Arapça:
وَلَقَدْ نَصَرَكُمُ اللَّهُ بِبَدْرٍ وَأَنتُمْ أَذِلَّةٌ ۖ فَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Çeviriyazı:
veleḳad neṣarakümü-llâhü bibedriv veentüm eẕilleh. fetteḳu-llâhe le`alleküm teşkürûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Andolsun, sizler güçsüz olduğunuz halde Allah size Bedir'de yardım etmişti. Allah'tan sakının ki, O'na şükretmiş olasınız.
Diyanet İşleri:
And olsun ki, siz düşkün bir durumda iken, Bedir'de, Allah size yardım etmişti; Allah'tan sakının ki şükredebilesiniz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Siz zayıf olduğunuz halde Allah size Bedir'de yardım etmişti, artık siz de Allah'tan sakının da şükredenlerden olun.
Şaban Piriş:
Allah, size Bedir’de daha zayıf olduğunuz halde yardım etmişti O halde Allah’tan korkun ki, şükredesiniz.
Edip Yüksel:
Nitekim siz zayıf durumda iken, Bedir'de, ALLAH size yardım edip zafere ulaştırdı. Teşekkürünüzü belirtmek için ALLAH'ı dinlemelisiniz
Ali Bulaç:
Andolsun, siz güçsüz iken Allah size Bedir'de yardımıyla zafer verdi. Şu halde Allah'tan sakının, O'na şükredebilesiniz.
Suat Yıldırım:
Gerçekten, sizler birkaç biçare iken, Bedir'de Allah size yardım etmişti. O halde Allah’a karşı gelmekten sakının ki şükretmiş olasınız!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve şüphe yok ki, siz kuvvetsiz bir halde iken Allah Teâlâ size Bedir´de yardım etti, artık Allah Teâlâ´dan korkunuz, tâ ki şükreder olasınız.
Yaşar Nuri Öztürk:
Yemin olsun ki, ezik-boynu bükük olduğunuz bir sırada Allah size Bedir'de de yardım etmişti. O halde Allah'tan korkun ki, şükredebilesiniz.
Bekir Sadak:
3:126
İbni Kesir:
Andolsun ki siz, düşkün bir durumda iken Bedir´de Allah size kat´i bir zafer vermişti. Allah´tan korkun ki şükretmiş olasınız.
Adem Uğur:
Andolsun, sizler güçsüz olduğunuz halde Allah, Bedir´de de size yardım etmişti. Öyle ise, Allah´tan sakının ki O´na şükretmiş olasınız.
İskender Ali Mihr:
Ve andolsun ki, Bedir (savaşında), siz (sayıca ve silahça) daha zayıf bir halde iken, Allah size yardım etti. Artık Allah´a karşı takvasahibi olun. Ve umulur ki böylece siz şükredersiniz!
Celal Yıldırım:
And olsun ki siz Bedir gününde (sayı ve silah bakımından) daha aşağı bir durumda iken, Allah size yardım etmişti. O halde Allah´tan saygı ile korkun (itaatsizlikten sakının) ki şükretmiş olasınız.
Tefhim ul Kuran:
Andolsun, siz güçsüz iken Allah size Bedir´de yardımıyla zafer verdi. Şu halde Allah´tan korkup sakının, O´na şükredebilesiniz.
Fransızca:
Allah vous a donné la victoire, à Badr, alors que vous étiez humiliés. Craignez Allah donc. Afin que vous soyez reconnaissants !
İspanyolca:
Alá, ciertamente, os auxilió en Badr cuando erais humillados. ¡Temed a Alá! Quizás, así, seáis agradecidos.
İtalyanca:
Allah già vi soccorse a Badr, mentre eravate deboli. Temete Allah!Forse sarete riconoscenti!
Almanca:
Und gewiß, bereits hat ALLAH euch in Badr zum Sieg verholfen, während ihr noch schwach wart. So handelt Taqwa gemäß ALLAH gegenüber, damit ihr euch dankbar erweist.
Çince:
白德尔之役,你们是无势力的,而真主确已援助了你们。故你们应当敬畏真主,以便你们感谢。
Hollandaca:
God heeft u geholpen bij den slag van Bedr, toen gij zwakker in getal waart. Vreest dus God en weest dankbaar.
Rusça:
Аллах уже оказал вам поддержку при Бадре, когда вы были слабы. Бойтесь же Аллаха, - быть может, вы будете благодарны.
Somalice:
Dhab ahaan buu idiin ku Gargaaray Eebe (Maalintii) Badar idinkoo dulaysan «Tabar yar», ee ka Dhawrsada Eebe waxaadna mudantihiin inaad ku Mahdisaan.
Swahilice:
Na Mwenyezi Mungu alikwisha kunusuruni katika Badri nanyi mlikuwa wanyonge. Basi mcheni Mwenyezi Mungu ili mpate kushukuru.
Uygurca:
اﷲ سىلەرگە بەدرىدە نۇسرەت ئاتا قىلدى، ھالبۇكى، سىلەر كۈچسىز ئىدىڭلار (سانىڭلار ۋە قورالىڭلار ئاز ئىدى). اﷲ نىڭ سىلەرگە بەرگەن نۇسرىتىگە شۈكۈر قىلىش يۈزىسىدىن اﷲ تىن قورقۇڭلار
Japonca:
アッラーは,あなたがたがバドルで微弱であったとき,確かに助けられた。だからアッラーを畏れなさい。きっとあなたがたに感謝の念が起きるであろう。
Arapça (Ürdün):
ونزل لما هزموا تذكيرا لهم بنعمة الله «ولقد نصركم الله ببدر» موضع بين مكة والمدينة «وأنتم أذلة» بقلة العدد والسلاح «فاتقوا الله لعلكم تشكرون» نعمه.
Hintçe:
यक़ीनन ख़ुदा ने जंगे बदर में तुम्हारी मदद की (बावजूद के) तुम (दुश्मन के मुक़ाबले में) बिल्कुल बे हक़ीक़त थे (फिर भी) ख़ुदा ने फतेह दी
Tayca:
และแน่นอน อัลลอฮ์ได้ทรงช่วยเหลือพวกเจ้าที่บะดัร มาแล้วทั้งๆ ที่พวกเข้าเป็นพวกด้อยกว่า ดังนั้นพวกเจ้าพึงยำเกรงอัลลอ์เถิด หวังว่าพวกเจ้าจักขอบคุณ
İbranice:
אלוהים נתן לכם ניצחון בקרב בדר כאשר הייתם חלשים, ולכן יראו את אלוהים, אולי תביעו לו אות תודה
Hırvatça:
Allah vas je i na Bedru pomogao, kada ste bili malobrojni! Zato se Allaha bojte, da biste bili zahvalni.
Rumence:
Dumnezeu v-a ajutat la Badr, pe când eraţi umiliţi. Temeţi-vă de Dumnezeu! Poate veţi mulţumi!
Transliteration:
Walaqad nasarakumu Allahu bibadrin waantum athillatun faittaqoo Allaha laAAallakum tashkuroona
Türkçe:
Yemin olsun ki, ezik-boynu bükük olduğunuz bir sırada Allah size Bedir'de de yardım etmişti.O halde Allah'tan korkun ki, şükredebilesiniz.
Sahih International:
And already had Allah given you victory at [the battle of] Badr while you were few in number. Then fear Allah; perhaps you will be grateful.
İngilizce:
Allah had helped you at Badr, when ye were a contemptible little force; then fear Allah; thus May ye show your gratitude.
Azerbaycanca:
(Ya Rəsulum!) Həqiqətən, siz Bədrdə (düşmənə nisbətən az və) zəif olduğunuz halda, Allah sizə yardım etdi. (Allaha) şükür edən olmaq üçün Allahdan qorxun!
Süleyman Ateş:
(Allah mü'minlere yardım eder). Nitekim Allah, zayıf durumda bulunduğunuz Bedir'de de size yardım etmişti. O halde Allah'tan korkun ki, şükredesiniz.
Diyanet Vakfı:
Andolsun, sizler güçsüz olduğunuz halde Allah, Bedir'de de size yardım etmişti. Öyle ise, Allah'tan sakının ki O'na şükretmiş olasınız.
Erhan Aktaş:
Ant olsun! Çok zayıf olduğunuz Bedir’de de Allah size yardım etmişti. O halde, Allah’a karşı takvâlı(1) olun ki şükretmiş(2) olasınız.
Kral Fahd:
Nitekim Bedir'de sizler (onlara nazaran) daha zayıf olduğunuz halde, Allah size yardım etmişti. O halde Allah'tan sakının ki, şükredesiniz.
Hasan Basri Çantay:
Andolsun ki siz (adedce, silâhça, binekçe düşmandan daha) zâîf ve dûn iken Allah size «Bedir» de kafi bir zafer verdi. Allahdan sakının, tâki şükretmiş olasınız.
Muhammed Esed:
Zira, siz son derece zayıfken Allah, Bedir´de size yardım etmişti. O halde Allah´a karşı sorumluluk bilinci duyun ki şükredenlerden olasınız.
Gültekin Onan:
Andolsun, siz güçsüz iken Tanrı size Bedir´de yardımıyla zafer verdi. Şu halde Tanrı´dan sakının, O´na şükredebilesiniz.
Ali Fikri Yavuz:
Bedir savaşında düşmana nisbetle daha az ve zayıf olduğunuz halde, Allah size kesin zaferi verdi. Allah’dan korkun (ve münafıkların kaçışından kederlenmeyin) tâ ki şükretmiş olasınız.
Portekizce:
Sem dúvida que Deus vos socorreu, em Badr, quando estáveis em inferioridade de condições. Temei, pois, a Deus eagradecei-Lhe.
İsveççe:
Och Gud skänkte er segern vid Badr, då ni var en oansenlig skara. Frukta därför Gud - kanske skall ni tacka [Honom].
Farsça:
و بی تردید خدا در [جنگِ] بدر شما را یاری داد، در حالی که [از نظر ساز و برگ جنگی و شمار نفرات نسبت به دشمن] ناتوان بودید؛ بنابراین از خدا پروا کنید، باشد که سپاس گزاری نمایید.
Kürtçe:
سوێند بە خوا بێگومان خوا ئێوەی سەرخست لە (جەنگی) بەدردا لە کاتێکدا ئێوە کەم و لاواز بوون دەی لە خوا بترسن بەڵکو سوپاس گوزاری بن
Özbekçe:
Батаҳқиқ, Бадрда оз бўлсаларингизлар ҳам, Аллоҳ сизларга нусрат берди. Бас, Аллоҳга тақво қилинг, шоядки шукр қилсангиз.
Malayca:
Dan sesungguhnya Allah telah menolong kamu mencapai kemenangan dalam peperangan Badar, sedang kamu berkeadaan lemah (kerana kamu sedikit bilangannya dan kekurangan alat perang). Oleh itu bertaqwalah kamu kepada Allah, supaya kamu bersyukur (akan kemenangan itu).
Arnavutça:
Perëndia u ka ndihmuar në Bedër, duke qenë ju të pafuqishëm – andaj druajuni Perëndisë, për të qenë falenderues, -
Bulgarca:
Аллах вече ви помогна при Бадр, когато бяхте слаби. И бойте се от Аллах, за да сте признателни!
Sırpça:
Аллах вас је и на Бедру помогао, када сте били малобројни! Зато се Аллаха бојте, да бисте били захвални.
Çekçe:
Bůh vám již vskutku pomohl u Badru, když jste byli ještě nepatrní. Bojte se Boha, snad Mu budete vděčni.
Urduca:
آخر اس سے پہلے جنگ بدر میں اللہ تمہاری مدد کر چکا تھا حالانکہ اس وقت تم بہت کمزور تھے لہٰذا تم کو چاہیے کہ اللہ کی ناشکر ی سے بچو، امید ہے کہ اب تم شکر گزار بنو گے
Tacikçe:
Албатта Худо шуморо дар Бадр ёрӣ кард ва ҳол он ки нотавон будед. Пас аз Худо битарсед, бошад, ки шукргузор шавед!
Tatarca:
Ий мөэминнәр, дөреслектә Аллаһ сезгә бәдер сугышында ярдәм бирде, сез аз идегез, Аллаһуга гөнаһлы булудан сакланыгыз һәм нигъмәтләренә шөкер итегез!
Endonezyaca:
Sungguh Allah telah menolong kamu dalam peperangan Badar, padahal kamu adalah (ketika itu) orang-orang yang lemah. Karena itu bertakwalah kepada Allah, supaya kamu mensyukuri-Nya.
Amharca:
በበድርም እናንተ ጥቂቶች ኾናችሁ ሳለ አላህ በእርግጥ ረዳችሁ፡፡ አላህንም ታመሰግኑ ዘንድ ፍሩት፡፡
Tamilce:
பத்(ர் போ)ரில் நீங்கள் குறைவானவர்களாக இருந்த நிலையில், திட்டவட்டமாக அல்லாஹ் உங்களுக்கு உதவினான். ஆகவே, நீங்கள் நன்றி செலுத்துவதற்காக அல்லாஹ்வை அஞ்சுங்கள்.
Korece:
하나님은 바드르 전투에서 너희가 소수인데도 승리토록 하였 노라 그럼으로 하나님을 두려워하 고 감사하라
Vietnamca:
Quả thật, Allah đã ban chiến thắng cho các ngươi tại Badr trong lúc các ngươi chỉ là đội quân nhỏ yếu. Bởi vậy, các ngươi hãy kính sợ Allah, mong rằng các ngươi biết tạ ơn Ngài.
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: