Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

30

Sûredeki Ayet No: 

15

Ayet No: 

3424

Sayfa No: 

405

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَهُمْ فِي رَوْضَةٍ يُحْبَرُونَ

Çeviriyazı: 

feemme-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti fehüm fî ravḍatey yuḥberûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şimdi iman edip salih ameller yapmış olanlara gelince, onlar bir bahçe içinde neşelenirler.

Diyanet İşleri: 

Ama inanıp yararlı iş işleyenler, ağırlanacakları bir cennette bulunurlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İnanan ve iyi işlerde bulunanlar, cennet bahçesinde sevinip nimetlere nail olur onlar.

Şaban Piriş: 

İman edip salih amellerde bulunanlara gelince, artık onlar cennet içinde neşelenirler.

Edip Yüksel: 

İnanıp erdemli davrananlar ise bir bahçe içinde neşelendirilirler.

Ali Bulaç: 

Böylece iman edip salih amellerde bulunanlar; artık onlar 'bir cennet bahçesinde' 'sevinç içinde ağırlanırlar'.

Suat Yıldırım: 

İman edip güzel ve makbul işler yapanlar cennet bahçelerinde ağırlanarak neşelenirler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

İmdi o kimseler ki, imân etmişler ve sâlih sâlih amellerde bulunmuşlardır. Artık onlar bir bahçede sevinç içinde kalırlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onlar bir bahçe içinde mutlu kılınırlar.

Bekir Sadak: 

Icinizden, kendileriyle huzura kavusacaginiz esler yaratip

İbni Kesir: 

İman edip salih amellerde bulunanlar

Adem Uğur: 

İman edip iyi işler yapanlara gelince, onlar, cennette nimetlere ve sevince mazhar olacaklardır.

İskender Ali Mihr: 

Fakat âmenû olanlar (Allah´a ulaşmayı dileyenler) ve amilüssalihat (nefs tezkiyesi) yapanlar, onlar bahçelerde (ni´met verilip) sevindirilirler.

Celal Yıldırım: 

Artık dosdoğru İmân edip İyi-yararlı amellerde bulunanlar Cennet bahçelerinde ağırlanıp neşelenirler.

Tefhim ul Kuran: 

Böylece iman edip salih amellerde bulunanlar

Fransızca: 

Ceux qui auront cru et accompli de bonnes oeuvres se réjouiront dans un jardin;

İspanyolca: 

quienes hayan creído y obrado bien, serán regocijados en un prado;

İtalyanca: 

Coloro che avranno creduto e compiuto il bene, gioiranno in un prato fiorito.

Almanca: 

Also hinsichtlich derjenigen, die den Iman verinnerlicht und gottgefällig Gutes getan haben, diese sind in einem Garten, sie freuen sich.

Çince: 

至于信道而且行善者,将在一个胜地,感觉快乐;

Hollandaca: 

En zij die geloofd en rechtvaardigheid uitgeoefend zullen hebben, zullen zich vermeien in een schoonen bloemgaard.

Rusça: 

Те, которые уверовали и совершали праведные деяния, будут радоваться (или слушать пение) в Райском саду.

Somalice: 

kuwa rumeeyey (xaqa) oo camalfiicanfalay Beer Janno yaa lagu faraxgaliyaa.

Swahilice: 

Ama walio amini na wakatenda mema watafurahishwa katika Bustani.

Uygurca: 

ئىمان ئېيتقان ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغانلار باغچىدا (يەنى جەننەتنىڭ باغچىلىرىدا) يايرىتىلىدۇ

Japonca: 

その時,善行に勤しんだ者は,緑の野辺で,幸せにされよう。

Arapça (Ürdün): 

«فأما الذين آمنوا وعملوا الصالحات فهم في روضةٍ» جنة «يحبرون» يسرون.

Hintçe: 

फिर जिन लोगों ने ईमान क़ुबूल किया और अच्छे अच्छे काम किए तो वह बाग़े बेहश्त में निहाल कर दिए जाएँगे

Tayca: 

ดังนั้น สำหรับบรรดาผู้ศรัทธาและประกอบความดี พวกเขาก็จะชื่นชมยินดีอยู่ในสวนสวรรค์

İbranice: 

אלה אשר האמינו ועשו את הטוב, הם יתענגו בחדרי גן העדן

Hırvatça: 

oni koji su vjerovali i dobra djela činili radovat će se u džennetskom perivoju,

Rumence: 

Cei care cred şi săvârşesc fapte bune se vor bucura într-o grădină în floare,

Transliteration: 

Faamma allatheena amanoo waAAamiloo alssalihati fahum fee rawdatin yuhbaroona

Türkçe: 

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onlar bir bahçe içinde mutlu kılınırlar.

Sahih International: 

And as for those who had believed and done righteous deeds, they will be in a garden [of Paradise], delighted.

İngilizce: 

Then those who have believed and worked righteous deeds, shall be made happy in a Mead of Delight.

Azerbaycanca: 

İman gətirib yaxşı işlər görənlər cənnət bağçalarının birində sevinc içində qalacaqlar.

Süleyman Ateş: 

İnanıp iyi işler yapanlar, onlar (çiçekli, ırmaklı) bir bahçe içinde neş'elendirilirler.

Diyanet Vakfı: 

İman edip iyi işler yapanlara gelince, onlar, cennette nimetlere ve sevince mazhar olacaklardır.

Erhan Aktaş: 

Fakat îmân edenler ve sâlihâtı yapanlar,(1) onlar güzel bir bahçede mutluluk içinde yaşayacaklardır.

Kral Fahd: 

İman edip salih ameller işleyenlere gelince, onlar, Cennet'te nimetlere ve sevince mazhar olacaklardır.

Hasan Basri Çantay: 

Artık îman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince:) Onlar bir bağçede (yaşayıb) mesrur olurlar.

Muhammed Esed: 

iman edip doğru ve yararlı işler yapanlar bir mutluluk, esenlik bahçesinde ağırlanacaklardır;

Gültekin Onan: 

Böylece inanıp salih amellerde bulunanlar artık onlar ´bir cennet bahçesinde´ ´sevinç içinde ağırlanırlar´.

Ali Fikri Yavuz: 

İman edib salih ameller işliyenlere gelince, işte onlar bir bahçede (cennetde) nimetlenir ve neşelenirler.

Portekizce: 

Enquanto os fiéis, que tiverem praticado o bem, descansarão em um vergel.

İsveççe: 

de som trodde och levde ett rättskaffens liv skall få njuta av en [evig] lustgårds fröjder,

Farsça: 

اما کسانی که ایمان آورده و کارهای شایسته انجام داده اند، آنان را در بوستانی [سرسبز و خرم] مسرور وشادمان می دارند.

Kürtçe: 

ئەمجا کەسانێك کەباوەڕیان ھێناوەو کردەوە چاکەکانیان کردووە ئەوان لە بەھەشتدا دڵخۆش دەکرێن

Özbekçe: 

Бас, иймон келтириб, яхши амалларни қилганлар, улар жаннатда шодланурлар.

Malayca: 

Adapun kumpulan orang-orang yang beriman dan beramal soleh, maka mereka akan ditempatkan di taman Syurga dalam keadaan bersuka ria.

Arnavutça: 

ata që anë besuar dhe që kanë punuar vepra të mira – në kopshtin e xhennetit do të jenë të gëzuar,

Bulgarca: 

Онези, които вярват и вършат праведни дела, ще бъдат възрадвани в Градината.

Sırpça: 

они који су веровали и радили добра дела радоваће се у рајским баштама,

Çekçe: 

co týká se těch, kdož věřili a dobré skutky konali, ti v zahradě budou obšťastněni,

Urduca: 

جو لوگ ایمان لائے ہیں اور جنہوں نے نیک عمل کیے ہیں وہ ایک باغ میں شاداں و فرحاں رکھے جائیں گے

Tacikçe: 

Аммо онҳо, ки имон овардаанд ва корҳои шоиста кардаанд, дар ҷаннат ба шодмонӣ бархӯрдоранд.

Tatarca: 

Әмма иман китереп изге гамәлләр кылган мөэминнәр, җәннәт бакчаларында нигъмәтләр эчендә шатланып йөрерләр.

Endonezyaca: 

Adapun orang-orang yang beriman dan mengerjakan amal saleh, maka mereka di dalam taman (surga) bergembira.

Amharca: 

እነዚያ ያመኑትና መልካሞችን ሥራዎች የሠሩትማ እነርሱ በገነት ጨፌ ውስጥ ይደሰታሉ፡፡

Tamilce: 

ஆக, எவர்கள் நம்பிக்கை கொண்டு நன்மைகளை செய்தார்களோ, அவர்கள் (சொர்க்கத்தின்) தோட்டத்தில் மகிழ்விக்கப்படுவார்கள்.

Korece: 

그러나 믿음을 갖고 선을 행하는 자들은 천국에서 환대를 받 을 것이요

Vietnamca: 

Đối với những ai có đức tin và hành thiện thì sẽ được sống (sung sướng, hưởng thụ niềm hạnh phúc bất tận) nơi Thiên Đàng.