Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

21

Sûredeki Ayet No: 

51

Ayet No: 

2534

Sayfa No: 

326

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

۞ وَلَقَدْ آتَيْنَا إِبْرَاهِيمَ رُشْدَهُ مِن قَبْلُ وَكُنَّا بِهِ عَالِمِينَ

Çeviriyazı: 

veleḳad âteynâ ibrâhîme ruşdehû min ḳablü vekünnâ bihî `âlimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

And olsun ki biz daha önce İbrahim'e de rüşdünü vermiştik (akla uygun olanı göstermiştik). Biz onu biliyorduk.

Diyanet İşleri: 

And olsun ki, daha önce İbrahim'e de akla uygun olanı göstermiştik. Biz onu biliyorduk.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Andolsun ki daha önce İbrahim'e onu doğru yola sevkedecek delilleri vermiştik ve onun, buna ehil olduğunu da biliyorduk.

Şaban Piriş: 

Daha önce de İbrahim’e rüştünü verdik. Ve biz onu bilenlerdendik.

Edip Yüksel: 

Biz daha önce de İbrahim'e anlama ve kavrama yeteneğini bağışlamıştık. Biz onu çok iyi biliyorduk.

Ali Bulaç: 

Andolsun, bundan önce İbrahim'e rüşdünü vermiştik ve Biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik.

Suat Yıldırım: 

Biz Mûsâ'dan önce de İbrâhim’e hidâyet ve akl-ı selim verdik. Biz onun halini pek iyi biliyorduk. [6,83; 2,124-141; 11,51-60; 16,120-123]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve andolsun ki, İbrahim´e de bundan evvel rüşdünü vermiştik ve Biz O´na âlimler idik.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yemin olsun, İbrahim'e daha önceden, doğruyu bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz.

Bekir Sadak: 

«Allah´a yemin ederim ki, siz ayrildiktan sonra, putlariniza bir tuzak kuracagim!»

İbni Kesir: 

Andolsun ki

Adem Uğur: 

Andolsun biz İbrahim´e daha önce rüşdünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık.

İskender Ali Mihr: 

Ve andolsun ki daha önce İbrâhîm (A.S)´a rüşdünü (irşad yetkisini) verdik. Ve Biz, onu (irşada ehil olduğunu) bilenlerdik.

Celal Yıldırım: 

And olsun ki, bundan önce de İbrahim´e rüşdünü (uygun olanı, doğru yolu, doğru düşünmeyi) vermiştik ve biz bunu bilenlerdik..

Tefhim ul Kuran: 

Andolsun, bundan önce de İbrahim´e rüşdünü vermiştik ve biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik.

Fransızca: 

En effet, Nous avons mis auparavant Abraham sur le droit chemin. Et Nous en avions bonne connaissance.

İspanyolca: 

Antes, dimos a Abraham, a quien conocíamos, la rectitud.

İtalyanca: 

Siamo Noi che conducemmo Abramo sulla retta via, Noi che lo conoscevamo.

Almanca: 

Und gewiß, bereits gewährten WIR Ibrahim seine Verständigkeit vorher und waren über ihn allwissend.

Çince: 

以前我确已把正直赏赐易卜拉欣,我原是深知他的。

Hollandaca: 

En wij gaven vroeger aan Abraham zijne leiding, en wij wisten dat hij de openbaringen waardig was, waarmede hij werd begunstigd.

Rusça: 

Еще раньше Мы даровали Ибрахиму (Аврааму) верное руководство, и Мы были осведомлены о нем.

Somalice: 

Dhab ahaan waxaan u Siinay Nabi Ibraahim Hanuukiisa mar hore anagaana Ogayn.

Swahilice: 

Na hakika tulikwisha mpa Ibrahim uwongofu wake zamani, na tulikuwa tunamjua.

Uygurca: 

(مۇسا، ھارۇنلاردىن بۇرۇن) بىز ئىبراھىمغا ھەقىقەتەن (دۇنيا ۋە ئاخىرەتتە ياخشىلىق يوللىرىنى كۆرسىتىپ بېرىدىغان) ھىدايەت ئاتا قىلغان ئىدۇق، بىز ئۇنىڭ (پەيغەمبەرلىكنىڭ ئەھلى) ئىكەنلىكىنى بىلەتتۇق

Japonca: 

われは以前イブラーヒームに,方正な行いを授けた。われはかれをよく知っている。

Arapça (Ürdün): 

«ولقد آتينا إبراهيم رشده من قبل» أي هداه قبل بلوغه «وكنا به عالمين» بأنه أهل لذلك.

Hintçe: 

और इसमें भी शक नहीं कि हमने इबराहीम को पहले ही से फ़हेम सलीम अता की थी और हम उन (की हालत) से खूब वाक़िफ थे

Tayca: 

และโดยแน่นอน เราได้ให้ความเฉลียวฉลาดแก่อิบรอฮีม แต่ครั้งก่อน โดยที่เรารู้จักเขาดี

İbranice: 

ולאברהם נתנו בינה כבר בעודו צעיר, והיינו אותו מכירים

Hırvatça: 

Mi smo još prije Ibrahimu razboritost dali i dobro smo ga poznavali.

Rumence: 

Noi am dăruit odinioară cunoaşterea lui Abraham. Noi l-am cunoscut.

Transliteration: 

Walaqad atayna ibraheema rushdahu min qablu wakunna bihi AAalimeena

Türkçe: 

Yemin olsun, İbrahim'e daha önceden, doğruyu bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz.

Sahih International: 

And We had certainly given Abraham his sound judgement before, and We were of him well-Knowing

İngilizce: 

We bestowed aforetime on Abraham his rectitude of conduct, and well were We acquainted with him.

Azerbaycanca: 

Biz daha öncə İbrahimə də doğru yolu nəsib etmişdik (peyğəmbərlik ehsan buyurmuşduq). Biz onu (onun buna layiq olduğunu) bilirdik.

Süleyman Ateş: 

Andolsun biz, daha önceden İbrahim'e de doğru yolu bulma yeteneğini vermiştik. Zaten biz onu(n olgun insan olduğunu) biliyorduk.

Diyanet Vakfı: 

Andolsun biz İbrahim'e daha önce rüşdünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık.

Erhan Aktaş: 

Ant olsun İbrâhîm’e rüşdünü(1) vermiştik. Biz, onu tanıyorduk.

Kral Fahd: 

Andolsun biz İbrahim’e daha önce rüşdünü (hakkı, nübüvveti ve kavmine karşı sunacağı delilleri) vermiştik. Biz onu iyi tanırdık.

Hasan Basri Çantay: 

Andolsun ki biz daha evvel Ibrâhîme de rüşdünü verdik ve biz onu (n buna ehil olduğunu) bilenlerdik.

Muhammed Esed: 

Ve gerçek şu ki, Biz (Musa´dan) çok önce İbrahim´e (de) sağduyu vermiştik; ve o´na (yön veren saiki) biliyorduk,

Gültekin Onan: 

Andolsun, bundan önce İbrahim´e rüşdünü vermiştik ve biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik.

Ali Fikri Yavuz: 

Azametim hakkı için, biz Mûsa’dan evvel de İbrahîm’e hidayetini vermiştik ve biz, buna (peygamberliğe) ehil olduğunu biliyorduk.

Portekizce: 

Anteriormente concedemos a Abraão a sua integridade, porque o sabíamos digno disso.

İsveççe: 

REDAN i hans ungdom gav Vi Abraham kunskap om den rätta vägen och ett rättrådigt handlande; Vi visste att han var [värdig Våra gåvor].

Farsça: 

و مسلماً پیش از این به ابراهیم، رشد و هدایتی [که سزاوارش بود] عطا کردیم؛ و ما به او دانا بودیم.

Kürtçe: 

سوێند بەخوا بەڕاستی بەخشیمان بە ئیبراھیم ڕێنمونی وشارەزایی لەپێشدا وەئێمە لە (شیاوی) ئەو ئاگادار بووین

Özbekçe: 

Батаҳқиқ, илгари Биз Иброҳимга рушди ҳидоятни берган эдик. Биз унинг (ҳолини) билгувчи эдик. (Иброҳим Аллоҳ томонидан рушди ҳидоят берилган зотлар ичида аввалгиларидан бири эди. Биз унга рушдни бехосдан берганимиз йўқ. Биз Иброҳимнинг рушди ҳидоятга, Пайғамбар бўлишга лойиқ зотлигини яхши билар эдик.)

Malayca: 

Dan demi sesungguhnya, Kami telah memberi kepada Nabi Ibrahim sebelum itu jalan yang benar dalam bertauhid, dan Kami adalah mengetahui akan halnya.

Arnavutça: 

Na ia kemi dhënë Ibrahimit qysh më parë pjekurinë (e profetnisë) dhe Ne e kemi ditur (se ai është i denjë për te),

Bulgarca: 

И още отрано насочихме Ибрахим по правия път. Познавахме го Ние.

Sırpça: 

Ми смо још пре Авраму дали разборитост и добро смо га познавали.

Çekçe: 

A darovali jsme již předtím Abrahamovi správné vedení, neboť jsme o něm věděli.

Urduca: 

اُس سے بھی پہلے ہم نے ابراہیمؑ کو اُس کی ہوش مندی بخشی تھی اور ہم اُس کو خوب جانتے تھے

Tacikçe: 

Пеш аз ин ба Иброҳим қувваи шинохташро ато кардем ва ба ӯ огоҳ будем.

Tatarca: 

Тәхкыйк Ибраһим г-мгә бәлагатькә ирешмәс борын ук файда белән зарарны аерырлык белем бирдек, аңа биргән нәрсәбезгә аның әһел икәнен белер идек.

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya telah Kami anugerahkan kepada Ibrahim hidayah kebenaran sebelum (Musa dan Harun), dan adalah Kami mengetahui (keadaan)nya.

Amharca: 

ለኢብራሂምም ከዚያ በፊት ቅን መንገዱን በእርግጥ ሰጠነው፡፡ እኛም በእርሱ (ተገቢነት) ዐዋቂዎች ነበርን፡፡

Tamilce: 

(மூஸாவிற்கு) முன்னர் இப்ராஹீமுக்கு அவருக்குரிய நேரிய அறிவை திட்டமாக நாம் கொடுத்தோம். இன்னும் நாம் அவரை நன்கறிந்தவர்களாக இருந்தோம்.

Korece: 

하나님은 이전에 아브라함 에게 지침서를 주었으며 그를 잘 아시노라

Vietnamca: 

Quả thật trước đây TA đã ban cho Ibrahim sự nhận thức đúng sai và TA biết rõ về Y.