Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

27

Sûredeki Ayet No: 

29

Ayet No: 

3188

Sayfa No: 

379

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَتْ يَا أَيُّهَا الْمَلَأُ إِنِّي أُلْقِيَ إِلَيَّ كِتَابٌ كَرِيمٌ

Çeviriyazı: 

ḳâlet yâ eyyühe-lmeleü innî ülḳiye ileyye kitâbün kerîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Süleyman'ın mektubunu alan Sebe melikesi): "Beyler, ulular! Bana çok önemli bir mektup bırakıldı" dedi.

Diyanet İşleri: 

Sebe melikesi: "Ey ileri gelenler! Bana, Bismillahirrahmanirrahim diye başlayan ve 'sakın bana karşı baş kaldırmayın ve teslim olarak gelin' diyen Süleyman'dan gönderilen önemli bir mektup bırakıldı" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sebe hükümdarı, ey ulular dedi, bana pek güzel bir mektup geldi;

Şaban Piriş: 

(Sebe Melikesi) Ey ileri gelenler! Bana çok önemli bir mektup atıldı

Edip Yüksel: 

(Kadın lider) dedi, "Ey konseyim, bana onurlu bir mektup gelmiş bulunuyor."

Ali Bulaç: 

(Hüdhüd'ün mektubu götürüp bırakmasından sonra Saba melikesi Belkıs:) Dedi ki: "Ey önde gelenler gerçekten bana oldukça önemli bir mektup bırakıldı."

Suat Yıldırım: 

Kraliçe: “Değerli danışmanlarım! “Bana çok önemli bir mektup gönderildi.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(Hükümdar olan kadın) Dedi ki: «Ey ileri gelenler! Şüphe yok ki bana, çok şerefli bir mektup bırakıldı.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Melike dedi ki: "Ey ileri gelenler, bana önemli bir mektup bırakıldı."

Bekir Sadak: 

27:34

İbni Kesir: 

Dedi ki: Ey ileri gelenler

Adem Uğur: 

(Süleyman´ın mektubunu alan Sebe melikesi,) &quot

İskender Ali Mihr: 

(Sebe Melikesi): &quot

Celal Yıldırım: 

(29-30) (Hüdhüd verilen emri aynen yerine getirdi. Sebe´ Melikesi): «Ey ileri gelenler!» dedi, «doğrusu bana cok önemli bir mektup bırakıldı

Tefhim ul Kuran: 

(Hüdhüd´ün mektubu götürüp bırakmasından sonra Saba melikesi Belkıs:) Dedi ki: «Ey önde gelenler, gerçekten bana oldukça önemli bir mektup bırakıldı.»

Fransızca: 

La reine dit : "ô notables ! Une noble lettre m'a été lancée.

İspanyolca: 

Dijo ella: «¡Dignatarios! Me han echado un escrito respetable.

İtalyanca: 

Disse [la regina]: «O notabili, mi è stata fatta pervenire una nobile lettera.

Almanca: 

Sie sagte: "Ihr Entscheidungsträger! Mir wurde ein würdevolles Schreiben zugeworfen.

Çince: 

她说:臣仆们啊!我接到一封贵重的信。

Hollandaca: 

En toen de koningin van Saba den brief had ontvangen, zeide zij: O edelen! waarlijk, mij is een eervolle brief overgebracht.

Rusça: 

Она сказала: "О знать! Мне было брошено благородное письмо.

Somalice: 

Waxayna Tidhi Maxaxeey waxaa La ii soo tuuray Warqad Sharaf leh.

Swahilice: 

(Malkia) akasema: Enyi wahishimiwa! Hakika nimeletewa barua tukufu.

Uygurca: 

ئۇ (يەنى بىلقىس) ئېيتتى: «ئى ئۇلۇغلار! ماڭا ھەقىقەتەن سۇلايماندىن بىر پارچە قىممەتلىك خەت كەلدى. (ئۇنىڭ مەزمۇنى شۇكى) ناھايىتى شەپقەتلىك ۋە مېھرىبان اﷲ نىڭ ئىسمى بىلەن باشلايمەن

Japonca: 

かの女(王)は言った。「長老たちよ,本当に尊い手紙がわたしに届けられました。

Arapça (Ürdün): 

ثم «قالت» لأشراف قومها «يا أيها الملأ إني» بتحقيق الهمزتين وتسهيل الثانية بقلبها واواً مكسورة «أُلقي إليَّ كتاب كريم» مختوم.

Hintçe: 

(ग़रज़) हुद हुद ने मलका के पास ख़त पहुँचा दिया तो मलका बोली ऐ (मेरे दरबार के) सरदारों ये एक वाजिबुल एहतराम ख़त मेरे पास डाल दिया गया है

Tayca: 

(พระราชินี) ทรงกล่าวว่า “โอ้หมู่บริพารทั้งหลายเอ๋ย ! แน่แท้สารอันมีเกียรติถูกนำมาให้ฉัน”

İbranice: 

אמרה: ' הוי, אלה השרים! נזרק אליי מכתב מכובד

Hırvatça: 

"O velikaši", reče ona, "meni je dostavljeno jedno poštovanja vrijedno pismo!

Rumence: 

Regina spuse: “O, voi, căpetenii ale poporului! O carte cinstită mi-a fost aruncată;

Transliteration: 

Qalat ya ayyuha almalao innee olqiya ilayya kitabun kareemun

Türkçe: 

Melike dedi ki: "Ey ileri gelenler, bana önemli bir mektup bırakıldı."

Sahih International: 

She said, "O eminent ones, indeed, to me has been delivered a noble letter.

İngilizce: 

(The queen) said: "Ye chiefs! here is delivered to me - a letter worthy of respect.

Azerbaycanca: 

(Səba hökmdarı Bəlqis Süleymanın məktubunu alıb oxuyandan sonra) dedi: “Ey ə’yanlar! Mənə çox hörmətli bir məktub göndərildi (atıldı).

Süleyman Ateş: 

(Hüdhüd'ün mektubu götürüp kendisine attığı Seba melikesi Belkis) Danışmanlarına dedi ki: "Ey ileri gelenler, bana çok önemli bir mektup bırakıldı."

Diyanet Vakfı: 

(Süleyman'ın mektubunu alan Sebe'melikesi,) "Beyler, ulular! Bana çok önemli bir mektup bırakıldı" dedi.

Erhan Aktaş: 

Sebe Melike’si: “Ey meleler!(1) Bana çok şerefli bir mektup bırakıldı.” dedi.

Kral Fahd: 

(Süleyman'ın mektubunu alan Sebe’ melikesi,) «Beyler, ulular! Bana çok önemli bir mektup bırakıldı» dedi.

Hasan Basri Çantay: 

(Sebe´ hükümdarı) dedi ki: «Ey ileri gelenler, hakikat bana çok şerefli bir mektub bırakıldı».

Muhammed Esed: 

(Sebe Melikesi Süleyman´ın mektubunu alınca,) "Siz ey soylular!" dedi, "Bana çok önemli bir mektup gönderildi.

Gültekin Onan: 

(Hüdhüd´ün mektubu götürüp bırakmasından sonra Saba melikesi Belkıs:) Dedi ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Sebe’ hükümdarı Belkıs kavmine) dedi ki: “- Ey seçkin topluluk! Bana çok iyi bir mektup bırakıldı.

Portekizce: 

(Quando a ave assim procedeu) ela (a rainha) disse: Ó chefes, foi-me entregue uma carta respeitável.

İsveççe: 

[När drottningen läst brevet] sade hon: "Aktade rådgivare! Jag har tagit emot ett brev hållet i högstämda ordalag.

Farsça: 

[ملکه سبا پس از آگاهی از مضمون نامه] گفت: ای سران و اشراف! همانا نامه ای نیکو و با ارزشی به سوی من افکنده اند،

Kürtçe: 

(بەڵقیس) ووتی ئەی پیاو ماقوڵ و سەرۆکەکان بەڕاستی من نامەیەکی گرنگم بۆ ھاوێژراوە

Özbekçe: 

У (Малика): «Эй аъёнлар! Менга кароматли бир мактуб ташланди. (Малика аъёнларига мактуб ҳақида хабар бериши унинг ўз одамлари билан маслаҳатлашиб иш кўришига далолат қилади. Шу билан бирга, малика ўзи сезган белгилар асосида мактубнинг кароматли эканини айтмоқда.)

Malayca: 

(Setelah membaca surat itu), berkatalah raja perempuan negeri Saba': "Wahai ketua-ketua kamu! Sesungguhnya telah disampaikan kepadaku sepucuk surat yang mulia.

Arnavutça: 

Ajo (mbretëresha e Sabes) tha: “O pari, mua, me të vërtetë, më ka arritur letër e madhërueshme.

Bulgarca: 

Рече тя: “О, знатни, спуснато ми бе достопочтено послание.

Sırpça: 

„О великани“, рече она, „мени је достављено једно писмо вредно поштовања!

Çekçe: 

I řekla královna: 'Velmožové, byl mi shozen tento dopis vznešený,

Urduca: 

ملکہ بولی "اے اہلِ دربار، میری طرف ایک بڑا اہم خط پھینکا گیا ہے

Tacikçe: 

Зан гуфт: «Эй бузургон, номае гиромӣ ба сӯи ман партофта шуд.

Tatarca: 

Бәлкыйс хатны алгач әйтте: "Ий җәмәгать, миңа бер яхшы хат ташланмыш булды.

Endonezyaca: 

Berkata ia (Balqis): "Hai pembesar-pembesar, sesungguhnya telah dijatuhkan kepadaku sebuah surat yang mulia.

Amharca: 

(እርሷም በደረሳት ጊዜ) አለች «እናንተ መማክርቶች ሆይ! እኔ ክብር ያለው ጽሑፍ ወደኔ ተጣለ፡፡

Tamilce: 

(ஹுத்ஹுத் கடிதத்தை எடுத்து சென்று அரசியின் முன் போட்டது. அப்போது அந்த அரசி) கூறினாள்: “முக்கிய பிரமுகர்களே! நிச்சயமாக நான், ஒரு கண்ணியமான கடிதம் என்னிடம் அனுப்பப்பட்டுள்ளது.”

Korece: 

그 여왕이 말하길 족장들아 내게 고귀한 한 서신이 왔노라

Vietnamca: 

(Nữ Vương nhận được bức thư) bảo: “Hỡi các tướng lĩnh, trẫm vừa nhận được một bức thư khả kính.”