Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

27

Sûredeki Ayet No: 

69

Ayet No: 

3228

Sayfa No: 

383

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قُلْ سِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُجْرِمِينَ

Çeviriyazı: 

ḳul sîrû fi-l'arḍi fenżurû keyfe kâne `âḳibetü-lmücrimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

De ki: "Hele bir yeryüzünde gezin de, günahkarların sonu nice oldu, bir bakın!"

Diyanet İşleri: 

De ki: "Yeryüzünde gezin, suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın."

Abdulbakî Gölpınarlı: 

De ki: Gezin yeryüzünde de bakın, görün, ne olmuş mücrimlerin sonu.

Şaban Piriş: 

Yeryüzünde yürüyün ve bakın, günahkârların sonu nasıl olmuştur? de!

Edip Yüksel: 

De ki, "Yeryüzünü dolaşın da suçluların sonunun ne olduğuna bir bakın."

Ali Bulaç: 

De ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın da, suçlu-günahkarların nasıl bir sona uğradıklarını görün"

Suat Yıldırım: 

De ki: “Hele dünyayı bir dolaşın da suçlu kâfirlerin âkıbetleri nasıl olmuş görün!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

De ki: «Yeryüzünde yürüyünüz de bakınız ki, günahkârların akibeti nasıl olmuştur.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

De ki: "Yeryüzünde dolaşın da bir bakın nice olmuştur günahkârların sonu!"

Bekir Sadak: 

Gokte ve yerde, gorulmeyen her sey suphesiz Kitabi mubindedir.

İbni Kesir: 

De ki: Yeryüzünde gezinin de suçluların sonunun nasıl olduğunu görün.

Adem Uğur: 

De ki: Yeryüzünde gezin de, günahkârların âkıbeti nice oldu, görün!

İskender Ali Mihr: 

(Onlara) de ki: &quot

Celal Yıldırım: 

De ki: Yeryüzünde bir gezin de o suçlu günahkârların sonunun ne olduğunu bir görün.

Tefhim ul Kuran: 

De ki: «Yeryüzünde gezip dolaşın da, suçlu günahkârların nasıl bir sona uğradıklarını bir görün»

Fransızca: 

Dis : "Parcourez la terre et voyez ce qu'il est advenu des criminels".

İspanyolca: 

Di: «¡Id por la tierra y mirad cómo terminaron los pecadores!»

İtalyanca: 

Di': «Viaggiate sulla terra e considerate quale fu la sorte degli iniqui».

Almanca: 

Sag: "Zieht auf der Erde umher, dann seht, wie das Anschließende von den schwer Verfehlenden war."

Çince: 

你说:你们应当在地面上旅行,因而观察犯罪人的结局是怎样的。

Hollandaca: 

Zeg tot hen: Gaat over de aarde, en ziet wat het einde der zondaren was.

Rusça: 

Скажи: "Постранствуйте по земле и посмотрите, каким был конец грешников".

Somalice: 

Waxaad Dhahdaa ku Socda Dhulka oo Daya siday Noqotay Cidhibtii Dambiilayaasha.

Swahilice: 

Sema: Nendeni katika ardhi, na tazameni ulikuwaje mwisho wa wakosefu.

Uygurca: 

سەن (بۇ كۇففارلارغا) ئېيتقىن: «زېمىندا سەير قىلىڭلار، گۇناھكارلار (يەنى پەيغەمبەرلەرنى ئىنكار قىلغۇچىلار) نىڭ ئاقىۋىتىنىڭ قانداق بولغانلىقىغا قاراڭلار») ئۇلارنى اﷲ ھالاك قىلمىدىمۇ؟ ئىلگىرىكى كۇففارلارنىڭ بېشىغا كەلگەن كۈن كېيىنكى كۇففارلارنىڭ بېشىغىمۇ كېلىدۇ)

Japonca: 

言ってやるがいい。「地上を旅して,これら罪深い者の最後がどうであったかを見届けよ。」

Arapça (Ürdün): 

«قل سيروا في الأرض فانظروا كيف كان عاقبة المجرمين» بإنكارهم، وهي هلاكهم بالعذاب.

Hintçe: 

(ऐ रसूल) लोगों से कह दो कि रुए ज़मीन पर ज़रा चल फिर कर देखो तो गुनाहगारों का अन्जाम क्या हुआ

Tayca: 

จงกล่าวเถิด (มุฮัมมัด) “พวกท่านจงท่องเที่ยวไปในแผ่นดิน แล้วจงดูว่าผลสุดท้ายของผู้กระทำผิดนั้นเป็นอย่างไร”

İbranice: 

אמור: 'נועו ונודו בארץ והתבוננו מה עלה בגורל הכופרים המכחשים

Hırvatça: 

Reci: "Putujte po svijetu i vidite kako su završili prestupnici!"

Rumence: 

Spune: “Străbateţi pământul şi vedeţi care a fost sfârşitul nelegiuiţilor!”

Transliteration: 

Qul seeroo fee alardi faonthuroo kayfa kana AAaqibatu almujrimeena

Türkçe: 

De ki: "Yeryüzünde dolaşın da bir bakın nice olmuştur günahkârların sonu!"

Sahih International: 

Say, [O Muhammad], "Travel through the land and observe how was the end of the criminals."

İngilizce: 

Say: "Go ye through the earth and see what has been the end of those guilty (of sin)."

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) De: “Yer üzünü gəzib-dolaşın, günahkarların axırının necə olduğuna bir baxın!”

Süleyman Ateş: 

De ki: "Yeryüzünde yürüyün de suçluların sonunun nasıl olduğunu görün."

Diyanet Vakfı: 

De ki: Yeryüzünde gezin de, günahkarların akıbeti nice oldu, görün!

Erhan Aktaş: 

De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın, mücrimlerin sonları nasıl olmuş bir görün?”

Kral Fahd: 

De ki: Yeryüzünde gezin de, günahkârların akıbeti nice oldu, görün!

Hasan Basri Çantay: 

De ki: «Yerde gezin (dolaşın) da günahkârların sonu nice olmuşdur, görün».

Muhammed Esed: 

De ki: "Yeryüzünde dolaşın da (böyle diyerek) günaha gömülüp gitmiş olanların sonunu görün!"

Gültekin Onan: 

De ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Ey Rasûlüm, Mekke halkına) de ki: “- Yeryüzünde gezip dolaşın da bakın, günahkârların akıbeti nasıl olmuş!...”

Portekizce: 

Dize-lhes: Percorrei a terra e reparai qual foi a sorte dos pecadores!

İsveççe: 

Säg: "Gå ut [och se er om] i världen och lägg märke till [spåren som visar] hur slutet blev för de obotfärdiga syndarna [som förnekade allt]!"

Farsça: 

بگو: در زمین بگردید پس با تأمل بنگرید که سرانجام گنهکاران چگونه بود؟

Kürtçe: 

(ئەی موحەممەد ﷺ) پێیان) بڵێ بڕۆن بگەڕێن بەزەوی و وڵاتاندا ئەمجا سەرنج بدەن بزانن سەرئەنجامی تاوانباران چۆن بووە (چییان بەسەر ھاتووە)

Özbekçe: 

Сен: «Ер юзида сайр қилинглар ва жиноятчиларнинг оқибати қандай бўлганига назар солинглар», деб айт.

Malayca: 

Katakanlah (wahai Muhammad): "Mengembaralah kamu di muka bumi, kemudian perhatikanlah bagaimana buruknya kesudahan orang-orang yang berdosa itu".

Arnavutça: 

Thuaj: “Udhëtoni nëpër botë – e shikoni si ka qenë fundi i mëkatarëve!”

Bulgarca: 

Кажи: “Вървете по земята и вижте какъв е краят на престъпниците!”

Sırpça: 

Реци: “Путујте по свету и видите како су завршили грешници!”

Çekçe: 

Odpověz: 'Putujte po zemi a popatřte, jaký byl konec hříšníků!'

Urduca: 

کہو ذرا زمین میں چل پھر کر دیکھو کہ مجرموں کا کیا انجام ہو چکا ہے

Tacikçe: 

Бигӯ: «Дар замин сайр кунед ва бингаред, ки поёни кори гунаҳкорон чӣ гуна будааст!»

Tatarca: 

Аларга әйт: "Җир өстендә йөрегез һәм карагыз, хакны ялганга тотучыларның ахыр хәлләре ничек булган, күрегез!

Endonezyaca: 

Katakanlah: "Berjalanlah kamu (di muka) bumi, lalu perhatikanlah bagaimana akibat orang-orang yang berdosa.

Amharca: 

«በምድር ላይ ኺዱ፡፡ የአመጸኞችም መጨረሻ እንዴት እንደ ነበረ ተመልከቱ» በላቸው፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) கூறுவீராக! “பூமியில் (அழிக்கப்பட்ட மக்களின் ஊர்களுக்கு) செல்வீர்களாக! ஆக, குற்றவாளிகளின் முடிவு எப்படி இருந்தது என்று (சிந்தித்துப்) பார்ப்பீர்களாக!”

Korece: 

일러가로되 대지 위를 여행 하면서 죄인들의 말로가 어떠했는 가 살펴보라

Vietnamca: 

Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) hãy nói (với những kẻ phủ nhận sự phục sinh): “Các người hãy đi chu du khắp trái đất để nhìn xem những kẻ tội lỗi đã có kết cuộc như thế nào?”