Arapça:
سَيَقُولُونَ لِلَّهِ ۚ قُلْ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ
Çeviriyazı:
seyeḳûlûne lillâh. ḳul efelâ teẕekkerûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah'a aittir diyecekler. "Öyle ise siz hiç düşünüp taşınmaz mısınız?" de.
Diyanet İşleri:
Allah'ındır diyecekler, "Öyleyse ders almaz mısınız?" de.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Diyecekler ki: Allah'ın. De ki: O halde ne diye hala düşünüp anlamazsınız?
Şaban Piriş:
Allah’a aittir, diyecekler. Hala düşünmez misiniz? de!
Edip Yüksel:
ALLAH'ın," diyecekler. De ki, "Düşünmez misiniz?
Ali Bulaç:
Allah'ındır" diyecekler. De ki: "Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?
Suat Yıldırım:
Elbette: “Allah'ındır” diyeceklerdir. Öyleyse, sen de ki: “Neden aklınızı başınıza almıyorsunuz?” [39,3]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Elbette diyeceklerdir ki: «Allah´tır.» De ki: «O halde düşünmez misiniz?»
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah'ındır! diyecekler. De ki: "Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz?"
Bekir Sadak:
Allah cocuk edinmemistir
İbni Kesir:
Allah´ındır, diyecekler. Öyleyse ibret almaz mısınız? de.
Adem Uğur:
Allah´a aittir diyecekler. Öyle ise siz hiç düşünüp taşınmaz mısınız! de.
İskender Ali Mihr:
“Allah´ındır.” diyecekler. De ki: “Hâlâ tezekkür etmeyecek misiniz (akıl etmeyecek misiniz)?”
Celal Yıldırım:
Allah´a aittir diyecekler. De ki: Artık iyice düşünmez misiniz ?
Tefhim ul Kuran:
«Allah´ındır» diyecekler. De ki: «Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?»
Fransızca:
Ils diront : "A Allah". Dis : "Ne vous souvenez-vous donc pas ? "
İspanyolca:
Dirán: «¡De Alá!» Di: «¿Es que no os dejaréis amonestar?»
İtalyanca:
Riponderanno: «Ad Allah». Di': «Non rifletterete dunque?».
Almanca:
Sie werden sagen: "ALLAH!" Sag: "Entsinnt ihr euch nicht?!"
Çince:
他们要说:为真主所有。你说:你们怎不记得呢?
Hollandaca:
Zij zullen antwoorden: Aan God. Zeg: Wilt gij dit niet bedenken?
Rusça:
Они скажут: "Аллаху". Скажи: "Неужели вы не помяните назидание?"
Somalice:
Waxay Odhan Eebe, waxaad Dhahdaa Miyeydaan wax Xusuusanayn.
Swahilice:
Watasema: Ni vya Mwenyezi Mungu! Sema: Basi, je, hamkumbuki?
Uygurca:
ئۇلار: «اﷲ نىڭ» دەيدۇ. (بۇنىڭدىن) پەند - نەسىھەت ئالمامسىلەر؟
Japonca:
かれらは必ず,「アッラーの有である。」と言うであろう。言ってやるがいい。「あなたがたは,まだ気が付かないのか。」
Arapça (Ürdün):
«سيقولون لله قل» لهم «أفلا تذَّكرون» بإدغام التاء الثانية في الذال تتعظون فتعلمون أن القادر على الخلق ابتداء قادر على الإحياء بعد الموت.
Hintçe:
तुम कह दो कि तो क्या तुम अब भी ग़ौर न करोगे
Tayca:
พวกเขาจะกล่าวว่า “มันเป็นของอัลลอฮ์” จงกล่าวเถิดมุฮัมมัด “ถ้าเช่นนั้น พวกท่านจะไม่พิจารณาใคร่ครวญหรือ ?”
İbranice:
הם יאמרו: 'לאלוהים'. אמור: 'האם לא תיזכרו
Hırvatça:
"Allahova!", odgovorit će, a ti reci: "Pa zašto se onda ne prisjetite?"
Rumence:
Ei vor spune: “A lui Dumnezeu!” Spune: “Nu vă veţi mai aminti?”
Transliteration:
Sayaqooloona lillahi qul afala tathakkaroona
Türkçe:
"Allah'ındır!" diyecekler. De ki: "Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz?"
Sahih International:
They will say, "To Allah." Say, "Then will you not remember?"
İngilizce:
They will say, "To Allah!" say: "Yet will ye not receive admonition?"
Azerbaycanca:
Onlar mütləq: “Allahındlr!” – deyə cavab verəcəklər. Sən də de: “Bəs elə isə (məxluqatı yaratmağa qadir olan kəsin öləndən sonra onları yenidən dirildə biləcəyini) düşünmürsünüz?”
Süleyman Ateş:
Allah'ındır diyecekler. "O halde düşün(üp, ilk kez yaratanın, ikinci defa yine yaratılabileceğini anla)mıyor musunuz?" de.
Diyanet Vakfı:
"Allah'a aittir" diyecekler. Öyle ise siz hiç düşünüp taşınmaz mısınız! de.
Erhan Aktaş:
“Allah’a aittir.” diyecekler. De ki: “Hâlâ öğüt almayacak mısınız?”
Kral Fahd:
«Allah'a aittir» diyecekler. Öyle ise siz hiç düşünüp taşınmaz mısınız! de.
Hasan Basri Çantay:
«Allahındır» diyecekler. «O halde iyiden iyi düşünüb de ibret almaz mısınız siz? de.
Muhammed Esed:
"Allah´ın!" diye cevap vereceklerdir. De ki: "Peki, (Allah´ın birliğini, eşsiz, ortaksız olduğunu) kendiliğinizden hatırlamayacak mısınız artık?"
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Onlar diyecekler ki: “- Allah’ındır.“ Sen, de ki: “- O halde düşünüb Allah’ın kudretini anlamaz mısınız?”
Portekizce:
Responderão: A Deus! Dize-lhes: Não meditais, pois?
İsveççe:
De kommer att svara: "Gud." Säg: "Då borde ni tänka över [vad det innebär]?"
Farsça:
خواهند گفت: از خداست. بگو: با این حال آیا متذکّر نمی شوید؟
Kürtçe:
بێگومان دەڵێن (ھەمووی) ھی خوایە بڵێ دەی ئایا بیر ناکەنەوە؟
Özbekçe:
«Аллоҳникидир», дерлар. Сен: «Наҳотки эслатма олмасангиз?!» дегин.
Malayca:
Mereka akan menjawab: "Kepunyaan Allah". Katakanlah: "Mengapa kamu tidak mahu ingat (dan insaf)?"
Arnavutça:
Ata thonë: “Të Perëndisë!” E ti, thuaj: “Vallë, a nuk po meditoni ju?”
Bulgarca:
Ще кажат: “На Аллах!” Кажи: “Не ще ли се поучите?”
Sırpça:
„Аллахова!“ Одговориће, а ти реци: „Па зашто онда не дођете себи?“
Çekçe:
Odvětí: 'Bohu.' Rci: 'Proč se tedy nevzpamatujete?'
Urduca:
یہ ضرور کہیں گے اللہ کی کہو، پھر تم ہوش میں کیوں نہیں آتے؟
Tacikçe:
Хоҳанд гуфт: «Аз они Худо». Бигӯ: «Оё панд на- мегиред?»
Tatarca:
Әлбәттә, алар Аллаһныкы диярләр. Син аларга Аллаһ эшеннән гыйбрәт алып вәгазьләнмисезме, башта юктан бар итүче Аллаһның барны тергезергә көче җитмәсме?
Endonezyaca:
Mereka akan menjawab: "Kepunyaan Allah". Katakanlah: "Maka apakah kamu tidak ingat?"
Amharca:
«በእርግጥ የአላህ ነው» ይሉሃል፡፡ «ታዲያ አትገሰጹምን» በላቸው፡፡
Tamilce:
அல்லாஹ்விற்கே உரிமையானவர்கள் என்று அவர்கள் கூறுவார்கள். ஆக, (நபியே! அவர்களிடம்) கூறுவீராக! நீங்கள் நல்லறிவு பெற வேண்டாமா?
Korece:
그들은 말하리라 하나님께 귀속하여 있도다 일러가로되 그래도 너희는 교훈을 수락하지 않느뇨
Vietnamca:
Họ sẽ nói: “Của Allah” Ngươi hãy bảo họ: “Vậy các người không lưu tâm ư?”
Ayet Linkleri: