Arapça:
رَبَّنَا وَأَدْخِلْهُمْ جَنَّاتِ عَدْنٍ الَّتِي وَعَدتَّهُمْ وَمَن صَلَحَ مِنْ آبَائِهِمْ وَأَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ ۚ إِنَّكَ أَنتَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Çeviriyazı:
rabbenâ veedḫilhüm cennâti `adnini-lletî ve`attehüm vemen ṣaleḥa min âbâihim veezvâcihim veẕürriyyâtihim. inneke ente-l`azîzü-lḥakîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ey Rabbimiz! Hem onları, hem onların atalarından, zevcelerinden ve zürriyetlerinden iyi olanları kendilerine vaad buyurduğun Adn cennetlerine koy. Şüphesiz çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan sensin.
Diyanet İşleri:
Rabbimiz! Müminleri ve babalarından, eşlerinden, soylarından iyi olanları, kendilerine söz verdiğin Adn cennetlerine koy; şüphesiz güçlü olan, Hakim olan ancak Sensin
Abdulbakî Gölpınarlı:
Rabbimiz ve sok onları ebedi Adn cennetlerine, nitekim vait de etmiştin onlara ve atalarından ve eşlerinden ve soylarından kendilerini düzgün bir hale getirenlere. Şüphe yok ki sen, üstünsün, hüküm ve hikmet sahibisin.
Şaban Piriş:
Rabbimiz, onları ve atalarından, eşlerinden ve soylarından (iman ve amel ile)salih olanları kendilerine vaad ettiğin Adn cennetlerine girdir. Şüphesiz sen, Aziz ve Hakim sensin!
Edip Yüksel:
Rabbimiz onları, erdemli atalarını, eşlerini ve çocuklarını söz verdiğin Adn cennetlerine sok. Kuşkusuz sen Üstünsün, Bilgesin.
Ali Bulaç:
Rabbimiz, onları Adn cennetlerine sok ki onlara (bunu) va'dettin; babalarından, eşlerinden ve soylarından salih olanları da. Gerçekten Sen, üstün ve güçlü olansın, hüküm ve hikmet sahibisin.
Suat Yıldırım:
“Ey bizim ulu Rabbimiz! Sen, onları ve onlarla birlikte babalarından, eşlerinden ve nesillerinden iyi kimseleri kendilerine vâd ettiğin Adn cennetlerine yerleştir.Muhakkak ki Sen azîz ve hakîmsin (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibisin). [52,21]
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Ey Rabbimiz! Ve onları kendilerine vaad buyurmuş olduğun Adn cennetlerine girdir ve onların babalarından ve zevcelerinden ve zürriyetlerinden salah sahibi olanları da (O cennetlere nâil buyur). Şüphe yok ki, hakîm olan Sensin, Sen.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Ey Rabbimiz, onları kendilerine vaat etmiş olduğun Adn cennetlerine koy! Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden barışa yönelenleri de. Azîz ve Hakîm olan, hiç kuşusuz sensin, sen!
Bekir Sadak:
Ey inananlar! Inkarcilar istemese de, dini yalniz Allah´a has kilarak O´na yalvarin.
İbni Kesir:
Rabbımız
Adem Uğur:
Rabbimiz! Onları da, onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanları da kendilerine vâdettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz azîz ve hakîm olan sensin!
İskender Ali Mihr:
Rabbimiz, onlara vaadettiğin adn cennetlerine, onları ve onların babalarından, zevcelerinden ve zürriyetlerinden salâha ulaşanları dahil et. Muhakkak ki Sen, Sen Azîz´sin, Hakîm´sin (hüküm ve hikmet sahibisin).
Celal Yıldırım:
Rabbimiz! Onları da, babalarından, eşlerinden ve soylarından iyi hâl, güzel ahlâk üzere olanları da kendilerine va´dettiğin Adn Cennetleri´ne koy. Şüphesiz ki sen, çok üstünsün, çok güçlüsün, hikmet sahibisin.
Tefhim ul Kuran:
«Rabbimiz, onları Adn cennetlerine sok, ki onlara (bunu) va´dettin
Fransızca:
Seigneur ! fais-les entrer aux jardins d'Eden que Tu leur as promis, ainsi qu'aux vertueux parmi leurs ancêtres, leurs épouses et leurs descendants, car c'est Toi le Puissant, le Sage.
İspanyolca:
¡Señor! ¡Introdúceles en los jardines del edén que les prometiste, junto con aquéllos de sus padres, esposas y descendientes que fueron buenos! Tú eres el Poderoso, el Sabio.
İtalyanca:
Signore! Falli entrare nei Giardini di Eden che hai promesso loro, e a quanti fra i loro padri, le loro spose e i loro discendenti saranno stati virtuosi. Sì, Tu sei il l'Eccelso, il Saggio.
Almanca:
Unser HERR! und laß sie eintreten in die 'Adn-Dschannat, die DU ihnen versprochen hast, sowie diejenigen, die gut wurden von ihren Eltern, ihren Ehepartnern und ihren Kindern. Gewiß,DU bist Der Allwürdige, Der Allweise.
Çince:
我们的主啊!求你让他们和他们的行善的祖先、妻子和子孙,一同进入你所应许他们的永久的乐园。你确是万能的,确是到睿的。
Hollandaca:
O Heer! leid hen ook in tuinen van eeuwig verblijf, welke gij hun hebt beloofd, en iederen persoon van hunne vaders en hunne vrouwen en hunne kinderen die recht zal handelen: want gij zijt de machtige, de wijze God.
Rusça:
Господь наш! Введи их в сады Эдема, которые Ты обещал им, а также праведников из числа их отцов, супруг и потомков. Воистину, Ты - Могущественный, Мудрый.
Somalice:
Eebow gali kuwaas jannada cadni ee ah taad u yaboohday iyaga iyo ruuxii suubanaada oo ah Aabayaalkood, Haweenkooda iyo Caruurtooda, adigaa ah adkaade falsane.
Swahilice:
Mola wetu Mlezi! Na waingize katika Bustani za Milele ulizo waahidi. Na uwape haya pia wale walio fanya mema miongoni mwa wazee wao na wake zao na dhuriya zao. Hakika Wewe ni Mwenye nguvu, Mwenye hikima.
Uygurca:
پەرۋەردىگارىمىز! سەن ئۇلارنى، ئۇلارنىڭ ئاتا - بوۋىلىرىدىن، ئاياللىرىدىن، ئەۋلادلىرىدىن ياخشى بولغانلارنى ئۇلارغا ۋەدە قىلغان مەڭگۈلۈك جەننەتكە كىرگۈزگىن، سەن ھەقىقەتەن غالىبسەن، ھېكمەت بىلەن ئىش قىلغۇچىسەن
Japonca:
主よ,あなたがかれらに御約束なされたアドン(エデン)の国に,かれらを入れて下さい。またかれらの祖先,配偶者と子孫の中の正しい者を。本当にあなたは,偉力ならびなく英明であられます。
Arapça (Ürdün):
«ربنا وأدخلهم جنات عدن» إقامة «التي وعدتهم ومن صلح» عطف على هم في وأدخلهم أو في وعدتهم «من آبائهم وأزواجهم وذرياتهم إنك أنت العزيز الحكيم» في صنعه.
Hintçe:
ऐ हमारे पालने वाले इन को सदाबहार बाग़ों में जिनका तूने उन से वायदा किया है दाख़िल कर और उनके बाप दादाओं और उनकी बीवीयों और उनकी औलाद में से जो लोग नेक हो उनको (भी बख्श दें) बेशक तू ही ज़बरदस्त (और) हिकमत वाला है
Tayca:
ข้าแต่พระเจ้าของเรา และขอพระองค์ทรงให้พวกเขาได้เข้าในสวนสวรรค์หลากหลายอันสถาพร ซึ่งพระองค์ได้ทรงสัญญาแก่พวกเขาพร้อมทั้งผู้กระทำความดีจากบรรพบุรุษของพวกเขา และคู่ครองของพวกเขาและลูกหลานของพวกเขา แท้จริงพระองค์ท่านนั้นเป็นผู้ทรงมีอำนาจ ผู้ทรงปรีชาญาณ
İbranice:
ריבוננו! הכניסם אל גני העדן אשר הבטחת להם, יחד עם עושי הטוב מבין אבותיהם וצאצאיהם וזוגותיהם, כי אכן אתה העזוז והחכם
Hırvatça:
Gospodaru naš, uvedi ih u vrtove Adna koje si im obećao, i one koji su bili dobri od predaka njihovih, i žena njihovih, i potomstva njihovog. Ti si, uistinu, Silni i Mudri.
Rumence:
Domnul nostru! Lasă-i să intre în Grădinile Edenului pe care li le-ai făgăduit, pe ei şi pe cei drepţi dintre părinţii lor, dintre soţiile lor, dintre urmaşii lor. Tu eşti Puternicul, Înţeleptul!
Transliteration:
Rabbana waadkhilhum jannati AAadnin allatee waAAadtahum waman salaha min abaihim waazwajihim wathurriyyatihim innaka anta alAAazeezu alhakeemu
Türkçe:
"Ey Rabbimiz, onları kendilerine vaat etmiş olduğun Adn cennetlerine koy! Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden barışa yönelenleri de. Azîz ve Hakîm olan, hiç kuşusuz sensin, sen!"
Sahih International:
Our Lord, and admit them to gardens of perpetual residence which You have promised them and whoever was righteous among their fathers, their spouses and their offspring. Indeed, it is You who is the Exalted in Might, the Wise.
İngilizce:
And grant, our Lord! that they enter the Gardens of Eternity, which Thou hast promised to them, and to the righteous among their fathers, their wives, and their posterity! For Thou art (He), the Exalted in Might, Full of Wisdom.
Azerbaycanca:
Ey Rəbbimiz! Onları da, atalarından, zövcələrindən və nəsillərindən əməlisaleh olanları da özlərinə və’d buyurduğun Ədn cənətlərinə daxil et. Şübhəsiz ki, Sən yenilməz qüvvət, hikmət sahibisən!
Süleyman Ateş:
Rabbimiz, onları ve babalarından, eşlerinden, çocuklarından iyi olan kimseleri onlara söz verdiğin Adn cennetlerine sok. Şüphesiz, üstün olan, hüküm ve hikmet sahibi olan sensin sen!
Diyanet Vakfı:
Rabbimiz! Onları da, onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanları da kendilerine vadettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz aziz ve hakim olan sensin!
Erhan Aktaş:
“Rabb’imiz! Onları; onların atalarından, eşlerinden ve soylarından sâlih kimseleri, kendilerine söz verdiğin Adn Cennetlerine koy. Sen, Mutlak Üstün Olan’sın, En İyi Hüküm Veren’sin.”
Kral Fahd:
Rabbimiz! Onları da, onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanları da kendilerine vâdettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz aziz ve hakîm olan sensin!
Hasan Basri Çantay:
«Ey Rabbimiz, onları da, onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden saalih olanları da — kendilerine va´d etdiğin — Adn cennetlerine sok. Yegâne gaalib, hukûm ve hikmet saahibi olan şübhesiz ki Sensin Sen».
Muhammed Esed:
"Rabbimiz! Onları ve atalarından, eşlerinden ve çocuklarından dürüst ve erdemli olanları vaad ettiğin sonsuz esenlik bahçelerine koy, şüphesiz, kudret ve hikmet Sahibi olan yalnız Sensin.
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Ey Rabbimiz! Onları ve atalarından, zevcelerinden, nesillerinden salih olanları, kendilerine va’d ettiğin Adn cennet’lerine koy. Şüphesiz sen Azîz’sin= her şeye galibsin, Hakîm’sin= hükmünde hikmet sahibisin.
Portekizce:
Ó Senhor nosso, introduze-os nos Jardins do Éden que lhes prometeste, assim como os virtuosos dentre os seus pais, assuas esposas e a sua prole, porque és o Poderoso, o Prudentíssimo!
İsveççe:
Och för dem, Herre, som Du har lovat dem, till Edens lustgårdar, tillsammans med de rättfärdiga bland deras fäder och hustrur och efterkommande! Du är den Allsmäktige, den Vise!
Farsça:
پروردگارا! و آنان را در بهشت های جاودانی که به آنان و به شایستگان از پدران و همسران و فرزندانشان وعده داده ای در آور؛ یقیناً تو توانای شکست ناپذیر و حکیمی؛
Kürtçe:
ئەی پەروەردگارمان بیشیان خەرە بەھەشتانێکی ھەمیشەیی کە بەڵێنت پێ دابوون ئەو کەسانەش چاکەکار بوون لەباوو باپیران و ھاوسەران و ڕۆڵەکانیان (نەوەکانیان) بەڕاستی ھەر تۆ زاڵ و کار دروستی
Özbekçe:
Эй Роббимиз, уларни ҳам, оталаридан, жуфтларидан ва зурриётларидан аҳли солиҳ бўлганларини ҳам Ўзинг уларга ваъда қилган адн жаннатларига киритгин. Албатта, Сенинг Ўзинг азизу ўта ҳикматли зотсан.
Malayca:
"Wahai Tuhan kami! Dan masukkanlah mereka ke dalam Syurga "Adn" yang Engkau telah janjikan kepada mereka; dan (masukkanlah bersama-sama mereka): orang- orang yang layak di antara ibu bapa mereka, dan isteri-isteri mereka, serta keturunan mereka. Sesungguhnya Engkaulah jua Yang Maha Kuasa, lagi Maha Bijaksana.
Arnavutça:
O Zoti ynë, shpjeri ata në kopshtijet e Adnit, të cilat ju ke premtuar tyre, dhe prindërit e tyre dhe pasardhësit e tyre, ata që kanë qenë të mirë; Ti je i Plotëfuqishëm dhe Gjithëdijshëm.
Bulgarca:
Господи наш, и въведи ги в Градините на Адн, които си обещал на тях и на праведниците сред бащите им и съпругите им, и потомците им! Ти си Всемогъщия, Премъдрия.
Sırpça:
Господару наш, уведи их у вртове Едена које си им обећао, и оне који су били добри од њихових предака, и њихових жена, и њиховог потомства. Ти си, уистину, Силни и Мудри.
Çekçe:
a uveď je, Pane náš, do zahrad Edenu, které jsi jim přislíbil, a také ty z otců, manželek a potomstva jejich, kteří ctnostní byli; vždyť Tys věru mocný i moudrý.
Urduca:
اے ہمارے رب، اور داخل کر اُن کو ہمیشہ رہنے والی اُن جنتوں میں جن کا تو نے اُن سے وعدہ کیا ہے، اور اُن کے والدین اور بیویوں اور اولاد میں سے جو صالح ہوں (اُن کو بھی وہاں اُن کے ساتھ پہنچا دے) تو بلا شبہ قادر مطلق اور حکیم ہے
Tacikçe:
Ва эй Парвардигори мо, ононро ва ҳар кӣ солеҳ бошад, аз падарону ҳамсарон ва фарзандонашон ба биҳиштҳои ҷовидонӣ, ки ба онҳо ваъда додаӣ, дохил кун, ки Ту ғолибу ҳакими!
Tatarca:
Ий Раббыбыз, вәгъдә кылган Ґәден исемле җәннәткә аларны керегез, янә алар белән бергә Ислам динен дөрес тоткан ата-аналарын вә хатыннарын һәм Коръән белән гамәл кылган балаларын да кереткел! Син, әлбәттә, һәр эштә галип вә һәр эшне хикмәт белән эшлисең.
Endonezyaca:
ya Tuhan kami, dan masukkanlah mereka ke dalam surga 'Adn yang telah Engkau janjikan kepada mereka dan orang-orang yang saleh di antara bapak-bapak mereka, dan isteri-isteri mereka, dan keturunan mereka semua. Sesungguhnya Engkaulah Yang Maha Perkasa lagi Maha Bijaksana,
Amharca:
«ጌታችን ሆይ! እነርሱንም፣ ከአባቶቻቸውና ከሚስቶቻቸውም፣ ከዝርዮቻቸውም፣ የበጀውን ሁሉ እነዚያን ቃል የገባህላቸውን የመኖሪያ ገነቶች አግባቸው፡፡ አንተ አሸናፊው ጥበበኛው አንተ ነህና፡፡
Tamilce:
எங்கள் இறைவா! இன்னும் அவர்களை அத்ன் சொர்க்கங்களில் பிரவேசிக்கச் செய்வாயாக! அதை நீ அவர்களுக்கு வாக்களித்திருக்கிறாய். இன்னும், அவர்களின் பெற்றோர்கள், அவர்களின் மனைவிகள், அவர்களின் சந்ததிகளில் நல்லவர்களாக இருந்தவர்கள் அனைவரையும் (சொர்க்கங்களில் பிரவேசிக்கச் செய்வாயாக)! நிச்சயமாக நீதான் மிகைத்தவன், மகா ஞானவான்.
Korece:
주여 당신께서 그들과 그리고그들의 선조들과 아내들과 후손들중 의로운 자들에게 약속한 에덴 의 천국으로 그들이 들어가게 하 여 주소서 실로 당신은 권능과 지혜로 충만하신 분이옵니다
Vietnamca:
“Lạy Thượng Đế của bầy tôi! Xin Ngài thu nhận họ vào những Ngôi Vườn Vĩnh Cửu (nơi Thiên Đàng) mà Ngài đã hứa với họ cũng như (đã hứa) với những ai ngoan đạo và đức hạnh trong số cha mẹ, vợ chồng và con cái của họ. Quả thật, Ngài là Đấng Toàn Năng, Đấng Sáng Suốt.”
Ayet Linkleri: