Arapça:
وَقَالُوا قُلُوبُنَا غُلْفٌ ۚ بَل لَّعَنَهُمُ اللَّهُ بِكُفْرِهِمْ فَقَلِيلًا مَّا يُؤْمِنُونَ
Çeviriyazı:
veḳâlû ḳulûbünâ gulf. bel le`anehümü-llâhü biküfrihim feḳalîlem mâ yü'minûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Yahudiler, peygamberimize karşı alaylı bir ifade ile): "Bizim kalblerimiz kılıflıdır." dediler. Bilakis Allah, onları kâfirlikleri yüzünden lanetledi. Bundan dolayı çok az imana gelirler.
Diyanet İşleri:
Kalplerimiz perdelidir dediler, hayır, Allah inkarlarından dolayı onları lanetlemiştir. Onların pek azı inanırlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Dediler ki: kalplerimiz örtülü, kılıf içinde. İş öyle değil. Küfürleri yüzünden Allah onları rahmetinden uzaklaştırdı. Onun için azı, pek azı inanır.
Şaban Piriş:
Kalplerimiz perdelidir! dediler. Hayır, Allah, küfürleri yüzünden onları lanetlemiştir. Ancak onların çok az bir kısmı inanır.
Edip Yüksel:
Hatta "Sabit fikirliyiz," dediler. Halbuki, inkarlarından dolayı ALLAH onları lanetlemişti! Bu yüzden onların pek azı inanır.
Ali Bulaç:
Dediler ki: "Bizim kalplerimiz örtülüdür." Hayır; Allah, inkarlarından dolayı onları lanetlemiştir. Bundan dolayı pek azı iman eder.
Suat Yıldırım:
“Kalplerimiz perdelidir.” dediler. Öyle değil! Kâfirlikleri sebebiyle Allah onlara lânet etti. Onun için pek az iman ederler. [41,5; 4,155] {KM, Tekvin 17,7; Levililer 12,4; Tesniye, 30,6; Yeremya 9,26}
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve dediler ki: «Bizim kalblerimiz perdelidir.» Öyle değil, Allah Teâlâ onlara küfürleri sebebiyle lânet etmiştir. Onun içindir ki az, pek az imân ederler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Kalplerimiz kabuk tutmuştur. dediler. Hayır, öyle değil! Küfürleri yüzünden Allah onları lanetlemiştir de çok az bir kısmı iman eder.
Bekir Sadak:
«alplerimiz perdelidir» dediler, hayir, Allah inkarlarindan dolayi onlari lanetlemistir. Onlarin pek azi inanirlar.
İbni Kesir:
Dediler ki
Adem Uğur:
(Yahudiler peygamberlerle alay ederek) "
İskender Ali Mihr:
Ve dediler ki: “Bizim kalplerimiz kılıflıdır.” Hayır, Allah, küfürleri (sebebi) ile onları lânetledi. Bu sebeple ne kadar az îmân ediyorlar.
Celal Yıldırım:
(Yahudiler) «Kalblerimiz kılıflıdır» (artık hiçbir şey te´sir etmez veya kalblerimiz ilim ve İrfanla doludur, başka şeye ihtiyacımız yoktur) dediler. Öyle değil, (siz o sözü bırakın). Allah küfürleri sebebiyle onlara lanet etti. Böyle olunca da pek azı imân ederler..
Tefhim ul Kuran:
Dediler ki: «Bizim kalplerimiz örtülüdür.» Hayır
Fransızca:
Et ils dirent : "Nos coeurs sont enveloppés et impénétrables" - Non mais Allah les a maudits à cause de leur infidélité, leur foi est donc médiocre .
İspanyolca:
Dicen: «Nuestros corazones están incircuncisos». ¡No! Alá les ha maldecido por su incredulidad. Es tan poco lo que creen...
İtalyanca:
E dissero: "I nostri cuori sono incirconcisi ", ma è piuttosto Allah che li ha maledetti a causa della loro miscredenza. Tra loro sono ben pochi, quelli che credono.
Almanca:
Und sie sagten: "Unsere Herzen sind bedeckt." Nein, sondern ALLAH verfluchte sie wegen ihres Kufr, also nur ein wenig Iman verinnerlichen sie.
Çince:
他们说:我们的心是受蒙蔽的。不然,真主为他们不信道而弃绝他们,故他们的信仰是很少的。
Hollandaca:
Zij zeiden: "Onze harten zijn onbesneden,". Maar God heeft hen om hun ongeloof vervloekt, en slechts weinigen hebben geloofd.
Rusça:
Они сказали: "Сердца наши покрыты завесой (или переполнены знаниями)". О нет, это Аллах проклял их за их неверие. Как же мала их вера!
Somalice:
waxayna dheheen yuhuud quluubtanadu waxay ku sugantahay dabool, saas ma aha ee waa la nacladay gaalnimadooda darteed wax yar bay rumeeyn.
Swahilice:
Na walisema: Nyoyo zetu zimefunikwa. Bali Mwenyezi Mungu amewalaani kwa kufuru zao: kwa hivyo ni kidogo tu wanayo yaamini.
Uygurca:
ئۇلار: «دىللىرىمىز پەردىلەنگەن» دېدى. ئۇنداق ئەمەس، ئۇلارنىڭ كۇفرى سەۋەبلىك اﷲ ئۇلارغا لەنەت قىلدى، ئۇلاردىن ئىمان ئېيتىدىغانلار ناھايىتى ئاز
Japonca:
かれらは「わたしたちの心は覆われている」と言う。そうではない,アッラーはかれらをその冒(濳?)のために見限られたのである。したがって信仰に入る者は極く希である。
Arapça (Ürdün):
«وقالوا» للنبي استهزاء «قلوبنا غُلْفٌ» جمع أغلف أي مغشاة بأغطية فلا تعي ما تقول قال تعالى: «بل» للإضراب «لعنهم الله» أبعدهم من رحمته وخذلهم عن القبول «بكفرهم» وليس عدم قبولهم لخلل في قلوبهم «فقليلا ما يؤمنون» ما زائدة لتأكيد القلة أي: إيمانهم قليل جداً.
Hintçe:
और कहने लगे कि हमारे दिलों पर ग़िलाफ चढ़ा हुआ है (ऐसा नहीं) बल्कि उनके कुफ्र की वजह से खुदा ने उनपर लानत की है पस कम ही लोग ईमान लाते हैं
Tayca:
และพวกเขากล่าวว่า หัวใจของพวกเรามีเปลือกหุ้มอยู่ มิใช่เช่นนั้นดอก อัลลอฮ์ทรงขับไล่พวกเขาให้ออกจากความเมตตาของพระองค์ต่างหาก เนื่องจากการปฏิเสธศรัทธาของพวกเขาช่างน้อยเหลือเกินที่พวกเขาศรัทธา
İbranice:
והם אמרו, לבבותינו סתומים (לכל שליחות חדשה.) אך אלוהים קיללם על כפירתם, כי ממעטים הם להאמין
Hırvatça:
Oni govore: "Naša srca su u omotu; puna su!" A nije tako, nego je Allah njih prokleo zbog nevjerovanja njihova, a malo je njih koji vjeruju.
Rumence:
Ei (evreii) spun: “Inimile noastre sunt învăluite!” Ba nu! Dumnezeu i-a blestemat pentru tăgada lor. Sunt puţini cei care cred.
Transliteration:
Waqaloo quloobuna ghulfun bal laAAanahumu Allahu bikufrihim faqaleelan ma yuminoona
Türkçe:
"Kalplerimiz kabuk tutmuştur." dediler. Hayır, öyle değil! Küfürleri yüzünden Allah onları lanetlemiştir de çok az bir kısmı iman eder.
Sahih International:
And they said, "Our hearts are wrapped." But, [in fact], Allah has cursed them for their disbelief, so little is it that they believe.
İngilizce:
They say, "Our hearts are the wrappings (which preserve Allah's Word: we need no more)." Nay, Allah's curse is on them for their blasphemy: Little is it they believe.
Azerbaycanca:
(Yəhudilər Qur’anı anlamaq və qəbul etmək barəsində) dedilər: “Bizim qəlblərimiz örtülüdür (pərdəlidir)”. (Lakin bu heç də belə deyildir). Əksinə, Allah onlara küfrlərinə görə lə’nət eləmişdir. Buna görə də onların ancaq az bir hissəsi (İbn Səlam və yoldaşları kimi) iman gətirər.
Süleyman Ateş:
Kalblerimiz, perdelidir, dediler. Hayır, ama inkarlarından dolayı Allah onları la'netlemiştir, artık çok az inanırlar.
Diyanet Vakfı:
(Yahudiler peygamberlerle alay ederek) "Kalplerimiz perdelidir" dediler. Hayır; küfür ve isyanları sebebiyle Allah onlara lanet etmiştir. O yüzden çok az inanırlar.
Erhan Aktaş:
Ve onlar, “Kalplerimiz örtülüdür.” dediler. Hayır, öyle değil, Allah; onları, kâfirlik
Kral Fahd:
(Yahudiler peygamberlerle alay ederek) «Kalplerimiz perdelidir» dediler. Hayır küfürleri sebebiyle Allah onlara lânet etmiştir. O yüzden çok az inanırlar.
Hasan Basri Çantay:
(Yahudiler, Peygamberle istihza yolunda) dediler: «Kalblerimiz perdelidir (kaşerlenmişdir. Bize ne söylersen kâretmez)». Öyle değil. Allah onları küfürleri yüzünden rahmetinden koğmuşdur. Onun için ancak birazı îman edeceklerdir.
Muhammed Esed:
Ama onlar: "Kalplerimiz zaten bilgi ile dolu!" derler. Hayır, bilakis Allah, onları hakikati kabullenmeyi reddettikleri için gözden çıkarmıştır. Zira onlar sadece basmakalıp birkaç şeye inanırlar.
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Yahûdiler, Kur’an’ı anlamak ve bu kelâmı kabul etmek hususunda: “-Kalblerimiz örtülü ve kılıflıdır.” dediler. Öyle değil, bilâkis Allah onları küfürleri sebebiyle rahmetinden kovmuştur. Onlardan (İbni Selâm ve arkadaşları gibi) ancak az kimseler iman ederler.
Portekizce:
Disseram: Nossos corações são insensíveis! Qual! Deus os amaldiçoou por sua incredulidade. Quão pouco acreditam!
İsveççe:
De säger: "Våra hjärtan är tillslutna!" Nej, det är Gud som har utestängt dem från Sin nåd på grund av deras förnekelse; de tror bara på få ting.
Farsça:
و گفتند: دل های ما در غلاف و پوشش است [به این علتْ کلام تو را نمی فهمیم، ولی چنین نیست که می گویند] بلکه خدا به سبب کفرشان آنان را از رحمتش دور کرده [در نتیجه از پذیرفتن اسلام خودداری می کنند] پس اندکی ایمان می آورند.
Kürtçe:
وە (جوولەکەکان) وتیان (بە پێغەمبەرﷺ) دڵمان داپۆشراوە ( قوفڵدراوە و قسەی تۆی ناگاتێ) (نەخێر وانیە) بەڵکو خوا نەفرەتی لێکردن بەھۆی بێ بڕواییانەوە جا کەمیان ھەیە بڕوا بھێنن
Özbekçe:
Ва улар: «Қалбимиз ғилофланган», дейишади. Йўқ, ундай эмас, куфрлари сабабли Аллоҳ уларни лаънатлаган. Бас, озгинагина иймон келтирадилар. (Яҳудийлар Исломга даъват қилинганларида: «Бизнинг қалбимиз ғилофланган, янги даъват кирмайди, янги даъватчини қабул қилмайди», деб айтишар эдилар. Аллоҳ таоло ушбу оятда уларнинг бу гаплари ёлғон эканини фош этиб, ҳақиқатни баён қилмоқда. Ҳақиқат нима? Ҳақиқат шулки, улар аввалдан куфр келтириб, иймондан қочиб юрганлари учун Аллоҳ уларни лаънатлаб, яъни, раҳматидан қувиб, ҳидоят неъматидан маҳрум этган. Шу сабабдан улар иймонга кела олмайдмлар. Агар мабодо келсалар ҳам, жуда оз келадилар.)
Malayca:
Dan mereka (kaum Yahudi) berkata pula: "Hati kami tertutup (tidak dapat menerima Islam)". (Sebenarnya hati mereka tidak tertutup) bahkan Allah telah melaknatkan mereka disebabkan kekufuran mereka, oleh itu maka sedikit benar mereka yang beriman.
Arnavutça:
Ata (Hebrenjtë) thanë: “Zemrat tona janë të mbuluara”. Jo, s’është ashtu, por ata i ka mallkuar Perëndia për shkak të mohimit të tyre; dhe prandaj prej tyre shumë pak besojnë.
Bulgarca:
И казаха: “Сърцата ни са под ключ.” Да, Аллах ги е проклел заради тяхното неверие. Те малко вярват.
Sırpça:
Они говоре: "Наша срца су окорела!" А није тако, него је Аллах њих проклео због неверовања њиховог, а мало је њих који верују.
Çekçe:
I pravili: 'Neobřezána jsou srdce naše!' Však nikoliv! Proklel je Bůh za nevíru jejich; jak málo oni věří!
Urduca:
وہ کہتے ہیں، ہمارے دل محفوظ ہیں نہیں، اصل بات یہ ہے کہ ان کے کفر کی وجہ سے ان پر اللہ کی پھٹکار پڑی ہے، اس لیے وہ کم ہی ایمان لاتے ہیں
Tacikçe:
Гуфтанд: «Дилҳои мо дар парда аст». На, Худо ононро ба сабаби куфре, ки меварзанд, нафрин кардааст ва чӣ андак имон меоваранд!
Tatarca:
Яһүдләр мактанып әйттеләр: "Безнең күңелебез белем савыты", – дип. Аларның күңелләре белем савыты түгел, бәлки ахмаклык савытыдыр, шуның өчен хакны инкяр иттеләр. Аллаһ аларны көферлекләре өчен ләгънәт кылды. Инде алардан мөэминнәр әз булыр.
Endonezyaca:
Dan mereka berkata: "Hati kami tertutup". Tetapi sebenarnya Allah telah mengutuk mereka karena keingkaran mereka; maka sedikit sekali mereka yang beriman.
Amharca:
«ልቦቻችንም ሽፍኖች ናቸው» አሉ፤ አይደለም አላህ በክሕደታቸው ምክንያት ረገማቸው ጥቂትንም ብቻ ያምናሉ፡፡
Tamilce:
இன்னும், “எங்கள் உள்ளங்கள் திரையிடப்பட்டுள்ளன” என்று (பரிகாசமாக) அவர்கள் கூறினார்கள். மாறாக, அவர்களுடைய நிராகரிப்பின் காரணமாக அல்லாஹ் அவர்களைச் சபித்தான். ஆக, மிகக் குறைவாகவே அவர்கள் நம்பிக்கை கொள்வார்கள்.
Korece:
이때 그들은 저희의 마음이 굳었나이다 라고 대답하도다 그러나 하나님께서 그들의 불신함에 저주를 내리시니 그들이 믿지 않 기 때문이라
Vietnamca:
(Người Do Thái) bảo: “Con tim của chúng tôi đã bị khóa chặt rồi (không tiếp nhận thêm bất cứ điều gì nữa).” Đúng hơn là Allah đã nguyền rủa(4) họ bởi tội vô đức tin của họ nên họ chỉ tin rất ít. (4) Allah đã trục xuất họ ra khỏi lòng thương xót và khoan dung của Ngài.
Ayet Linkleri: