Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

27

Sûredeki Ayet No: 

34

Ayet No: 

3193

Sayfa No: 

379

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَتْ إِنَّ الْمُلُوكَ إِذَا دَخَلُوا قَرْيَةً أَفْسَدُوهَا وَجَعَلُوا أَعِزَّةَ أَهْلِهَا أَذِلَّةً ۖ وَكَذَٰلِكَ يَفْعَلُونَ

Çeviriyazı: 

ḳâlet inne-lmülûke iẕâ deḫalû ḳaryeten efsedûhâ vece`alû e`izzete ehlihâ eẕilleh. vekeẕâlike yef`alûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Melike, "Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi orayı perişan ederler ve halkının ulularını hakir hâle getirirler. (Herhalde) Onlar da böyle yapacaklardır" dedi.

Diyanet İşleri: 

Melike: "Doğrusu hükümdarlar bir şehre girdikleri zaman orasını bozarlar, onurlu kimselerini aşağılık yaparlar. İşte böyle davranırlar. Ben onlara bir hediye göndereyim de, elçilerin ne ile döneceklerine bakayım" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Dedi ki: Padişahlar, bir şehre girdiler mi, o şehri harap ederler ve halkının yücelerini aşağılık bir hale getirirler ve bunlar da böyle yapacaklar.

Şaban Piriş: 

Krallar bir ülkeye girdikleri zaman, orayı kırıp geçirirler, halkının onur sahiplerini alçaltırlar. Bunlar da böyle yaparlar, dedi.

Edip Yüksel: 

(Kadın lider) dedi ki, "Krallar girdikleri ülkeleri bozarlar ve onların onurlu halkını aşağılarlar. Böyle davranırlar."

Ali Bulaç: 

Dedi ki: "Gerçekten hükümdarlar bir ülkeye girdikleri zaman, orasını bozguna uğratırlar ve halkından onur sahibi olanları hor ve aşağılık kılarlar; işte onlar, böyle yaparlar."

Suat Yıldırım: 

“Doğrusu” dedi Kraliçe, hükümdarlar bir ülkeye girince oranın düzenini altüst eder, halkının eşrafını da sefil ve zelil ederler.Evet istilacılar hep böyle yaparlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Dedi ki: «Şüphe yok, hükümdarlar bir şehre girdikleri vakit onu perişan ederler ve ahalisinin şereflilerini zelil kılarlar ve işte öyle yaparlar.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Melike dedi: "Şu bir gerçek ki krallar bir kente/bir memlekete girdiler mi, orada bozgun çıkarırlar; oranın onurlu insanlarını zelil-sefil ederler. İşte böyle yaparlar."

Bekir Sadak: 

Kitabin bilgisine sahip olan biri: «Gozunu acip kapamadan ben onu sana getiririm» dedi. Suleyman, tahti yanina yerlesivermis gorunce: «Bu, sukur mu edecegim yoksa nankorluk mu edecegim diye beni sinayan Rabbimin lutfundandir. sukreden ancak kendisi icin sukretmis olur

İbni Kesir: 

Dedi ki: Doğrusu hükümdarlar, bir şehre girdikleri zaman, orasını perişan ederler. Halkından şerefli olanlarını aşağılık yaparlar ve işte böyle davranırlar.

Adem Uğur: 

Melike: Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar. (Herhalde) onlar da böyle yapacaklardır, dedi.

İskender Ali Mihr: 

(Sebe Melikesi): &quot

Celal Yıldırım: 

(Melike)

Tefhim ul Kuran: 

Dedi ki: «Gerçekten hükümdarlar, bir ülkeye girdikleri zaman, orasını bozguna uğratırlar ve halkından onur sahibi olanları hor ve aşağılık kılarlar

Fransızca: 

Elle dit : "En vérité, quand les rois entrent dans une cité ils la corrompent, et font de ses honorables citoyens des humiliés. Et c'est ainsi qu'ils agissent.

İspanyolca: 

Dijo ella: «Los reyes, cuando entran en una ciudad, la arruinan y reducen a la miseria a sus habitantes más poderosos. Así es como hacen.

İtalyanca: 

Disse: «In verità, quando i re penetrano in una città, la saccheggiano e riducono i miseria i più nobili dei suoi abitanti. E' così che agiscono.

Almanca: 

Sie sagte: "Gewiß, wenn die Könige eine Ortschaft einnehmen, richten sie in ihr Verderben an und machen die Einflußreichen ihrer Bewohner zu Erniedrigten. Und solcherart machen sie.

Çince: 

她说:国王们每攻入一个城市,必破坏其中的建设,必使其中贵族变在贱民,他们这些人,也会这样做的。

Hollandaca: 

Zij zeide: Waarlijk, als de koningen eene stad met geweld binnentrekken, plunderen zij die en vernederen hare machtigste inwoners en zoo zullen dezen met ons handelen.

Rusça: 

Она сказала: "Когда цари вторгаются в селение, они разрушают его и превращают его самых славных жителей в самых униженных. Вот так они поступают.

Somalice: 

Waxay Tidhi Xaakimyadu Haday Magaalo ku Galaan (Xoog) way Fasaadiyaan waxayna ka yeelaan Ehelkeeda Sharafta leh kuwo Dullaysan Saasayna Falaan.

Swahilice: 

Akasema: Hakika wafalme wanapo uingia mji wanauharibu, na wanawafanya wale watukufu wake kuwa wanyonge. Na hivyo ndivyo watendavyo.

Uygurca: 

ئۇ (يەنى بىلقىس) ئېيتتى: «شۈبھىسىزكى، پادىشاھلار بىرەر شەھەرگە ھۇجۇم قىلىپ كىرسە، ئۇنى خاراب قىلىدۇ، شەھەرنىڭ مۆتىۋەر ئادەملىرىنى (ئۆلتۈرۈش، ئەسىرگە ئېلىش ۋە سۈرگۈن قىلىش بىلەن) خار قىلىدۇ، ئۇلارمۇ شۇنداق قىلىدۇ

Japonca: 

かの女は言った。「本当に帝王たちが町に入る時は,それを荒廃させ,またその住民の最も身分の高い者を最も卑しくします。かれらはこのように行うのが,常です。

Arapça (Ürdün): 

«قالت إن الملوك إذا دخلوا قريةً أفسدوها» بالتخريب «وجعلوا أعزة أهلها أذلة وكذلك يفعلون» أي: مرسلو الكتاب.

Hintçe: 

मलका ने कहा बादशाहों का क़ायदा है कि जब किसी बस्ती में (बज़ोरे फ़तेह) दाख़िल हो जाते हैं तो उसको उजाड़ देते हैं और वहाँ के मुअज़िज़ लोगों को ज़लील व रुसवा कर देते हैं और ये लोग भी ऐसा ही करेंगे

Tayca: 

พระนางทรงกล่าวว่า “แท้จริงเหล่ากษัตริย์นั้น เมื่อเข้าไปในเมืองใดก็ทำลายมัน และทำให้บรรดาผู้มีอำนาจของเมืองนั้นเป็นผู้ต่ำต้อย และเช่นนั้นแหละพวกเขากระทำกัน”

İbranice: 

אמרה: 'הנה, המלכים בבואם אל עיר ישחיתוה וישפילו את מכובדיה, כי כך מנהגם

Hırvatça: 

"Kad carevi osvoje neki grad", reče ona, "oni ga razore, a ugledne stanovnike njegove učine poniženim." Eto, tako oni rade.

Rumence: 

Ea spuse: “Când regii intră într-o cetate, o strică şi pe cei mai puternici locuitori ai ei îi umilesc. Aşa fac ei.

Transliteration: 

Qalat inna almulooka itha dakhaloo qaryatan afsadooha wajaAAaloo aAAizzata ahliha athillatan wakathalika yafAAaloona

Türkçe: 

Melike dedi: "Şu bir gerçek ki krallar bir kente/bir memlekete girdiler mi, orada bozgun çıkarırlar; oranın onurlu insanlarını zelil-sefil ederler. İşte böyle yaparlar."

Sahih International: 

She said, "Indeed kings - when they enter a city, they ruin it and render the honored of its people humbled. And thus do they do.

İngilizce: 

She said: "Kings, when they enter a country, despoil it, and make the noblest of its people its meanest thus do they behave.

Azerbaycanca: 

(Bəlqis) dedi: Hökmdarlar bir ölkəyə (zorla) girdikləri zaman onu xarabazara çevirər, xalqının böyüklərini də zəlil (qul, əsir) edərlər. Onlar məhz belə hərəkət edərlər. (Hökmdarların adəti, davranışı belədir).

Süleyman Ateş: 

Dedi: "Hükümdarlar bir ülkeye girdiler mi, orayı bozarlar, halkının şereflilerini alçaltırlar, (evet) böyle yaparlar."

Diyanet Vakfı: 

Melike: Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar. (Herhalde) onlar da böyle yapacaklardır, dedi.

Erhan Aktaş: 

Sebe Melike’si: “Hükümdarlar bir ülkeye girdikleri zaman, orayı bozguna uğratırlar. Oranın halkından izzet sahibi olanları zillete düşürürler. Onlar da böyle yapacaklar.” dedi.

Kral Fahd: 

Melike: Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar. (Herhalde) onlar da böyle yapacaklardır, dedi.

Hasan Basri Çantay: 

(Kadın): «Şübhesiz ki hükümdarlar, dedi, bir memlekete girdikleri zaman orasını perişan ederler. Halkından şerefli olanları hor ve hakıyr kılarlar. Bunlar da böyle yapacaklardır».

Muhammed Esed: 

(Melike:) "Gerçek şu ki, krallar bir ülkeye girdiklerinde orayı tarümar ederler; oranın soylu ve onurlu insanlarını aşağılarlar. İstilacıların davranış tarzı (her zaman) böyledir.

Gültekin Onan: 

Dedi ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Padişah Belkıs onlara şöyle) dedi: “- Doğrusu padişahlar bir memlekete girdikleri zaman, orasını perişan ederler ve halkının şerefli kimselerini (öldürerek, esir ederek, mal ve mülklerini yağma ederek) zelil kılarlar. İşte bunlar da böyle yaparlar.

Portekizce: 

Disse ela: Quando os reis invadem a cidade, devastam-na e aviltam os seus nobres habitantes; assim farão conosco.

İsveççe: 

Hon sade: "När kungar erövrar ett land, vållar de förstörelse och förödmjukar folkets ledare. Ja, så går de till väga.

Farsça: 

گفت: همانا پادشاهان هنگامی که [با ابزار، ادوات جنگی و سپاهی رزمی ] وارد شهری می شوند، آن را تباه می کنند و عزیزان اهلش را به ذلت و خواری می نشانند و [آنان] همواره چنین می کنند!

Kürtçe: 

ووتی بەڕاستی پادشایان ھەر کاتێك (بەزۆر) چوونە شارێکەوە خراپ و وێرانی دەکەن وە دەسەڵاتدارەکانی ئەو (شارە) ڕیسواو سەرشۆڕ دەکەن وە (کاتێ زاڵ بوون) ھەر بەو جۆرە دەکەن

Özbekçe: 

У: «Албатта, подшоҳлар бирор шаҳар-қишлоққа кирсалар, уни вайрон қилурлар ва унинг азиз аҳлларини хор қилурлар. Ана шундай қилурлар.

Malayca: 

Raja perempuan itu berkata: "Sesungguhnya raja-raja, apabila masuk ke sebuah negeri, mereka merosakkannya, dan mereka menjadikan penduduknya yang mulia hina-dina; dan sedemikian itulah mereka akan lakukan.

Arnavutça: 

Ajo tha: “Me siguri, kur sundimtarët e pushtojnë ndonjë vendbanim, e çrregullojnë atë dhe i poshtërojnë banorët e tyre autoritativë. Kështu veprojnë ata.

Bulgarca: 

Рече тя: “Царете, когато нахлуят в някое селище, го разрушават и унизяват най-благородните му обитатели. И те така ще постъпят.

Sırpça: 

„Кад цареви освоје неки град“, рече она, „они га разоре, а угледне његове становнике учине пониженим.“ Ето, тако они раде.

Çekçe: 

Pravila: 'Když králové do města nějakého vcházejí, věru je vyplení a nejmocnější z jeho obyvatel těmi nejbídnějšími učiní a takto obvykle jednají.

Urduca: 

ملکہ نے کہا کہ "بادشاہ جب کسی مُلک میں گھس آتے ہیں تو اسے خراب اور اس کے عزت والوں کو ذلیل کر دیتے ہیں یہی کچھ وہ کیا کرتے ہیں

Tacikçe: 

Зан гуфт: «Подшоҳон чун ба деҳае дароянд, вайронаш мекунанд ва азизонашро хор месозанд. Оре, чунин кунанд.

Tatarca: 

Бәлкыйс әйтте: "Әгәр патшалар бер шәһәргә һөҗүм белән керсәләр, ул шәһәрне җимерәләр, һәм хөрмәтле олуг кешеләрен иң түбән вә хур итеп калдыралар, патшалар әнә шулай кылырлар.

Endonezyaca: 

Dia berkata: "Sesungguhnya raja-raja apabila memasuki suatu negeri, niscaya mereka membinasakannya, dan menjadikan penduduknya yang mulia jadi hina; dan demikian pulalah yang akan mereka perbuat.

Amharca: 

(እርሷም) አለች «ንጉሦች ከተማን (በኀይል) በገቡባት ጊዜ ያበላሹዋታል፡፡ የተከበሩ ሰዎችዋንም ወራዶች ያደርጋሉ፡፡ እንደዚሁም (እነዚህ) ይሠራሉ፡፡

Tamilce: 

அவள் கூறினாள்: “நிச்சயமாக மன்னர்கள் ஓர் ஊருக்குள் நுழைந்து விட்டால் அதை சின்னாபின்னப்படுத்தி விடுவார்கள். அந்த ஊர்வாசிகளில் உள்ள கண்ணியவான்களை இழிவானவர்களாக ஆக்கிவிடுவார்கள். (ஆகவே, இவர்களும்) அப்படித்தான் செய்வார்கள்.”

Korece: 

그녀가 말하길 보라 왕들이 한 도읍에 들어갈 때는 그 고을을파괴하고 그 고을 백성들을 비천 하게 하나니 그들도 그러하리라

Vietnamca: 

(Nữ Vương) bảo: “(Theo trẫm thấy), các vua chúa khi tiến vào một thị trấn nào đó (với ý định xâm lăng) thì họ sẽ tàn phá nó và bắt những người quyền thế nhất của nó xuống làm thứ dân thấp hèn nhất. Họ luôn làm như vậy (khi đã chiếm được nó).”