Arapça:
قَدْ كَانَتْ آيَاتِي تُتْلَىٰ عَلَيْكُمْ فَكُنتُمْ عَلَىٰ أَعْقَابِكُمْ تَنكِصُونَ
Çeviriyazı:
ḳad kânet âyâtî tütlâ `aleyküm feküntüm `alâ a`ḳâbiküm tenkisûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Çünkü âyetlerimiz size okunurdu da, buna karşı siz arkanızı dönerdiniz.
Diyanet İşleri:
Ayetlerim size okunduğunda büyüklük taslayıp, gece ağzınıza geleni söyleyerek ardınıza dönüyordunuz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Size ayetlerimiz okunduğu zaman gerisin geriye dönerdiniz.
Şaban Piriş:
Ayetlerim size okunuyordu ama siz ona arkanızı dönüyordunuz.
Edip Yüksel:
Size ayetlerim okunuyordu da ardınıza dönüyordunuz.
Ali Bulaç:
Gerçekten Benim ayetlerim size okunuyordu, fakat siz topuklarınız üzerinde geri dönüyordunuz;
Suat Yıldırım:
“Âyetlerim size okunduğunda, siz kibirlenerek sırtınızı çevirirdiniz, geceleyin onun aleyhinde ileri geri konuşarak saçmalardınız.” [40,12]
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Muhakkak ki, size karşı benim âyetlerim okunuyordu da siz ardınıza dönüyordunuz.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Ayetlerimiz size okunuyordu da siz ökçeleriniz üzerine gerisin geri dönüyordunuz.
Bekir Sadak:
Yoksa sen onlardan bir ucret mi istiyorsun? Rabbinin ecri daha iyidir. O, rizik verenlerin en hayirlisidir.
İbni Kesir:
Ayetlerimiz size okunuyordu da siz, ona arkanızı dönüyordunuz.
Adem Uğur:
Çünkü âyetlerim size okunurdu da, siz, buna karşı kibirlenerek arkanızı döner, geceleyin (Kâbe´nin etrafında toplanarak) hezeyanlar savururdunuz.
İskender Ali Mihr:
Âyetlerimiz size tilâvet edilmişti (okunmuştu). O zaman siz, topuklarınız üzerinde geri dönüp kaçmıştınız.
Celal Yıldırım:
(66-67) Âyetlerimiz cidden size okunuyordu, ama siz onu onurunuza, gururunuza yediremiyerek geceleyin yakışıksız sözler söyleyerek ökçeleriniz üzerine gerisin geri dönüyordunuz.
Tefhim ul Kuran:
Gerçekten benim ayetlerim size okunmaktaydı, fakat siz topuklarınız üzerinde geri dönüyordunuz
Fransızca:
Mes versets vous étaient récités auparavant; mais vous vous [en] détourniez,
İspanyolca:
Se os recitaban Mis aleyas y vosotros dabais media vuelta,
İtalyanca:
Quando vi erano recitati i Miei segni, volgevate le spalle,
Almanca:
Bereits wurden euch Meine Ayat stets vorgetragen, dann pflegtet ihr auf euren Fersen (zum Kufr) umzukehren
Çince:
我的迹象,确已对你们宣读过了,但你们旋踵而退,
Hollandaca:
Mijne teekens werden u voorgelezen; maar gij hebt u afgewend.
Rusça:
Вам читали Мои аяты, но вы пятились от них,
Somalice:
Waxay ahayd Aayaadkeygii Tii lagu Akhriyo Korkiinna waxaadse ahaydeen kuwa Cidhibtiinna Dib ugu noqda (Xaqa Diida).
Swahilice:
Hakika zilikuwa Aya zangu mkisomewa, nanyi mkirudi nyuma juu ya visigino vyenu,
Uygurca:
مېنىڭ ئايەتلىرىم سىلەرگە ئوقۇپ بېرىلەتتى، (ئۇنى ئاڭلاشتىن يۈز ئۆرۈپ) ئارقاڭلارغا چېكىنىۋالاتتىڭلار
Japonca:
われの印は,あなたがたに読誦されていたが,あなたがたは踵を返して逃げ,
Arapça (Ürdün):
«قد كانت آياتي» من القرآن «تتلى عليكم فكنتم على إعقابكم تنكصون» ترجعون القهقرى.
Hintçe:
(जब) हमारी आयतें तुम्हारे सामने पढ़ी जाती थीं तो तुम अकड़ते किस्सा कहते बकते हुए उन से उलटे पाँव फिर जाते
Tayca:
แน่นอนโองการทั้งหลายของเราถูกนำมาอ่านแก่พวกเจ้า แล้วพวกเจ้าก็หันสันเท้าของพวกเจ้ากลับ
İbranice:
משום שכאשר המאמינים אותותיי נקראו בפניכם, נסוגים לאחור
Hırvatça:
vama su ajeti Moji kazivani, ali ste vi natrag uzmicali;
Rumence:
semnele Mele v-au fost citite, însă voi v-aţi întors pe urmele voastre
Transliteration:
Qad kanat ayatee tutla AAalaykum fakuntum AAala aAAqabikum tankisoona
Türkçe:
"Ayetlerimiz size okunuyordu da siz ökçeleriniz üzerine gerisin geri dönüyordunuz."
Sahih International:
My verses had already been recited to you, but you were turning back on your heels
İngilizce:
My Signs used to be rehearsed to you, but ye used to turn back on your heels-
Azerbaycanca:
Ayələrimiz sizə oxunduğu zaman arxa çevirirdiniz (onları yalan hesab edib inanmırdınız).
Süleyman Ateş:
Ayetlerim size okunuyordu da siz arkanıza dönüyordunuz. My revelations were recited unto you, but ye used to turn back on your heels,
Diyanet Vakfı:
Çünkü ayetlerim size okunurdu da, siz, buna karşı kibirlenerek arkanızı döner, geceleyin (Kabe'nin etrafında toplanarak) hezeyanlar savururdunuz.
Erhan Aktaş:
Vaktinde âyetlerimiz size okunduğunda siz onları hiçe sayıyordunuz.
Kral Fahd:
Çünkü âyetlerim size okunurdu da, siz, arkanızı döner,
Hasan Basri Çantay:
(66-67) Karşınızda âyetlerimiz okunuyordu da siz bunu kibrinize yediremiyerek gerisin geri dönüyor, geceleyin de (cemâat hâlinde ve Beytin etrafında) hezeyanlarda bulunuyordunuz.
Muhammed Esed:
"Size mesajlarım tekrar tekrar okunduğunda, siz (her defasında) ökçelerinizin üzerinde dönüveriyor
Gültekin Onan:
Gerçekten benim ayetlerim size okunuyordu, fakat siz topuklarınız üzerinde geri dönüyordunuz
Ali Fikri Yavuz:
Size, ayetlerim okunuyordu da, gerisin geri dönüyordunuz (onları kabulden yüz çeviriyordunuz).
Portekizce:
Porque foram-vos recitados os Meus versículos; contudo, lhes voltastes as costas,
İsveççe:
När Mina budskap lästes upp för er drog ni er alltid undan,
Farsça:
همانا آیات من را بر شما می خواندند وشما به پشت سرتان به قهقرا برمی گشتید [تا آن را نشنوید!]
Kürtçe:
بێگومان (پێشتر) ئایەتەکانی من دەخوێنرایەوە بەسەرتاندا بەڵام ئێوە بەدوای خۆتاندا پاشەوپاش دەگەڕانەوە
Özbekçe:
Батаҳқиқ, Менинг оятларим сизга тиловат қилинар эди. Сиз эса, ортингизга қочар эдингиз.
Malayca:
"(Kerana) sesungguhnya ayat-ayatKu telah berkali-kali dibacakan kepada kamu, dalam pada itu kamu berpaling undur ke belakang -
Arnavutça:
juve, madje, u janë lexuar ajetet e Mia, por ju tërhiqeshit mbrapa,
Bulgarca:
Вече ви бяха четени Моите знамения, ала вие се отвръщахте -
Sırpça:
вама су Моје речи биле казиване, али сте им леђа окретали;
Çekçe:
Byla vám kdysi přednášena Moje znamení, však vy jste se při tom obraceli na patách,
Urduca:
میری آیات سنائی جاتی تھیں تو تم (رسول کی آواز سُنتے ہی) الٹے پاؤں بھاگ نکلتے تھے
Tacikçe:
Оёти Ман! бароятюн хонда, мешуд ва шумо наме- пазируфтед ва пас-пас мерафтед.
Tatarca:
Тәхкыйк Минем аятьләрем сезгә укылды, ул вакытта сез аны ишетмәс өчен артыгызга борылып китә идегез.
Endonezyaca:
Sesungguhnya ayat-ayat-Ku (Al Quran) selalu dibacakan kepada kamu sekalian, maka kamu selalu berpaling ke belakang,
Amharca:
አንቀጾቹ በእናንተ ላይ በእርግጥ ይነበቡላችሁ ነበር፡፡ በተረከዞቻችሁም ላይ ወደ ኋላችሁ ትመለሱ ነበራችሁ፡፡
Tamilce:
திட்டமாக எனது வசனங்கள் உங்களுக்கு ஓதி காண்பிக்கப்பட்டு வந்தன. ஆக, நீங்கள் உங்கள் குதிங்கால்கள் மீது பின்னோக்கி செல்பவர்களாக இருந்தீர்கள்.
Korece:
나의 말씀이 너희에게 낭송 될 때마다 너희는 돌아보지 아니 했더라
Vietnamca:
Quả thật, những lời mặc khải của TA đã được xướng đọc cho các ngươi nhưng các ngươi đã ngoảnh mặt bỏ đi.
Ayet Linkleri: