Arapça:
فَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَهُمْ فِي رَوْضَةٍ يُحْبَرُونَ
Çeviriyazı:
feemme-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti fehüm fî ravḍatey yuḥberûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şimdi iman edip salih ameller yapmış olanlara gelince, onlar bir bahçe içinde neşelenirler.
Diyanet İşleri:
Ama inanıp yararlı iş işleyenler, ağırlanacakları bir cennette bulunurlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İnanan ve iyi işlerde bulunanlar, cennet bahçesinde sevinip nimetlere nail olur onlar.
Şaban Piriş:
İman edip salih amellerde bulunanlara gelince, artık onlar cennet içinde neşelenirler.
Edip Yüksel:
İnanıp erdemli davrananlar ise bir bahçe içinde neşelendirilirler.
Ali Bulaç:
Böylece iman edip salih amellerde bulunanlar; artık onlar 'bir cennet bahçesinde' 'sevinç içinde ağırlanırlar'.
Suat Yıldırım:
İman edip güzel ve makbul işler yapanlar cennet bahçelerinde ağırlanarak neşelenirler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
İmdi o kimseler ki, imân etmişler ve sâlih sâlih amellerde bulunmuşlardır. Artık onlar bir bahçede sevinç içinde kalırlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onlar bir bahçe içinde mutlu kılınırlar.
Bekir Sadak:
Icinizden, kendileriyle huzura kavusacaginiz esler yaratip
İbni Kesir:
İman edip salih amellerde bulunanlar
Adem Uğur:
İman edip iyi işler yapanlara gelince, onlar, cennette nimetlere ve sevince mazhar olacaklardır.
İskender Ali Mihr:
Fakat âmenû olanlar (Allah´a ulaşmayı dileyenler) ve amilüssalihat (nefs tezkiyesi) yapanlar, onlar bahçelerde (ni´met verilip) sevindirilirler.
Celal Yıldırım:
Artık dosdoğru İmân edip İyi-yararlı amellerde bulunanlar Cennet bahçelerinde ağırlanıp neşelenirler.
Tefhim ul Kuran:
Böylece iman edip salih amellerde bulunanlar
Fransızca:
Ceux qui auront cru et accompli de bonnes oeuvres se réjouiront dans un jardin;
İspanyolca:
quienes hayan creído y obrado bien, serán regocijados en un prado;
İtalyanca:
Coloro che avranno creduto e compiuto il bene, gioiranno in un prato fiorito.
Almanca:
Also hinsichtlich derjenigen, die den Iman verinnerlicht und gottgefällig Gutes getan haben, diese sind in einem Garten, sie freuen sich.
Çince:
至于信道而且行善者,将在一个胜地,感觉快乐;
Hollandaca:
En zij die geloofd en rechtvaardigheid uitgeoefend zullen hebben, zullen zich vermeien in een schoonen bloemgaard.
Rusça:
Те, которые уверовали и совершали праведные деяния, будут радоваться (или слушать пение) в Райском саду.
Somalice:
kuwa rumeeyey (xaqa) oo camalfiicanfalay Beer Janno yaa lagu faraxgaliyaa.
Swahilice:
Ama walio amini na wakatenda mema watafurahishwa katika Bustani.
Uygurca:
ئىمان ئېيتقان ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغانلار باغچىدا (يەنى جەننەتنىڭ باغچىلىرىدا) يايرىتىلىدۇ
Japonca:
その時,善行に勤しんだ者は,緑の野辺で,幸せにされよう。
Arapça (Ürdün):
«فأما الذين آمنوا وعملوا الصالحات فهم في روضةٍ» جنة «يحبرون» يسرون.
Hintçe:
फिर जिन लोगों ने ईमान क़ुबूल किया और अच्छे अच्छे काम किए तो वह बाग़े बेहश्त में निहाल कर दिए जाएँगे
Tayca:
ดังนั้น สำหรับบรรดาผู้ศรัทธาและประกอบความดี พวกเขาก็จะชื่นชมยินดีอยู่ในสวนสวรรค์
İbranice:
אלה אשר האמינו ועשו את הטוב, הם יתענגו בחדרי גן העדן
Hırvatça:
oni koji su vjerovali i dobra djela činili radovat će se u džennetskom perivoju,
Rumence:
Cei care cred şi săvârşesc fapte bune se vor bucura într-o grădină în floare,
Transliteration:
Faamma allatheena amanoo waAAamiloo alssalihati fahum fee rawdatin yuhbaroona
Türkçe:
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onlar bir bahçe içinde mutlu kılınırlar.
Sahih International:
And as for those who had believed and done righteous deeds, they will be in a garden [of Paradise], delighted.
İngilizce:
Then those who have believed and worked righteous deeds, shall be made happy in a Mead of Delight.
Azerbaycanca:
İman gətirib yaxşı işlər görənlər cənnət bağçalarının birində sevinc içində qalacaqlar.
Süleyman Ateş:
İnanıp iyi işler yapanlar, onlar (çiçekli, ırmaklı) bir bahçe içinde neş'elendirilirler.
Diyanet Vakfı:
İman edip iyi işler yapanlara gelince, onlar, cennette nimetlere ve sevince mazhar olacaklardır.
Erhan Aktaş:
Fakat îmân edenler ve sâlihâtı yapanlar,(1) onlar güzel bir bahçede mutluluk içinde yaşayacaklardır.
Kral Fahd:
İman edip salih ameller işleyenlere gelince, onlar, Cennet'te nimetlere ve sevince mazhar olacaklardır.
Hasan Basri Çantay:
Artık îman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince:) Onlar bir bağçede (yaşayıb) mesrur olurlar.
Muhammed Esed:
iman edip doğru ve yararlı işler yapanlar bir mutluluk, esenlik bahçesinde ağırlanacaklardır;
Gültekin Onan:
Böylece inanıp salih amellerde bulunanlar artık onlar ´bir cennet bahçesinde´ ´sevinç içinde ağırlanırlar´.
Ali Fikri Yavuz:
İman edib salih ameller işliyenlere gelince, işte onlar bir bahçede (cennetde) nimetlenir ve neşelenirler.
Portekizce:
Enquanto os fiéis, que tiverem praticado o bem, descansarão em um vergel.
İsveççe:
de som trodde och levde ett rättskaffens liv skall få njuta av en [evig] lustgårds fröjder,
Farsça:
اما کسانی که ایمان آورده و کارهای شایسته انجام داده اند، آنان را در بوستانی [سرسبز و خرم] مسرور وشادمان می دارند.
Kürtçe:
ئەمجا کەسانێك کەباوەڕیان ھێناوەو کردەوە چاکەکانیان کردووە ئەوان لە بەھەشتدا دڵخۆش دەکرێن
Özbekçe:
Бас, иймон келтириб, яхши амалларни қилганлар, улар жаннатда шодланурлар.
Malayca:
Adapun kumpulan orang-orang yang beriman dan beramal soleh, maka mereka akan ditempatkan di taman Syurga dalam keadaan bersuka ria.
Arnavutça:
ata që anë besuar dhe që kanë punuar vepra të mira – në kopshtin e xhennetit do të jenë të gëzuar,
Bulgarca:
Онези, които вярват и вършат праведни дела, ще бъдат възрадвани в Градината.
Sırpça:
они који су веровали и радили добра дела радоваће се у рајским баштама,
Çekçe:
co týká se těch, kdož věřili a dobré skutky konali, ti v zahradě budou obšťastněni,
Urduca:
جو لوگ ایمان لائے ہیں اور جنہوں نے نیک عمل کیے ہیں وہ ایک باغ میں شاداں و فرحاں رکھے جائیں گے
Tacikçe:
Аммо онҳо, ки имон овардаанд ва корҳои шоиста кардаанд, дар ҷаннат ба шодмонӣ бархӯрдоранд.
Tatarca:
Әмма иман китереп изге гамәлләр кылган мөэминнәр, җәннәт бакчаларында нигъмәтләр эчендә шатланып йөрерләр.
Endonezyaca:
Adapun orang-orang yang beriman dan mengerjakan amal saleh, maka mereka di dalam taman (surga) bergembira.
Amharca:
እነዚያ ያመኑትና መልካሞችን ሥራዎች የሠሩትማ እነርሱ በገነት ጨፌ ውስጥ ይደሰታሉ፡፡
Tamilce:
ஆக, எவர்கள் நம்பிக்கை கொண்டு நன்மைகளை செய்தார்களோ, அவர்கள் (சொர்க்கத்தின்) தோட்டத்தில் மகிழ்விக்கப்படுவார்கள்.
Korece:
그러나 믿음을 갖고 선을 행하는 자들은 천국에서 환대를 받 을 것이요
Vietnamca:
Đối với những ai có đức tin và hành thiện thì sẽ được sống (sung sướng, hưởng thụ niềm hạnh phúc bất tận) nơi Thiên Đàng.
Ayet Linkleri: