Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

27

Sûredeki Ayet No: 

87

Ayet No: 

3246

Sayfa No: 

384

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَيَوْمَ يُنفَخُ فِي الصُّورِ فَفَزِعَ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَمَن فِي الْأَرْضِ إِلَّا مَن شَاءَ اللَّهُ ۚ وَكُلٌّ أَتَوْهُ دَاخِرِينَ

Çeviriyazı: 

veyevme yünfeḫu fi-ṣṣûri fefezi`a men fi-ssemâvâti vemen fi-l'arḍi illâ men şâe-llâh. veküllün etevhü dâḫirîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Sûr'a üfürüldüğü gün Allah'ın diledikleri müstesna göklerde ve yerde bulunanlar hep dehşete kapılır. Hepsi boyunları bükük olarak O'na gelirler.

Diyanet İşleri: 

Sura üfürüldüğü gün, Allah'ın diledikleri bir yana, göklerde olanlar da yerde olanlar da, korku içinde kalırlar. Hepsi Allah'a boyunları bükülmüş olarak gelirler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve o gün Sur üfürülür de göllerde kimler varsa ve yeryüzünde kimler varsa, Allah'ın dilediğinden başka hepsi, pek şiddetli bir korkuya kapılır ve hepsi de horhakir bir halde onun tapısına gelir.

Şaban Piriş: 

Sur’a üfürüldüğü gün Allah’ın diledikleri dışında göklerde ve yerde kim varsa korkuya kapılır ve hepsi de ona zelilane bir halde gelirler.

Edip Yüksel: 

Boruya üfürüldüğü gün, göklerde ve yerde bulunan herkes, ALLAH'ın diledikleri hariç korkuya kapılacaklardır. Hepsi ona boyun bükerek gelirler.

Ali Bulaç: 

Sur'a üfürüleceği gün, Allah'ın dilediği kimseler dışında, göklerde ve yerde olan herkes artık korkuya kapılmıştır ve her biri 'boyun bükmüş' olarak O'na gelmişlerdir.

Suat Yıldırım: 

Gün gelecek sûra üflenecek, Allah'ın dilediği dışında, göklerde ve yerde olan herkes müthiş bir korkuya kapılacak.Hepsi boynu bükük vaziyette O’nun huzuruna varacaklar. [17,52; 30,25; 70,43]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

O gün ki, sûra üfürülür. Artık göklerde olanlar da ve yerde olanlar da şiddetli bir korkuya tutulur. Allah´ın dilediği müstesna. Ve hepsi de ona zelilane bir halde gelirler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Sûra üfürüleceği gün, Allah'ın dilediği dışında herkes, göklerdekiler, yerdekiler dehşet içinde kalacaktır. Hepsi boynunu bükmüş bir halde O'nun huzuruna gelir.

Bekir Sadak: 

De ki: «Hamd Allah´a mahsustur. O, ayetlerini size gosterecek, siz de onlari bileceksiniz.» Rabbin yaptiklarinizdan habersiz degildir.*

İbni Kesir: 

Sur´a üfürüleceği gün

Adem Uğur: 

Sûr´a üfürüldüğü gün, -Allah´ın diledikleri müstesna-, göklerde ve yerde bulunanlar hep dehşete kapılır. Hepsi boyunları bükük olarak O´na gelirler.

İskender Ali Mihr: 

Ve sur´a üfürüldüğü gün, Allah´ın dilediği kimseler hariç, semalarda ve yeryüzünde olanlar dehşete kapıldı (kapılırlar). Ve herkes boyunları bükük olarak ona (Allah´a) geldiler (gelirler).

Celal Yıldırım: 

Sûr´a üfürüleceği gün, —Allah´ın dilediği kimseler dışında— göktekiler de, yerdekiler de boyunlarını bükerek aşağılanmış bir halde gelecekler.

Tefhim ul Kuran: 

Sûr´a üfürüleceği gün, Allah´ın dilediği kimseler dışında, göklerde ve yerde olan herkes artık korkuya kapılmıştır

Fransızca: 

Et le jour où l'on soufflera dans la Trompe, tous ceux qui sont dans les cieux et ceux qui sont dans la terre seront effrayés, - sauf ceux qu'Allah a voulu [préserver] ! - Et tous viendront à Lui en s'humiliant.

İspanyolca: 

El día que se toque la trompeta, se aterrorizarán quienes estén en los cielos y en la tierra, salvo aquéllos que Alá quiera. Todos vendrán a Él humildes.

İtalyanca: 

E, nel Giorno in cui sara soffiato nella Tromba, saranno atterriti tutti coloro che sono nei cieli e tutti coloro che sono sulla terra, eccetto coloro che Allah vorrà. Tutti torneranno a Lui umiliandosi

Almanca: 

Und am Tag, wenn in As-sur geblasen wird, werden dann alle, die in den Himmeln und auf Erden sind, sich erschrecken, außer denjenigen, die ALLAH will. Und alle kommen zu Ihm sich fügend.

Çince: 

在那日,将吹号角,除真主所意欲的外,凡在天上地下的都要恐怖,个个都要卑贱地来到真主那里。

Hollandaca: 

Op dien dag zal de trompet klinken, en allen die in den hemel en op de aarde zijn, zullen met schrik worden getroffen, behalve zij, wie het Gode behagen zal daarvan uit te zonderen, en allen zullen zij in eene nederige houding voor hem komen.

Rusça: 

В тот день подуют в Рог, и придут в ужас те, кто на небесах и на земле, кроме тех, кого Аллах пожелает выделить. Все предстанут перед Ним смиренными.

Somalice: 

Xusuuso Maalinta la Afuufi Suurka oos Argagixi waxa ku Sugan Samooyinka iyo Dhulka Cidduu Eebe Doono Mooyee, Dhammaanna way u Imaan Eebe Iyagoo Dullaysan.

Swahilice: 

Na Siku litapo pulizwa baragumu, watahangaika waliomo mbinguni na katika ardhi, ila amtakaye Mwenyezi Mungu. Na wote watamfikia nao ni wanyonge.

Uygurca: 

ئۇ كۈندە سۇر چىلىنىدۇ، اﷲ خالىغانلاردىن (يەنى پەرىشتىلەر، پەيغەمبەرلەر ۋە شېھىتلاردىن) باشقا ئاسمانلاردىكى ۋە زېمىندىكى ھەممىنى قورقۇنچ باسىدۇ، ھەممە اﷲ قا بويسۇنغان ھالدا كېلىدۇ

Japonca: 

ラッパの吹かれる日(をかれらに警告しなさい)。アッラーが御好みの者の外は,天にあり地にある凡てのものは恐れ戦き,皆身を低くしてかれ(の御前)に罷り出よう。

Arapça (Ürdün): 

«ويوم ينفخ في الصور» القرن النفخة الأولى من إسرافيل «ففزع من في السماوات ومن في الأرض» خافوا الخوف المفضي إلى الموت كما في آية أخرى فصعق، والتعبير فيه بالماضي لتحقق وقوعه «إلا من شاء الله» أي جبريل وميكائيل وإسرافيل وملك الموت وعن ابن عباس هم الشهداء إذ هم أحياء عند ربهم يرزقون «وكل» تنوينه عوض عن المضاف إليه، أي وكلهم بعد إحيائهم يوم القيامة «أتوه» بصيغة الفعل واسم الفاعل «داخرين» صاغرين والتعبير في الإتيان بالماضي لتحقق وقوعه.

Hintçe: 

और (उस दिन याद करो) जिस दिन सूर फूँका जाएगा तो जितने लोग आसमानों मे हैं और जितने लोग ज़मीन में हैं (ग़रज़ सब के सब) दहल जाएंगें मगर जिस शख्स को ख़ुदा चाहे (वो अलबत्ता मुतमइन रहेगा) और सब लोग उसकी बारगाह में ज़िल्लत व आजिज़ी की हालत में हाज़िर होगें

Tayca: 

และ (จงรำลึกถึง) วันที่สังข์จะถูกเป่าขึ้น ดังนั้นผู้ที่อยู่ในชั้นฟ้าทั้งหลายและผู้ที่อยู่ในแผ่นดินจะตื่นตระหนก เว้นแต่ผู้ที่พระองค์ทรงประสงค์ และทั้งหมดได้มาหาพระองค์ในสภาพผู้ถ่อมตน

İbranice: 

וביום שבו תישמע התקיעה בשופר, יהיה בחרדה כל אשר בשמים וכל אשר בארץ, מלבד אלה אשר ירצה אלוהים לחוס עליהם. וכולם יבואו אליו בכניעה מוחלטת

Hırvatça: 

A na Dan kad se u rog puhne pa se smrtno istrave i oni na nebesima i oni na Zemlji, izuzev onih koje Allah bude htio da poštedi, svi će Mu ponizno doći.

Rumence: 

În Ziua când se va sufla în trâmbiţă, cei care sunt în ceruri şi pe pământ vor fi îngroziţi în afară de cei pe care Dumnezeu vrea să-i izbăvească. Toţi vor veni către El smerindu-se.

Transliteration: 

Wayawma yunfakhu fee alssoori fafaziAAa man fee alssamawati waman fee alardi illa man shaa Allahu wakullun atawhu dakhireena

Türkçe: 

Sûra üfürüleceği gün, Allah'ın dilediği dışında herkes, göklerdekiler, yerdekiler dehşet içinde kalacaktır. Hepsi boynunu bükmüş bir halde O'nun huzuruna gelir.

Sahih International: 

And [warn of] the Day the Horn will be blown, and whoever is in the heavens and whoever is on the earth will be terrified except whom Allah wills. And all will come to Him humbled.

İngilizce: 

And the Day that the Trumpet will be sounded - then will be smitten with terror those who are in the heavens, and those who are on earth, except such as Allah will please (to exempt): and all shall come to His (Presence) as beings conscious of their lowliness.

Azerbaycanca: 

Sur çalınacağı gün Allahın istədiklərindən (məhrəm mələklərdən, yaxud Allahın yanında həmişə diri olan şəhidlərdən) başqa, göylərdə və yerdə olanlar (bütün məxluqat) dəhşətli bir qorxuya düşər və onların hamısı Onun hüzuruna müt’i (zəlil) vəziyyətdə gələr.

Süleyman Ateş: 

Sur'a üfleneceği gün, Allah'ın diledikleri dışında, göklerde ve yerde bulunan kimselerin hepsi, korku içinde kalır (bayılır). Hepsi boyun bükerek O'na gelirler.

Diyanet Vakfı: 

Sur'a üfürüldüğü gün, -Allah'ın diledikleri müstesna-, göklerde ve yerde bulunanlar hep dehşete kapılır. Hepsi boyunları bükük olarak O'na gelirler.

Erhan Aktaş: 

Sûr’a üflendiği gün, Allah’ın dilediği kimseler(1) hariç, göklerde ve yerde olanlar dehşete kapılacak ve hepsi aşağılanmış olarak geleceklerdir.

Kral Fahd: 

Sûr'a üfürüleceği gün, Allah'ın dilediği kimseler dışında, göklerde ve yerde kim varsa korku içinde dehşete kapılır. Hepsi de, (hesap vermek üzere) hor ve hakir (bir şekilde), Allah'a gelirler.

Hasan Basri Çantay: 

«Suur» a üfürüleceği gün (ü) de (hatırla) ki (o gün) — Allahın diledikleri müstesna olmak üzere — artık göklerde kim var, yerde kim varsa dehşetle korkmuşdur. Her biri hor ve hakıyr Ona gelmişlerdir.

Muhammed Esed: 

Ve o Gün sura üflenecek ve böylece Allah´ın istediği kimseler dışında, göklerde ve yerde var olan herkes (tarifsiz bir) korkuya kapılacak; ve başları önlerine düşmüş olarak herkes O´nun huzuruna çıkacak.

Gültekin Onan: 

Sur´a üfürüleceği gün, Tanrı´nın dilediği kimseler dışında, göklerde ve yerde olan herkes artık korkuya kapılmıştır ve her biri ´boyun bükmüş´ olarak O´na gelmişlerdir.

Ali Fikri Yavuz: 

O günü hatırla ki, Sûr’a üfürülüpte göklerde ve yerde olanlar (meleklerle insanlar) korkudan ölecekler

Portekizce: 

E no dia em que soar a trombeta, espantar-se-ão aqueles que estiverem nos céus e na terra, exceto aqueles que Deusagraciar. E todos comparecerão, humildes, ante Ele.

İsveççe: 

Och tänk på den Dag då det skall stötas i basunen och då skräcken griper om alla i himlarna och på jorden, utom dem som Gud vill [skona], och då alla i ödmjuk lydnad skall stiga fram inför Honom.

Farsça: 

و [یاد کن] روزی را که در صور می دمند، پس هر که در آسمان ها و هر که در زمین است دچار هراس شود، مگر کسی که خدا بخواهد؛ و همه خوار و فروتن به پیشگاه او آیند،

Kürtçe: 

(ئەی موحەممەد ﷺ) باسی) ئەو ڕۆژە بکە فوو دەکرێ بەشەیپوردا جا ھەرچی کەس لەئاسمانەکان و زەویدایە دەترسێ وڕادەچڵەکێت (ھەموو دەمرن) جگە لەو کەسانەی خوا بیەوێت (بەئارام بن و نەمرن) وە ھەموو بەملکەچی و سەر شۆڕی دێنەوە لای خوا

Özbekçe: 

Сур чалиниб, Аллоҳ хоҳлаганидан бошқа осмонлардаги кимсалар ва ердаги кимсалар даҳшатга тушган кунда ҳамма У зотга бўйин эгиб келурлар.

Malayca: 

Dan (ingatkanlah) hari di tiup sangkakala, lalu terkejutlah - gerun gementar - makhluk-makhluk yang ada di langit dan yang ada di bumi, kecuali mereka yang dikekhendaki Allah; dan kesemuanya akan datang kepadaNya dengan keadaan tunduk patuh.

Arnavutça: 

(Përkujtoju ti atyre) Ditën kur do të fryhet në Sur, e që do të tmerrohet çdokush që gjendet në qiej e në Tokë, përpos atyre që Perëndia nuk do t’i frikësojë. Të gjithë do t’i vijnë Atij të përulur.

Bulgarca: 

И един Ден ще се протръби с Рога, и ще се ужасят всички на небесата и всички на земята, освен онези, за които Аллах пожелае. И всички ще дойдат при Него покорни.

Sırpça: 

А на Дан кад се дувне у рог па се смртно престраве и они на небесима и они на Земљи, изузев оних које Аллах буде хтео да поштеди, сви ће понизно да Му дођу.

Çekçe: 

A v den, kdy zatroubeno bude na pozoun a hrůza pojme ty, kdož na nebesích jsou i na zemi, kromě těch, které Bůh bude chtít - tehdy k Němu všichni přijdou v ponížení

Urduca: 

اور کیا گزرے گی اس روز جب کہ صُور پھونکا جائے گا اور ہَول کھا جائیں گے وہ سب جو آسمانوں اور زمین میں ہیں، سوائے اُن لوگوں کے جنہیں اللہ اس ہَول سے بچانا چاہے گا، اور سب کان دبائے اس کے حضور حاضر ہو جائیں گے

Tacikçe: 

Рӯзе, ки дар сур дамида шавад ва ҳамаи касоне, ки дар осмонҳову замин ҳастанд, ғайри он кас ки Худо бихоҳад, битарсанд ва ҳама хору залил ба сӯи Ӯ равон шаванд.

Tatarca: 

Янә сурга өрелсә, җирдә вә күктә булган мәхлук куркын тетрәрләр, мәгәр Аллаһ теләгән зат кына курыкмас, вә бар да кечкенә булып баш иеп Аллаһу хозурына килерләр.

Endonezyaca: 

Dan (ingatlah) hari (ketika) ditiup sangkakala, maka terkejutlah segala yang di langit dan segala yang di bumi, kecuali siapa yang dikehendaki Allah. Dan semua mereka datang menghadap-Nya dengan merendahkan diri.

Amharca: 

በቀንዱም በሚነፋ ቀን በሰማያት ውስጥ ያሉትና በምድርም ውስጥ ያሉት ሁሉ አላህ የሻው ነገር ብቻ ሲቀር በሚደነግጡ ጊዜ (የሚኾነውን አስታውስ)፡፡ ሁሉም የተናነሱ ኾነውም ወደርሱ ይመጣሉ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், எக்காளத்தில் ஊதப்படும் நாளில் வானங்களில் உள்ளவர்களும் பூமியில் உள்ளவர்களும் (-பயத்தால் நடுங்கி) திடுக்கிடுவார்கள். ஆனால், அல்லாஹ் நாடியவர்களைத் தவிர. (போரில் கொல்லப்பட்டவர்களைத் தவிர அவர்களுக்கு திடுக்கம் இருக்காது.) இன்னும், எல்லோரும் அவனிடம் பணிந்தவர்களாக வருவார்கள்.

Korece: 

나팔이 울리는 그날을 상기 시킬지니 하늘과 땅 위에 있는 모든 것들이 공포에 횝싸이게 되리 라 그러나 하나님의 뜻을 두셨던 자들은 제외되나니 그들 모두는 겸손하게 그분에게 오느니라

Vietnamca: 

(Hỡi Thiên Sứ Muhammad, Ngươi hãy nghĩ đến) ngày mà tiếng còi sẽ được thổi lên khiến những ai ở trên trời và những ai dưới đất đều phải bạt vía kinh hồn ngoại trừ ai mà Allah muốn dung tha. Và tất cả đều phải hạ mình khiêm tốn đến trình diện trước Ngài.