Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

223

Ayet No: 

3155

Sayfa No: 

376

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

يُلْقُونَ السَّمْعَ وَأَكْثَرُهُمْ كَاذِبُونَ

Çeviriyazı: 

yülḳûne-ssem`a veekŝeruhüm kâẕibûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar, (şeytanlara) kulak verirler ve onların çoğu yalancıdır.

Diyanet İşleri: 

Bunlar şeytanlara kulak verirler, çoğu yalancıdırlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve onlar da Şeytanlara kulak verirler ve Şeytanların çoğuysa yalancıdır.

Şaban Piriş: 

Onlar (şeytanlara) kulak verirler, çoğu zaten yalancıdır.

Edip Yüksel: 

Kulak verirler; ancak çoğu yalancıdır.

Ali Bulaç: 

Bunlar (şeytanlara) kulak verirler ve çoğu yalan söylemektedirler.

Suat Yıldırım: 

Çünkü o iftiracılar şeytanlara kulak verirler, esasen onların çoğu yalancıdırlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Onlar (şeytanın sözlerine) kulak verirler ve onların ekserisi yalancı kimselerdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Kulak kabartırlar ama çoğu yalancılardır onların.

Bekir Sadak: 

(2-3) Bunlar, namaz kilan, zekat veren ve ahirete de kesin olarak inanan muminlere dogruluk rehberi ve mujdedir.

İbni Kesir: 

Bunlar ona kulak verirler ve çoğu yalancılardır.

Adem Uğur: 

Bunlar, (şeytanlara) kulak verirler ve onların çoğu yalancıdırlar.

İskender Ali Mihr: 

Onlar, (şeytanlara) kulak verirler (dinlerler) ve onların çoğu yalancıdırlar.

Celal Yıldırım: 

Bunlardır (şeytanların iftira ve yalanına) kulak verirler. Çoğu ise yalancıdır.

Tefhim ul Kuran: 

Bunlar (şeytanlara) kulak verirler ve çoğu yalan söylemektedirler.

Fransızca: 

Ils tendent l'oreille... Cependant, la plupart d'entre eux sont menteurs.

İspanyolca: 

Aguzan el oído... Y la mayoría mienten.

İtalyanca: 

Tendono l'orecchio, ma la maggior parte di loro sono bugiardi.

Almanca: 

Sie geben vom Gehörten weiter, und die meisten von ihnen sind Lügner.

Çince: 

他们侧耳而听,他们大半是说谎的。

Hollandaca: 

Zij leeren wat gehoord is geworden , maar het grootste deel hunner zijn leugenaars.

Rusça: 

Они подбрасывают услышанное, но большинство из них являются лжецами.

Somalice: 

Waxayna Xadi Maqalka Badankoodna waa Beenaalayaal.

Swahilice: 

Wanawapelekea yale wanayo yasikia; na wengi wao ni waongo.

Uygurca: 

ئۇلار (پەرىشتىلەرنىڭ سۆزلىرىنى ئوغرىلىقچە) ئاڭلايدۇ، ئۇلار (يەنى شەيتانلار) نىڭ تولىسى يالغانچىلاردۇر

Japonca: 

(悪魔の話に)耳を貸す(者)の多くは嘘付きの徒である。

Arapça (Ürdün): 

«يلقون» الشياطين «السمع» ما سمعوه من الملائكة إلى الكهنة «وأكثرهم كاذبون» يضمنون إلى المسموع كذبا وكان هذا قبل أن حجبت الشياطين عن السماء.

Hintçe: 

जो (फ़रिश्तों की बातों पर कान लगाए रहते हैं) कि कुछ सुन पाएँ

Tayca: 

พวกมันจะเงี่ยหูฟัง และส่วนมากพวกมันเป็นผู้โกหก

İbranice: 

ומעבירים את אשר שמעו (עם שקריהם,) אך רובם משקרים

Hırvatça: 

i prisluškuju, a većina njih su lažljivci.

Rumence: 

Ei ciulesc urechea..., însă cei mai mulţi sunt mincinoşi.

Transliteration: 

Yulqoona alssamAAa waaktharuhum kathiboona

Türkçe: 

Kulak kabartırlar ama çoğu yalancılardır onların.

Sahih International: 

They pass on what is heard, and most of them are liars.

İngilizce: 

(Into whose ears) they pour hearsay vanities, and most of them are liars.

Azerbaycanca: 

(Şeytanlar mələklərdən oğrun-oğrun) eşitdikləri (adda-budda) sözləri onlara təlqin edərlər. (Yaxud kahinlər şeytanların uydurmalarına qulaq asarlar). Onların əksəriyyəti yalançıdır!

Süleyman Ateş: 

O yalancılar, (şeytanlara) kulak verirler, çokları da yalan söylerler.

Diyanet Vakfı: 

Bunlar, (şeytanlara) kulak verirler ve onların çoğu yalancıdırlar.

Erhan Aktaş: 

Onlar, kulak verirler(1) ve onların çoğu yalancıdırlar.

Kral Fahd: 

Bunlar, (şeytanlara) kulak verirler ve onların çoğu yalancıdırlar.

Hasan Basri Çantay: 

Onlar dır ki (şeytanlara) kulak verirler ve onların çoğu yalancıdırlar.

Muhammed Esed: 

ki, böyleleri (zaten hep asılsız, aldatıcı şeylere) kulak verir ve onlardan çoğu başkalarına da yalan söylerler.

Gültekin Onan: 

Bunlar (şeytanlara) kulak verirler ve çoğu yalan söylemektedirler.

Ali Fikri Yavuz: 

O düzenbazlardır ki, şeytanlara kulak verirler ve çoğu yalan söylerler (şeytanların telkinatını kendi bilgilerine katarlar).

Portekizce: 

Que dão ouvidos aos satânicos e são, na sua maioria, falazes.

İsveççe: 

de lyssnar gärna, men de flesta av dem lägger [egna] lögner [till det som de kan snappa upp]."

Farsça: 

که گوش [بر القائات و اغواگری های شیطان] می سپرند، و بیشتر شیطان ها دروغگویند،

Kürtçe: 

باش گوێ دەگرن (بۆ شەیتانەکان) وە زۆربەیان درۆزنن (لەو ھەواڵانەدا دەیدەن بەخەڵکی)

Özbekçe: 

Улар (шайтонларга) қулоқ осарлар. Ва уларнинг кўплари ёлғончилардир.

Malayca: 

Yang mendengar bersungguh-sungguh (apa yang disampaikan oleh Syaitan-syaitan itu), sedang kebanyakan beritanya adalah dusta.

Arnavutça: 

ata përgjojnë, - e të shumtën (e rasteve) janë gënjeshtarë.

Bulgarca: 

който надава ухо, и повечето от тях са лъжци.

Sırpça: 

и прислушкују, а већина њих су лажљивци.

Çekçe: 

a sdělují jim slyšené, však lháři jsou to ve většině.

Urduca: 

سُنی سُنائی باتیں کانوں میں پھونکتے ہیں، اور ان میں سے اکثر جھوٹے ہوتے ہیں

Tacikçe: 

Гӯш медиҳанд ва бештаринашон дурӯғгӯёнанд.

Tatarca: 

Ул шайтаннар фәрештәләрнең сүзен урлап сихерченең, багучының, ишанның күңеленә салыр, кешеләр арасында яшерен нәрсәләрне белүчеләр булып саналсыннар өчен, шайтаннарга ияргән кешеләр ялганчылардыр.

Endonezyaca: 

mereka menghadapkan pendengaran (kepada syaitan) itu, dan kebanyakan mereka adalah orang-orang pendusta.

Amharca: 

የሰሙትን (ወደ ጠንቋዮች) ይጥላሉ፡፡ አብዛኞቻቸውም ውሸታሞች ናቸው፡፡

Tamilce: 

(திருட்டுத்தனமாக) கேட்டதை (அந்த பாவிகளிடம் ஷைத்தான்கள்) கூறுகிறார்கள். இன்னும் (பாவிகளான) அவர்களில் அதிகமானவர்கள் பொய்யர்கள்.

Korece: 

그들은 귀를 기울이나 그들대다수는 거짓하는 자들이라

Vietnamca: 

Chúng nói lại những thứ nghe được nhưng đa phần là bịa đặt.(2) (2) Những tên Jinn Shaytan nghe trộm những điều ở trên trời rồi truyền lại những gì nghe được cho những kẻ bói toán nhưng đa số những tên thầy bói đều là những kẻ nói dối. Shaytan bịa đặt một điều dối, những tên thầy bói bịa đặt thêm cả trăm điều.