Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

27

Sûredeki Ayet No: 

51

Ayet No: 

3210

Sayfa No: 

381

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ مَكْرِهِمْ أَنَّا دَمَّرْنَاهُمْ وَقَوْمَهُمْ أَجْمَعِينَ

Çeviriyazı: 

fenżur keyfe kâne `âḳibetü mekrihim ennâ demmernâhüm veḳavmehüm ecme`în.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İşte bak! Tuzaklarının akibeti nice oldu: Onları da, kavimlerini de toptan helak ettik.

Diyanet İşleri: 

Hilelerinin sonunun nasıl olduğuna bir bak! Biz onları ve milletlerini, hepsini, yerle bir ettik.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Düzenlerinin sonucu ne oldu, bak da gör; şüphe yok ki biz, onları da, topluluklarını da tamamıyla helak ettik.

Şaban Piriş: 

Onların tuzaklarının sonu nasıl oldu bir bak! Biz, onları ve toplumlarını toptan kırıp geçirdik.

Edip Yüksel: 

Planlarının nasıl sonuçlandığına bak; biz onları, halklarıyla birlikte yerle bir ettik.

Ali Bulaç: 

Artık sen, onların kurdukları hileli-düzenin uğradığı sona bir bak; Biz, onları ve kavimlerini topluca yerle bir ettik.

Suat Yıldırım: 

Bak işte onların tuzaklarının âkıbeti nasıl oldu! Biz onları da kendilerine uyan toplumlarını da imha ettik!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Artık bak! Mekrlerinin âkibeti nasıl oldu? Muhakkak ki Biz, onları da kavimlerini de cümleten helâk ettik.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bir baksana nasıl oldu tuzaklarının sonu! İşte, onları da topluluklarını da hep birlikte yere geçirdik.

Bekir Sadak: 

Bunun uzerine onu ve ailesini kurtardik, yalniz karisinin geride kalanlardan olmasini gerekli bulduk.

İbni Kesir: 

Düzenlerinin sonunun nice olduğuna bir bak. Biz

Adem Uğur: 

Bak işte, tuzaklarının âkıbeti nice oldu: Onları da

İskender Ali Mihr: 

Bundan sonra onların hilelerinin sonunun nasıl olduğuna bak ki, onları ve onların kavminin tamamını nasıl yok ettik.

Celal Yıldırım: 

Onların hile ve düzeninin sonuna bir bak! Doğrusu onları ve kavimlerinin hepsini yok edip (ülkelerinin) altını üstüne getirdik.

Tefhim ul Kuran: 

Artık sen, onların kurdukları hileli düzenin uğradığı sona bir bak

Fransızca: 

Regarde donc ce qu'a été la conséquence de leur stratagème : Nous les fîmes périr, eux et tout leur peuple.

İspanyolca: 

Y ¡mira cómo terminó su intriga! Les aniquilamos a ellos y a su pueblo, a todos.

İtalyanca: 

Guarda cosa ne è stato della loro trama: li facemmo perire insieme con tutto il loro popolo.

Almanca: 

Also siehe, wie das Anschließende von ihrer Intrige war, daß WIR sie und ihre Leute, allesamt vernichteten.

Çince: 

你看他们的计谋的结局是怎样的。(结果)是我把他们和他们的宗族,全体毁灭了。

Hollandaca: 

En zie, wat was de uitkomst van hunne listen : wij verdelgden hen geheel en al hun volk

Rusça: 

Посмотри же, каким был конец их хитрости! Мы уничтожили их вместе со всем их народом.

Somalice: 

ee Day Siday Noqotay Cidhibtii Dhagartooda Anagaa Halaagnay Iyagii iyo Qoomkoodiiba Dhammaan.

Swahilice: 

Basi angalia ulivyo kuwa mwisho wa mipango yao, ya kwamba tuliwaangamiza wao pamoja na watu wao wote.

Uygurca: 

ئۇلارنىڭ سۇيىقەستىنىڭ ئاقىۋىتىنىڭ قانداق بولغانلىقىغا قارىغىنكى، ئۇلارنى ۋە ئۇلارنىڭ قەۋمىنى پۈتۈنلەي ھالاك قىلدۇق

Japonca: 

だから見るがいい。かれらの策謀の最後がどんなものであったかを。本当にわれは,かれらとその民を一斉に滅ぼしてしまった。

Arapça (Ürdün): 

«فانظر كيف كان عاقبة مكرهم أنّا دمرناهم» أهلكناهم «وقومهم أجمعين» بصيحة جبريل أو برمي الملائكة بحجارة يرونها ولا يرونهم.

Hintçe: 

तो (ऐ रसूल) तुम देखो उनकी तदबीर का क्या (बुरा) अन्जाम हुआ कि हमने उनको और सारी क़ौम को हलाक कर डाला

Tayca: 

ดังนั้นจงคอยดูเถิด ผลสุดท้ายแห่งแผนการณ์ของพวกเขาจะเป็นเช่นไร กล่าวคือเราได้ทำลายล้างพวกเขา และหมู่ชนของพวกเขารวมทั้งหมด

İbranice: 

והתבונן איך הייתה אחרית מזימתם. הנה אנחנו הכחדנו אותם ואת בני עמם יחדיו

Hırvatça: 

pa pogledaj kakva je bila posljedica spletkarenja njihova: uništili smo sve- i njih i narod njihov.

Rumence: 

Vezi care a fost sfârşitul vicleşugului lor! Noi i-am nimicit pe ei şi pe poporul lor în întregime.

Transliteration: 

Faonthur kayfa kana AAaqibatu makrihim anna dammarnahum waqawmahum ajmaAAeena

Türkçe: 

Bir baksana nasıl oldu tuzaklarının sonu! İşte, onları da topluluklarını da hep birlikte yere geçirdik.

Sahih International: 

Then look how was the outcome of their plan - that We destroyed them and their people, all.

İngilizce: 

Then see what was the end of their plot!- this, that We destroyed them and their people, all (of them).

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) Bir gör onların hiylələrinin axırı necə oldu. Biz onların (doqquz kişinin) özlərini də, tayfalarını da büsbütün yox etdik.

Süleyman Ateş: 

Bak, işte tuzaklarının sonucu nasıl oldu, (nasıl) biz onları ve kavimlerini toptan yıktık, yok ettik.

Diyanet Vakfı: 

Bak işte, tuzaklarının akıbeti nice oldu: Onları da; (kendilerine uyan) kavimlerini de (nasıl) toptan helak ettik!

Erhan Aktaş: 

Onların planlarının sonucunun nasıl olduğuna bak; onları ve halklarını yerle bir ettik.

Kral Fahd: 

Bak işte, tuzaklarının âkıbeti nice oldu: Onları da, (kendilerine uyan) kavimlerini de (nasıl) toptan helâk ettik!

Hasan Basri Çantay: 

İşte bak, O tuzaklarının aakıbeti nice oldu! Çünkü biz onları da, kavmlerini de toptan helak etdik.

Muhammed Esed: 

Ve sonra, bak onların kurduğu bütün tuzakların sonu ne oldu: onları ve onların peşinden giden toplumu, hepsini yerle bir ettik;

Gültekin Onan: 

Artık sen, onların kurdukları hileli düzenin uğradığı sona bir bak

Ali Fikri Yavuz: 

Ey Rasûlüm, şimdi bak ki, hilelerinin akıbeti nasıl oldu!... Hem (o imansızların) kendilerini, hem de kavimlerini toptan helâk ettik.

Portekizce: 

Repara, pois, qual foi a sorte da sua conspiração! Exterminamo-los, juntamente com todo o seu povo!

İsveççe: 

Se här vad deras ondska ledde till: Vi lät dem och deras folk gå under till sista man;

Farsça: 

پس با تأمل بنگر که سرانجام نیرنگشان چگونه بود؟ که ما آنان و قومشان را همگی درهم کوبیدیم و هلاک کردیم.

Kürtçe: 

ئەمجا سەرنج بدە سەر ئەنجامی پیلانی ئەوان چی لێھات چۆن ئێمە ئەوان و گەلەکەیانمان ھەموو پێکەوە لەناو برد

Özbekçe: 

Назар сол! Уларнинг макри оқибати нима бўлди?! Биз, албатта, уларни ва қавмларининг ҳаммаларини ер билан яксон қилдик.

Malayca: 

Maka lihatlah bagaimana akibat rancangan jahat mereka, iaitu Kami telah hancurkan mereka dan kaum mereka semuanya.

Arnavutça: 

Pa, shiko, çfarë ka qenë fundi i ngatërresave të tyre. Na i kemi shkatërruar ata të gjithë dhe popullin e tyre,

Bulgarca: 

И виж какъв бе краят на лукавството им - унищожихме тях и техния народ - всички!

Sırpça: 

па погледај каква је била последица њиховог сплеткарења: уништили смо све - и њих и њихов народ.

Çekçe: 

A pohleď, jaký byl konec jejich úkladů: zahubili jsme je i s lidem jejich vším!

Urduca: 

اب دیکھ لو کہ ان کی چال کا انجام کیا ہوا ہم نے تباہ کر کے رکھ دیا اُن کو اور ان کی پوری قوم کو

Tacikçe: 

Бингар, ки оқибати макрашон чӣ шуд: Мо онҳо ва қавмашонро ба тамомӣ ҳалок кардем.

Tatarca: 

Күр! Аларның мәкеренең ахыры ничек булды, Без аларны һәм кавемнәрен таш яудырып барчасын бер юлы һәлак иттек.

Endonezyaca: 

Maka perhatikanlah betapa sesungguhnya akibat makar mereka itu, bahwasanya Kami membinasakan mereka dan kaum mereka semuanya.

Amharca: 

የተንኮላቸውም መጨረሻ እንዴት እንደነበረ እኛ እነርሱንም ሕዝቦቻቸውንም በሙሉ እንዴት እንዳጠፋናቸው ተመልከት፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவர்களுடைய சூழ்ச்சியின் இறுதி முடிவு எப்படி இருந்தது என்று (நபியே!) நீர் பார்ப்பீராக! (அதன் முடிவானது:) நிச்சயமாக நாம் அவர்களையும் அவர்களின் மக்கள் அனைவரையும் (தரைமட்டமாக) அழித்து விட்டோம்.

Korece: 

그들 음모의 결과가 어떠했느뇨 보라 실로 하나님은 그들과 그의 백성 모두를 멸망시켰노라

Vietnamca: 

Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) hãy xem mưu đồ của chúng đã để lại kết cuộc cho chúng như thế nào, chẳng phải TA đã tiêu diệt chúng và toàn bộ đám dân của chúng đó sao?!