Arapça:
وَأَنزَلَ الَّذِينَ ظَاهَرُوهُم مِّنْ أَهْلِ الْكِتَابِ مِن صَيَاصِيهِمْ وَقَذَفَ فِي قُلُوبِهِمُ الرُّعْبَ فَرِيقًا تَقْتُلُونَ وَتَأْسِرُونَ فَرِيقًا
Çeviriyazı:
veenzele-lleẕîne żâherûhüm min ehli-lkitâbi min ṣayâṣîhim veḳaẕefe fî ḳulûbihimü-rru`be ferîḳan taḳtülûne vete'sirûne ferîḳâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hem de kitap ehlinden onlara yardım edenleri kalplerine korku düşürerek kalelerinden indirdi, siz onların bir kısmını katlediyordunuz, bir kısmını da esir alıyordunuz.
Diyanet İşleri:
Allah, Kitap ehlinden, kafirleri destekleyenleri kalelerinden indirmiş, kalblerine korku salmıştı; onların kimini öldürüyor, kimini de esir alıyordunuz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Kitap ehli oldukları halde onlara yardım edenleri de, yüreklerine korku düşürüp kalelerinden sürdü çıkardı, bir kısmını öldürüyordunuz, bir kısmını da tutsak ediyordunuz.
Şaban Piriş:
Kitap ehlinden olup, onlara yardım edenlerin kalplerine korku düşürüp, kalelerinden indirdi. Onların bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir alıyordunuz.
Edip Yüksel:
Ve kitap halkından onlara destek olanları kalelerinden indirdi ve yüreklerine korku düşürdü. Bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da tutsak alıyordunuz.
Ali Bulaç:
Kitap Ehlinden onlara arka çıkanları da kalelerinden indirdi ve onların kalplerine korku düşürdü. Siz (onlardan) bir kısmını öldürüyordunuz, bir kısmını ise esir alıyordunuz.
Suat Yıldırım:
O kâfir düşmanlara içeriden destek vererek hıyanet eden Ehl-i kitaptan Beni Kurayza'yı da kulelerinden indirdi ve kalplerine korku saldı, bir kısmını öldürüp, diğer bir kısmını da esir aldınız. {KM, Tesniye 20,10-14}
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve ehl-i kitaptan olup da onlara müzaherette bulunanları kal´alarından indirdi ve kalplerine korku düşürdü. Bir tâifeyi öldürüyordunuz, bir tâifeyi de esir alıyordunuz.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah, Ehlikitap'tan onlara arka çıkanları, kulelerinden/kalelerinden indirdi, kalplerine korku saldı: Bir grubunu öldürüyordunuz, bir grubunu da esir ediyordunuz.
Bekir Sadak:
Ey peygamberin hanimlari! Sizler herhangi bir kadin gibi degilsiniz. Allah´tan sakiniyorsaniz edali konusmayin, yoksa, kalbi bozuk olan kimse kotu seyler umit eder
İbni Kesir:
Ehl-i kitabdan onlara destek olanları, kalelerinden indirdi. Ve kalblerine korku saldı. Onlardan kimini öldürüyor, kimini de esir alıyordunuz.
Adem Uğur:
Allah, ehl-i kitaptan, onlara (müşrik ordularına) yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine korku düşürdü
İskender Ali Mihr:
Ve kitap ehlinden onlara arka çıkanları (yardım edenleri) kalelerinden indirdi. Ve onların kalplerine korku düşürdü. Bir kısmını öldürüyordunuz ve bir kısmını esir alıyordunuz.
Celal Yıldırım:
Allah, Kitap Ehli´nden düşmanlara arka çıkıp yardım edenleri kalelerinden indirdi de kalblerine korku saldı. Onlardan kimini öldürüyordunuz, kimini de esir ediyordunuz.
Tefhim ul Kuran:
Kitab ehlinden onlara arka çıkanları da kalelerinden indirdi ve onların kalplerine korku düşürdü. Siz (onlardan) bir kısmını öldürüyordunuz, bir kısmını ise esir alıyordunuz.
Fransızca:
Et Il a fait descendre de leurs forteresses ceux des gens du Livre qui les avaient soutenus [les coalisés], et Il a jeté l'effroi dans leurs coeurs; un groupe d'entre eux vous tuiez, et un groupe vous faisiez prisonniers.
İspanyolca:
Hizo bajar de sus fortalezas a los de la gente de la Escritura que habían apoyado a aquéllos. Sembró el terror en sus corazones. A unos matasteis, a otros les hicisteis cautivos.
İtalyanca:
Ha fatto uscire dalle loro fortezze coloro, fra la gente del Libro, che avevano spalleggiato i coalizzati ed ha messo il panico nei loro cuori. Ne uccideste una parte e un'altra parte la faceste prigioniera.
Almanca:
Und ALLAH ließ diejenigen von den Schriftbesitzern, die ihnen (Al-ahzab) den Rücken stärkten, von ihren Burgen heruntersteigen, und ER jagte Schrecken in ihre Herzen ein - eine Gruppe habt ihr getötet und eine Gruppe habt ihr gefangen genommen.
Çince:
他曾使帮助他们的那些信奉天经者,从自己的堡垒上下来,并且把恐怖投在他们心里,你们杀戮一部分,俘虏一部分。
Hollandaca:
Hij deed degenen van hen die de schriften hebben ontvangen en de verbondenen ondersteunden, uit hunne sterkten komen. En hij wierp schrik en verslagenheid in hunne harten; gij versloegt een deel van hen, en een deel van hen maaktet gij krijgsgevangenen.
Rusça:
Он вывел из крепостей тех людей Писания, которые помогали им (союзникам), и вселил в их сердца страх. Одну часть их вы убили, а другую взяли в плен.
Somalice:
kuwii u kaalmeeyey ehlu Kitaabka ahaana wuxuu ka soo dajiyey (ka soo saaray) Dhufaysyadoodii, wuxuuna ku tuuray Quluubtooda argagax, koox ka mid ah waad dilaysaan, Kooxna waa Qafaalanaysaan.
Swahilice:
Na akawateremsha wale walio wasaidia (maadui) katika Watu wa Kitabu kutoka katika ngome zao; na akatia khofu katika nyoyo zao. Baadhi yao mkawa mnawauwa, na wengine mnawateka.
Uygurca:
اﷲ ئەھلى كىتابتىن مۇشرىكلارغا ياردەم بەرگەنلەرنى (يەنى رەسۇلۇللاھ بىلەن قىلغان ئەھدىنى بۇزغان بەنى قۇرەيزە يەھۇدىيلىرىنى) قۇرغانلىرىدىن چۈشۈردى، ئۇلارنىڭ دىللىرىغا قورقۇنچ سالدى. (ئۇلارنىڭ) بىر بۆلۈكىنى ئۆلتۈردۇڭلار ۋە بىر بۆلۈكىنى ئەسىر ئالدىڭلار
Japonca:
またかれは,かれら(連合軍)を後援した啓典の民を,それらの砦から追い,その心中に恐怖を投じられた。あなたがたは或る者を殺し,また或る者を捕虜とした。
Arapça (Ürdün):
«وأنزل الذين ظاهروهم من أهل الكتاب» أي قريظة «من صياصيهم» حصونهم جمع صيصة وهو ما يتحصن به «وقذف في قلوبهم الرعب» الخوف «فريقا تقتلون» منهم وهم المقاتلة «وتأسرون فريقا» منهم أي الذراري.
Hintçe:
और अहले किताब में से जिन लोगों (बनी कुरैज़ा) ने उन (कुफ्फार) की मदद की थी खुदा उनको उनके क़िलों से (बेदख़ल करके) नीचे उतार लाया और उनके दिलों में (तुम्हारा) ऐसा रोब बैठा दिया कि तुम उनके कुछ लोगों को क़त्ल करने लगे
Tayca:
และพระองค์ทรงให้พวกอะฮฺลุลกิตาบ (ยิวก๊กบะนีกุร็อยเซาะฮฺ) ที่ได้ช่วยเหลือพวกเขา (พวกมุชริกีน) ลงมาจากป้อมที่มั่นของพวกเขา และทรงบรรจุความหวาดกลัวไว้ในจิตใจของพวกเขา ส่วนหนึ่งพวกเจ้าประหารชีวิต (พวกเขา) และอีกส่วนหนึ่งพวกเจ้าจับเป็นเชลย
İbranice:
והוא אשר הוריד ממבצריהם את אלה מאנשי הספר אשר עזרו לכופרים והכניס פחד רב בלבבותיהם. חלק מהם הרגתם וחלק שביתם
Hırvatça:
A sljedbenike Knjige, koji su ih pomagali, iz utvrda njihovih je izveo, i strah u srca njihova ulio, pa ste jedne pobili, a druge kao sužnje uzeli.
Rumence:
El i-a coborât din întăriturile lor pe aceia dintre oamenii Cărţii care le-au susţinut din urmă (pe alianţe) şi le-a aruncat groaza în inimi. Atunci voi i-aţi ucis pe unii şi i-aţi înrobit pe alţii.
Transliteration:
Waanzala allatheena thaharoohum min ahli alkitabi min sayaseehim waqathafa fee quloobihimu alrruAAba fareeqan taqtuloona watasiroona fareeqan
Türkçe:
Allah, Ehlikitap'tan onlara arka çıkanları, kulelerinden/kalelerinden indirdi, kalplerine korku saldı: Bir grubunu öldürüyordunuz, bir grubunu da esir ediyordunuz.
Sahih International:
And He brought down those who supported them among the People of the Scripture from their fortresses and cast terror into their hearts [so that] a party you killed, and you took captive a party.
İngilizce:
And those of the People of the Book who aided them - Allah did take them down from their strongholds and cast terror into their hearts. (So that) some ye slew, and some ye made prisoners.
Azerbaycanca:
Allah kitab əhlindən onlara (kafirlərə) kömək edənlərin ürəklərinə qorxu salıb onları öz qalalarından endirdi. Siz onların bir qismini öldürür, bir qismini də əsir alırdınız.
Süleyman Ateş:
Kitap ehlinden onlara yardım eden(Kurayza yahudi)lerini de kalelerinden indirdi ve kalblerine korku düşürdü. (Onlardan) Bir kısmını öldürüyordunuz, bir kısmını da esir alıyordunuz.
Diyanet Vakfı:
Allah, ehl-i kitaptan, onlara (müşrik ordularına) yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine korku düşürdü; bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir alıyordunuz.
Erhan Aktaş:
Allah, Kitâp Ehli’nden düşmanlara yardım edenleri kalelerinden indirdi. Ve yüreklerine korku saldı. Bir kısmını öldürüyor, bir kısmını esir alıyordunuz.
Kral Fahd:
Allah, ehli kitaptan, onlara (müşrik ordularına) yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine korku düşürdü; bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir alıyordunuz.
Hasan Basri Çantay:
Kitablardan olub da onlara müzaaheretde bulunanları da, yüreklerine korku düşürerek, kal´alarından indirdi. Bir kısmını öldürüyordunuz, bir kısmını da esîr ediyordunuz.
Muhammed Esed:
(ve gördüler ki) saldırganlara yardım eden geçmiş vahiylerin mensuplarını kalelerinden çekip çıkardı ve kalplerine korku saldı; böylece bir kısmını öldürdünüz, bir kısmını da esir aldınız;
Gültekin Onan:
Kitap ehlinden onlara arka çıkanları da kalelerinden indirdi ve onların kalplerine korku düşürdü. Siz (onlardan) bir kısmını öldürüyordunuz, bir kısmını ise esir alıyordunuz.
Ali Fikri Yavuz:
Kitap ehlinden olub (Hendek savaşındaki) o kâfirlere yardım edenleri (yani Kurayza oğullarını), Allah kalblerine korku düşürerek kalelerinden indirdi de bir kısmını öldürüyordunuz, bir kısmını da esir alıyordunuz.
Portekizce:
E (Deus) desalojou de suas fortalezas os adeptos do Livro, que o (inimigo) apoiaram, e infundiu o terror em seuscorações. Matastes uma parte e capturastes outra.
İsveççe:
Och Han drev ut dem bland efterföljarna av äldre tiders uppenbarelser, som hade stött angriparna, från deras befästa torn och, darrande av skräck, [gav de sig utan strid]; några hade ni dödat och de övriga tog ni till fånga.
Farsça:
و [خدا] کسانی را از اهل کتاب که گروه های دشمن را پشتیبانی کردند از قلعه های محکم و استوارشان پایین کشید و در دل هایشان ترس و بیم افکند، گروهی را می کشتید و گروهی را اسیر می کردید،
Kürtçe:
(بەنی قورەیزە) کەپشتگیری ئەوان (قوڕەیش و غەطفان)یان کرد خوای گەورە ھێنانیە خوارەوە لەقەڵاکانیان وە ترسی خستە ناو دڵیانەوە کۆمەڵێکیان دەکوژن وە کۆمەڵێکی تریان بەدیل دەگرن
Özbekçe:
Ва У зот уларга ёрдам берган аҳли китоблардан бўлганларни қўрғонларидан туширди ва қалбларига қўрқинч солди. Бир гуруҳини ўлдирурсизлар ва бир гуруҳини асир олурсизлар. (Кофирлар аҳзобига ёрдам берган аҳли китоблар яҳудийлардир. Яна ҳам аниқроғи, яҳудийларнинг Бани Қурайза қабиласидир. Аҳзоб урушини қўзғаганлар Ҳайй ибн Ахтоб бошлиқ Бани Назир яҳудийлари эди. Шунингдек, улар Бани Қурайза қабиласининг хиёнатларига сабаб ҳам бўлдилар.)
Malayca:
Dan Ia menurunkan golongan Ahli Kitab (kaum Yahudi) yang membantu tentera musuh itu, dari benteng-benteng mereka (menyerah diri), setelah diisikanNya hati mereka dengan perasaan gerun. (Lalu mereka diadili dan dijatuhkan (hukuman); sebahagian di antaranya kamu bunuh, dan sebahagian lagi kamu tawan.
Arnavutça:
e ithtarët e Librit, të cilët i ndihmuan ata (Kurejshit), i nxori prej kështjellave të tyre, dhe mbolli frikë në zemrat e tyre; një grup (të tyre e keni mbytur, e një tjetër e keni zënë rob,
Bulgarca:
Онези от хората на Писанието, които подкрепяха [неверниците], Той ги смъкна от техните крепости и хвърли в сърцата им ужаса. Една част вие убихте, а друга част пленихте.
Sırpça:
А следбенике Књиге, који су их помагали, из њихових тврђава је извео, и страх је у њихова срца улио, па сте једне побили, а друге заробили.
Çekçe:
A vyvedl ty z vlastníků Písma, kteří jim pomáhali, z pevností jejich a uvrhl do srdcí jejich hrůzu, takže jste jednu skupinu z nich zabili a druhou zajali.
Urduca:
پھر اہل کتاب میں سے جن لوگوں نے ان حملہ آوروں کا ساتھ دیا تھا، اللہ ان کی گڑھیوں سے انہیں اتار لایا اور اُن کے دلوں میں اُس نے ایسا رُعب ڈال دیا کہ آج ان میں سے ایک گروہ کو تم قتل کر رہے ہو اور دوسرے گروہ کو قید کر رہے ہو
Tacikçe:
Аз аҳли китоб он гурӯҳро, ки ба ёриашон бархоста буданд, аз қалъаҳояшон фуруд овард ва дар дилҳояшон бим афканд. Гурӯҳеро куштед ва гурӯҳеро ба асорат гирифтед.
Tatarca:
Кариза яһүдләре, Мәккә мөшрикләренә ярдәм итеп тордылар. Хандак сугышыннан соң ул авылны Аллаһ басып алырга боерды. Мөселманнар гаскәрен күргәч, саклана торган ныгытмага кереп бикләнделәр. Мөселманнар бу ныгытманы берничә көн камап тордылар. Аллаһ әйттте: "Аллаһ мөшрикләр гаскәренә ярдәм итүче китап әһеле яһүдләрне кальгадан, ныгытмадан чыгарды, вә күңелләренә курку салды, каршылык күрсәткәннәрен сез үтердегез, кайберләрен кулга алдыгыз."
Endonezyaca:
Dan Dia menurunkan orang-orang Ahli Kitab (Bani Quraizhah) yang membantu golongan-golongan yang bersekutu dari benteng-benteng mereka, dan Dia memesukkan rasa takut ke dalam hati mereka. Sebahagian mereka kamu bunuh dan sebahagian yang lain kamu tawan.
Amharca:
እነዚያንም ከመጽሐፉ ባለቤቶች (አሕዛቦችን) የረዷቸውን (ቁረይዟን) ከምሽጎቻቸው አወረዳቸው፡፡ በልቦቻቸውም ውስጥ መባባትን ጣለባቸው፡፡ ከፊሉን ትገድላላችሁ፡፡ ከፊሉንም ትማርካላችሁ፡፡
Tamilce:
இன்னும், வேதக்காரர்களில் இருந்து அவர்களுக்கு (-நிராகரிப்பாளர்களுக்கு) உதவியவர்களை அவர்களின் கோட்டைகளில் இருந்து அல்லாஹ் இறக்கினான். இன்னும், அவர்களின் உள்ளங்களில் திகிலை போட்டான். (அவர்களில்) ஒரு பிரிவினரை நீங்கள் கொன்றீர்கள். இன்னும், ஒரு பிரிவினரை சிறைப் பிடித்தீர்கள்.
Korece:
그분께서는 그들을 도운 그 성서의 백성들을 그들의 본거지 로부터 쫓아내고 그들의 심중에 공포를 던지매 너희는 일부를 살 해하고 일부는 포로로 잡았노라
Vietnamca:
Ngài đã đuổi trong đám dân Kinh Sách những kẻ đã tiếp tay liên quân của địch khỏi thành lũy của bọn họ và gieo nỗi khiếp đảm vào lòng của bọn họ, một số trong bọn họ đã bị các ngươi giết và một số khác đã bị các ngươi bắt làm tù binh.
Ayet Linkleri: