Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

21

Sûredeki Ayet No: 

54

Ayet No: 

2537

Sayfa No: 

326

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ لَقَدْ كُنتُمْ أَنتُمْ وَآبَاؤُكُمْ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ

Çeviriyazı: 

ḳâle leḳad küntüm entüm veâbâüküm fî ḍalâlim mübîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İbrahim: "And olsun ki sizler de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz" dedi.

Diyanet İşleri: 

İbrahim: "And olsun ki sizler de babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz" deyince:

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O da andolsun ki demişti, siz de apaçık bir sapıklık içindesiniz, atalarınız da.

Şaban Piriş: 

Hiç kuşkusuz siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içinde bulunuyorsunuz, dedi.

Edip Yüksel: 

"Doğrusu, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içine düşmüşsünüz," deyince,

Ali Bulaç: 

Dedi ki: "Andolsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz."

Suat Yıldırım: 

“Yemin ederim ki, dedi, siz de atalarınız da besbelli bir sapıklık içindesiniz.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Kasem olsun ki,» dedi, «siz de, babalarınız da pek açık bir sapıklık içinde bulunmuş oldunuz.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dedi: "Vallahi, siz de atalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz."

Bekir Sadak: 

(60-61) Bazilari: «Ibrahim denen bir gencin onlari diline doladigini duymustuk» deyince, «O halde bunlarin sahidlik edebilmeleri icin onu halkin gozu onune getirin» dediler.

İbni Kesir: 

O: Andolsun ki sizler de, babalarınız da apaçık bir sapıklık içerisindesiniz, demişti.

Adem Uğur: 

Doğrusu, siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz, dedi.

İskender Ali Mihr: 

(İbrâhîm A.S): “Andolsun ki siz ve babalarınız, apaçık dalâlettesiniz.” dedi.

Celal Yıldırım: 

O da, «yemin ederim ki siz de, babalarınız da çok açık bir sapıklık içindesiniz» demişti.

Tefhim ul Kuran: 

Dedi ki: «Andolsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz.»

Fransızca: 

Il dit : "Certainement, vous avez été, vous et vos ancêtres, dans un égarement évident".

İspanyolca: 

Dijo: «Pues vosotros y vuestros padres estáis evidentemente extraviados».

İtalyanca: 

Disse: «Certo siete stati nell'errore più palese, voi e i vostri avi».

Almanca: 

Er sagte: "Gewiß, bereits wart ihr und eure Ahnen in einem eindeutigen Irregehen."

Çince: 

他说:你们和你们的祖先,确已陷于明显的迷误之中。

Hollandaca: 

Hij zeide: Waarlijk, gij en uwe vaderen hebben in eene duidelijke dwaling verkeerd.

Rusça: 

Он сказал: "Воистину, вы и ваши отцы пребываете в очевидном заблуждении".

Somalice: 

Wuxuu yidhi (Nabi) Ibraahim waxaad ku Sugantihiin idinka iyo Aabayaalkiin Baadi Cad.

Swahilice: 

Akasema: Bila ya shaka nyinyi na baba zenu mmekuwa katika upotofu ulio dhaahiri.

Uygurca: 

ئىبراھىم: «سىلەرمۇ، ئاتا - بوۋاڭلارمۇ (پايدا - زىيان يەتكۈزەلمەيدىغان، ئاڭلىمايدىغان جانسىز بۇتلارغا چوقۇنغانلىقىڭلار ئۈچۈن) ھەقىقەتەن روشەن گۇمراھلىقتا سىلەر» دېدى

Japonca: 

かれは言った。「あなたがたとあなたがたの祖先は,明らかに誤っていたのである。」

Arapça (Ürdün): 

«قال» لهم «لقد كنتم أنتم وآباؤكم» بعبادتها «في ضلال مبين» بَيّن.

Hintçe: 

इबराहीम ने कहा यक़ीनन तुम भी और तुम्हारे बुर्जुग़ भी खुली हुईगुमराही में पड़े हुए थे

Tayca: 

เขากล่าวว่า “โดยแน่นอน พวกท่านและบรรพบุรุษของพวกท่าน อยู่ในการหลงผิดอย่างชัดแจ้ง”

İbranice: 

אמר: 'אתם ואבותיכם הייתם שקועים בתעייה גמורה

Hırvatça: 

"I vi ste, a i preci vaši, bili u očitaj zabludi", reče.

Rumence: 

El spuse: “Şi voi şi taţii voştri sunteţi într-o rătăcire vădită.”

Transliteration: 

Qala laqad kuntum antum waabaokum fee dalalin mubeenin

Türkçe: 

Dedi: "Vallahi, siz de atalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz."

Sahih International: 

He said, "You were certainly, you and your fathers, in manifest error."

İngilizce: 

He said, "Indeed ye have been in manifest error - ye and your fathers."

Azerbaycanca: 

(İbrahim onlara: ) “And olsun ki, siz də, atalarınız da (haqq yoldan) açıq-aşkar azmısınız!” – demişdi.

Süleyman Ateş: 

Doğrusu siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz! dedi.

Diyanet Vakfı: 

Doğrusu, siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz, dedi.

Erhan Aktaş: 

“Gerçek şu ki siz de atalarınız da açık bir sapkınlık içindesiniz.” dedi.

Kral Fahd: 

Doğrusu, siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz, dedi.

Hasan Basri Çantay: 

(İbrâhîm) dedi: «Andolsun, siz de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz».

Muhammed Esed: 

(İbrahim:) "Doğrusu, siz de atalarınız da apaçık bir sapıklık içindeymişsiniz!" dedi.

Gültekin Onan: 

Dedi ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Hz. İbrâhîm, onlara) dedi ki: “- Yemin olsun, siz ve atalarınız açık bir sapıklık içindesiniz.”

Portekizce: 

Disse-lhes (Abraão): Sem dúvida que vós e os vossos pais estais em evidente erro.

İsveççe: 

Han sade: "Det är tydligt att ni och era fäder helt har gått vilse."

Farsça: 

گفت: به یقین شما و پدرانتان در گمراهی آشکاری هستید.

Kürtçe: 

(ئیبراھیم) ووتی بەڕاستی ئێوە خۆتان و باوو باپیرانتان لە گومڕاییەکی ئاشکرادان

Özbekçe: 

У: «Батаҳқиқ, сиз ҳам, ота-боболарингиз ҳам очиқ-ойдин залолатдасизлар», деди.

Malayca: 

Ia berkata: "Sesungguhnya kamu dan datuk-nenek kamu adalah dalam kesesatan yang nyata".

Arnavutça: 

(Ibrahimi) tha: “Me të vërtetë, ju (si) dhe baballarët tuaj jeni në humbje të qartë”.

Bulgarca: 

Рече: “Вие и предците ви сте в явна заблуда.”

Sırpça: 

Аврам рече: "Заиста се ви, а и преци ваши, у очигледној заблуди.“

Çekçe: 

Pravil: 'Vskutku vy i vaši otcové ve zjevném bludu jste!'

Urduca: 

اس نے کہا "تم بھی گمراہ ہو اور تمہارے باپ دادا بھی صریح گمراہی میں پڑے ہوئے تھے؟"

Tacikçe: 

Гуфт: «Албатта шумо ва падаронатон дар гумроҳии ошкоро будаед».

Tatarca: 

Ибраһим әйтте: "Тәхкыйк сез үзегез вә аталарыгыз ачык адашуда булдыгыз".

Endonezyaca: 

Ibrahim berkata: "Sesungguhnya kamu dan bapak-bapakmu berada dalam kesesatan yang nyata".

Amharca: 

«እናንተም አባቶቻችሁም በእርግጥ በግልጽ ስህተት ውስጥ ነበራችሁ» አላቸው፡፡

Tamilce: 

(இப்ராஹீம்) கூறினார்: “திட்டமாக நீங்களும் உங்கள் மூதாதைகளும் தெளிவான வழிகேட்டில் இருக்கிறீர்கள்.”

Korece: 

그가 말하길 여러분과 여러 분의 선조들이 분명히 방황했노라

Vietnamca: 

(Ibrahim) bảo: “Các người và cha mẹ của các người, tất cả, thật sự đều đã lầm lạc một cách quá rõ ràng.”