Arapça:
وَفَعَلْتَ فَعْلَتَكَ الَّتِي فَعَلْتَ وَأَنتَ مِنَ الْكَافِرِينَ
Çeviriyazı:
vefe`alte fa`leteke-lletî fe`alte veente mine-lkâfirîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sonunda o yaptığın (kötü) işi de yaptın. Sen nankörün birisin!
Diyanet İşleri:
Firavun Musa'ya: "Biz seni çocukken yanımıza alıp büyütmedik mi? Hayatının birçok yıllarını aramızda geçirmedin mi? Sonunda yapacağını da yaptın. Sen nankörün birisin" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve o yaptığın işi de yaptın ve sen, nankörlerdensin.
Şaban Piriş:
Sonunda o yaptığın (cinayeti) yaptın, Sen nankörün birisin!
Edip Yüksel:
Sonunda yapacağını yaptın. Sen nankör birisin.
Ali Bulaç:
Ve sen, yapacağın işi (cinayeti) de işledin; sen nankörlerdensin.
Suat Yıldırım:
“Sonunda da bildiğin o işi yapmıştın. Sen doğrusu nankörün tekisin!” {KM, Sayılar 12,1}
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Ve o yaptığın fiilini yapıverdin. O halde sen nankörlerdensin.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Ve sonunda o yaptığını da yaptın. Nankörlerden birisin sen.
Bekir Sadak:
Yaninda bulunanlara: «Isitmiyor musunuz?» dedi.
İbni Kesir:
Ve yapacağın işi de yaptın. Sen nankörlerdensin.
Adem Uğur:
Sonunda o yaptığın (kötü) işi de yaptın. Sen nankörün birisin!
İskender Ali Mihr:
Ve sen, yapacağın işi yaptın (cinayet işledin). Ve sen, kâfirlerdensin.
Celal Yıldırım:
Yapmak istediğini yaptın ve sen (cidden) nankörlerdensin,» dedi.
Tefhim ul Kuran:
«Ve sen, yapacağın işi (cinayeti) de işledin
Fransızca:
Puis tu as commis le méfait que tu as fait, en dépit de toute reconnaissance".
İspanyolca:
Desagradecido, hiciste lo que hiciste»
İtalyanca:
Poi hai commesso l'atto di cui ti macchiasti e fosti un ingrato».
Almanca:
dann vollbrachtest du deine Tat, die du getan hast, und du bist von den Undankbaren."
Çince:
你曾干了你所干的那件事,你是忘恩的。
Hollandaca:
Gij hebt de daad bedreven, welke gij bedreven hebt; en gij zijt een ondankbare.
Rusça:
Разве ты не совершил тот поступок, который ты совершил? Воистину, ты являешься одним из неблагодарных".
Somalice:
Ood Fashay Arrintaad Fashay Adoo Diidan (Sama Falkii).
Swahilice:
Na ukatenda kitendo chako ulicho tenda, nawe ukawa miongoni mwa wasio na shukrani?
Uygurca:
سەن ھېلىقى قىلغان ئىشىڭنى قىلمىدىڭمۇ؟ (يەنى قىبتىنى ئۆلتۈرمىدىڭمۇ؟) سەن تۇزكورلاردىنسەن»
Japonca:
それなのにあなたは酪いことをしでかしたものだ。あなたは恩を忘れる者の仲間である。」
Arapça (Ürdün):
«وفعلت فعلتك التي فعلت» هي قتله القبطي «وأنت من الكافرين» الجاحدين لنعمتي عليك بالتربية وعدم الاستعباد.
Hintçe:
और तुम अपना वह काम (ख़ून क़िब्ती) जो कर गए और तुम (बड़े) नाशुक्रे हो
Tayca:
และเจ้าได้ทำการกระทำของเจ้าซึ่งเจ้าได้กระทำไปแล้ว และเจ้าเป็นผู้หนึ่งในหมู่ผู้เนรคุณ
İbranice:
ועשית מה שעשית, ואתה אינך מכיר לי טובה
Hırvatça:
I uradio si ono što si uradio i uz to si poricatelj bio!"
Rumence:
Tu ai făcut apoi fapta pe care ai făcut-o, căci eşti dintre cei nemulţumitori.”
Transliteration:
WafaAAalta faAAlataka allatee faAAalta waanta mina alkafireena
Türkçe:
"Ve sonunda o yaptığını da yaptın. Nankörlerden birisin sen."
Sahih International:
And [then] you did your deed which you did, and you were of the ungrateful."
İngilizce:
And thou didst a deed of thine which (thou knowest) thou didst, and thou art an ungrateful (wretch)!
Azerbaycanca:
Axırda elədiyini də elədin (bir qibtini vurub öldürdün). Sən nankorun birisən!”
Süleyman Ateş:
Ve sonunda o yaptığını da yaptın, sen nankörlerden birisin.
Diyanet Vakfı:
Sonunda o yaptığın (kötü) işi de yaptın. Sen nankörün birisin!
Erhan Aktaş:
“Sen ise yapacağını yaptın. Sen kâfirlerdensin.(1)”
Kral Fahd:
Sonunda o yaptığın (kötü) işi de yaptın. Sen nankörün birisin!
Hasan Basri Çantay:
«O yapdığın fi´li de sen işledin. Sen nankörlerdensin».
Muhammed Esed:
Ama sonunda yapacağını yaptın ve nankör biri oldu(ğunu gösterdi)n!"
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
O yaptığın işi (Kıptî’yi öldürmeyi) de sen işledin
Portekizce:
E, apesar disso, cometeste uma ação (que bem sabes), e por assim fazeres, és um dos tantos ingratos!
İsveççe:
Och ändå begick du den handling som du begick och visade därmed [din] otacksamhet."
Farsça:
و آن کارت را که کردی، کردی در حالی که از ناسپاسان [زحمات و نعمت های ما] بودی.
Kürtçe:
وە ئەو کردەوە (خراپە)شت کرد کەکردت (کەکوشتنی قیبتیەک بوو) وە تۆ لەوانەی سپڵە و ناشوکرن
Özbekçe:
Ва нонкўрлардан бўлиб, қиладиган ишингни қилиб қўймадингми?!» деди. (Фиръавннинг миннатларидан асосий мақсади–Мусо алайҳиссалом олиб келган динни инкор қилиш эди. Қўлимизда катта бўла туриб, энди, бизга, динимизга ва мулкимизга қарши чиқасанми? Янги дин келтирдим, деб даъво қиласанми? Бизнинг қавмимиздан бир кишини ўлдириб қўймадингми?!)
Malayca:
"Dan (bukankah) engkau telah melakukan satu perbuatan (jenayah) yang telah engkau lakukan dan (dengan itu) engkau dari orang-orang yang tidak mengenang budi?"
Arnavutça:
dhe, ke punuar atë veprën (e keqe) tënde, të cilën e ke punuar, e ti madje – je edhe jomirënjohës?”
Bulgarca:
И направи, каквото направи. Ти си от неблагодарните.”
Sırpça:
И урадио си оно што си урадио и још си незахвалан!“
Çekçe:
A přesto jsi provedl skutek svůj, jejž jsi učinil; tys věru jeden z nevděčných!'
Urduca:
اور اس کے بعد کر گیا جو کچھ کہ کر گیا، تو بڑا احسان فراموش آدمی ہے"
Tacikçe:
Ва он корро, ки аз ту оар зад, накардаӣ? Пас ту кофири неъматӣ».
Tatarca:
Һәм кыласы эшеңне кылдың ягъни бер кыбтыйны үтердек, син минем биртәя нигъмәтемне инкяр итүчесең".
Endonezyaca:
dan kamu telah berbuat suatu perbuatan yang telah kamu lakukan itu dan kamu termasuk golongan orang-orang yang tidak membalas guna.
Amharca:
«ያችንም የሠራሃትን ሥራህን አልሠራህምን አንተም ከውለታ ቢሶቹ ነህ» (አለ)፡፡
Tamilce:
“இன்னும், (மூஸாவே!) நீ உனது (ஒரு கெட்ட) செயலை செய்து விட்டாய். நீ நன்றி கெட்டவர்களில் ஒருவராக இருக்கிறாயே.”
Korece:
네가 행한 너의 행위로 보아너는 은혜를 배반한 자 중 하나라 고 말하니
Vietnamca:
“Vậy mà Ngươi đã nhẫn tâm làm một việc đáng lẽ ra Ngươi không nên làm, Ngươi là một tên vong ơn bội nghĩa.”
Ayet Linkleri: