Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

31

Sûredeki Ayet No: 

26

Ayet No: 

3495

Sayfa No: 

413

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْغَنِيُّ الْحَمِيدُ

Çeviriyazı: 

lillâhi mâ fi-ssemâvâti vel'arḍ. inne-llâhe hüve-lganiyyü-lḥamîd.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Gerçekten Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, daima övülmeye lâyıktır.

Diyanet İşleri: 

Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Şüphesiz Allah müstağnidir, övülmeğe layıktır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Allah'ındır ne varsa göklerde ve yeryüzünde; şüphe yok ki Allah, müstağnidir, hamde layıktır.

Şaban Piriş: 

Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Allah, hiç bir şeye ihtiyacı olmayan ve hamde layık olandır.

Edip Yüksel: 

Göklerde ve yerde olan herşey ALLAH'ındır. Kuşkusuz ALLAH Zengindir, Övülendir.

Ali Bulaç: 

Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Şüphesiz Allah, Gani (hiç kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayan)dır, Hamid (hamd da yalnızca O'na ait)tir.

Suat Yıldırım: 

Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Muhakkak ki Allah müstağnîdir, hamîddir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, her türlü övgüye lâyıktır).

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Göklerde ve yerde ne varsa Allah´ındır. Şüphe yok ki Allah´tır, ganî, hamîd olan O´dur.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Kuşkusuz, Allah mutlak Ganî, mutlak Hamîd'dir.

Bekir Sadak: 

Daglar gibi dalgalar insanlari kusattigi zaman, dini tamamen Allah´a has kilarak O´na yalvarirlar

İbni Kesir: 

Göklerde ve yerde olanlar Allah´ındır. Muhakkak ki Allah´tır O, Gani ve Hamid.

Adem Uğur: 

Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah´ındır. Bilinmeli ki, asıl ganî ve övülmeye lâyık olan Allah´tır.

İskender Ali Mihr: 

Göklerde ve yerde olanlar, Allah´ındır. Muhakkak ki O

Celal Yıldırım: 

Göklerde ve yerde olanlar Allah´ındır. Şüphesiz ki Allah ganiydir (hiçbir şeye muhtaç değildir

Tefhim ul Kuran: 

Göklerde ve yerde olanlar Allah´ındır. Hiç şüphesiz Allah, Gani (hiç kimseye ve hiç bir şeye muhtaç olmayan)dır, Hamîd (hamd da yalnızca O´na ait)tir.

Fransızca: 

A Allah appartient tout ce qui est dans les cieux et en terre. Allah est Celui qui se suffit à Lui-même, Il est Le Digne de louange !

İspanyolca: 

Es de Alá lo que está en los cielos y en la tierra. Alá es Quien Se basta a Sí mismo, el Digno de Alabanza.

İtalyanca: 

[Appartiene] ad Allah tutto quello che è nei cieli e sulla terra. Allah basta a Se stesso, è il Degno di lode.

Almanca: 

ALLAH gehört, was in den Himmeln und auf Erden ist. Gewiß, ALLAH ist Der absolut Autarke, Der Alllobenswürdige.

Çince: 

天地万物只是真主的,真主确是无求的,确是可颂的。

Hollandaca: 

Aan God behoort alles wat in den hemelen op aarde is; want God is de Almachtige, de Prijzenswaardige.

Rusça: 

Аллаху принадлежит то, что на небесах и на земле. Воистину, Аллах - Богатый, Достохвальный.

Somalice: 

Eebaa iska leh waxa samooyinka iyo Dhulka ku sugan, Eebana waa hodan amaanan.

Swahilice: 

Ni vya Mwenyezi Mungu vyote viliomo mbinguni na katika ardhi. Hakika Mwenyezi Mungu ndiye Mkwasi, Mwenye kusifiwa.

Uygurca: 

ئاسمانلاردىكى ۋە زېمىندىكى نەرسىلەر اﷲ نىڭ مۈلكىدۇر، اﷲ ھەقىقەتەن (مەخلۇقاتىدىن ۋە ئۇلارنىڭ ئىبادىتىدىن) بىھاجەتتۇر، مەدھىيىگە لايىقتۇر

Japonca: 

天と地の凡てのものは,アッラーに属する。本当にアッラーは満ち足られる方,讃美されるべき方であられる。

Arapça (Ürdün): 

«لله ما في السماوات والأرض» ملكا وخلقا وعبيدا فلا يستحق العبادة فيهما غيره «إن الله هو الغني» عن خلقه «الحميد» المحمود في صنعه.

Hintçe: 

जो कुछ सारे आसमान और ज़मीन में है (सब) ख़ुदा ही का है बेशक ख़ुदा तो (हर चीज़ से) बेपरवा (और बहरहाल) क़ाबिले हम्दो सना है

Tayca: 

สิ่งที่อยู่ในชั้นฟ้าทั้งหลายและแผ่นดินเป็นสิทธิของอัลลอฮฺ แท้จริงอัลลอฮฺนั้นคือ ผู้ทรงพอเพียงจากสิ่งทั้งหลาย ผู้ทรงได้รับการสรรเสริญ

İbranice: 

לאלוהים כל אשר בשמים ובארץ, אלוהים אינו זקוק לבריותיו, כי הוא העשיר המהולל

Hırvatça: 

Allahovo je sve na nebesima i na Zemlji! Allah je, uistinu, Neovisni i Hvaljeni.

Rumence: 

Ale Lui sunt cele din ceruri şi de pe pământ. Dumnezeu este Bogatul, Lăudatul.

Transliteration: 

Lillahi ma fee alssamawati waalardi inna Allaha huwa alghaniyyu alhameedu

Türkçe: 

Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Kuşkusuz, Allah mutlak Ganî, mutlak Hamîd'dir.

Sahih International: 

To Allah belongs whatever is in the heavens and earth. Indeed, Allah is the Free of need, the Praiseworthy.

İngilizce: 

To Allah belong all things in heaven and earth: verily Allah is He (that is) free of all wants, worthy of all praise.

Azerbaycanca: 

Göylərdə və yerdə nə varsa, Allahındır. Allah (bəndələrinin, o cümlədən müşriklərin ibadətinə) möhtac deyildir və (özlüyündə hər cür) şükrə (tə’rifə) layiqdir! (Onun bütün işləri bəyəniləndir!)

Süleyman Ateş: 

Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Allah, işte ğani (zengin) O, övülen O'dur.

Diyanet Vakfı: 

Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır. Bilinmeli ki, asıl gani ve övülmeye layık olan Allah'tır.

Erhan Aktaş: 

Göklerde ve yerde olanlar, Allah’ındır. Allah, Hiçbir Şeye Muhtaç Olmayan’dır, Övgüye Değer Yegâne Varlık’tır.

Kral Fahd: 

Göklerde ve yerde olan her şey Allah'a aittir. Allah, her şeyden müstağnidir; hamd olunmaya lâyıktır.

Hasan Basri Çantay: 

Göklerde ve yerde ne varsa Allahındır. Şübhe yok ki Allah, O, ganîdir (müstağnidir), her hamde lâyıkdır.

Muhammed Esed: 

Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah´ındır. Şüphesiz yalnız Allah, kendi kendine yeterlidir, bütün övgüler yalnız O´na mahsustur!

Gültekin Onan: 

Göklerde ve yerde olanlar Tanrı´nındır. Şüphesiz Tanrı, Ganidir, Hamiddir.

Ali Fikri Yavuz: 

Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Şüphesiz ki Allah Ganî’dir= hiç bir şeye muhtaç değildir, Hamîd’dir= hamd edilmeye lâyıktır.

Portekizce: 

A Deus pertence tudo quanto há nos céus e na terra, porque Deus é o Opulento, o Laudabilíssimo.

İsveççe: 

Gud tillhör allt i himlarna och på jorden. Gud är Den som är Sig själv nog, Den som allt lov och pris tillkommer.

Farsça: 

آنچه در آسمان ها و زمین است، فقط در سیطره مالکیّت و فرمانروایی خداست؛ یقیناً خدا همان بی نیاز و ستوده است.

Kürtçe: 

موڵکی خوایە ئەوەی لەئاسمانەکان و زەویدایە بەڕاستی ھەر خوایە بێ نیازی ستایشکراو

Özbekçe: 

Осмонлару ердаги нарсалар Аллоҳникидир. Албатта, Аллоҳ Ўзи беҳожат ва мақталган зотдир.

Malayca: 

Allah jua yang memiliki segala yang ada di langit dan di bumi; sesungguhnya Allah Dia lah jua yang Maha Kaya, lagi sentiasa Terpuji.

Arnavutça: 

Të Perëndisë janë të gjitha, në qiej dhe në Tokë. Me të vërtetë, Perëndia është i pavarur dhe i lavdëruar.

Bulgarca: 

На Аллах е всичко на небесата и на земята. Аллах е Пребогатия, Всеславния.

Sırpça: 

Аллахово је све на небесима и на Земљи! Аллах је, уистину, независан и хвале достојан.

Çekçe: 

Bohu náleží vše, co na nebesích je i na zemi, a Bůh věru je soběstačný, chvályhodný.

Urduca: 

آسمانوں اور زمین میں جو کچھ ہے اللہ ہی کا ہے، بے شک اللہ بے نیاز اور آپ سے آپ محمود ہے

Tacikçe: 

Аз они Худост он чӣ дар осмонҳову замин аст ва Худо бениёзу сутуданист! (шукр гуфтанист)

Tatarca: 

Җирдә вә күкләрдә булган барча байлык һәм мәхлук Аллаһуныкыдыр. Ул – Аллаһ байдыр, һичкемгә мохтаҗ түгелдер, кылган эшләрендә макталуга лаектыр.

Endonezyaca: 

Kepunyaan Allah-lah apa yang di langit dan yang di bumi. Sesungguhnya Allah Dialah Yang Maha Kaya lagi Maha Terpuji.

Amharca: 

በሰማያትና በምድር ያለው ሁሉ የአላህ ነው፡፡ አላህ እርሱ ተብቃቂ ምስጉን ነው፡፡

Tamilce: 

வானங்களில் உள்ளவையும் பூமியில் உள்ளவையும் அல்லாஹ்விற்கே சொந்தமானவை. நிச்சயமாக அல்லாஹ்தான் முற்றிலும் நிறைவானவன் (-தேவையற்றவன்), மிகுந்த புகழாளன்.

Korece: 

천지에 있는 모든 것이 하나님께 있나니 실로 하나님은 풍요 와 자비로 충만 하심이라

Vietnamca: 

Mọi vật trong các tầng trời và trái đất đều thuộc về Allah. Quả thật, Allah là Đấng Giàu Có, Đấng Đáng Được Ca Tụng.