Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

28

Sûredeki Ayet No: 

11

Ayet No: 

3263

Sayfa No: 

386

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَقَالَتْ لِأُخْتِهِ قُصِّيهِ ۖ فَبَصُرَتْ بِهِ عَن جُنُبٍ وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ

Çeviriyazı: 

veḳâlet liuḫtihî ḳuṣṣîh. febeṣurat bihî `an cünübiv vehüm lâ yeş`urûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Annesi Musa'nın ablasına, "Onun izini takip et" dedi. O da, onlar farkına varmadan uzaktan kardeşini gözetledi.

Diyanet İşleri: 

Musa'nın ablasına: "Onu izle" dedi. O da, kimse farkına varmadan, Musa'yı uzaktan gözetledi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve kız kardeşine, sen dedi gözetle onu; o da, öbürleri anlamadan uzaktan gözetledi.

Şaban Piriş: 

Musa’nın kız kardeşine “Onu takip et” dedi. O da uzaktan gözetledi. Onlar ise farkında değillerdi.

Edip Yüksel: 

Kızkardeşine, "Onu izle," dedi. O da kimse farketmeden uzaktan izledi.

Ali Bulaç: 

Ve onun kız kardeşine: "Onu izle," dedi. Böylece o da, kendileri farkında değilken onu uzaktan gözetledi.

Suat Yıldırım: 

İşte bu haldeyken Mûsa'nın annesi, onun kız kardeşine: “Sen, çaktırmadan onu izle!” dedi.O da, kendisini ele vermeksizin kardeşini uzaktan gözetledi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve kızkardeşine dedi ki: «Onun izini takib et.» Artık o da onu uzaktan bakıp gördü. Onlar ise farkında değillerdi.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Annesi, Mûsa'nın kızkardeşine, "onu izle" dedi. O da onu kenardan gözledi. Onlarsa işin farkında olmuyorlardı.

Bekir Sadak: 

Musa: «Rabbim! Bana verdigin nimete and olsun ki, suclulara asla yardimci olmayacagim» dedi.

İbni Kesir: 

Onun kızkardeşine dedi ki: Onu izle, o da kimse farkına varmadan onu uzaktan gözetledi.

Adem Uğur: 

Annesi Musa´nın ablasına: Onun izini takip et, dedi. O da, onlar farkına varmadan uzaktan kardeşini gözetledi.

İskender Ali Mihr: 

Ve (Musa (A.S)´ın annesi) onun ablasına: &quot

Celal Yıldırım: 

O, Musa´nın kızkardeşine, «kardeşini izle!» dedi. O da uzaktan onu gözetti. Onlar (Fir´avn ailesi) bunu farketmemişlerdi.

Tefhim ul Kuran: 

Ve onun kız kardeşine: «Onu izle,» dedi. Böylece o da, kendileri farkında değilken onu uzaktan gözetledi.

Fransızca: 

Elle dit à sa sœur : "Suis-le"; elle l'aperçut alors de loin sans qu'ils ne s'en rendent compte.

İspanyolca: 

Dijo a su hermana: «¡Síguele!» Y le observaba de lejos, a hurtadillas.

İtalyanca: 

Disse alla di lui sorella: «Seguilo», e quella lo osservò di nascosto. Non avevano alcun sospetto.

Almanca: 

Und sie sagte zu seiner Schwester: "Folge seinen Spuren!” Dann sah sie ihn von der Seite, während sie nichts merkten.

Çince: 

她对他的姐姐说:你追着他去吧。她就远远地窥测他,他们毫不知觉。

Hollandaca: 

En zij zeide tot zijne zuster: Volg hem. En zij bespiedde hem op een afstand en de anderen bemerkten het niet.

Rusça: 

Она сказала его сестре: "Следуй за ним". Она наблюдала за ним издали, и они не замечали этого.

Somalice: 

Waxayna ku Tidhi Walaashiis Raac, waxayna ka eegaysay Dhinac Fog, iyagoon ogayn.

Swahilice: 

Naye akamwambia dada yake Musa: Mfuatie. Basi naye akawa anamuangalia kwa mbali bila ya wao kujua.

Uygurca: 

ئانىسى مۇسانىڭ ھەمشىرىسىگە: «(خەۋەرنى ئۇقۇش ئۈچۈن) مۇساغا ئەگەشكىن» دېدى. ھەمشىرىسى مۇسانى يىراقتىن كۆرۈپ تۇردى. ھالبۇكى، ئۇلار (ئۇنى) تونۇمايتتى

Japonca: 

そしてかの女は(ムーサーの)姉に,「かれ(の後)を付けなさい。」と言った。それでかの女は,遠くからかれを見守っていたので,かれらは何も気付かなかった。

Arapça (Ürdün): 

«وقالت لأخته» مريم «قصيه» اتبعي أثره حتى تعلمي خبره «فبصرت به» أبصرته «عن جُنُب» من مكان بعيد اختلاساً «وهم لا يشعرون» أنها أخته وأنها ترقبه.

Hintçe: 

और मूसा की माँ ने (दरिया में डालते वक्त) उनकी बहन (कुलसूम) से कहा कि तुम इसके पीछे पीछे (अलग) चली जाओ तो वह मूसा को दूर से देखती रही और उन लोगो को उसकी ख़बर भी न हुई

Tayca: 

และนางได้กล่าวแก่พี่สาวของเขา “จงติดตามไปดูเขา” ดังนั้นเธอ (พี่สาวของมูซา) ได้เห็นเขาแต่ไกล โดยที่พวกเขาไม่รู้

İbranice: 

ואמרה לאחותו: 'התחקי אחריו,' אז היא הביטה בו מקרן זווית, והם לא היו מודעים לכך

Hırvatça: 

I ona reče sestri njegovoj: "Idi za njim!" I ona ga je gledala izdaleka, a oni nisu ništa primijetili.

Rumence: 

Ea îi spuse surorii lui: “Urmăreşte-l!” Aceasta îl urmări cu privirea de departe fără ca cineva să bage de seamă.

Transliteration: 

Waqalat liokhtihi qusseehi fabasurat bihi AAan junubin wahum la yashAAuroona

Türkçe: 

Annesi, Mûsa'nın kızkardeşine, "onu izle" dedi. O da onu kenardan gözledi. Onlarsa işin farkında olmuyorlardı.

Sahih International: 

And she said to his sister, "Follow him"; so she watched him from a distance while they perceived not.

İngilizce: 

And she said to the sister of (Moses), "Follow him" so she (the sister) watched him in the character of a stranger. And they knew not.

Azerbaycanca: 

O, (Musanın Məryəm, yaxud Gülsüm adlı) bacısına: “Onun dalınca get! (Əhvalatdan xəbər tut!)” – dedi. O da (saraya yol tapıb Fir’onun adamları onun kim olduğunu) hiss etmədən uzaqdan-uzağa (Musanı) gördü.

Süleyman Ateş: 

(Musa'nın) kızkardeşine "Onun izini takip et," dedi. O da onlar farkına varmadan onu uzaktan gözetledi.

Diyanet Vakfı: 

Annesi Musa'nın ablasına: Onun izini takip et, dedi. O da, onlar farkına varmadan uzaktan kardeşini gözetledi.

Erhan Aktaş: 

Kız kardeşine:(1) “Onu izlemeye al.” dedi. O da onlar farkında olmadan onu uzaktan izledi.

Kral Fahd: 

Annesi Musa'nın ablasına: Onun izini takip et, dedi. O da, onlar farkına varmadan uzaktan kardeşini gözetledi.

Hasan Basri Çantay: 

(Musânın) kız kardeşine dedi ki: «Onun izini ta´kıyb et». O da, berikiler farkında olmayarak, onu uzakdan gözetledi.

Muhammed Esed: 

İşte bu haldeyken (Musa´nın) kız kardeşine: "Onu izle!" dedi. Ve (kız da), (Firavun ailesinden) kimseye fark ettirmeden o´nu uzaktan gözetledi.

Gültekin Onan: 

Ve onun kız kardeşine: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Mûsa nehire atıldıktan sonra) Mûsa’nın annesi, Mûsa’nın kızkardeşine dedi ki: “- Onun izini tâkip et.” O da uzaktan gözetledi, onlar farkında değillerdi.

Portekizce: 

E ela disse à irmã dele (Moisés): Segue-o! e esta o observou de longe, sem que os demais se apercebessem.

İsveççe: 

Hon sade till hans syster: "Följ efter honom!" Och hon [följde efter honom och] såg på avstånd vad som hände honom utan att de märkte [henne].

Farsça: 

و به خواهر موسی گفت: [اوضاع و احوال] او را پی گیری کن. پس او موسی را از دور [در آغوش فرعونیان] دید در حالی که خاندان فرعون [پی گیری او را] درک نمی کردند.

Kürtçe: 

(دایکی موسا) ووتی بەخوشکەکەی (موسا) بەشوێنیدا بڕۆ ئەمجا لە دورەوە موسای بینی و پێی زانی لەکاتێکدا ئەوان (فیرعەون و کۆمەڵەکەی) ھەستیان نەدەکرد

Özbekçe: 

У(она) у(Мусо)нинг опасига: «Изидан бор», деди. Бас, уни бир четдан кўрди. Ҳолбуки, улар сезмасдилар.

Malayca: 

Dan berkatalah ia kepada kakak Musa: "Pergilah cari khabar beritanya". (Maka pergilah ia) lalu dilihatnya dari jauh sedang orang ramai tidak menyedarinya.

Arnavutça: 

Dhe, ajo i tha, motrës së atij: “Shko pas tij (fëmijës)!” dhe, ajo e vërejti anash (nga largësia), e ata nuk e hetonin.

Bulgarca: 

И рече на сестра му: “Проследи го!” И тя го наблюдаваше отстрани, без да я усетят.

Sırpça: 

И она рече његовој сестри: „Иди за њим!“ И она га је гледала издалека, а они нису ништа приметили.

Çekçe: 

A řekla sestře jeho: 'Sleduj jej!' A pozorovala jej ze strany, aniž lidé něco tušili.

Urduca: 

اُس نے بچے کی بہن سے کہا اس کے پیچھے پیچھے جا چنانچہ وہ الگ سے اس کو اس طرح دیکھتی رہی کہ (دشمنوں کو) اس کا پتہ نہ چلا

Tacikçe: 

Ва ба хоҳари ӯ гуфт: «Аз паи ӯ бирав». Ва зан бе он ки онҳо фаҳманд, аз дур дар ӯ менигарист.

Tatarca: 

Мусаның анасы Мусаның туган апасы Мәрьямгә әйтте: "Муса артыннан бар, бәлки берәр хәбәр алып кайтырсың. Мәрьям Мусаның сандыгы кая китүен ерактан күрде, әмма Фиргаун җәмәгате берсе дә бу эшне белми иделәр.

Endonezyaca: 

Dan berkatalah ibu Musa kepada saudara Musa yang perempuan: "Ikutilah dia" Maka kelihatanlah olehnya Musa dari jauh, sedang mereka tidak mengetahuinya,

Amharca: 

ለእኅቱም ተከታተይው አለቻት፡፡ እርሱንም እነሱ የማያውቁ ሲሆኑ በሩቅ ሆና አየችው፡፡

Tamilce: 

(-மூஸாவின் தாயார்) அவருடைய சகோதரிக்கு, “நீ அவரைப் பின்தொடர்ந்து செல்” என்று கூறினாள். ஆக, அவள் அவரை (யார் எடுக்கிறார்கள் என்பதை) தூரத்திலிருந்து பார்த்துவிட்டாள். எனினும், அவர்கள் (-ஃபிர்அவ்னின் குடும்பத்தார் அவருடைய சகோதரியாகிய இவள் அவரை கண்காணித்தவளாக பின்தொடர்கிறாள் என்பதை) உணரவில்லை.

Korece: 

그녀는 그의 누이에게 일러그를 따르라 하니 그녀는 그를 멀리서 지켜보고 있었더라 그러나그들은 알지 못하였노라

Vietnamca: 

(Mẹ của Musa) đã bảo người chị của Musa: “Con hãy theo dõi em của con!” Thế là, người chị đứng nhìn đứa em từ đằng xa trong lúc quân lính không để ý.