Arapça:
وَاتَّقُوا الَّذِي أَمَدَّكُم بِمَا تَعْلَمُونَ
Çeviriyazı:
vetteḳu-lleẕî emeddeküm bimâ ta`lemûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O Allah'tan korkun ki, size o bildiğiniz şeyleri vermekte,
Diyanet İşleri:
Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Çekinin o mabuttan ki bildiğiniz nimetleri vererek yardım etti size.
Şaban Piriş:
Size bildiğiniz şeyleri sunandan korkun!
Edip Yüksel:
Bildiğiniz her şeyi size vereni dinleyin.
Ali Bulaç:
Bildiğiniz şeylerle size yardım edenden korkup-sakının.
Suat Yıldırım:
Allah'a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Size bildiğiniz bunca nimetleri veren, size davarlar ve evlatlar ihsan eden, bağ ve bahçeler, pınarlar lütfeden o Rabbinize karşı gelmekten sakının. Müthiş bir günün azabının tepenize ineceğinden, gerçekten endişe ediyorum!”
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Ve o Zât´tan korkunuz ki, bildiğiniz şeylerle size imdat etti.»
Yaşar Nuri Öztürk:
O bildiğiniz nimetleri önünüze yayandan korkun.
Bekir Sadak:
26:137
İbni Kesir:
Bildiğiniz şeylerle sizi destekleyenden sakının.
Adem Uğur:
Bildiğiniz şeyleri size bol bol veren, Allah´dan korkun.
İskender Ali Mihr:
Ve bildiğiniz (sizlere öğrettiği) şeylerle size yardım eden (Allah´a) karşı takva sahibi olun (Allah´a ulaşmayı dileyin).
Celal Yıldırım:
Bildiğiniz nimetleri size (cömertçe) verenden (O´na karşı gelmekten) sakının.
Tefhim ul Kuran:
«Bilmekte olduğunuz şeylerle size yardım edenden korkup sakının,»
Fransızca:
Craignez Celui qui vous a pourvus de [toutes les bonnes choses] que vous connaissez,
İspanyolca:
¡Temed a Quien os ha proveído de lo que sabéis:
İtalyanca:
e temete Colui che vi ha provvisto di ciò che ben sapete:
Almanca:
Und handelt Taqwa gemäß Dem gegenüber, Der euch mit dem versorgt, was ihr wisst!
Çince:
你们应当敬畏主,他以你们所知道的赏赐你们,
Hollandaca:
En vreest hem, die u datgene heeft geschonken, wat gij kent.
Rusça:
Бойтесь Того, Кто помог вам тем, что вам известно.
Somalice:
Kana Dhawrsada Eebaha idin Siiyey waxaad Ogtihiin.
Swahilice:
Na mcheni aliye kupeni haya mnayo yajua.
Uygurca:
سىلەرگە سىلەر بىلىدىغان نېمەتلەرنى ئاتا قىلغان اﷲ تىن قورقۇڭلار
Japonca:
あなたがたが知る程のものを,授けられる方を畏れなさい。
Arapça (Ürdün):
«واتقوا الذي أمدكم» أنعم عليكم «بما تعملون».
Hintçe:
और उस शख्स से डरो जिसने तुम्हारी उन चीज़ों से मदद की जिन्हें तुम खूब जानते हो
Tayca:
และพวกท่านจงยำเกรงผู้ทรงประทานแก่พวกท่าน สิ่งซึ่งพวกท่านรู้ดีอยู่แล้ว
İbranice:
ויראו את זה אשר נתן לכם את אשר ידעתם
Hırvatça:
Bojte se Onoga Koji vas je opskrbio onim što znate,
Rumence:
Temeţi-vă de Cel ce v-a dăruit ceea ce ştiţi,
Transliteration:
Waittaqoo allathee amaddakum bima taAAlamoona
Türkçe:
"O bildiğiniz nimetleri önünüze yayandan korkun."
Sahih International:
And fear He who provided you with that which you know,
İngilizce:
Yea, fear Him Who has bestowed on you freely all that ye know.
Azerbaycanca:
Qorxun o kəsdən ki, anlayıb bildiyiniz şeyləri (ne’mətləri) sizə əta etdi!
Süleyman Ateş:
Size bildiğiniz ni'metleri bol bol veren(Allah)dan korkun. Keep your duty toward Him Who hath aided you with (the good things) that ye know,
Diyanet Vakfı:
Bildiğiniz şeyleri size bol bol veren, Allah'dan korkun.
Erhan Aktaş:
“Bildiğiniz şeylerle(1) size yardım edene karşı takvâ sahibi olun.”
Kral Fahd:
Bildiğiniz şeyleri size veren, (Allah'a karşı gelmek) den sakının.
Hasan Basri Çantay:
«Size bilib durduğunuz şeylerle (nimetlerle) yardım eden»,
Muhammed Esed:
düşünebileceğiniz bütün (iyilikleri) size sağlayan (Allah´tan) yana duyarlı olun;
Gültekin Onan:
26:125
Ali Fikri Yavuz:
Size bildiğiniz şeyleri verenden sakının
Portekizce:
E temei a Quem vos cumulou com tudo o que sabeis.
İsveççe:
Frukta Honom som har skänkt er allt det som ni [själva] vet,
Farsça:
واز کسی که شما را به وسیله آنچه خود می دانید یاری داده، پروا کنید،
Kürtçe:
وە لە (سزای) ئەو خوایە بترسن وخۆتان بپارێزن کەخۆتان دەزانن چی پێ بەخشیون
Özbekçe:
Сизга ўзингиз билган нарса ила мадад берган зотдан қўрқинг.
Malayca:
"Dan berbaktilah kamu kepada Allah yang telah menolong kamu dengan pemberian nikmat-nikmatNya yang kamu sedia mengetahuinya.
Arnavutça:
Dhe, druani Atij, i cili u ka dhuruar juve ato që i dini:
Bulgarca:
И бойте се от Онзи, Който ви е дал вашето знание,
Sırpça:
Бојте се Оног Који вам дарује оно што знате,
Çekçe:
A bojte se toho, jenž rozmnožil to, co znáte,
Urduca:
ڈرو اُس سے جس نے وہ کچھ تمہیں دیا ہے جو تم جانتے ہو
Tacikçe:
Ва битарсед аз он Худое, ки он чиро, ки медонед, ба шумо ато кардааст.
Tatarca:
Сезгә ярдәм бирүче Аллаһудан куркыгыз, үзегез дә беләсез Аның ярдәм биргәнен.
Endonezyaca:
Dan bertakwalah kepada Allah yang telah menganugerahkan kepadamu apa yang kamu ketahui.
Amharca:
«ያንንም በምታውቁት (ጸጋ) ያጣቀማችሁን ፍሩ፡፡
Tamilce:
இன்னும், நீங்கள் அறிந்தவற்றைக் கொண்டு உங்களுக்கு உதவிய (உங்கள் இறை)வனை அஞ்சுங்கள்!
Korece:
너희가 알고 있는 모든 것 을 주신 분을 두려워 하라
Vietnamca:
“Các người hãy sợ Đấng đã trợ giúp các người biết bao thiên ân mà các người biết.”
Ayet Linkleri: