Arapça:
لِّيَجْزِيَ اللَّهُ الصَّادِقِينَ بِصِدْقِهِمْ وَيُعَذِّبَ الْمُنَافِقِينَ إِن شَاءَ أَوْ يَتُوبَ عَلَيْهِمْ ۚ إِنَّ اللَّهَ كَانَ غَفُورًا رَّحِيمًا
Çeviriyazı:
liyecziye-llâhu-ṣṣâdiḳîne biṣidḳihim veyü`aẕẕibe-lmünâfiḳîne in şâe ev yetûbe `aleyhim. inne-llâhe kâne gafûrar raḥîmâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Çünkü Allah sadıklara sadakatleriyle mükafat verecek, dilerse münafıklara da azab edecek veya tevbe nasib edecektir. Şüphe yok ki Allah çok bağışlayıcıdır. Çok merhamet edicidir.
Diyanet İşleri:
Bu sebeple Allah, doğruları doğrulukları ile mükafatlandırır; ikiyüzlüleri de dilerse azablandırır veya tevbelerini kabul eder. Şüphesiz Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Çünkü Allah, doğruları, doğrulukları yüzünden mükafatlandıracak, münafıklaraysa dilerse azap edecek, dilerse tövbe nasib edecek; şüphe yok ki Allah, suçları örter, rahimdir.
Şaban Piriş:
Allah, sözünü yerine getirenleri doğruluklarıyla ödüllendirir ve münafıkları da dilerse cezalandırır, dilerse tevbelerini kabul eder. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
Edip Yüksel:
ALLAH böylece doğruları doğrulukları ile ödüllendirir. İkiyüzlüleri de dilerse cezalandırır veya tevbelerini kabul eder. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Ali Bulaç:
Çünkü Allah, (sözüne bağlı kalıp doğru olan) sadıkları sadakatlerinden dolayı mükafaatlandıracak, münafıkları da dilerse azaplandıracak veya tevbe (nasib edip tevbe)lerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Suat Yıldırım:
Allah, böylece sadık kalanları, doğruluklarına karşılık ödüllendirecek, münafıkları da dilerse azaba uğratacak veya tövbe nasib edip tövbelerini kabul buyuracaktır. Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur). [3,179; 47,31]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Tâ ki, Allah sâdıkları sadâkatları sebebiyle mükâfaatlandırsın. Münafıkları da dilerse muazzep kılsın veya onlara tevbe nâsib etsin. Şüphe yok ki, Allah çok yarlığayıcıdır, çok merhametlidir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Çünkü Allah, doğru sözlülere doğruluklarının karşılığını verecek. İkiyüzlülere de dilerse azap edecek. Belki de onlara tövbe nasip edecek. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
Bekir Sadak:
Ey Peygamber´in hanimlari! Sizlerden biri acik bir hayasizlik yapacak olursa, onun azabi iki kat olur. Bu Allah´a kolaydir.
İbni Kesir:
Çünkü Allah, doğruları doğruluklarıyla mükafatlandıracak, münafıkları da dilerse azablandıracak veya tevbelerini kabul edecektir. Muhakkak ki Allah, Gafur, Rahim olandır.
Adem Uğur:
Çünkü Allah sadâkat gösterenleri sadâkatları sebebiyle mükâfatlandıracak, münafıklara -dilerse- azap edecek yahut da (tevbe ederlerse) tevbelerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
İskender Ali Mihr:
(Bu), Allah´ın sadıkları sadakatlerinden dolayı mükâfatlandırması ve münafıklara azap etmesi veya dilerse tövbelerini kabul etmesi içindir. Muhakkak ki Allah, Gafûr´dur (mağfiret eden, günahları sevaba çeviren), Rahîm´dir (rahmet eden, Rahîm esmasıyla tecelli eden).
Celal Yıldırım:
Allah bu sebeple doğruları doğruluklarına karşılık mükâfatlandıracak
Tefhim ul Kuran:
Çünkü Allah, (sözüne bağlı kalıp doğru olan) sadıkları sadakatlerinden dolayı mükâfatlandıracak, münafıkları da dilerse azablandıracak veya tevbe (nasib edip tevbe)lerini kabul edecektir. Hiç şüphe yok Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Fransızca:
afin qu'Allah récompense les véridiques pour leur sincérité, et châtie, s'Il veut, les hypocrites, ou accepte leur repentir. Car Allah est Pardonneur et Miséricordieux.
İspanyolca:
Para que Alá retribuya a los sinceros por su sinceridad y castigue a los hipócritas, si quiere, o se vuelva a ellos. Alá es indulgente, misericordioso.
İtalyanca:
affinché Allah compensi i fedeli della loro fedeltà e castighi, se vuole, gli ipocriti, oppure accetti il loro pentimento. Allah è perdonatore, misericordioso.
Almanca:
(Es geschah so), damit ALLAH den Wahrhaftigen für ihreWahrhaftigkeit vergilt und die Munafiq peinigt, wenn ER will, oder ER vergibt ihnen. Gewiß, ALLAH ist 2 immer allvergebend, allgnädig.
Çince:
以便真主因诚实者的诚实而善报他们,并且随意地惩罚伪信者,或赦宥他们。真主确是至赦的,确是至慈的。
Hollandaca:
God zal degenen die hun verbond rechtschapen zijn nagekomen, voor hunne getrouwheid beloonen en de huichelachtigen straffen, of, naar zijn welbehagen hun genade schenken; want God is vergevensgezind en genadig.
Rusça:
Это происходит для того, чтобы Аллах воздал правдивым за их правдивость и наказал лицемеров, если Он пожелает этого, или принял их покаяния. Воистину, Аллах - Прощающий, Милосердный.
Somalice:
in Eebe ka abaalmariyo Runlowyaasha Runtooda, oo cadaabana Munaafiqiinta, hadduu doono, ama ka toobad aqbalo, Eebana waa dambidhaaf badane Naxariista.
Swahilice:
Ili Mwenyezi Mungu awalipe wakweli kwa sababu ya ukweli wao, na awaadhibu wanaafiki pindi akitaka, au apokee toba yao. Hakika Mwenyezi Mungu ni Mwenye kusamehe, Mwenye kurehemu.
Uygurca:
اﷲ راستچىللارغا راستچىللىقى ئۈچۈن (ئاخىرەتتە ئەڭ ياخشى) مۇكاپات بېرىدۇ، مۇناپىقلارنى (ئەھدىنى بۇزغۇچى مۇناپىقلارنى مۇناپىق پېتى بۇ دۇنيادىن كەتكۈزۈپ) ئەگەر خالىسا ئازابلايدۇ، يا ئۇلارنى تەۋبىگە مۇۋەپپەق قىلىدۇ، اﷲ ھەقىقەتەن (بەندىلىرىگە) ناھايىتى مەغپىرەت قىلغۇچىدۇر، ناھايىتى مېھرىباندۇر
Japonca:
(これは結局)アッラーが,忠誠な人々に対しその忠誠さに報われ,またかれが御望みならば,偽信者を罰し,あるいはかれらを赦されるということである。本当にアッラーは,寛容にして慈悲深き御方であられる。
Arapça (Ürdün):
ليجزيَ الله الصادقين بصدقهم ويعذب المنافقين إن شاء» بأن يميتهم على نفاقهم «أو يتوب عليهم إن الله كان غفورا» لمن تاب «رحيما» به.
Hintçe:
ये इम्तेहान इसलिए था ताकि खुद सच्चे (ईमानदारों) को उनकी सच्चाई की जज़ाए ख़ैर दे और अगर चाहे तो मुनाफेक़ीन की सज़ा करे या (अगर वह लागे तौबा करें तो) खुदा उनकी तौबा कुबूल फरमाए इसमें शक नहीं कि खुदा बड़ा बख्शने वाला मेहरबान है
Tayca:
เพื่ออัลลอฮฺจะได้ทรงตอบแทนบรรดาผู้มีสัจจะในความสัจจริงของพวกเขา และจะทรงลงโทษพวกมุนาฟิกีนหากพระองค์ทรงประสงค์ หรือจะทรงอภัยโทษให้แก่พวกเขาแท้จริงอัลลอฮฺนั้นเป็นผู้ทรงอภัย ผู้ทรงเมตตาเสมอ
İbranice:
בוודאות אלוהים יגמול לאנשי הצדק על הצדק אשר בפיהם ויעניש את הצבועים אם ירצה או יקבל את חרטתם, כי אלוהים הוא הסולח והרחום
Hırvatça:
To je zato da bi Allah nagradio iskrene za njihovu iskrenost, a patnji podvrgao licemjere, ako hoće, ili im oprostio. Allah je, zaista, Onaj Koji oprašta grijehe i milostiv je.
Rumence:
căci Dumnezeu îi răsplăteşte pe cei sinceri întru sinceritatea lor şi îi osândeşte, dacă voieşte, pe cei făţarnici ori le primeşte căinţa. Dumnezeu este Iertător, Milostiv!
Transliteration:
Liyajziya Allahu alssadiqeena bisidqihim wayuAAaththiba almunafiqeena in shaa aw yatooba AAalayhim inna Allaha kana ghafooran raheeman
Türkçe:
Çünkü Allah, doğru sözlülere doğruluklarının karşılığını verecek. İkiyüzlülere de dilerse azap edecek. Belki de onlara tövbe nasip edecek. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
Sahih International:
That Allah may reward the truthful for their truth and punish the hypocrites if He wills or accept their repentance. Indeed, Allah is ever Forgiving and Merciful.
İngilizce:
That Allah may reward the men of Truth for their Truth, and punish the Hypocrites if that be His Will, or turn to them in Mercy: for Allah is Oft-Forgiving, Most Merciful.
Azerbaycanca:
Allah (bununla) doğruları doğruluqlarına görə mükafatlandırsın, münafiqlərə də istəsə əzab versin, yaxud onların tövbələrini qəbul buyursun. Həqiqətən, Allah (bəndələrini) bağışlayandır, rəhm edəndir!
Süleyman Ateş:
Ki Allah doğruları, doğruluklarıyle mükafatladırsın, iki yüzlülere de dilerse azabetsin; yahut tevbelerini kabul buyursun. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Diyanet Vakfı:
Çünkü Allah sadakat gösterenleri sadakatları sebebiyle mükafatlandıracak, münafıklara -dilerse- azap edecek yahut da (tevbe ederlerse) tevbelerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Erhan Aktaş:
Allah, doğru kimseleri, doğruluklarından dolayı ödüllendirecek, Münafıkları, dilerse cezalandıracak veya tevbelerini kabul edecektir. Kuşkusuz Allah, Çok Bağışlayıcı’dır, Rahmeti Kesintisiz’dir.
Kral Fahd:
Çünkü Allah sadâkat gösterenleri sadâkatları sebebiyle mükâfatlandıracak, münafıklara dilerse azap edecek yahut da (tevbe ederlerse) tevbelerini kabul edecektir. Allah, şüphesiz çok bağışlayıcıdır; çok merhametlidir.
Hasan Basri Çantay:
Çünkü Allah saadık olanları sadâkatları sebebiyle mükâfatlandıracak, münafıkları da dilerse azâblandıracak, yahud onlara tevbe nasıyb edecekdir. Şübhe yok ki Allah çok yarlığayıcı, cidden esirgeyicidir.
Muhammed Esed:
(İnsan bu tür sınamalara tabi tutulmaktadır ki) Allah, sadakat gösterenleri sözlerini tutmalarından dolayı ödüllendirsin, iki yüzlüleri de -dilerse- azaba çarptırsın yahut (pişmanlık duyarlarsa) tevbelerini kabul etsin; Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, rahmet sahibidir!
Gültekin Onan:
Çünkü Tanrı, (sözüne bağlı kalıp doğru olan) sadıkları sadakatlerinden dolayı mükafatlandıracak, münafıkları da dilerse azablandıracak veya tevbe (nasib edip tevbe)lerini kabul edecektir. Şüphesiz Tanrı, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Ali Fikri Yavuz:
Çünkü Allah, sözlerinde duranları, sadakatları sebebiyle mükâfatlandıracak
Portekizce:
Deus recompensa os verazes, por sua veracidade, e castiga os hipócritas como Lhe apraz; ou então os absolve, porqueDeus é Indulgente, Misericordiosíssimo.
İsveççe:
Gud [låter människorna utstå dessa prövningar] för att belöna de sanna för deras trohet mot sina löften och, allt efter Sin vilja, straffa hycklarna eller godta deras ånger; Gud är ständigt förlåtande, barmhärtig.
Farsça:
تا سرانجام خدا صادقان را به سبب صدقشان پاداش دهد، و منافقان را اگر بخواهد عذاب کند یا [اگر توبه کنند] توبه آنان را بپذیرد؛ زیرا خدا همواره بسیار آمرزنده و مهربان است.
Kürtçe:
بۆ ئەوەی (خوا) پاداشتی ڕاستگۆیان بداتەوە بەھۆی ڕاستیەکەیانەوە وە سزای دووڕووەکان بدات ئەگەر بیەوێت یان تەوبەیان لێ گیرا کات بێگومان خوا لێبوردە و میھرەبانە
Özbekçe:
Аллоҳ содиқларни садоқатлари сабабидан мукофотлаш учун ва мунофиқларни Аллоҳ хоҳласа, азоблаши ёки тавбасини қабул қилиши учундир. Албатта, Аллоҳ ўта мағфиратли ва ўта раҳмлидир.
Malayca:
(Berlakunya yang demikian) supaya Allah membalas orang-orang yang benar disebabkan kebenaran mereka, dan menyeksa orang-orang yang munafik jika Ia kehendaki, atau Ia menerima taubat mereka. Sesungguhnya Allah adalah Maha Pengampun, lagi Maha Mengasihani.
Arnavutça:
për t’i shpërblyer Perëndia të sinqertit për sinqeritetin e tyre, e për t’i dënuar hipokritët, nëse don, ose t’u pranojë pendimin e tyre. Me të vërtetë, Perëndia është falës dhe mëshirues.
Bulgarca:
за да награди Аллах преданите за предаността им и да накаже лицемерите, ако пожелае, или да им приеме покаянието. Аллах е опрощаващ, милосърден.
Sırpça:
То је зато да би Аллах наградио искрене за њихову искреност, а да ако жели подвргне лицемере патњи или да им опрости. Аллах, заиста, опрашта грехе и милостив је.
Çekçe:
aby Bůh mohl odměnit spravedlivé za upřímnost víry jejich a mohl potrestat pokrytce, bude-li chtít, nebo jim prominout. Vždyť Bůh je věru odpouštějící, slitovný.
Urduca:
(یہ سب کچھ اس لیے ہوا) تاکہ اللہ سچوں کو اُن کی سچائی کی جزا دے اور منافقوں کو چاہے تو سزا دے اور چاہے تو ان کی توبہ قبول کر لے، بے شک اللہ غفور و رحیم ہے
Tacikçe:
То Худо ростгӯёнро ба сабаби ростии гуфторашон музд диҳад ва мунофиқонро агар хоҳад азоб кунад ё тавбаи онҳоро бипазирад, ки Худо бахшояндаву меҳрубон аст!
Tatarca:
Аллаһ ґәһедләрендә торган туры мөэминнәргә изге җәзалар белән җәза кылмак өчен, вә тәүбә итмәсәләр монафикъларны ґәзаб кылыр өчен, әгәр тәүбә итсәләр тәүбәләрен кабул итәр өчен, тәүбә итеп төзәлүчене, әлбәттә, Аллаһ ярлыкаучы вә рәхмәт итүче булды.
Endonezyaca:
supaya Allah memberikan balasan kepada orang-orang yang benar itu karena kebenarannya, dan menyiksa orang munafik jika dikehendaki-Nya, atau menerima taubat mereka. Sesungguhnya Allah adalah Maha Pengampun lagi Maha Penyayang.
Amharca:
አላህ እውነተኞችን በውነተኛነታቸው ሊመነዳ መናፍቃንንም ቢሻ ሊቀጣ ወይም (ቢመለሱ) በእነርሱ ላይ ጸጸታቸውን ሊቀበል (ይህን አደረገ)፡፡ አላህ መሓሪ አዛኝ ነውና፡፡
Tamilce:
இறுதியாக, அல்லாஹ் உண்மையாளர்களுக்கு அவர்களின் உண்மைக்கு நற்கூலி தருவான். இன்னும், நயவஞ்சகர்களை அவன் நாடினால் தண்டிப்பான். அல்லது, அவர்கள் திருந்தும்படி செய்வான். நிச்சயமாக அல்லாஹ் மகா மன்னிப்பாளனாக, மகா கருணையாளனாக இருக்கிறான்.
Korece:
하나님께서 진실한 사람들에 게는 그들의 진실함으로 보상을 주실 것이며 위선자들에게는 벌을 내리실 것이요 또는 그분의 뜻이라면 그들을 용서하리니 실로 하나님은 관용과 자비로 충만하심이라
Vietnamca:
Allah sẽ ban thưởng cho những người thật lòng giữ trọn giao ước và Ngài sẽ trừng phạt những kẻ giả tạo đức tin; nếu muốn Ngài sẽ tha thứ cho bọn họ. Quả thật, Allah là Đấng Hằng Tha Thứ, Đấng Nhân Từ.
Ayet Linkleri: