Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

32

Sûredeki Ayet No: 

14

Ayet No: 

3517

Sayfa No: 

416

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَذُوقُوا بِمَا نَسِيتُمْ لِقَاءَ يَوْمِكُمْ هَٰذَا إِنَّا نَسِينَاكُمْ ۖ وَذُوقُوا عَذَابَ الْخُلْدِ بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Çeviriyazı: 

feẕûḳû bimâ nesîtüm liḳâe yevmiküm hâẕâ. innâ nesînâküm veẕûḳû `aẕâbe-lḫuldi bimâ küntüm ta`melûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O halde bu gününüzle karşılaşmayı unuttuğunuzdan dolayı tadın azabı! İşte biz de sizi unuttuk. Yapmakta olduğunuz işler yüzünden tadın ebedî azabı!

Diyanet İşleri: 

Bugüne kavuşmayı unutmanızın karşılığını görün; doğrusu Biz de sizi unuttuk, yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın deriz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Tadın azabı, şu güne ulaşacağınızı unuttuğunuzdan dolayı, şüphe etmeyin ki biz de unuttuk sizi ve tadın ebedi olarak azabı yaptıklarınıza karşılık.

Şaban Piriş: 

Bu gününüze kavuşmayı unuttuğunuz için azabı tadın. Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınızın karşılığı olarak kalıcı azabı tadın.

Edip Yüksel: 

Bugünkü karşılaşmanızı önemsememenizin sonucunu tadın, biz de sizi önemsemeyiz. Yaptıklarınızın bir sonucu olarak ebedi azabı tadın.

Ali Bulaç: 

Öyleyse bu (azap) gününüzle karşılaşmayı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi gerçekten unuttuk; yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın.

Suat Yıldırım: 

“Öyleyse, siz nasıl bugünkü buluşmayı unuttunuz ve bu unutmayı ömür boyu sürdürdüyseniz,Biz de bugün sizi unuttuk.Yaptıklarınızdan ötürü, tadın bakalım sürekli azabı!” [45,34; 78,27-30]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Artık tadın, bu gününüze kavuşmayı unutmanız sebebiyle. İşte Biz de sizi unuttuk. Ve yapar olduğunuz şeyler yüzünden ebedî azabı tadın.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bu gününüzü unutmuş olmanın karşılığını tadın. Kuşkusuz, biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık o uzun süreli azabı tadın!

Bekir Sadak: 

Ama yoldan cikanlarin, iste onlarin varacagi yer atestir. Oradan cikmak isteyislerinin her defasinda geri cevrilirler ve onlara: «Yalanlayip, durdugunuz atesin azabini tadin» denir.

İbni Kesir: 

Öyleyse şu günümüze kavuşmayı unuttuğunuzdan ötürü tadın azabı. Doğrusu Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık sonsuz azabı tadın.

Adem Uğur: 

(O gün onlara şöyle diyeceğiz:) Bu güne kavuşmayı unutmanızın cezasını şimdi tadın bakalım! Doğrusu biz de sizi unuttuk

İskender Ali Mihr: 

Öyleyse bu &quot

Celal Yıldırım: 

O halde bugüne kavuşmayı unutup kulak ardına atmanız sebebiyle tadın tadacağınızı. Şüphesiz ki, biz de sizi unuttuk (rahmetimizden sizi uzak tuttuk). Artık yapageldiğiniz işlere karşılık sonsuz azabı tadın !

Tefhim ul Kuran: 

Öyleyse bu (azab gününüzle karşılaşmayı) unutmanıza karşılık olarak azab tadın. Biz de sizi gerçekten unuttuk

Fransızca: 

"Goûtez donc ! Pour avoir oublié la rencontre de votre jour que voici. Nous aussi Nous vous avons oubliés. Goûtez au châtiment éternel pour ce que vous faisiez".

İspanyolca: 

¡Gustad, pues, por haber olvidado que os llegaría este día! Nosotros también os hemos olvidado. ¡Gustad el castigo eterno por lo que habéis hecho!

İtalyanca: 

Gustate allora [il castigo] per aver dimenticato l'incontro di questo Giorno. In verità [anche] Noi vi dimentichiamo. Gustate il castigo perpetuo per quello che avete fatto!».

Almanca: 

So erfahrt (die Peinigung) dafür, daß ihr die Begegnung dieses euren Tages vergessen habt. Gewiß, WIR berücksichtigen euch nicht. Und erfahrt die Peinigung in Ewigkeit für das, was ihr zu tun pflegtet.

Çince: 

你们尝试吧!因为你们忘记今日的相会,我确已忘记你们了。你们因为自己的行为而尝试永久的刑罚吧。

Hollandaca: 

Proef dus de marteling welke voor u is gereed gemaakt, dewijl gij het komen van dezen uwen dag hebt vergeten: wij hebben ook u vergeten. Proef dus de eeuwig durende straf voor hetgeen gij hebt verricht.

Rusça: 

Вкусите за то, что вы предали забвению встречу с этим днем вашим. Воистину, Мы предали забвению вас самих. Вкусите же вечные мучения за то, что вы совершали.

Somalice: 

ee dhadhamiya halmaanshihiinii la kulanka Maalintiinnan (qiyame) annaguna waan idinka tagaynaa (maanta) ee dhadhamiya cadaabka waaridda camalkiinii dartiis.

Swahilice: 

Basi onjeni kwa vile mlivyo usahau mkutano wa Siku yenu hii. Na Sisi hakika tunakusahauni. Basi onjeni adhabu ya milele kwa yale mliyo kuwa mkiyatenda.

Uygurca: 

(ئەھلى دوزاخقا ئېيتىلىدۇ) «مۇشۇ كۈندىكى ئۇچرىشىشىڭلارنى ئۇنتۇپ قالغانلىقىڭلار ئۈچۈن (بۇ خورلىغۇچى ئازابنى) تېتىڭلار، بىز ھەقىقەتەن سىلەرنى ئۇنتۇدۇق، قىلمىشىڭلار تۈپەيلىدىن مەڭگۈلۈك ئازابنى تېتىڭلار»

Japonca: 

それであなたがたは味わうがよい。この日の会見を忘れていたことを。本当にわれもあなたがたを忘れよう。あなたがたは自分たちが行ったことに対する永遠の懲罰を味わえ。

Arapça (Ürdün): 

«فذوقوا» العذاب «بما نسيتم لقاء يومكم هذا» أي بترككم الإيمان به «إنا نسيناكم» تركناكم في العذاب «وذوقوا عذاب الخلد» الدائم «بما كنتم تعملون» من الكفر والتكذيب.

Hintçe: 

तो चूँकि तुम आज के दिन हुज़ूरी को भूले बैठे थे तो अब उसका मज़ा चखो हमने तुमको क़सदन भुला दिया और जैसी जैसी तुम्हारी करतूतें थीं (उनके बदले) अब हमेशा के अज़ाब के मज़े चखो

Tayca: 

ดังนั้น พวกเจ้า (ชาวนรก) จงลิ้มรสเถิด เนื่องด้วยพวกเจ้าได้ลืมการชุมนุมกันในวันนี้ของพวกเจ้า แท้จริงเราก็ลืมพวกเจ้าด้วย และพวกเจ้าจงลิ้มรสการลงโทษอย่างตลอดกาลตามที่พวกเจ้าได้กระทำไว้เถิด

İbranice: 

אז טעמו את זה, מפני ששכחתם את יום המפגש הזה. הנה אנו גם שוכחים אתכם, אז טעמו את העונש הנצחי בגלל מה שעשיתם

Hırvatça: 

Pa iskusite patnju zato što ste zaboravljali da ćete ovaj Dan doživjeti - i Mi ćemo vas zaboraviti - i vječnu patnju iskusite zbog onoga što ste radili.

Rumence: 

Gustaţi că aţi uitat întâlnirea cu această zi a voastră. Şi Noi v-am uitat! Gustaţi osânda veşniciei pentru ceea ce aţi făptuit.

Transliteration: 

Fathooqoo bima naseetum liqaa yawmikum hatha inna naseenakum wathooqoo AAathaba alkhuldi bima kuntum taAAmaloona

Türkçe: 

"Bu gününüzü unutmuş olmanın karşılığını tadın. Kuşkusuz, biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık o uzun süreli azabı tadın!"

Sahih International: 

So taste [punishment] because you forgot the meeting of this, your Day; indeed, We have [accordingly] forgotten you. And taste the punishment of eternity for what you used to do."

İngilizce: 

Taste ye then - for ye forgot the Meeting of this Day of yours, and We too will forget you - taste ye the Penalty of Eternity for your (evil) deeds!

Azerbaycanca: 

(Kafirlər Cəhənnəmə girdikdə Allah onlara belə buyurar: ) “Bu günə yetişəcəyinizi unutduğunuza görə indi dadın (əzabı)! Biz də sizi unutduq. (Cəhənnəmdə köməksiz buraxdır). Etdiyiniz əməllərin cəzası olaraq dadın əbədi əzabı!”

Süleyman Ateş: 

Bu gününüzle karşılaşmayı unutmanızın cezasını tadın! (Şimdi) Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınızdan ötürü ebedi azabı tadın!

Diyanet Vakfı: 

(O gün onlara şöyle diyeceğiz:) Bu güne kavuşmayı unutmanızın cezasını şimdi tadın bakalım! Doğrusu biz de sizi unuttuk; yaptıklarınızdan ötürü ebedi azabı tadın!

Erhan Aktaş: 

Öyleyse bu gününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz(1) için tadın azâbı. Kuşkusuz Biz de sizi unuttuk.(2) Yapmış olduklarınıza karşılık, sürekli olan azâbı tadın.

Kral Fahd: 

(O gün onlara şöyle diyeceğiz:) Bu güne kavuşmayı unutmanızın cezasını şimdi tadın bakalım! Doğrusu biz de sizi unuttuk yaptıklarınızdan ötürü ebedî azabı tadın!

Hasan Basri Çantay: 

O halde şu gününüze kavuşmayı unutduğunuza mukaabil tadın (azâbı)! Doğrusu (şimdi) biz de sizi unutduk! Yapmakda (ısraar) etdiğiniz (kötülükler) yüzünden tadın o ardı arası kesilmeyen azâbı!

Muhammed Esed: 

(Ve Allah, günahkarlara şöyle seslenecek:) "O halde, bu (Hesap) Günü´nün gelip çatacağını umursamamanın (cezasını) çekin bakalım şimdi! (Artık) Biz de sizi bıraktık: öyleyse, yapmış olduğunuz (her türlü kötülük)ten dolayı (bu) ebedi azabı tadın!"

Gültekin Onan: 

Öyleyse bu (azab) gününüzle karşılaşmayı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi gerçekten unuttuk

Ali Fikri Yavuz: 

(Kâfirler cehenneme girdikleri vakit, melekler onlara şöyle der): “- O halde, bu günümüze kavuşmayı unutmanız, (O’na imanı terk etmeniz) yüzünden tadın azabı!...Biz de sizi unuttuk, (sizi cehennemde bıraktık). İşlemiş olduğunuz küfür ve isyan sebebiyle bitmez tükenmez azabı tadın bakalım...”

Portekizce: 

(Ser-lhes-á dito): Sofrei, pois, por terdes esquecido o comparecimento neste vosso dia! Em verdade, vos esqueceremos.E sofrei o castigo, por toda a eternidade, pelo que cometestes!

İsveççe: 

[Och Han skall säga till syndarna:] "Pröva nu följden av att ni glömde [Vårt] möte denna Dag; Vi har [även] glömt er. Smaka straffet för era handlingar, [ett straff] som skall vara i evighet!"

Farsça: 

پس [به آنان گویند:] به کیفر آنکه دیدار امروزتان را فراموش کردید [عذاب دوزخ را] بچشید، که ما [هم] شما را واگذاشته ایم، و به کیفر آنچه همواره انجام می دادید، عذاب جاودانه را بچشید.

Kürtçe: 

کەواتە (سزای دۆزەخ) بچەژن، چونکە گەیشتن بەم ڕۆژەتان لەبیرکرد بوو بەڕاستی ئێمەش ئێوەمان لەبیرخۆمان بردەوە و سزای بەردەوام بچێژن بەھۆی ئەوەی دەتانکرد (لەدونیادا)

Özbekçe: 

«Бас, тотиб кўринглар, ушбу кунингизда учрашувни унутганингиз туфайли Биз ҳам сизни унутдик. Қилиб ўтган амалларингиз туфайли мангу азобни тотинг!» дейилур.

Malayca: 

(Lalu dikatakan kepada mereka: "Oleh sebab kelalaian kamu) maka rasalah azab seksa kerana kamu melupai pertemuan hari kamu ini. Sesungguhnya Kami pun tidak hiraukan keselamatan kamu lagi; dan (dengan yang demikian) rasalah azab yang kekal dengan sebab apa yang kamu telah kerjakan".

Arnavutça: 

E, shijoni (dënimin), ngase e keni harruar takimin e kësaj dite. Në të vërtetë, Ne ju kemi braktisur – dhe shijoni dënimin e përhershëm për atë që keni punuar.

Bulgarca: 

“Вкусете, защото забравихте срещата в този ваш Ден! Забравяме ви и Ние. Вкусете вечното мъчение заради онова, което сте извършили!”

Sırpça: 

Па искусите патњу зато што сте заборављали да ћете овај Дан да доживите – и Ми ћемо да вас заборавимо - и вечну патњу искусите због онога што сте радили.

Çekçe: 

Ochutnejte trestu za to, že jste zapomněli na setkání s tímto svým dnem; My také jsme na vás zapomněli, okuste tedy za skutky své trest nesmrtelný!

Urduca: 

پس اب چکھو مزا اپنی اِس حرکت کا کہ تم نے اس دن کی ملاقات کو فراموش کر دیا، ہم نے بھی اب تمہیں فراموش کر دیا ہے چکھو ہمیشگی کے عذاب کا مزا اپنے کرتوتوں کی پاداش میں"

Tacikçe: 

Ба ҷазои он, ки дидори чунин рӯзеро фаромӯш карда будед, акнун бичашед. Мо низ шуморо аз ёд бурдаем. Ба сазои корҳое, ки мекардаед, азоби ҷовидро бичашед!

Tatarca: 

Инде ґәзабны татыгыз, ошбу көнгә килүне онытып хәзерләнмәгәнегез сәбәпле, бу көн Без сезне онытып ґәзабта калдырачакбыз, ґәзабны мәңге татыгыз, имансызлыкны кәсеп итүегез сәбәпле.

Endonezyaca: 

Maka rasailah olehmu (siksa ini) disebabkan kamu melupakan akan pertemuan dengan harimu ini. Sesungguhnya Kami telah melupakan kamu (pula) dan rasakanlah siksa yang kekal, disebabkan apa yang selalu kamu kerjakan.

Amharca: 

ይህንንም ቀናችሁን መገናኘትን በመርሳታችሁ ምክንያት (ቅጣትን) ቅመሱ! እኛ ተውናችሁ፡፡ ትሠሩት በነበራችሁትም ጥፋት ዘውታሪን ቅጣት ቅመሱ (ይባላሉ)፡፡

Tamilce: 

ஆக, நீங்கள் உங்கள் இந்த நாளின் சந்திப்பை மறந்த காரணத்தால் (நரக தண்டனையை) சுவையுங்கள்! நிச்சயமாக நாம் உங்களை (நரக தண்டனையில்) விட்டுவிடுவோம். இன்னும், நீங்கள் செய்து கொண்டிருந்தவற்றின் காரணமாக நிரந்தரமான தண்டனையை சுவையுங்கள்!

Korece: 

너희가 오늘의 만남을 망각하였으매 맛을 보라 또한 하나님 은 너희를 생각치 않으리니 너희 가 저질러온 것에 대해 영원한 벌을 맛보게 하리라

Vietnamca: 

(Vào Ngày Phán Xét, họ được bảo): “Các ngươi hãy nếm (hình phạt) cho những gì mà các ngươi đã lãng quên về cuộc gặp gỡ ngày hôm nay, TA (Allah) quả thật cũng đã quên các ngươi giống như thế. Thôi, các ngươi hãy nếm sự trừng phạt mãi mãi bởi những điều mà các ngươi đã làm.”