
veḳâlû ḳulûbünâ gulf. bel le`anehümü-llâhü biküfrihim feḳalîlem mâ yü'minûn.
Arapça:
وَقَالُوا قُلُوبُنَا غُلْفٌ ۚ بَل لَّعَنَهُمُ اللَّهُ بِكُفْرِهِمْ فَقَلِيلًا مَّا يُؤْمِنُونَ
Türkçe:
"Kalplerimiz kabuk tutmuştur." dediler. Hayır, öyle değil! Küfürleri yüzünden Allah onları lanetlemiştir de çok az bir kısmı iman eder.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Yahudiler, peygamberimize karşı alaylı bir ifade ile): "Bizim kalblerimiz kılıflıdır." dediler. Bilakis Allah, onları kâfirlikleri yüzünden lanetledi. Bundan dolayı çok az imana gelirler.
Diyanet Vakfı:
(Yahudiler peygamberlerle alay ederek) "Kalplerimiz perdelidir" dediler. Hayır; küfür ve isyanları sebebiyle Allah onlara lanet etmiştir. O yüzden çok az inanırlar.
İngilizce:
They say, "Our hearts are the wrappings (which preserve Allah's Word: we need no more)." Nay, Allah's curse is on them for their blasphemy: Little is it they believe.
Fransızca:
Et ils dirent : "Nos coeurs sont enveloppés et impénétrables" - Non mais Allah les a maudits à cause de leur infidélité, leur foi est donc médiocre .
Almanca:
Und sie sagten: "Unsere Herzen sind bedeckt." Nein, sondern ALLAH verfluchte sie wegen ihres Kufr, also nur ein wenig Iman verinnerlichen sie.
Rusça:
Они сказали: "Сердца наши покрыты завесой (или переполнены знаниями)". О нет, это Аллах проклял их за их неверие. Как же мала их вера!
Açıklama:
