Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

30

Sûredeki Ayet No: 

33

Ayet No: 

3442

Sayfa No: 

408

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِذَا مَسَّ النَّاسَ ضُرٌّ دَعَوْا رَبَّهُم مُّنِيبِينَ إِلَيْهِ ثُمَّ إِذَا أَذَاقَهُم مِّنْهُ رَحْمَةً إِذَا فَرِيقٌ مِّنْهُم بِرَبِّهِمْ يُشْرِكُونَ

Çeviriyazı: 

veiẕâ messe-nnâse ḍurrun de`av rabbehüm münîbîne ileyhi ŝümme iẕâ eẕâḳahüm minhü raḥmeten iẕâ ferîḳum minhüm birabbihim yüşrikûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bununla beraber insanlara bir keder dokunduğu zaman her şeyden geçerek Rablerine yalvarır, dua ederler; sonra tarafından bir rahmet tattırıverdiği zaman da bakarsın onlardan bir kısmı tutar, O Rablerine ortak koşarlar.

Diyanet İşleri: 

İnsanlar bir darlığa uğrayınca Rablerine dönerek O'na yalvarırlar, sonra Allah katından onlara bir rahmet tattırınca içlerinden bir takımı kendilerine verdiklerimize nankörlük ederek Rablerine eş koşarlar. Safa sürün bakalım, yakında göreceksiniz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve insanlara bir zarar erişti mi dönüp Rablerini çağırırlar, sonra onlara, kendi katından bir rahmet tattırınca da onların bir bölüğü, Rablerine şirk koşarlar.

Şaban Piriş: 

İnsanların başına bir sıkıntı gelse, Rablerine dönüp yalvarırlar, sonra onlara rahmetinden tattırınca, onlardan bır kısmı hemen Rablerine şirk koşarlar.

Edip Yüksel: 

Halka bir zarar dokunduğu gün tümüyle Rab'lerine yönelerek dua ederler. Fakat sonra, kendilerine bir rahmet tattırınca bazıları Rab'lerine ortak koşar.

Ali Bulaç: 

İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, 'gönülden katıksız bağlılar' olarak, Rablerine dua ederler; sonra kendinden onlara bir rahmet taddırınca hemencecik bir grup Rablerine şirk koşarlar.

Suat Yıldırım: 

İnsanlar bir derde düşünce, başka her şeyi unutarak yalnız Rab'lerine gönülden yalvarırlar;Sonra Allah onlara nezdinden bir rahmet ve bolluk tattırınca, bir de bakarsın ki onlardan bir kısmı Rab’lerine eş, ortak koşuyor ve böylece Allah’ın nimetlerine nankörlük ediyorlar.De ki: “Bir süre eğlenin bakalım, yakında öğrenirsiniz!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve insanlara bir ziyan dokunduğu vakit Rablerine dönerek O´na duada bulunurlar. Sonra onlara ondan bir rahmet tattırıverince o vakit onlardan bir gürûh Rablerine şerik koşarlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İnsanlara bir zorluk dokunduğunda, Rablerine yönelerek O'na yakarırlar. Sonra onlara bir rahmet tattırınca bakarsın ki, içlerinden bir grup Rablerine ortak koşuyor.

Bekir Sadak: 

Insanlarin mallari icinde artsin diye verdiginiz her hangi bir faiz Allah katinda artmaz

İbni Kesir: 

İnsanlara bir zarar dokununca

Adem Uğur: 

İnsanların başına bir sıkıntı gelince, Rablerine yönelerek O´na yalvarırlar. Sonra Allah, katından onlara bir rahmet (nimet ve bolluk) tattırınca, bakarsınız ki onlardan bir gurup yine Rablerine ortak koşuyorlar.

İskender Ali Mihr: 

Ve insanlara bir zarar dokunduğu zaman Rab´lerine dua ederek, O´na yönelirler. Sonra onlara kendisinden rahmet tattırdığı (Rahîm esması ile hidayete erdirdiği) zaman onlardan bir kısmı Rab´lerine şirk (ortak) koşarlar (hidayetteyken dalâlete düşerler).

Celal Yıldırım: 

(33-34) İnsanlara bir zarar dokununca gönülden yönelerek Rablarına yalvarırlar. Sonra da kendi katından onlara bir rahmet tattırınca, bir de bakarsın ki onlardan bir kısmı Rablarına ortak koşarlar. Böylece kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük ederler. Öyle ise eğlenip yararlanın yararlanabildiğiniz kadar, ileride (gerçeği) anlayıp öğreneceksiniz (ama neden sonra).

Tefhim ul Kuran: 

İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, ´gönülden katıksız bağlılar´ olarak, Rablerine dua ederler, sonra kendinden onlara bir rahmet taddırınca hemencecik onlardan bir grup Rablerine şirk koşarlar.

Fransızca: 

Et quand un mal touche les gens, ils invoquent leur Seigneur en revenant à Lui repentants. Puis s'Il leur fait goûter de Sa part une miséricorde, voilà qu'une partie d'entre eux donnent à leur Seigneur des associés,

İspanyolca: 

Cuando los hombres sufren una desgracia, invocan a su Señor, volviéndose a Él arrepentidos. Luego, cuando les ha hecho gustar una misericordia venida de Él, algunos de ellos asocian otros dioses a su Señor,

İtalyanca: 

Quando un male colpisce gli uomini, invocano il loro Signore e tornano a Lui. Quando poi li gratifica con una misericordia che proviene da Lui, alcuni di loro Gli attribuiscono consoci,

Almanca: 

Und wenn die Menschen Schädliches trifft, richten sie Bittgebete an ihren HERRN umkehrend zu Ihm. Dann aber, wenn ER ihnen von Sich Gnade erweist, da ist eine Gruppe unter ihnen, die ihrem HERRN gegenüber Schirk betreiben.

Çince: 

人们遭难的时候,祈祷他们的主,同时归依他。当他使他们尝试他的恩惠的时候,他们中的一部分人,立刻以物配主,

Hollandaca: 

Als tegenspoed hen treft, roepen zij hunnen Heer aan, zich tot hem wendende; daarna als hij hun van zijne genade heeft doen proeven, vereenigt een deel van hen andere godheden met hunnen Heer.

Rusça: 

Когда людей касается зло, они начинают взывать к своему Господу, обращаясь к Нему с раскаянием. А затем, когда Он дает им вкусить милость от Него, часть из них начинает приобщать сотоварищей к своему Господу,

Somalice: 

hadduu Dadka taabto dhib waxay baryaan Eebahood iyagoo u noqon, markuuse dhadhansiiyo naxariis qayb iyaga ka mid ah waxay wax lawadaaijyaan Eebahood.

Swahilice: 

Yakiwapata watu madhara humwomba Mola wao Mlezi nao wametubu kwake. Kisha akiwaonjesha rehema itokayo kwake, mara kikundi miongoni mwao humshirikisha Mola wao Mlezi,

Uygurca: 

ئىنسانلارغا بىرەر زىيان - زەخمەت يەتكەن چاغدا، ئۇلار پەرۋەردىگارىغا ئىخلاس بىلەن ئىلتىجا قىلىدۇ، ئاندىن اﷲ ئۇلارغا رەھمىتىنى تېتىتقان چاغدا، ئۇلاردىن بىر پىرقە دەرھال پەرۋەردىگارىغا شېرىك كەلتۈرىدۇ

Japonca: 

災厄が人びとを悩ます時かれらは悔悟して主に祈る。だがかれが,慈悲をかれらに味わせると,たちまち一部のをは主に(外の神々を)配し,

Arapça (Ürdün): 

«وإذا مسَّ الناس» أي كفار مكة «ضرٌّ» شدة «دعوا ربهم منيبين» راجعين «إليه» دون غيره «ثم إذا أذاقهم منه رحمة» بالمطر «إذا فريقٌ منهم بربهم يشركون».

Hintçe: 

और जब लोगों को कोई मुसीबत छू भी गयी तो उसी की तरफ रुजू होकर अपने परवरदिगार को पुकारने लगते हैं फिर जब वह अपनी रहमत की लज्ज़त चखा देता है तो उन्हीं में से कुछ लोग अपने परवरदिगार के साथ शिर्क करने लगते हैं

Tayca: 

และเมื่อทุกขภัยอันใดประสบแก่มนุษย์ พวกเขาก็วิงวอนขอต่อพระเจ้าของพวกเขา โดยเป็นผู้ผินหน้ากลับไปสู่พระองค์ ครั้นเมื่อพระองค์ได้ทรงให้พวกเขาลิ้มรสความเมตตาจากพระองค์ ณ บัดนั้นหมู่หนึ่งจากพวกเขาก็ตั้งภาคีต่อพระเจ้าของพวกเขา

İbranice: 

כאשר צרה מכה באנשים, הם חוזרים אל ריבונם בלב מלא חרטה, אך כאשר הוא נותן להם לטעום מרחמיו, אז הם הופכים מיד לקבוצה אשר בריבונם משתפים

Hırvatça: 

A kad ljude nevolja snađe, oni Gospodara svoga mole, vraćajući Mu se pokajnički, a poslije, kad On učini da okuse milost Njegovu, odjednom neki od njih Gospodaru svome druge u obožavanju pridružuju,

Rumence: 

Când o nenorocire îi atinge pe oameni, ei Îl cheamă pe Domnul lor şi către El se întorc. Când El le dă să guste apoi vreo milostivenie de la El, unii dintre ei Îi alătură alţi dumnezei,

Transliteration: 

Waitha massa alnnasa durrun daAAaw rabbahum muneebeena ilayhi thumma itha athaqahum minhu rahmatan itha fareequn minhum birabbihim yushrikoona

Türkçe: 

İnsanlara bir zorluk dokunduğunda, Rablerine yönelerek O'na yakarırlar. Sonra onlara bir rahmet tattırınca bakarsın ki, içlerinden bir grup Rablerine ortak koşuyor.

Sahih International: 

And when adversity touches the people, they call upon their Lord, turning in repentance to Him. Then when He lets them taste mercy from Him, at once a party of them associate others with their Lord,

İngilizce: 

When trouble touches men, they cry to their Lord, turning back to Him in repentance: but when He gives them a taste of Mercy as from Himself, behold, some of them pay part-worship to other god's besides their Lord,-

Azerbaycanca: 

İnsanlara bir ziyan toxunduğu zaman Rəbbinə tərəf dönüb Ona tövbə edərlər. Sonra (Allah) Öz mərhəmətindən onlara daddıran (onları möhnətdən qurtaran) kimi içərilərindən bir qismi Rəbbinə şərik qoşar.

Süleyman Ateş: 

İnsanlara bir zarar dokundu mu, Rablerine yönelerek O'na yalvarırlar. Sonra (Rableri), onlara kendinden bir rahmet taddırınca, hemen onlardan bir grup, Rablerine ortak koşarlar.

Diyanet Vakfı: 

İnsanların başına bir sıkıntı gelince, Rablerine yönelerek O'na yalvarırlar. Sonra Allah, katından onlara bir rahmet (nimet ve bolluk) tattırınca, bakarsınız ki onlardan bir gurup yine Rablerine ortak koşuyorlar.

Erhan Aktaş: 

İnsanların başlarına bir sıkıntı gelince, Rabb’lerine yönelerek O’na dûa ederler. Sonra, onlara kendinden bir rahmet tattırınca, onlardan bir kısmı Rabb’lerine şirk koşarlar.

Kral Fahd: 

İnsanların başına bir sıkıntı gelince, Rablerine yönelerek O'na yalvarırlar. Sonra Allah, katından onlara bir rahmet (nimet ve bolluk) tattırınca, bakarsınız ki onlardan bir grup yine Rablerine ortak koşuyorlar.

Hasan Basri Çantay: 

İnsanlara bir zarar isaabet etdi mi Rablerine, (yalınız) Ona, dönerek, düâ ederler. Sonra onlara kendi (cânib) inden bir rahmet tatdırdığı vakit da, bakarsınız ki, onlardan bir güruh Rablerine şirk koşub durmakdadırlar,

Muhammed Esed: 

Şimdi (vaki olduğu üzere) insanlar sıkıntıya uğradıklarında Rablerine dönerek (yardım için) O´na yalvarıp yakarırlar; fakat rahmetine nail olunca da bir kısmı, başka güçleri Rablerinin ilahlığına ortak koş(maya başl)arlar,

Gültekin Onan: 

İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, ´gönülden katıksız bağlılar´ olarak, rablerine dua ederler

Ali Fikri Yavuz: 

İnsanlara bir zarar değdiği vakit, (her şeyden geçerek yalnız) Rablerine dönüb yalvarırlar, dua ederler. Sonra (Allah), katından onlara bir nimet taddırınca, bakarsın ki, içlerinden bir kısmı Rablerine ortak koşuyorlar (putlara taparak, küfür yollarına saparak Allah’a eş ediniyorlar)

Portekizce: 

Quando a adversidade açoita os humanos, suplicam contritos ao seu Senhor; mas, quando os agracia com a Suamisericórdia, eis que alguns deles atribuem parceiros ao seu Senhor,

İsveççe: 

OCH NÄR människorna drabbas av ett ont ber de, ångerfulla, till sin Herre om hjälp; men när Han i Sin nåd har bönhört dem, sätter några av dem gudar vid sin Herres sida

Farsça: 

هنگامی که به مردم آسیب و گزندی برسد، پروردگارشان را در حالی که به سوی او روی آورده اند، می خوانند، سپس زمانی که رحمتی از سوی خود [چون نعمت، ثروت، اولاد و امنیت] به آنان بچشاند، ناگهان گروهی از آنان به پروردگارشان شرک می ورزند.

Kürtçe: 

وە ھەر کاتێك زیان (وگرانی و بێ بارانی) بکەوێت لەخەڵکی (ھاوبەشدانەر بۆ خوا) ھاوار بۆ پەروەردگاریان دەبەن و بۆ لای ئەو دەگەڕێنەوە پاشان کاتێ لەلایەن خۆیەوە ڕەحمەت و ژیانی خۆشیان پێ بدات کتوپڕ دەستەیەك لەوان ھاوبەش بۆ پەروەردگاریان دادەنێن

Özbekçe: 

Қачон одамларга зарар етса, Роббиларининг Ўзигагина қайтиб, дуо қилурлар. Сўнгра У зот уларга Ўзидан раҳмат тоттирганда, кўрибсанки, улардан баъзи гуруҳлари Роббиларига ширк келтирурлар.

Malayca: 

Dan apabila manusia disentuh oleh sesuatu bahaya, mereka segera berdoa kepada Tuhan mereka dengan keadaan rujuk kembali bertaubat kepadaNya; kemudian apabila Allah memberi mereka merasai sesuatu rahmat daripadaNya, tiba-tiba sebahagian dari mereka mempersekutukan sesuatu yang lain dengan Tuhannya;

Arnavutça: 

E, kur njerëzit i godet ndonjë e keqe, ata i luten Zotit të vet, duke iu kthyer vetëm Atij, e pastaj, kur Ai t’u jap të shijojnë mëshirën e Tij, atëherë një grup prej tyre – i bëjnë shok Zotit të vet,

Bulgarca: 

И щом беда засегне хората, те зоват своя Господ, връщайки се към Него с покаяние. А когато Той им даде да вкусят милост от Него, ето - част от тях съдружават със своя Господ,

Sırpça: 

А кад људе невоља снађе, они се Господару своме покајнички обраћају, а после, кад Он учини да осете Његову милост, одједном неки од њих своме Господару друге у обожавању придружују,

Çekçe: 

Když dotkne se lidí neštěstí, Pána svého vzývají a kajícně se k Němu obracejí. Když jim však potom dá ochutnat milosrdenství Svého, hle, část z nich Pánu svému společníky přidává,

Urduca: 

لوگوں کا حال یہ ہے کہ جب انہیں کوئی تکلیف پہنچتی ہے تو اپنے رب کی طرف رجوع کر کے اُسے پکارتے ہیں، پھر جب وہ کچھ اپنی رحمت کا ذائقہ انہیں چکھا دیتا ہے تو یکایک ان میں سے کچھ لوگ شرک کرنے لگتے ہیں

Tacikçe: 

Чун бар одамиён зиёне расад, Парвардигорашонро бихонанд ва ба даргоҳи Ӯ тавба кунанд ва чун раҳмати худ ба онҳо бичашонад, гурӯҳеро бинӣ, ки ба Парвардигорашон ширк меоваранд.

Tatarca: 

Әгәр кешене зарар тотса, инабәт илә ихлас Раббысына дога кыладыр, соңра Аллаһ алардан зарарны алып рәхмәте белән рәхәтлекне, шатлыкны татытса, шулвакыт алардан җәмәгать Аллаһуга мәхлукъны тиңдәш итеп мөшрик булырлар.

Endonezyaca: 

Dan apabila manusia disentuh oleh suatu bahaya, mereka menyeru Tuhannya dengan kembali bertaubat kepada-Nya, kemudian apabila Tuhan merasakan kepada mereka barang sedikit rahmat daripada-Nya, tiba-tiba sebagian dari mereka mempersekutukan Tuhannya,

Amharca: 

ሰዎችንም ችግር ባገኛቸው ጊዜ ጌታቸውን ወደርሱ ተመላሾች ሆነው ይጠሩታል፡፡ ከዚያም ከእርሱ ችሮታን ባቀመሳቸው ጊዜ ከእነርሱ ከፊሎቹ ወዲያውኑ በጌታቸው (ጣዖትን) ያጋራሉ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், மக்களுக்கு ஒரு தீங்கு நேர்ந்தால் தங்கள் இறைவனை - அவன் பக்கம் முற்றிலும் திரும்பியவர்களாக - அழைக்கிறார்கள். பிறகு, அவன் தன் புறத்திலிருந்து அவர்களுக்கு (தனது) அருளை சுவைக்க வைத்தால் அப்போது அவர்களில் ஒரு சாரார் தங்கள் (பொய்யான தெய்வங்களை) இறைவனுக்கு இணைவைக்கிறார்கள்.

Korece: 

재난이 인간에게 이를때면 주님을 향하여 부르나 그분께서 그로하여 은혜를 맛보게 할 때면 보라 그들중의 무리는 주님 아닌 다른 우상을 숭배하니라

Vietnamca: 

Con người khi gặp hoạn nạn thì cầu nguyện Thượng Đế của họ, họ thực sự quay về ăn năn sám hối với Ngài. Tuy nhiên, khi Thượng Đế của họ cho họ nếm mùi khoan dung từ nơi Ngài thì một nhóm trong số họ lại tổ hợp những thần linh khác cùng với Ngài.