە (يەنى كۈندۈزنىڭ نۇرىنى يوق قىلىۋېتىمىز - دە)، ئۇلار ناگاھان قاراڭغۇدا قالىدۇ
Japonca:
またかれらへの印には,夜がある。われがそれから昼を退かせると,見よ,真っ暗になる。
Arapça (Ürdün):
«وآية لهم» على القدرة العظيمة «الليل نسلخ» نفصل «منه النهار فإذا هم مظلمون» داخلون في الظلام.
Hintçe:
और मेरी क़ुदरत की एक निशानी रात है जिससे हम दिन को खींच कर निकाल लेते (जाएल कर देते) हैं तो उस वक्त ये लोग ऍंधेरे में रह जाते हैं
Tayca:
และสัญญาณหนึ่งสำหรับพวกเขาก็คือกลางคืน เราได้ถอนกลางวันออกจากมัน แล้วพวกเขาก็อยู่ในความมืด
İbranice:
ואות הוא להם הלילה, שנסיר ממנו את אור היום, והנה הם יהיו בחשכה
Hırvatça:
I noć im je znak. Odvajamo od nje dan i oni odjednom u mraku.
Rumence:
Este un semn pentru ei noaptea din care Noi dezghiocăm ziua şi ei rămân în beznă
Transliteration:
Waayatun lahumu allaylu naslakhu minhu alnnahara faitha hum muthlimoona
Türkçe:
Gece de onlar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup alırız da onlar karanlığa gömülüverirler.
Sahih International:
And a sign for them is the night. We remove from it [the light of] day, so they are [left] in darkness.
İngilizce:
And a Sign for them is the Night: We withdraw therefrom the Day, and behold they are plunged in darkness;
Azerbaycanca:
Gecə də onlar üçün (qüdrətimizə) bir dəlildir. Biz gündüzü ondan sıyırıb çıxardan kimi onlar zülmət içində olarlar.
Süleyman Ateş:
Gece de onlar için bir ayettir. Gündüzü ondan soyup, alırız, birden onlar karanlıkta kalıverirler.
Diyanet Vakfı:
Gece de onlar için bir ibret alametidir. Biz ondan gündüzü sıyırıp çekeriz de onlar karanlıklara gömülürler.
Erhan Aktaş:
Gece de onlar için bir âyettir(1). Ondan gündüzü çekip alırız da onlar karanlıkta kalırlar.
Kral Fahd:
Gece de onlar için bir ibret alâmetidir. Biz ondan gündüzü sıyırıp çekeriz de onlar karanlıklara gömülürler.
Hasan Basri Çantay:
Gece de onlar için bir âyetdir. Biz ondan gündüzü sıyırıb çıkarırız. Bir de bakarlar ki karanlığa girmişlerdir onlar.
Muhammed Esed:
Ve (bütün evren üzerindeki hakimiyetimizin bir parçası olan) gecede de onlar için bir işaret vardır: Biz ondan gün (ışığı)nı çekip alırız; ve birden karanlıkta kalıverirler.
Gültekin Onan:
Gece de kendileri için bir ayettir. Gündüzü ondan sıyırıp yüzeriz, hemen artık karanlıkta kalıvermişlerdir.
Ali Fikri Yavuz:
Gece de (kudretimize delâlet eden) bir alâmettir onlara: Ondan gündüzü soyar çıkarırız. Bir de bakarlar ki, karanlığa dalmışlardır.
Portekizce:
E também é sinal, para eles, a noite, da qual retiramos o dia, e ei-los mergulhados nas trevas!
İsveççe:
Också i natten har de ett tecken; Vi klär av den dagen - och de sveps i mörker.
Farsça:
و نشانه ای [از نشانه های قدرت و حکمت ما] برای آنها شب است که [پوشش] روز را از آن برمی کنیم، پس ناگاه آنان به تاریکی درآیند،
Kürtçe:
شەویش بەڵگەو نیشانەیە بۆ ئەوان کە ئێمە ڕۆژی لێ دەردەھێنین ئەمجا لەناکاودا تاریکی ھەموویان دەگرێتەوە
Özbekçe:
Улар учун кечаси ҳам оят-белгидир. Биз уни кундуздан шилиб оламиз. Бас, улар бирдан зулматда қолгувчилардир. (Кечанинг кириш терини шилиб олишга ўхшатилмоқда. Тери аста-аста шилиб олинганидек, кундуз ҳам ундан ажратиб олинади.)
Malayca:
Dan lagi dalil yang terang untuk mereka (berfikir) ialah malam; Kami hilangkan siang daripadanya, maka dengan serta-merta mereka berada dalam gelap-gelita;
Arnavutça:
Dhe, argument për ta është nata: Na e menjanojmë (dritën) e ditës dhe atëherë – ata mbetën në errësirë.
Bulgarca:
И нощта е знамение за тях. Ние отделяме от нея деня и ето ги - в мрак!
Sırpça:
И ноћ им је доказ: Ми уклањамо дневну светлост и они остају у мраку.
Çekçe:
A je pro ně znamením i noc; z ní den odlupujeme, a hle, v temnotě se nacházejí.
Urduca:
اِن کے لیے ایک اور نشانی رات ہے، ہم اُس کے اوپر سے دن ہٹا دیتے ہیں تو اِن پر اندھیرا چھا جاتا ہے
Tacikçe:
Шаб низ барояшон ибрате дигар аст, ки рӯзро аз он бармекашем ва ҳама дар торикӣ фурӯ мераванд.
Tatarca:
Без кичтән көндезне суырып алабыз да кешеләр һәм җир өсте караңгыда кала, бу эштә дә Аллаһуның кодрәтенә дәлил бар.
Endonezyaca:
Dan suatu tanda (kekuasaan Allah yang besar) bagi mereka adalah malam; Kami tanggalkan siang dari malam itu, maka dengan serta merta mereka berada dalam kegelapan.
Amharca:
ሌሊቱም ለእነርሱ ምልክት ነው፡፡ ከእርሱ ላይ ቀንን እንገፍፋለን፡፡ ወዲያውኑም እነርሱ በጨለማ ውስጥ ይገባሉ፡፡
Tamilce:
இன்னும், இரவும் அவர்களுக்கு ஓர் அத்தாட்சியாகும். அதிலிருந்து பகலை நாம் கழட்டிவிடுகிறோம். அப்போது அவர்கள் (முற்றிலும் இரவின்) இருளில் ஆகிவிடுகிறார்கள்.
Korece:
그들을 위한 예증으로 밤이 있나니 하나님이 낮을 거두어 간다면 그들은 암흑 속에 있게 되리라
Vietnamca:
Có một dấu hiệu (về Allah) dành cho họ (nhân loại) là ban đêm; khi TA rút ban ngày ra khỏi ban đêm thì họ sẽ ở trong bóng tối.
Ayet Linkleri: