Arapça:
وَوَصَّيْنَا الْإِنسَانَ بِوَالِدَيْهِ حَمَلَتْهُ أُمُّهُ وَهْنًا عَلَىٰ وَهْنٍ وَفِصَالُهُ فِي عَامَيْنِ أَنِ اشْكُرْ لِي وَلِوَالِدَيْكَ إِلَيَّ الْمَصِيرُ
Çeviriyazı:
veveṣṣayne-l'insâne bivâlideyh. ḥamelethü ümmühû vehnen `alâ vehniv vefiṣâlühû fî `âmeyni eni-şkür lî velivâlideyk. ileyye-lmeṣîr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gerçi biz insana, anasına ve babasına itaati de tavsiye ettik. Anası onu zayıflık üstüne zayıflıkla taşıdı. Onun sütten ayrılması da iki yıl içindedir. (Biz insana): "Bana, anana ve babana şükret" diye de tavsiye ettik. Dönüş, ancak banadır.
Diyanet İşleri:
Biz insana, ana ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Annesi onu, güçsüzlükten güçsüzlüğe uğrayarak karnında taşımıştı. Çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur. Bana ve ana babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş Bana'dır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve biz, insana, anasınababasına itaat etmesini tavsiye ettik; anası, yaratılışı zayıf olduğu halde gebelikle büsbütün zayıflamış, fakat gene de onu taşımıştı ve gebelikle sütten kesme müddeti, iki yıl sürmüştü; artık şükret bana ve ananla babana; dönüp geleceğin yer, benim tapımdır.
Şaban Piriş:
İnsana anne ve babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Sütten kesilmesi de iki yıl içindedir. Şükret bana, anne ve babana. Banadır dönüş!
Edip Yüksel:
Biz insana ana babasını öğütledik. Annesi onu büyük bir güçlükle taşır. Sütten kesilmesi iki yıl içinde olur. Bana ve ana babana teşekkür etmelisin. Dönüş banadır.
Ali Bulaç:
Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. "Hem Bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız Banadır."
Suat Yıldırım:
Biz insana, annesine babasına iyi davranmasını emrettik.Zira annesi onu nice zahmetlerle karnında taşımıştır.Sütten kesilmesi de iki yıl kadar sürer.İnsana buyurduk ki: “Hem Bana, hem de annene babana şükret, unutma ki sonunda Bana döneceksiniz.” [2, 233; 46,15; 17,24]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve insana ana ve babasını tavsiye ettik. Onu anası zaaf üstüne zaaf ile yüklenmişti. Onun sütten kesilmesi de iki sene içindedir. «Bana şükret ve ana ile babana da. Dönüş de Bana´dır» (dedik).
Yaşar Nuri Öztürk:
Biz, insana anne-babasını önerdik: Annesi onu güçsüzlükle taşımıştır. Sütten kesilmesi de iki yılda olmuştur. O halde bana ve ana-babana şükret. Dönüş banadır.
Bekir Sadak:
Allah´in goklerde olanlari da, yerde olanlari da buyrugunuz altina verdigini, nimetlerini acik ve gizli olarak size bolca ihsan ettigini gormez misiniz? Insanlardan, Allah hakkinda hicbir bilgisi olmadan, dogruluk rehberi ve aydinlatici bir Kitap bulunmadan tartisanlar vardir.
İbni Kesir:
Biz insana, ana ve babasına iyi davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu zorluk üstüne zorlukla taşımıştı. Sütten ayrılması da iki yıl sürmüştür. Bana ve ana-babana şükret. Dönüş ancak Bana´dır.
Adem Uğur:
Biz insana, ana babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır.
İskender Ali Mihr:
Ve Biz, insana anne ve babasına (bakmasını) vasiyet ettik (farz kıldık). Onu, annesi zorluk üzerine zorlukla taşıdı. Ve onun sütten kesilmesi iki yıldır. (Hem) Bana (hem) anne ve babana şükret! Dönüş, Bana´dır.
Celal Yıldırım:
Biz insana, ana-babasının (haklarını gözetmesini de) tavsiye ettik. Anası onu sıkıntı üstüne sıkıntı çekerek (karnında) taşımıştır. Sütten kesilmesi iki yıl içindedir. Bana ve ana-babana şükret
Tefhim ul Kuran:
Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması da, iki yıl içindedir. «Hem bana, hem de anne ve babana şükret, dönüş yalnız banadır.»
Fransızca:
Nous avons commandé à l'homme [la bienfaisance envers] ses père et mère; sa mère l'a porté [subissant pour lui] peine sur peine : son sevrage a lieu à deux ans." Sois reconnaissant envers Moi ainsi qu'envers tes parents. Vers Moi est la destination.
İspanyolca:
Hemos ordenado al hombre con respecto a sus padres -su madre le llevó sufriendo pena tras pena y le destetó a los dos años-: «Sé agradecido conmigo y con tus padres. ¡Soy Yo el fin de todo!
İtalyanca:
Abbiamo imposto all'uomo di trattare bene i suoi genitori: lo portò sua madre di travaglio in travaglio e lo svezzò dopo due anni: «Sii riconoscente a Me e ai tuoi genitori. Il destino ultimo è verso di Me.
Almanca:
Und WIR wiesen dem Menschen hinsichtlich seiner Eltern zu: "Seine Mutter war mit ihm schwanger in Schwäche über Schwäche, und seine Entwöhnung erfolgt in zwei Jahren. Erweise dich Mir und deinen Eltern gegenüber dankbar! Zu Mir ist das Werden.
Çince:
我曾命人孝敬父母--他母亲偌上加弱地怀着他,他的断乳是在两年之中--我说:你应当感谢我和你的父母;惟我是最后的归宿。
Hollandaca:
Wij hebben den mensch bevelen gegeven nopens zijne ouders, (zijne moeder bewaarde hem in haren boezem met zwakheid en smart, en hij wordt na twee jaren gespeend), zeggende: Wees dankbaar jegens mij en jegens uwe ouders: Tot mij zullen allen komen om geoordeeld te worden.
Rusça:
Мы заповедали человеку делать добро его родителям. Его мать носила его, испытывая изнеможение за изнеможением, и отняла его от груди в два года. Благодари Меня и своих родителей, ибо ко Мне предстоит прибытие.
Somalice:
waxaan u dardaaranay dadka labadiisii Waalid, way sidday Hooyadis iyadoo tabaryar tabar yari kalana ku sugan, Gudhidiisuna waa Labo sano ee ku mahadi ani iyo Labadaadii Waalid, xagaygaana loo ahaan.
Swahilice:
Na tumemuusia mtu kwa wazazi wake wawili. Mama yake ameichukua mimba yake kwa udhaifu juu ya udhaifu, na kumwachisha ziwa baada ya miaka miwili. (Tumemuusia): Nishukuru Mimi na wazazi wako. Ni kwangu Mimi ndiyo marudio.
Uygurca:
ئىنساننى ئاتا - ئانىسىغا ياخشىلىق قىلىشقا بۇيرۇدۇق. ئانىسى ئۇنى (قورسىقىدا) ئۈستى - ئۈستىگە ئاجىزلىق بىلەن كۆتۈردى. ئىككى يىلدا ئۇنى ئەمچەكتىن ئايرىدى. (ئى ئىنسان!) ماڭا ۋە ئاتا - ئاناڭغا شۈكۈر قىلغىن، ئاخىر قايتىدىغان جاي مېنىڭ دەرگاھىمدۇر
Japonca:
われは,両親への態度を人間に指示した。人間の母親は,苦労に(空?)れてその(子)を胎内で養い,更に離乳まで2年かかる。「われとあなたの父母に感謝しなさい。われに(最後の)帰り所はあるのである。
Arapça (Ürdün):
«ووصينا الإنسان بوالديه» أمرناه أن يبرهما «حملته أمُه» فْوهنت «وهنا على وهنٍ» أي ضعفت للحمل وضعفت للطلق وضعفت للولادة «وفصاله» أي فطامه «في عامين» وقلنا له «أنِ اشكر لي ولوالديك إلىَّ المصير» أي المرجع.
Hintçe:
(जिस की बख़्शिस नहीं) और हमने इन्सान को जिसे उसकी माँ ने दुख पर दुख सह के पेट में रखा (इसके अलावा) दो बरस में (जाके) उसकी दूध बढ़ाई की (अपने और) उसके माँ बाप के बारे में ताक़ीद की कि मेरा भी शुक्रिया अदा करो और अपने वालदैन का (भी) और आख़िर सबको मेरी तरफ लौट कर जाना है
Tayca:
และเราได้สั่งการแก่มนุษย์เกี่ยวกับบิดา มารดาของเขา โดยที่มารดาของเขาได้อุ้มครรภ์เขาอ่อนเพลียลงครั้งแล้วครั้งเล่า และการหย่านมของเขาในระยะเวลาสองปี เจ้าจงขอบคุณข้า และบิดามารดาของเจ้า ยังเรานั้น คือการกลับไป
İbranice:
אכן ציווינו על האדם לכבד את הוריו, כי אמו נשאה אותו (ברחמה) בטרחה וכאב וטיפלה בו במשך שנתיים. לכן הבע תודה לי (לאלוהים) ולהוריך, בסוף כולם יחזרו אליי
Hırvatça:
Mi smo zapovjedili čovjeku da bude poslušan roditeljima svojim. Majka ga nosi, iz slabosti u slabost, i doji ga u toku dvije godine. Budi zahvalan Meni i roditeljima svojim, kod Mene je krajnje odredište.
Rumence:
Noi l-am sfătuit pe om cu privire la părinţii lui. Mama sa l-a purtat pe când el era în neputinţă şi l-a înţărcat după doi ani. Mulţumeşte-mi Mie şi părinţilor tăi. Întru Mine este devenirea.
Transliteration:
Wawassayna alinsana biwalidayhi hamalathu ommuhu wahnan AAala wahnin wafisaluhu fee AAamayni ani oshkur lee waliwalidayka ilayya almaseeru
Türkçe:
Biz, insana anne-babasını önerdik: Annesi onu güçsüzlükle taşımıştır. Sütten kesilmesi de iki yılda olmuştur. O halde bana ve ana-babana şükret. Dönüş banadır.
Sahih International:
And We have enjoined upon man [care] for his parents. His mother carried him, [increasing her] in weakness upon weakness, and his weaning is in two years. Be grateful to Me and to your parents; to Me is the [final] destination.
İngilizce:
And We have enjoined on man (to be good) to his parents: in travail upon travail did his mother bear him, and in years twain was his weaning: (hear the command), "Show gratitude to Me and to thy parents: to Me is (thy final) Goal.
Azerbaycanca:
Biz insana ata-anasına (yaxşılıq etməyi, valideyninə yaxşı baxmağı, onlarla gözəl davranmağı) tövsiyə etdik. Anası onu (bətnində) çox zəif bir halda daşımışdı. (Uşağın süddən) kəsilməsi isə iki il ərzində olur. (Biz insana buyurduq: ) “Mənə və ata-anana şükür et. Axır dönüş Mənədir!
Süleyman Ateş:
Biz insana, ana babasını tavsiye ettik. Anası onu zayıflık üstüne zayıflık çekerek (karnında) taşımıştır. (Ona gebe kaldığından itibaren ta doğuruncaya kadar günden güne güçsüzleşmiş, ağırlaşmıştır). Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olmuştur. (Bunların hepsi, güç şeylerdir. Onun için biz insana): "Bana ve anana-babana şükret, dönüş banadır."
Diyanet Vakfı:
Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüşancak banadır.
Erhan Aktaş:
İnsana, anne ve babasını vasiyet ettik. Onu, annesi zorluk üzerine zorluk içinde taşıdı. İki yıl boyunca ona süt verdi. Bana, anne ve babana şükret!(1) Dönüş Bana’dır.
Kral Fahd:
Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır.
Hasan Basri Çantay:
Biz insana ana ve babasını tavsiye etdik. Onun anası kendisini za´f üstüne za´f ile taşımışdır. Sütden ayrılması da iki yıl (sürmüşdür). «Bana ve ana ve babana şükret. Dönüşün ancak banadır» (dedik).
Muhammed Esed:
(Allah diyor ki:) ´Biz, insana, anne babasına karşı iyi davranmasını emrettik: annesi onu nice acılara katlanarak karnında taşıdı ve çocuğun annesine bağımlılığı iki yıl sürdü; (öyleyse, ey insanoğlu,) Bana ve anne babana şükret, (unutma ki) bütün yollar sonunda Bana ulaşır.
Gültekin Onan:
Biz insana anne ve babasını [onlara iyilikle davranmayı] tavsiye ettik. Annesi onu zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması iki yıl içindedir. "
Ali Fikri Yavuz:
Biz, insana, ana-babasını (onlara iyilik yapmasını) da emrettik. Anası, onu, (karnında) meşakkat üstüne meşakkatla taşımıştır, (çocuk karında büyüdükçe zahmet çoğalmıştır). Sütten kesilmesi de iki sene içindedir
Portekizce:
E recomendamos ao homem benevolência para com os seus pais. Sua mãe o suporta, entre dores e dores, e sua desmamaé aos dois anos. (E lhe dizemos): Agradece a Mim e aos teus pais, porque retorno será a Mim.
İsveççe:
Gud har anbefallt människan [att visa] godhet mot sina föräldrar; [hon bör tänka på att] modern har burit sitt barn genom det ena svaghetstillståndet efter det andra, [fött det] och ammat det under två år. Tacka Mig och dina föräldrar [och minns att] Jag är målet för er färd!
Farsça:
و انسان را درباره پدر و مادرش سفارش کردیم، مادرش به او حامله شد [در حالی که] سستی به روی سستی [به او دست می داد] و باز گرفتنش [از شیر] در دو سال است [و سفارش کردیم] که برای من و پدر و مادرت سپاس گزاری کن؛ بازگشت [همه] فقط به سوی من است.
Kürtçe:
وە فەرمانمان داوە بەئادەمی (بەچاکی ھەڵس و کەوت کردن لەگەڵ) دایك و باوکیدا دایکی ھەڵی ئەگرێ بەدووگیانی (پێی لاواز دەبێ) لاوازی لەدوای لاوازی و بڕینەوەی لەشیر لە (دوا تەمەنی) دووساڵیەوە (وە فەرمانمان بەئادەمی دا) کە سوپاسگوزاری من (خوا) وباوک و دایکت بکە تەنھا بۆلای منە گەڕانەوەتان
Özbekçe:
Биз инсонга ота-онаси ҳақида тавсия қилдик: онаси уни заифлик устига заифлик билан кўтарди; уни сутдан ажратиш икки йил ичидадир: «Менга ва ота-онага шукр қилгин. Ва қайтиш фақат Менгадир».
Malayca:
Dan Kami wajibkan manusia berbuat baik kepada kedua ibu bapanya; ibunya telah mengandungnya dengan menanggung kelemahan demi kelemahan (dari awal mengandung hingga akhir menyusunya), dan tempoh menceraikan susunya ialah dalam masa dua tahun; (dengan yang demikian) bersyukurlah kepadaKu dan kepada kedua ibubapamu; dan (ingatlah), kepada Akulah jua tempat kembali (untuk menerima balasan).
Arnavutça:
Dhe, Ne, i kemi urdhëruar njeriun që t’i nderojë prindërit e vet. Nëna e ka bartur atë, duke duruar mundim pas mundimi, e ndarja e tij (nga gjiri) është brenda dy vitesh. (Dhe i kemi thënë njeriut): “Bëhu falenderues ndaj Meje dhe prindërve tu! Tek Unë do të ktheheni të gjithë”.
Bulgarca:
И повелихме на човека да се отнася добре с родителите си... Носи го майка му в слабост връз слабост и го отбива в две години. Бъди признателен на Мен и на родителите си! Завръщането е при Мен.
Sırpça:
Ми смо наредили човеку да буде послушан родитељима својим. Мајка га носи, а њено здравље трпи, и одбија га у току две године. Буди захвалан Мени и родитељима својим, Мени ће се сви вратити.
Çekçe:
A uložili jsme člověku laskavost k rodičům jeho - neb nosila jej matka jeho se samými nesnázemi a odstavila jej po dvou letech - řkouce: 'Buď vděčný Mně i rodičům svým neb u Mne je cíl konečný!'
Urduca:
اور حقیقت یہ ہے کہ ہم نے انسان کو اپنے والدین کا حق پہچاننے کی خود تاکید کی ہے اُس کی ماں نے ضعف پر ضعف اُٹھا کر اسے اپنے پیٹ میں رکھا اور دو سال اُس کا دودھ چھوٹنے میں لگے (اِسی لیے ہم نے اُس کو نصیحت کی کہ) میرا شکر کر اور اپنے والدین کا شکر بجا لا، میری ہی طرف تجھے پلٹنا ہے
Tacikçe:
Одамиро дар бораи падару модараш супориш кардем. Модараш ба ӯ томила шуд ва ҳар рӯз нотавонтар мешуд ва пас аз ду сол аз шираш бозгирифт. Ва супориш кардем, ки Марову падару модаратро шукр гӯй, ки бозгашти ту назди ман аст.
Tatarca:
Кешегә без ата-анасына яхшылык итәргә әмер иттек, баланы анасы зәгыйфьлек өстенә зәгыйфьлек белән күтәрде, ягъни корсагында авырлык белән күтәрде вә авырлык белән тудырды, вә аның баласын имезмәге ике елдыр, дәхи кешегә Миңа вә ата-анаңа шөкер ит, дип боердык, бит ахырда Миңа кайтасыз.
Endonezyaca:
Dan Kami perintahkan kepada manusia (berbuat baik) kepada dua orang ibu-bapaknya; ibunya telah mengandungnya dalam keadaan lemah yang bertambah-tambah, dan menyapihnya dalam dua tahun. Bersyukurlah kepada-Ku dan kepada dua orang ibu bapakmu, hanya kepada-Kulah kembalimu.
Amharca:
ሰውንም በወላጆቹ (በጎ እንዲያደርግ) በጥብቅ አዘዝነው፡፡ እናቱ ከድካም በላይ በሆነ ድካም
Tamilce:
இன்னும், மனிதனுக்கு - அவனது பெற்றோருடன் நல்லுறவு பேணும்படி - நாம் உபதேசித்தோம். அவனது தாய் அவனை பலவீனத்துக்கு மேல் பலவீனத்துடன் (-சிரமத்திற்கு மேல் சிரமத்துடன்) சுமந்தாள். அவனுக்கு பால்குடி மறக்க வைப்பது இரண்டு ஆண்டுகளில் ஆகும். அதாவது, நீ எனக்கும் உன் பெற்றோருக்கும் நன்றி செலுத்து! என் பக்கம்தான் மீளுதல் இருக்கிறது.
Korece:
하나님은 모든 인간에게 명령하여 부모를 존경하라 했거늘 그의 어머니는 태아를 가짐과 이 년간 젖을 먹이므로 말미암아 허 약하여지니라 내게 감사하고 그리고 네 부모에게 감사하라 내게로 옴이 최후이니라
Vietnamca:
TA (Allah) đã truyền lệnh cho con người phải hiếu thảo với cha mẹ. Mẹ của y đã cưu mang y từ đau yếu này chồng lên đau yếu khác và cho y bú sữa và dứt sữa y trong thời gian hai năm. Do đó, (hỡi con người,) ngươi hãy tạ ơn TA và biết ơn cha mẹ của ngươi, bởi chắc chắn ngươi sẽ trở về trình diện TA.
Ayet Linkleri: