Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

27

Sûredeki Ayet No: 

72

Ayet No: 

3231

Sayfa No: 

383

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قُلْ عَسَىٰ أَن يَكُونَ رَدِفَ لَكُم بَعْضُ الَّذِي تَسْتَعْجِلُونَ

Çeviriyazı: 

ḳul `asâ ey yekûne radife leküm ba`ḍu-lleẕî testa`cilûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

De ki: "Çabucak gelmesini istediğiniz şeyin (azabın) bir kısmı herhalde yakında ensenize binecektir."

Diyanet İşleri: 

De ki: "Acele ettiğiniz şeyin bir kısmı belki hemen başınıza gelir."

Abdulbakî Gölpınarlı: 

De ki: Çarçabuk gelip çatmasını dilediğiniz o azabın birazcığı neredeyse gelmek üzere size.

Şaban Piriş: 

De ki: (Kim bilir?) Belki de çabucak istemekte olduğunuzun (azabın) bir kısmı size pek de yakındır!

Edip Yüksel: 

"Belki, meydan okuyarak istediğiniz şeylerin bir kısmı size çatmıştır bile," de.

Ali Bulaç: 

De ki: "Belki de acele etmekte olduğunuzun (azabın) bir kısmı size yetişmiştir bile."

Suat Yıldırım: 

De ki: “Acele ile istediğiniz o azabın bir kısmı belki de ensenize binmek üzeredir.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

De ki: «O acele istediğiniz şeyin bir kısmı belki de sizin ardınıza takılmış bulunmaktadır.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

De ki: "Acele isteyip durduğunuzun bir kısmı belki de arkanıza takılmıştır."

Bekir Sadak: 

Rabbin suphesiz, aralarinda, kendi hukmunu verecektir. O gucludur, bilendir.

İbni Kesir: 

De ki: Çabucak istemekte olduğunuzun bir kısmı ensenize inmek üzeredir.

Adem Uğur: 

De ki: Çabucak gelmesini istediğiniz şeyin (azabın) bir kısmı herhalde yakında başınıza gelecektir.

İskender Ali Mihr: 

De ki: &quot

Celal Yıldırım: 

De ki: O acele istediğiniz şeyin (azâbın) bir kısmı belki size yaklaşıp ensenize yapışmak üzeredir.

Tefhim ul Kuran: 

De ki: «Belki de acele etmekte olduğunuzun (azabın) bir kısmı size yetişmiştir bile.»

Fransızca: 

Dis : "Il se peut qu'une partie de ce que vous cherchez à hâter soit déjà sur vos talons".

İspanyolca: 

Di: «Quizás algo de aquello cuya venida queréis apresurar esté ya pisándoos los talones».

İtalyanca: 

Di': «Forse parte di quel che volete affrettare è già imminente».

Almanca: 

Sag: "Vielleicht nähert sich euch etwas von dem, womit ihr zur Eile fordert?"

Çince: 

你说:你们要求早日实现的,或许有一部分是临近你们的。

Hollandaca: 

Antwoord: Misschien zal een deel der straf, welke gij verlangt dat verhaast zal worden, dicht achter u volgen.

Rusça: 

Скажи: "Возможно, некоторое из того, что вы торопите, уже находится позади вас".

Somalice: 

Waxaad Dhahdaa waxaa Suurowda inay Dhawdahay waxaad Dedejisanaysaan Qaarkeed.

Swahilice: 

Sema: Asaa ni karibu kukufikieni sehemu ya yale mnayo yahimiza.

Uygurca: 

«سىلەر ئالدىراپ كەتكەن ئازابنىڭ بىر قىسمى سىلەرگە يېقىنلاشقان بولۇشى مۇمكىن» دېگىن (بۇ بەدرى سوقۇشىدا ئۇلارنىڭ ئۆلتۈرۈلۈشى ۋە ئەسىرگە ئېلىنىشىدۇر)

Japonca: 

言ってやるがいい。「あなたがたの急いでいることの幾つかは,あなたがたに迫っているかも知れない。」

Arapça (Ürdün): 

«قل عسى أن يكون رَدِفَ» قرب «لكم بعض الذي تستعجلون» فحصل لهم القتل ببدر وباقي العذاب يأتيهم بعد الموت.

Hintçe: 

(ऐ रसूल) तुम कह दो कि जिस (अज़ाब) की तुम लोग जल्दी मचा रहे हो क्या अजब है इसमे से कुछ करीब आ गया हो

Tayca: 

จงกล่าวเถิด (มุฮัมมัด) “หวังว่าบางอย่างที่พวกท่านรีบเร่ง (ให้มันเกิดขึ้น) นั้น กำลังตามหลังใกล้พวกท่านเข้ามาแล้ว”

İbranice: 

אמור: 'אפשר שבמהרה יגיע חלק ממה שאתם מזרזים

Hırvatça: 

Reci: "Stići će vas sigurno nešto od onoga što požurujete!"

Rumence: 

Spune: “Poate ca cea căreia îi doriţi venirea degrabă este chiar în spatele vostru, în parte.”

Transliteration: 

Qul AAasa an yakoona radifa lakum baAAdu allathee tastaAAjiloona

Türkçe: 

De ki: "Acele isteyip durduğunuzun bir kısmı belki de arkanıza takılmıştır."

Sahih International: 

Say, "Perhaps it is close behind you - some of that for which you are impatient.

İngilizce: 

Say: "It may be that some of the events which ye wish to hasten on may be (close) in your pursuit!"

Azerbaycanca: 

De: “Tez-tələsik istədiyiniz (əzabın) bir hissəsi, bəlkə də, artıq sizə gəlib çatmaq üzərədir!” (Müşriklər onlara və’d olunan əzabın bir hissəsini Ühüd vuruşunda daddılar, qalanını isə Cəhənnəmdə dadacaqlar!)

Süleyman Ateş: 

De ki: "Belki de acele ettiğiniz(azab)ın bir kısmı ardınıza takılmıştır, bile."

Diyanet Vakfı: 

De ki: Çabucak gelmesini istediğiniz şeyin (azabın) bir kısmı herhalde yakında başınıza gelecektir.

Erhan Aktaş: 

De ki: “Çarçabuk istediğiniz azâbın bir kısmı belki de size yaklaşmıştır.”

Kral Fahd: 

De ki: Çabucak gelmesini istediğiniz şeyin (azabın) bir kısmı herhalde yakında başınıza gelecektir.

Hasan Basri Çantay: 

De ki: «Çabucak (gelmesini) istemekde olduğunuz (o azâb) ın bir kısmı ensenize binmek üzeredir».

Muhammed Esed: 

de ki: "O çarçabuk gelmesini istediğiniz azabın bir kısmı belki de peşinize düşmüştür bile..."

Gültekin Onan: 

De ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

De ki: “- Çarçabuk gelmesini istediğiniz azabın bir kısmı (yakında Bedir savaşında) size ulaşmak üzeredir.”

Portekizce: 

Responde-lhes: É possível que vos acosse algo do que pretendeis apressar!

İsveççe: 

Säg: "Kanske är något av det som ni är angelägna att få se i hälarna på er."

Farsça: 

بگو: امید است بخشی از آن عذابی که رسیدنش را با شتاب می خواهید، دنبال شما باشد،

Kürtçe: 

(ئەی موحەممەد ﷺ) بڵێ لەوانەیە زۆر لێتانەوە نزیک بووبێتەوە ھەندێک لەو سزایەی بەپەلە داوای ھاتنی دەکەن

Özbekçe: 

Сен: «Сиз келишига ошиқаётган нарсанинг баъзиси ортингизга мингашиб олган, бўлса ажаб эмас», деб айт. (Яъни, ўша ваъдалар шундоққина ортингизда турибди, аммо сиз сезмаяпсиз, холос. Дарҳақиқат, ғайбни ким билади? Эҳтимол, беш дақиқадан сўнг азоб, қиёмат ёки қайта тирилиш рўй берар, эҳтимол, ундан кўпроқ ёки озроқ вақт қолгандир. Ким билади буни?! Аллоҳ таоло бу ишларни хоҳлаган лаҳзасида содир этишга қодир.)

Malayca: 

Katakanlah (wahai Muhammad): "Dipercayai tidak lama lagi akan datang kepada kamu sebahagian dari azab yang kamu minta disegerakan itu".

Arnavutça: 

Thuaj: “Do t’ju arrijë, së shpejti diçka nga ajo që po e nxitoni!

Bulgarca: 

Кажи: “Възможно е вече да е след вас нещо от онова [мъчение], за което избързвате.”

Sırpça: 

Реци: „Стићи ће вас сигурно нешто од онога што пожурујете!“

Çekçe: 

Odpověz: 'Možná že část toho, co uspíšit chcete, za vámi již těsně stojí.'

Urduca: 

کہو کیا عجب کہ جس عذاب کے لیے تم جلدی مچا رہے ہو اس کا ایک حصہ تمہارے قریب ہی آ لگا ہو

Tacikçe: 

Бигӯ: «Шояд баъзе аз он чӣ ба шитоб металабед, наздики шумо бошад».

Tatarca: 

Әйт: "Сез ашыктырып сораган ґәзабның бәгъзесенең килмәклеге якын булды".

Endonezyaca: 

Katakanlah: "Mungkin telah hampir datang kepadamu sebagian dari (azab) yang kamu minta (supaya) disegerakan itu.

Amharca: 

«የዚያ የምትቻኮሉበት ከፊሉ ለእናንተ የቀረበ መኾኑ ተረጋግጧል» በላቸው፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) கூறுவீராக: “(தண்டனைகளில்) நீங்கள் அவசரப்படுபவற்றில் சில உங்களுக்கு விரைவில் வரக்கூடும்.”

Korece: 

일러가로되 너희가 서둘러 구하는 것의 일부가 터희에게 도 래했는지도 모를 일이라

Vietnamca: 

Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) hãy nói với họ: “Điều mà các người hối thúc có lẽ ở gần sát sau lưng các người.”