Arapça:
وَرَدَّ اللَّهُ الَّذِينَ كَفَرُوا بِغَيْظِهِمْ لَمْ يَنَالُوا خَيْرًا ۚ وَكَفَى اللَّهُ الْمُؤْمِنِينَ الْقِتَالَ ۚ وَكَانَ اللَّهُ قَوِيًّا عَزِيزًا
Çeviriyazı:
veradde-llâhü-lleẕîne keferû bigayżihim lem yenâlû ḫayrâ. vekefe-llâhü-lmü'minîne-lḳitâl. vekâne-llâhü ḳaviyyen `azîzâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hem Allah kâfirleri herhangi bir hayra ulaşmadan hınçlarıyle defetti. Bu şekilde Allah, müminlere savaşta kâfi geldi. Allah çok güçlüdür, çok üstündür.
Diyanet İşleri:
Allah inkar edenleri, kinleriyle geri çevirdi, bir hayra ulaşamadılar; savaşta, inananlara Allah'ın yardımı yetti. Allah kuvvetli olandır, güçlü olandır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve Allah, kafirleri, hiddetleriyle, şiddetleriyle defetti, onlar hiçbir hayra nail olamadan; ve Allah, savaş için yetti inananlara ve Allah, pek kuvvetlidir, üstündür.
Şaban Piriş:
Allah, kâfirleri, öfkeleri içinde geri çevirdi. Hayra/zafere ulaşamadılar. Savaşta Allah, müminlere yetti. Çünkü Allah çok güçlüdür, çok kuvvetlidir.
Edip Yüksel:
ALLAH inkarcıları öfkeleriyle birlikte elleri boş olarak geri çevirdi. ALLAH böylece inananları savaştan esirgedi. ALLAH Güçlüdür, Üstündür.
Ali Bulaç:
Allah, inkar edenleri kin ve öfkeleriyle geri çevirdi, onlar hiçbir hayra varamadılar. Savaşta Allah (yardımcı ve zafer nasib edici olarak) mü'minlere yetti. Allah çok güçlüdür, üstün ve galib olandır.
Suat Yıldırım:
Allah, o kâfirleri, elleri boş olarak, kin ve öfkeleriyle geri çevirdi.Müminlerin savaşmasına hacet bırakmadı. Herkes anladı ki Allah pek kuvvetlidir, mutlak galiptir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve Allah, kâfir olan kimseleri pürgazap oldukları halde geri çevirdi, bir hayra kavuşmadılar. Ve Allah, mü´minlere savaşta muvaffak olmaları için kafî oldu. Ve Allah Teâlâ pek kuvvetlidir, pek galiptir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah, küfre sapanları öfkeleriyle yüz geri etti; hiçbir hayra ulaşamadılar. Allah, çarpışma sırasında müminler için yeterli oldu. Allah Kavî'dir, Azîz'dir.
Bekir Sadak:
Sizlerden Allah´a ve peygamberine boyun egip yararli is isleyenlere ecrini iki kat veririz
İbni Kesir:
Allah, küfredenleri kinleriyle geri çevirdi. Ve hiç bir hayra nail olmadılar. Allah, savaşta mü´minlere yetti. Ve Allah
Adem Uğur:
Allah, o inkâr edenleri hiçbir fayda elde edemeden öfkeleri ile geri çevirdi. Allah(ın yardımı) savaşta müminlere yetti. Allah güçlüdür, mutlak galiptir.
İskender Ali Mihr:
Ve Allah, kâfirleri öfkeleriyle geri çevirdi, bir hayra nail olamadılar (gâlip gelemediler). Ve Allah, savaşta mü´minlere (onları gâlip kılarak) kâfi geldi. Ve Allah
Celal Yıldırım:
Allah, o küfredenleri öfke ve kinleriyle geri çevirdi de hiç bir hayra eremediler. Allah savaşta (yardımcı olarak) mü´minlere yetti. Allah çok güçlüdür, çok üstündür.
Tefhim ul Kuran:
Allah, küfredenleri kin ve öfkeleriyle geri çevirdi, onlar hiçbir hayra varamadılar. Savaşta Allah, (yardımcı ve zafer nasib edici olarak) mü´minlere yetti. Allah çok güçlüdür, üstün ve galib olandır.
Fransızca:
Et Allah a renvoyé, avec leur rage, les infidèles sans qu'ils n'aient obtenu aucun bien, et Allah a épargné aux croyants le combat. Allah est Fort et Puissant.
İspanyolca:
Alá despidió a los infieles llenos de ira, sin que consiguieran triunfar. Alá evitó el combate a los creyentes. Alá es fuerte, poderoso.
İtalyanca:
Allah ha respinto nel loro astio i miscredenti, senza che abbiano conseguito alcun bene, e ha risparmiato ai credenti la lotta. Allah è forte ed eccelso.
Almanca:
Und ALLAH wehrte diejenigen, die Kufr betrieben haben, mit ihrer Wut ab. Sie erreichten nichts Gutes. Und ALLAH ersparte den Mumin den Kampf. Und ALLAH ist immer allkraftvoll, allwürdig.
Çince:
真主使不信道者末能获胜,忿忿而归;真主使信士不战而胜。真主是至刚的,是万能的。
Hollandaca:
God heeft de ongeloovigen met hunne woede teruggedreven. Zij verkregen geen voordeel uit dien krijg, en God was een toereikende beschermer voor de geloovigen in den slag; want God is sterk en machtig.
Rusça:
Аллах вернул неверующих в ярости (или по причине их ярости), и они не обрели добра. Аллах избавил верующих от сражения. Аллах - Всесильный, Могущественный.
Somalice:
Eebe wuxuu ku eeliyey kuwii Gaaloobay cadhadoodii, wax khayr ahna mayna gaadhin, Eebaana ka kaafiyey Mu'miniinta Dagaal, Eebana waa xoogbadane adkaada.
Swahilice:
Na Mwenyezi Mungu aliwarudisha nyuma makafiri juu ya ghadhabu yao; hawakupata kheri yoyote. Na Mwenyezi Mungu amewatosheleza Waumini katika vita. Na Mwenyezi Mungu ni Mwenye nguvu na uweza.
Uygurca:
اﷲ كاپىرلار (يەنى مەدىنىگە ھۇجۇم قىلغان ئىتتىپاقداش قوشۇن) نى خاپا قايتۇردى، ئۇلار مەقسىتىگە يېتەلمىدى، اﷲ (دۈشمەنگە بوران ۋە پەرىشتىلەرنى ئاپىرىدە قىلىپ) مۆمىنلەرنى ئۇرۇشسىز غەلىبىگە ئېرىشتۈردى، اﷲ كۈچلۈكتۇر، غالىبتۇر
Japonca:
アッラーは不信心な者たちを,怒りのうちに(アル・マディーナから)何ら益するところなく撤退なされた。戦いには,アッラーは,信者たちの戦闘を(強風や天使によって)凡てにわたって,守って下さる。アッラーは強大にして偉力ならびなき方であられる。
Arapça (Ürdün):
«وردَّ الله الذين كفروا» أي الأحزاب «بغيظهم لم ينالوا خيرا» مرادهم من الظفر بالمؤمنين «وكفى الله المؤمنين القتال» بالريح والملائكة «وكان الله قويا» على إيجاد ما يريده «عزيزا» غالبا على أمره.
Hintçe:
और खुदा ने (अपनी कुदरत से) क़ाफिरों को मदीने से फेर दिया (और वह लोग) अपनी झुंझलाहट में (फिर गए) और इन्हें कुछ फायदे भी न हुआ और खुदा ने (अपनी मेहरबानी से) मोमिनीन को लड़ने की नौबत न आने दी और खुदा तो (बड़ा) ज़बरदस्त (और) ग़ालिब हैं
Tayca:
และอัลลอฮฺทรงให้พวกปฏิเสธศรัทธาถอยทัพกลับด้วยความเคียดแค้นของพวกเขาโดยที่พวกเขามิได้ประสบความดีแต่อย่างใด และอัลลอฮฺทรงพอเพียงแล้วแก่บรรดาผู้ศรัทธาในการสู้รบ และอัลลอฮฺเป็นผู้ทรงพลัง ผู้ทรงอำนาจอย่างเหลือหลาย
İbranice:
והסיג אלוהים את אלה אשר כפרו בזעמם לא השיגו דבר, וחסך אלוהים למאמינים את נטל המלחמה, כי אלוהים הוא החזק והעזוז
Hırvatça:
Allah je nevjernike pune srdžbe odbio, nisu dobra postigli, a vjernike je Allah borbe poštedio. Allah je, uistinu, moćan i silan.
Rumence:
Dumnezeu i-a dat înapoi pe cei care tăgăduiesc întru furia lor: ei nu vor dobândi nimic bun. Dumnezeu i-a cruţat pe credincioşi în bătălie. Dumnezeu este Tare, Puternic.
Transliteration:
Waradda Allahu allatheena kafaroo bighaythihim lam yanaloo khayran wakafa Allahu almumineena alqitala wakana Allahu qawiyyan AAazeezan
Türkçe:
Allah, küfre sapanları öfkeleriyle yüz geri etti; hiçbir hayra ulaşamadılar. Allah, çarpışma sırasında müminler için yeterli oldu. Allah Kavî'dir, Azîz'dir.
Sahih International:
And Allah repelled those who disbelieved, in their rage, not having obtained any good. And sufficient was Allah for the believers in battle, and ever is Allah Powerful and Exalted in Might.
İngilizce:
And Allah turned back the Unbelievers for (all) their fury: no advantage did they gain; and enough is Allah for the believers in their fight. And Allah is full of Strength, able to enforce His Will.
Azerbaycanca:
Allah kafirləri qəzəbli olduqları (məqsədlərinə çatmadıqları) halda geri oturtdu. Onlar heç bir xeyir (qənimət) əldə edə bilmədilər. Döyüşdə (zəfər çalmağa) Allah mö’minlərə kifayət etdi. Allah yenilməz qüvvət sahibi, qüdrət sahibidir!
Süleyman Ateş:
Allah, inkar edenleri öfkeleriyle geri çevirdi; hiçbir hayra eremediler. Allah savaşta (rüzgar ve meleklerin yardımıyle) mü'minlere yetti. Allah güçlüdür, üstündür.
Diyanet Vakfı:
Allah, o inkar edenleri hiçbir fayda elde edemeden öfkeleri ile geri çevirdi. Allah (ın yardımı) savaşta müminlere yetti. Allah güçlüdür, mutlak galiptir.
Erhan Aktaş:
Kâfirleri bir yarar elde etmeden kinleriyle geri çevirdi. Ve Allah, Mü’minlere savaşta yeterli geldi. Allah, Mutlak Güç Sahibi’dir, Mutlak Üstün Olan’dır.
Kral Fahd:
Allah, o inkâr edenleri hiçbir fayda elde edemeden öfkeleri ile geri çevirdi. Allah(ın yardımı) savaşla müminlere yetti. Allah güçlüdür, mutlak galiptir.
Hasan Basri Çantay:
Allah, o kâfirleri hiçbir hayra eremedikleri halde öfkeleriyle red (ve def) etdi. Allah, muhaarebe (hususunda) mü´minlere elverdi. Allah kavidir, (her şey´e) gaalibdir.
Muhammed Esed:
Allah, böylece, hakikati inkara şartlanmış olanları bütün öfke ve hiddetleri içinde yüzüstü bıraktı; onlar hiçbir fayda elde edemediler, çünkü savaşta müminler(i korumay)a Allah´ın yardımı yetti, gördüler ki Allah güçlüdür ve kudret sahibidir.
Gültekin Onan:
Tanrı, küfredenleri kin ve öfkeleriyle geri çevirdi, onlar hiçbir hayra varamadılar. Savaşta Tanrı (yardımcı ve zafer nasib edici olarak) inançlılara yetti. Tanrı çok güçlüdür, üstün ve galib olandır.
Ali Fikri Yavuz:
Allah (Hendek savaşındaki) o kâfirleri, hiç bir zafere eremedikleri halde öfkeleriyle geri çevirdi. Böylece Allah, savaş yükünü müminlerden kaldırdı. Allah KAVÎ’dir= her şeye gücü yeter, Azîz’dir= her şeye gâlibdir.
Portekizce:
Deus rechaçou os incrédulos que, apesar da sua fúria, não tiraram vantagem alguma; basta Deus aos fiéis, no combate,porque Deus é potente, poderosíssimo!
İsveççe:
Gud lät förnekarna avtåga, rasande över att inte ha uppnått den framgång [som de räknat med]; Gud besparade nämligen de troende [den avgörande] drabbningen - hos Gud finns all styrka, all makt.
Farsça:
و خدا کافران [شرکت کننده در جنگ خندق] را در حالی که به پیروزی و غنیمت دست نیافتند با خشم و اندوهشان برگرداند، و خدا [سختی و مشقت] جنگ را از مؤمنان برداشت؛ و خدا همواره نیرومند و توانای شکست ناپذیر است.
Kürtçe:
وە خوا کافرەکانی (قورەیش کە لەشکریان ھێنابوو بۆ سەر مەدینە) گەڕاندەوە بەڕق و مەراقەوە (بۆ وڵاتی خۆیان) ھیچ خێر و ئاواتێکیان (لەناوبردنی ئیمانداران) دەست نەکەوت خوا ئیمان دارانی لەجەنگ پاراست (بەھۆی بای توند و فریشتەوە کافرانی پرژو بڵاوکرد) وەخوا ھەمیشە بەھێز و بەدەسەڵاتە
Özbekçe:
Ва Аллоҳ куфр келтирганларни ғазаблари ила ортларига қайтарди. Улар ҳеч бир яхшиликка эриша олмадилар. Мўминлар учун урушда Аллоҳнинг Ўзи кифоя қилди. Ва Аллоҳ кучли ва азиз зотдир.
Malayca:
Dan Allah telah menghalau kembali (angkatan tentera) orang-orang yang kafir itu (ke tempat masing-masing) dengan keadaan mereka geram marah (kerana gagal dan hampa), mereka tidak mendapat sebarang keuntungan. Dan Allah selamatkan orang- orang yang beriman dari bencana menghadapi peperangan itu. Dan (ingatlah) adalah Allah Maha Kuat, lagi Maha Kuasa.
Arnavutça:
Perëndia i ka zmbrapsur mohuesit me hidhërimin e tyre, ngase nuk e arritën asnjë të mirë. Perëndia i kursei besimtarët nga lufta, - Perëndia, me të vërtetë, është i fuqishëm dhe i pushtetshëm,
Bulgarca:
Аллах върна неверниците с тяхната ярост. Те не получиха никакво благо. Достатъчен бе Аллах за вярващите в сражението. Аллах е всесилен, всемогъщ.
Sırpça:
Аллах је невернике пуне срџбе одбио, нису нимало успели, а вернике је Аллах поштедео борбе. Аллах је, уистину, моћан и силан.
Çekçe:
A odrazil Bůh nevěřící zlobou naplněné, aniž dosáhli něčeho dobrého. A ušetřil Bůh věřícím bojování a Bůh věru je silný, mocný.
Urduca:
اللہ نے کفار کا منہ پھیر دیا، وہ کوئی فائدہ حاصل کیے بغیر اپنے دل کی جلن لیے یونہی پلٹ گئے، اور مومنین کی طرف سے اللہ ہی لڑنے کے لیے کافی ہو گیا، اللہ بڑی قوت والا اور زبردست ہے
Tacikçe:
Худо кофирони хашмгирифтаро бозпас гардонид. Инҳо ба ҳеҷ ғанимате даст наёфтанд. Ва дар майдони ҷанг мӯъминонро Худо кифоя аст. Зеро Худо пуртавону ғолиб аст!
Tatarca:
Аллаһ кәферләрне хандак сугышыннан ачуланганнары хәлдә кире кайтарды өметләренә ирешә алмадылар, җил вә фәрештәләр җибәреп мөэминнәргә ярдәм итәргә Аллаһ үзе җитте. Аллаһ куәтле вә җиңүче булды
Endonezyaca:
Dan Allah menghalau orang-orang yang kafir itu yang keadaan mereka penuh kejengkelan, (lagi) mereka tidak memperoleh keuntungan apapun. Dan Allah menghindarkan orang-orang mukmin dari peperangan. Dan adalah Allah Maha Kuat lagi Maha Perkasa.
Amharca:
እነዚያንም የካዱትን በቁጭታቸው የተመሉ መልካምን ነገር ያላገኙ ሆነው አላህ
Tamilce:
இன்னும், நிராகரிப்பாளர்களை அவர்களது கோபத்துடன் அல்லாஹ் திருப்பி விட்டான். அவர்கள் (இந்தப் போரினால்) எந்த நன்மையையும் அடையவில்லை. இன்னும், (நம்பிக்கையாளர்கள் கடுமையாக) சண்டை செய்(து அதிகமான இழப்புகள் அவர்களுக்கு ஏற்படு)வதை விட்டும் நம்பிக்கையாளர்களை அல்லாஹ் பாதுகாத்தான். அல்லாஹ் மகா வலிமைமிக்கவனாக, மிகைத்தவனாக இருக்கிறான்.
Korece:
하나님께서는 분노한 불신자 들을 물리치시니 그들은 아무것도 얻지 못하고 믿는자들은 전쟁을 하나님만으로 충분하였으매 하나님 은 강함과 권능으로 충만하심이라
Vietnamca:
Allah đã đẩy lui những kẻ vô đức tin trong cơn ấm ức vì không đạt được điều tốt như mong muốn. Và một mình Allah thôi đã đủ giúp những người có đức tin chiến đấu, quả thật, Allah là Đấng Toàn Lực, Đấng Quyền Năng.
Ayet Linkleri: