Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

21

Sûredeki Ayet No: 

50

Ayet No: 

2533

Sayfa No: 

326

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَهَٰذَا ذِكْرٌ مُّبَارَكٌ أَنزَلْنَاهُ ۚ أَفَأَنتُمْ لَهُ مُنكِرُونَ

Çeviriyazı: 

vehâẕâ ẕikrum mübârakün enzelnâh. efeentüm lehû münkirûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İşte bu (Kwr'ân) da indirdiğimiz kutsal bir kitaptır. Şimdi siz bunu mu inkâr ediyorsunuz?

Diyanet İşleri: 

İşte bu, indirdiğimiz kutsal bir Kitap'dır. Siz mi onu inkar ediyorsunuz?

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve bu da kutlu Kur'an'dır, bunu da indirdik; inkar mı edeceksiniz onu?

Şaban Piriş: 

İşte, bu da indirdiğimiz mübarek bir zikirdir. Şimdi bunu inkar mı ediyorsunuz?

Edip Yüksel: 

Bu, da ona indirdiğimiz kutsal bir mesajdır. Siz şimdi ona karşı mı çıkıyorsunuz?

Ali Bulaç: 

Bu, Bizim ona indirdiğimiz mübarek bir zikirdir. Şu halde onu inkar edecek olanlar siz misiniz?

Suat Yıldırım: 

İşte bu da sana indirdiğimiz kutlu bir mesajdır. Hal böyle iken siz onu inkâr mı edeceksiniz?

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve işte bu (Kur´an) bir mübarek zikirdir ki, onu Biz indirdik. Artık siz mi onu münkir kimselersiniz?

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bu, bereketli bir Zikir'dir ki, onu indirdik. Yoksa siz onu inkâr mı ediyorsunuz?

Bekir Sadak: 

O soyle dedi: «Hayir

İbni Kesir: 

İşte bu da Bizim indirdiğimiz mübarek bir zikirdir. Yoksa siz onu inkar mı ediyorsunuz?

Adem Uğur: 

İşte bu (Kur´an) da, bizim indirdiğimiz hayırlı ve faydalı bir öğüttür. Şimdi onu inkâr mı ediyorsunuz?

İskender Ali Mihr: 

Ve bu, Bizim indirdiğimiz Mübarek Bir Zikir´dir. Siz, hâlâ O´nu inkâr edenler misiniz?

Celal Yıldırım: 

İşte bu (Kur´ân), indirdiğimiz mubarek bir kitaptır. Şimdi sız mı bunu inkâr ediyorsunuz ?!

Tefhim ul Kuran: 

Bu, bizim ona indirdiğimiz mübarek olan bir zikirdir. Şu halde onu inkâr edecek olanlar siz misiniz?

Fransızca: 

Et ceci [le Coran] est un rappel béni que Nous avons fait descendre. Allez-vous donc le renier ?

İspanyolca: 

Esto es una amonestación bendita, que Nosotros hemos revelado ¿Y la negaréis?

İtalyanca: 

Questo è un Monito benedetto che abbiamo fatto scendere. Lo rinnegherete?

Almanca: 

Und dies (der Quran) ist eine mit Baraka erfüllte Ermahnung, die WIR hinabsandten. Wollt ihr ihn etwa ableugnen?!

Çince: 

这是我所降示的吉祥的记念,难道你们否认它吗?

Hollandaca: 

Ook is dit boek eene gezegende vermaning welke wij van den hemel hebben nedergezonden; zult gij die dus loochenen?

Rusça: 

Это - благословенное Напоминание, которое Мы ниспослали. Неужели вы станете отвергать его?

Somalice: 

Kan (Quraankuna) waa Quraan la Barakeeyey oon Soo Dejinay ee midinkaa Diidi Isaga.

Swahilice: 

Na haya ni makumbusho yaliyo barikiwa, tuliyo yateremsha. Basi je! Mnayakataa?

Uygurca: 

بۇ بىز (سىلەرنىڭ تىلىڭلاردا) نازىل قىلغان مۇبارەك قۇرئاندۇر. (ئى ئەرەب جامائەسى! ئۇ شۇنچە روشەن تۇرسىمۇ) سىلەر ئۇنى ئىنكار قىلامسىلەر؟

Japonca: 

この(クルアーン)こそは,われが下した祝福豊かな訓戒である。あなたがたは,それでもなお拒否するのか。

Arapça (Ürdün): 

«وهذا» أي القرآن «ذكر مبارك أنزلناه أفأنتم له منكرون» الاستفهام فيه للتوبيخ.

Hintçe: 

और ये (कुरान भी) एक बाबरकत तज़किरा है जिसको हमने उतारा है तो क्या तुम लोग इसको नहीं मानते

Tayca: 

และนี่คืออัลกุรอาน เป็นการตักเตือนที่จำเริญซึ่งเราได้ให้มันลงมา แล้วพวกเจ้ายังจะปฏิเสธมันอีกหรือ

İbranice: 

וזהו זכר מבורך אשר הורדנו, האם תתכחשו לו

Hırvatça: 

I ovo je Opomena blagoslovljena koju objavljujemo, pa zar da je vi poričete?!

Rumence: 

Aceasta este o amintire bincuvântată pe care am pogorât-o, iar voi vă veţi lepăda de ea?

Transliteration: 

Wahatha thikrun mubarakun anzalnahu afaantum lahu munkiroona

Türkçe: 

Bu, bereketli bir Zikir'dir ki, onu indirdik. Yoksa siz onu inkâr mı ediyorsunuz?

Sahih International: 

And this [Qur'an] is a blessed message which We have sent down. Then are you with it unacquainted?

İngilizce: 

And this is a blessed Message which We have sent down: will ye then reject it?

Azerbaycanca: 

Bu (Qur’an) nazil etdiyimiz mübarək (insanlara daim xeyir-bərəkət gətirən) bir Kitabdır. İndi siz onu inkarmı edirsiniz?

Süleyman Ateş: 

Bu (Kur'an) da ona (yani Muhammed'e) indirdiğimiz mübarek (çok faydalı) bir öğüttür. Şimdi siz onu inkar mı ediyorsunuz? (Ne kadar gafilsiniz siz)!

Diyanet Vakfı: 

İşte bu (Kur'an) da, bizim indirdiğimiz hayırlı ve faydalı bir öğüttür. Şimdi onu inkar mı ediyorsunuz?

Erhan Aktaş: 

Bu, indirdiğimiz çok değerli bir öğüttür. Böyleyken, siz onu inkâr mı edeceksiniz?

Kral Fahd: 

İşte bu (Kur'an) da, bizim indirdiğimiz hayırlı ve faydalı bir öğüttür. Şimdi onu inkâr mı ediyorsunuz?

Hasan Basri Çantay: 

İşte bu (Kur´an) da bizim indirdiğimiz feyz kaynağı bir zikirdir. Şimdi siz mi bunu inkâr edicilersiniz?

Muhammed Esed: 

Ve indirdiğimiz bu (mesaj da, öncekiler gibi) uyarıcı hatırlatıcı kutlu bir mesajdır; hal böyleyken yine de onu inkar mı edeceksiniz?

Gültekin Onan: 

Bu, bizim ona indirdiğimiz mübarek bir zikirdir. Şu halde onu inkar edecek olanlar siz misiniz?

Ali Fikri Yavuz: 

İşte bu Kur’an da, bizim indirdiğimiz mübarek bir zikirdir (İman edenler için rahmet ve feyiz kaynağıdır). Şimdi siz (ey Mekke halkı), bunu mu inkar ediyorsunuz?

Portekizce: 

Esta é a mensagem bendita, que revelamos. Atrever-vos-eis a negá-la?

İsveççe: 

Även denna [Koran] är en välsignad påminnelse som Vi har uppenbarat. [Är ni beredda att] förkasta den

Farsça: 

و این [قرآنی] که آن را نازل کرده ایم، ذکر و پندی پرمنفعت است؛ آیا باز هم شما منکر آن هستید؟

Kürtçe: 

وەئەم (قورئانە) یاد خەرەوەیەکی بەفەڕ وپیرۆزە ناردومانەتە خوارەوە دەی ئایا ئێوە دانی پێدا نانێن(باوەڕی پێ ناکەن)

Özbekçe: 

Бу, Биз нозил қилган муборак эслатмадир. Сизлар уни инкор қилгувчи бўласизларми?!

Malayca: 

Dan Al-Quran ini juga pengajaran yang berkat, yang Kami turunkan (kepada Nabi Muhammad); dengan keadaan yang demikian maka patutkah kamu mengingkarinya?

Arnavutça: 

Dhe ky (Kur’ani) është këshillë e uratë, të cilën Ne (Perëndia) e kemi shpallur, e vallë, si ta mohoni ju atë?

Bulgarca: 

Този [Коран] е благословено напомняне, низпослано от Нас. Нима ще го отречете?

Sırpça: 

Овај Кур’ан је благословљена поука коју објављујемо, па зар да га ви поричете?

Çekçe: 

A toto je připomenutí požehnané, Námi seslané. Chcete je snad popírat?

Urduca: 

اور اب یہ بابرکت "ذکر" ہم نے (تمہارے لیے) نازل کیا ہے پھر کیا تم اِس کو قبول کرنے سے انکاری ہو؟

Tacikçe: 

Ин муборак Қуръонест, ки нозил кардаем, Оё мункири он ҳастед?

Tatarca: 

Вә ошбу Коръән кешеләр мохтаҗ булган нәрсәләрне ачык бәян итүчедер, кешеләр өчен күп хәерледер, аны Мухәммәд г-мгә иңдердек. Әйә сез имансызлар Коръәнне инкяр итәсезме?

Endonezyaca: 

Dan Al Quran ini adalah suatu kitab (peringatan) yang mempunyai berkah yang telah Kami turunkan. Maka mengapakah kamu mengingkarinya?

Amharca: 

ይህም (ቁርኣን) ያወረድነው የኾነ ብሩክ መገሰጫ ነው፡፡ ታዲያ እናንተ ለእርሱ ከሓዲዎች ናችሁን

Tamilce: 

இது, பாக்கியமிகுந்த (அதிகமான நற்பலன்களை உடைய) ஓர் அறிவுரையாகும். நாம் இதை இறக்கினோம். ஆக, நீங்கள் இதை மறுக்கிறீர்களா?

Korece: 

이것이 바로 하나님이 계시 한 축복받은 메세지이거늘 너희는 그것을 거부하겠느뇨

Vietnamca: 

Đây (Qur’an) là nguồn nhắc nhở ân phúc mà TA đã ban xuống. Lẽ nào các ngươi lại phủ nhận Nó?