Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

30

Sûredeki Ayet No: 

18

Ayet No: 

3427

Sayfa No: 

406

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَهُ الْحَمْدُ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَعَشِيًّا وَحِينَ تُظْهِرُونَ

Çeviriyazı: 

velehü-lḥamdü fi-ssemâvâti vel'arḍi ve`aşiyyev veḥîne tużhirûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Göklerde ve yerde, ikindileyin de, öğleye erdiğiniz zaman da hamd O'na mahsustur.

Diyanet İşleri: 

Akşamlarken ve sabahlarken, öğle ve ikindi vaktinde Allah'ı -ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur- tesbih edin, namaz kılın.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve onadır hamd göklerde ve yeryüzünde; ve tenzih edin onu gündüzün sonlarında ve öğle vaktinde.

Şaban Piriş: 

Göklerde ve yerde hamd O'na aittir. Günün sonunda ve öğleye erdiğiniz vakit de (O'nu tesbih edin).

Edip Yüksel: 

Akşam ve öğle tatilinde göklerde ve yerde tüm övgüler O'nadır.

Ali Bulaç: 

Hamd O'nundur; göklerde ve yerde, günün sonunda ve öğleye erdiğiniz vakit de.

Suat Yıldırım: 

Göklerde ve yerde hamd, güzel övgü O'na mahsustur.İkindi vaktinde de, öğleye girerken de, O’nu takdis ve tenzih edin, namaz kılın! [91,3-4; 92,1-2; 93,1-2]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve hamd, göklerde ve yerde O´na mahsustur ve gündüzün nihâyetinde de ve öğle vaktine vardığınızda da.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Göklerde ve yerde hamt da O'na; gün sonunda da öğleye erdiğinizde de.

Bekir Sadak: 

Size korku ve umit veren simsegi gostermesi, gokten su indirip olumunden sonra yeri onunla diriltmesi O´nun varliginin belgelerindendir. Bunlarda, dusunen millet icin dersler vardir.

İbni Kesir: 

Ve hamd, O´nadır. Göklerde de, yerde de, günün sonunda da, öğleye erdiğiniz vakitte de.

Adem Uğur: 

30:17

İskender Ali Mihr: 

Ve göklerde ve yerde hamd, O´na mahsustur. İkindide ve öğle vaktinde (O´na hamdedin)!

Celal Yıldırım: 

Hamd (her türlü güzel övgü) göklerde de, yerde de O´na mahsustur, (övülmeğe ancak O lâyıktır). İkindi vaktinde de, öğleye girerken de (O´nu tesbîh edin, namaz kılın).

Tefhim ul Kuran: 

Hamd O´nundur

Fransızca: 

A Lui toute louange dans les cieux et la terre, dans l'après-midi et au milieu de la journée .

İspanyolca: 

¡Alabado sea en los cielos y en la tierra, por la tarde y al mediodía!

İtalyanca: 

A Lui la lode nei cieli e sulla terra, durante la notte e quando il giorno comincia a declinare.

Almanca: 

Und Ihm gebührt alles Lob in den Himmeln und auf Erden nachts und wenn ihr in die Mittagszeit hineingeht.

Çince: 

天地间的赞颂,以及傍晚的和中午的赞颂都只归于他。

Hollandaca: 

Hij zij geloofd in den hemel en op aarde, en bij zonsondergang en als gij des middags rust.

Rusça: 

Ему надлежит хвала на небесах и на земле. Славьте Его после полудня и в полдень!

Somalice: 

mahadna isagaa ku leh Samooyinka iyo Dhulka dhexdooda iyo Habeenkii iyo Duhurkiiba.

Swahilice: 

Na sifa zote njema ni zake katika mbingu na ardhi, na alasiri na adhuhuri.

Uygurca: 

ئاسمانلاردىكى، زېمىندىكى ھەمدۇسانا، كەچ ۋە پېشىن ۋاقىتلىرىدىكى ھەمدۇسانانىڭ ھەممىسى اﷲ قا خاستۇر

Japonca: 

天においても地にあっても,栄光はかれに属する。午后遅くに,また日の傾き初めに(アッラーを讃えなさい)。

Arapça (Ürdün): 

«وله الحمد في السموات والأرض» اعتراض ومعناه يحمده أهلهما «وعشيا» عطف على حين وفيه صلاة العصر «وحين تظهرون» تدخلون في الظهيرة وفيه صلاة الظهر.

Hintçe: 

और सारे आसमान व ज़मीन में तीसरे पहर को और जिस वक्त तुम लोगों की दोपहर हो जाए वही क़ाबिले तारीफ़ है

Tayca: 

มวลการสรรเสริญในชั้นฟ้าทั้งหลายและแผ่นดินเป็นกรรมสิทธิ์ของพระองค์ และในยามพลบค่ำ และเมื่อพวกเจ้าย่างเข้าสู่ยามบ่าย

İbranice: 

ורק לו מגיע השבח בשמים ובארץ, ובערב ובצהריים

Hırvatça: 

Njemu neka je sva hvala i na nebesima i na Zemlji, i predvečer i u podne.

Rumence: 

Laudă Lui, în ceruri, precum şi pe pământ, noaptea, precum şi la amiază.

Transliteration: 

Walahu alhamdu fee alssamawati waalardi waAAashiyyan waheena tuthhiroona

Türkçe: 

Göklerde ve yerde hamt da O'na; gün sonunda da öğleye erdiğinizde de.

Sahih International: 

And to Him is [due all] praise throughout the heavens and the earth. And [exalted is He] at night and when you are at noon.

İngilizce: 

Yea, to Him be praise, in the heavens and on earth; and in the late afternoon and when the day begins to decline.

Azerbaycanca: 

Göylərdə və yerdə həmd (şükür və tə’rif) yalnız Ona məxsusdur. Gün batanda da (günün sonuna yetişəndə də), gündüz də Onu təqdis edib şə’ninə tə’riflər deyin! (İkindi və günorta namazlarını qılın!)

Süleyman Ateş: 

Göklerde ve yerde, günün sonunda da, öğleye erdiğiniz zaman da hamd, O'na mahsustur.

Diyanet Vakfı: 

Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.

Erhan Aktaş: 

Karanlık ve aydınlık zamanlarda, göklerde ve yerde hamd,(1) O’na aittir.

Kral Fahd: 

Göklerde ve yerde gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde hamd O’na mahsustur.

Hasan Basri Çantay: 

Göklerde ve yerde hamd Onundur. Gündüzün nihâyetinde de, öğle vakfına vardığınız vakıtda da (Allâhı tenzîh ve tesbîh edin, namaz kılın).

Muhammed Esed: 

Göklerde ve yerde her türlü övgünün O´na mahsus olduğunu (görerek) öğle vaktinde de sonrasında da (O´nu yüceltin).

Gültekin Onan: 

Hamd O´nundur

Ali Fikri Yavuz: 

Göklerde ve yerde hamd O’nundur. İkindi vaktinde de, öğleye girdiğiniz vakitte de (öğle ile ikindi namazını kılın ve Allah’ı tesbih edin).

Portekizce: 

Seus são os louvores, nos céus e na terra, tanto na hora do poente como só meio-dia.

İsveççe: 

allt lov och pris i himlarna och på jorden tillkommer Honom - och när dagen lutar mot afton och då middagshöjden passerats.

Farsça: 

همه ستایش ها در آسمان ها و زمین ویژه اوست و شب و آن گاه که وارد ظهر می شوید [نیز خدا را تسبیح گویید.]

Kürtçe: 

وە سوپاس ھەر بۆ خوایە لە ئاسمانەکان و زەویدا وە(پاکی و بێگەردی خوا بڵێن) لەشەودا و کاتێك نیوەڕۆتان لێدێت

Özbekçe: 

Осмонлару ердаги ҳамду сано Уникидир. Оқшомда ва пешинда ҳам (поклаб ёд этингиз). (Дунёда барча ҳамду сано, мақтов Аллоҳнинг Ўзига хосдир. Сизлар Унга оқшом ва пешин пайтларида ҳам тасбиҳ айтингиз. Яъни, пешин ва аср намозларини қоим қилинглар.)

Malayca: 

Serta pujilah Allah yang berhak menerima segala puji (dari sekalian makhlukNya) di langit dan di bumi, dan juga (bertasbihlah kepadaNya serta pujilah Dia) pada waktu petang dan semasa kamu berada pada waktu zuhur.

Arnavutça: 

Dhe, për Te është falenderimi në qiej dhe në Tokë – në mbrëmje dhe në mesditë –

Bulgarca: 

За Него е прославата на небесата и на земята, и по мрак, и по пладне!

Sırpça: 

Њему нека је сва хвала и на небесима и на Земљи, и предвече и у подне.

Çekçe: 

#NÁZEV?

Urduca: 

آسمانوں اور زمین میں اُسی کے لیے حمد ہے اور (تسبیح کرو اس کی) تیسرے پہر اور جبکہ تم پر ظہر کا وقت آتا ہے

Tacikçe: 

Шукр Ӯрост дар осмонҳову замин, ба ҳангоми шаб ва ба ҳангоме ки ба нимрӯз мерасед.

Tatarca: 

Җирдә вә күкләрдә Аллаһуны мактап тәсбихләр әйтеләдер, кичкә хәтле икенде намазын вә төш вакыты авышкач, өйлә намазын укып, Аллаһуны мактап, тәсбихләр әйтегез!

Endonezyaca: 

dan bagi-Nya-lah segala puji di langit dan di bumi dan di waktu kamu berada pada petang hari dan di waktu kamu berada di waktu Zuhur.

Amharca: 

ምስጋናም በሰማያትና በምድር ውስጥ ለርሱ ብቻ (የተገባው) ነው፡፡ በሰርክም፤ በቀትር ውስጥ በምትገቡም ጊዜ፤ (አጥሩት)፡፡

Tamilce: 

இன்னும், வானங்களிலும் பூமியிலும் எல்லாப் புகழும் அவனுக்கே உரியன. இன்னும், மாலையிலும் நீங்கள் மதியப் பொழுதில் இருக்கும்போதும் (அல்லாஹ்வை தொழுது துதியுங்கள்).

Korece: 

천지의 모든 것이 저녁 때 와 한낮에 그분을 찬미하노라

Vietnamca: 

Mọi lời ca tụng trong các tầng trời và trái đất đều thuộc về Ngài, (cho nên, các ngươi hãy tán dương và ca tụng Ngài) lúc xế chiều (vào lễ nguyện Salah ‘Asr) và vào lúc ban trưa (lễ nguyện Salah Zhuhr).