Arapça:
ذَٰلِكَ جَزَيْنَاهُم بِمَا كَفَرُوا ۖ وَهَلْ نُجَازِي إِلَّا الْكَفُورَ
Çeviriyazı:
ẕâlike cezeynâhüm bimâ keferû. vehel nücezî ille-lkefûra.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bunu onlara nankörlüklerinin cezası yaptık ve biz hep böyle çok nankör olanları cezalandırırız.
Diyanet İşleri:
İşte böylece, inkarlarından ötürü onları cezalandırdık. Biz nankörden başkasına ceza mı veririz?
Abdulbakî Gölpınarlı:
İşte nankörlükleri yüzünden böyle cezalandırdık onları ve biz, nankör olandan başkasına ceza verir miyiz?
Şaban Piriş:
Nankörlükleri sebebiyle onları işte böyle cezalandırdık. Nankörlerden başkasını cezalandırır mıyız?
Edip Yüksel:
Nankörlükleri yüzünden onları böyle cezalandırdık. Biz nankörden başkasını mı cezalandırırız?
Ali Bulaç:
Böylelikle nankörlük etmeleri dolayısıyla onları cezalandırdık. Biz (nimete) nankörlük edenden başkasını cezalandırır mıyız?
Suat Yıldırım:
Biz inkâr ve nankörlükleri sebebiyle onları böylece cezalandırdık. Zaten nankörlükte çok ileri gidenden başkasını cezalandırır mıyız?
Ömer Nasuhi Bilmen:
İşte onları böyle nankörlükleri sebebiyle cezalandırdık ve Biz nankör olanlardan başkasını cezalandırır mıyız? (Elbette cezalandırmayız.)
Yaşar Nuri Öztürk:
İşte böyle! Nankörlük ettikleri için onları cezalandırdık. Nankörden başkasına ceza verir miyiz hiç!
Bekir Sadak:
Allah´in katinda, kendisine izin verilenden baska kimse sefaat edemez. Sonunda, gonullerindeki korku giderilince birbirlerine «Rabbiniz ne soyledi?» diye sorarlar
İbni Kesir:
İşte böylece küfretmiş olmalarından ötürü onları cezalandırdık. Biz, küfredenlerden başkasını cezalandırır mıyız?
Adem Uğur:
Nankörlük ettikleri için onları böyle cezalandırdık. Biz nankörden başkasını cezalandırır mıyız!
İskender Ali Mihr:
İşte böylece inkârlarından dolayı onları cezalandırdık. Biz, kâfirlerden başkasını cezalandırır mıyız?
Celal Yıldırım:
Bununla, onları, inkâr ve nankörlüklerine karşı cezalandırdık ve biz ancak çok nankörleri cezalandırırız.
Tefhim ul Kuran:
Böylelikle nankörlük etmeleri dolayısıyla onları cezalandırdık. Biz (nimete) nankörlük edenden başkasını cezalandırır mıyız?
Fransızca:
Ainsi les rétribuâmes Nous pour leur mécréance. Saurions-Nous sanctionner un autre que le mécréant ?
İspanyolca:
Así les retribuimos por su ingratitud. No castigamos sino al desagradecido.
İtalyanca:
Così li ricompensammo per la loro miscredenza. Castighiamo in tal modo altri che il miscredente?
Almanca:
Dies vergalten WIR ihnen für das, was sie an Kufr betrieben. Und vergelten WIR es so außer dem äußerst Kufr-Betreibenden?!
Çince:
我因他们的忘恩而以这报酬他们,我只惩罚忘恩的人。
Hollandaca:
Dit gaven wij hun als vergelding, omdat zij ondankbaar waren. Wordt iemand zoo vergolden, behalve de ondankbare?
Rusça:
Так Мы воздали им за то, что они не уверовали. Разве Мы караем так кого-либо, кроме неблагодарных?
Somalice:
Sidaasaana ku abaalmarinay gaalnimadoodii darteed, abaalmarin xunna waxaan abaal marinaa kuwa gaalnimada badan.
Swahilice:
Hayo tuliwalipa kwa sababu ya walivyo kufuru. Nasi kwani tunamuadhibu isipo kuwa anaye kufuru?
Uygurca:
ئۇلار كۇفرىلىق قىلغانلىقلىرى ئۈچۈن مۇشۇنداق جازالىدۇق، بىز پەقەت كۇفرىلىق قىلغۇچىلارنىلا جازالايمىز
Japonca:
そのようにわれは,かれらが不信心であったために報いた。われが,不信心(恩を忘れる)者以外に報復などしようか。
Arapça (Ürdün):
«ذلك» التبديل «جزيناهم بما كفرواْ» بكفرهم «وهل يجازِى إلا الكفور» بالياء والنون مع كسر الزاي ونصب الكفور، أي ما يناقش إلا هو.
Hintçe:
ये हमने उनकी नाशुक्री की सज़ा दी और हम तो बड़े नाशुक्रों ही की सज़ा किया करते हैं
Tayca:
เช่นนั้นแหละ เราได้ตอบแทนพวกเขา เนื่องจากพวกเขาเนรคุณ และเรามิได้ลงโทษผู้ใด (ด้วยการลงโทษอย่างรุนแรงเช่นนี้) นอกจากพวกเนรคุณ
İbranice:
כך גמלנו להם כי כפרו, והאם אנו גומלים (בעונש) חוץ מאשר לאלה הכופרים
Hırvatça:
Kaznili smo ih tako zato što su bili nezahvalni, a da li Mi kažnjavamo ikog drugog do nevjernika, nezahvalnika?!
Rumence:
Astfel i-am răsplătit pentru tăgada lor. Oare nu astfel îl răsplătim pe necredincios?
Transliteration:
Thalika jazaynahum bima kafaroo wahal nujazee illa alkafoora
Türkçe:
İşte böyle! Nankörlük ettikleri için onları cezalandırdık. Nankörden başkasına ceza verir miyiz hiç!
Sahih International:
[By] that We repaid them because they disbelieved. And do We [thus] repay except the ungrateful?
İngilizce:
That was the Requital We gave them because they ungratefully rejected Faith: and never do We give (such) requital except to such as are ungrateful rejecters.
Azerbaycanca:
Onları nankorluqlarına görə belə cəzalandırdıq. Biz heç nankordan başqasına cəzamı verərik?
Süleyman Ateş:
Nankörlük ettiklerinden ötürü onları böyle cezalandırdık; biz nankörden başkasını cezalandırır mıyız?
Diyanet Vakfı:
Nankörlük ettikleri için onları böyle cezalandırdık. Biz nankörden başkasını cezalandırır mıyız!
Erhan Aktaş:
Bu, kâfirlik(1) etmeleri nedeniyle, onları cezalandırmamızdır. Biz, yalnızca kâfirleri(1) cezalandırırız.
Kral Fahd:
Nankörlük ettikleri için onları böyle cezalandırdık. Biz nankörden başkasını cezalandırır mıyız!
Hasan Basri Çantay:
İşte biz onları böyle nankörlük etdikleri için cezalandırdık. Biz nankör olandan başkasını cezalandırır mıyız?
Muhammed Esed:
hakikati inkar etmelerinden dolayı onları işte böyle cezalandırdık. Biz, nankörlük yapanlardan başkasını hiç cezalandırır mıyız?
Gültekin Onan:
Böylelikle küfretmeleri dolayısıyla onları cezalandırdık. Biz (çok) kafirlerden başkasını cezalandırır mıyız?
Ali Fikri Yavuz:
Bunu, onlara, nankörlüklerinin cezası yaptık. Biz nankörlük edenleri ancak böyle cezalandırırız.
Portekizce:
Assim os castigamos, por sua ingratidão. Temos castigado, acaso, alguém, além do ingrato?
İsveççe:
Så straffade Vi dem därför att de avvisade tron och så straffar Vi inga andra än dem som förhärdar sig i otacksamhet och förnekelse.
Farsça:
این [سیل ویران گر] را در برابر کفرشان به آنان کیفر دادیم. آیا جز کفران کننده را کیفر می دهیم؟
Kürtçe:
ئا بەو جۆرە تۆڵەمان لێ سەندن بەھۆی نا سوپاسیانەوە و ئایا جگە لەوانەی زۆر سپڵەن تۆڵە لەکەس ئەسێنین؟!
Özbekçe:
Уларни ношукрлик қилганлари учун ана шундоқ жазоладик. Биз фақат ўта ношукрларгагина жазо берурмиз.
Malayca:
Demikianlah Kami membalas mereka disebabkan kekufuran mereka; dan sebenarnya Kami tidak menimpakan balasan yang demikian melainkan kepada orang-orang yang amat kufur.
Arnavutça:
Kështu ata i kemi dënuar për shkak të mohimit, e, a mos dënojmë Ne dikë, pos mohuesve (jomirënjohësve)?!
Bulgarca:
С това ги наказахме за тяхното неверие. Нима наказваме други освен неблагодарните?
Sırpça:
Казнили смо их тако зато што су били незахвални, а да ли Ми кажњавамо иког другог до неверника, незахвалника?!
Çekçe:
Takto jsme je odměnili za to, že byli nevděční - což takto odměňujeme někoho jiného než nevděčníky?
Urduca:
یہ تھا ان کے کفر کا بدلہ جو ہم نے ان کو دیا، اور ناشکرے انسان کے سوا ایسا بدلہ ہم اور کسی کو نہیں دیتے
Tacikçe:
Онҳоро, ки носипос буданд, инчунин ҷазо додем, Оё Мо ғайри носипосонро ҷазо мекунем?
Tatarca:
Әнә шулай бакчаларын юк итүебез, көфран нигъмәт кылганнары өчен Бездән аларга җәза булды. Без фәкать Раббиларына карышып көфран нигъмәт кылучы кешеләрне ґәзаб белән җәзалыйбыз.
Endonezyaca:
Demikianlah Kami memberi balasan kepada mereka karena kekafiran mereka. Dan Kami tidak menjatuhkan azab (yang demikian itu), melainkan hanya kepada orang-orang yang sangat kafir.
Amharca:
በመካዳቸው ይህንን መነዳናቸው፤ (እንዲህ ያለውን ቅጣት) በጣም ከሓዲን እንጂ ሌላውን እንቀጣለን?
Tamilce:
இது, அவர்கள் நிராகரித்த காரணத்தினால் அவர்களுக்கு நாம் (இத்தகைய) கூலி கொடுத்தோம். நிராகரிப்பாளர்களைத் தவிர நாம் தண்டிப்போமா?
Korece:
그것은 그들의 불신에 대한 우리의 벌이거늘 불신자 외에 우 리가 그러한 벌을 내린 적이 있더뇨
Vietnamca:
Vì tội vong ơn nên TA đã bắt phạt họ như thế. Và TA chỉ trừng phạt những kẻ vong ân.
Ayet Linkleri: