Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

25

Sûredeki Ayet No: 

17

Ayet No: 

2872

Sayfa No: 

361

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ وَمَا يَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ فَيَقُولُ أَأَنتُمْ أَضْلَلْتُمْ عِبَادِي هَٰؤُلَاءِ أَمْ هُمْ ضَلُّوا السَّبِيلَ

Çeviriyazı: 

veyevme yaḥşüruhüm vemâ ya`büdûne min dûni-llâhi feyeḳûlü eentüm aḍleltüm `ibâdî hâülâi em hüm ḍallü-ssebîl.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hele o gün Rabbin onları Allah'tan başka taptıkları şeylerle toplar da, der ki: "Siz mi saptırdınız şu kullarımı, yoksa kendileri mi yolu kaybettiler?"

Diyanet İşleri: 

O gün Rabbin onları ve Allah'ı bırakıp da taptıkları şeyleri toplar ve: "Bu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendi kendilerine mi yoldan saptılar?" der.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O gün, onları da, Allah'tan başka kulluk ettiklerini de toplayacak da siz misiniz diyecek, kullarımı doğru yoldan saptıranlar, yoksa onlar mı doğru yoldan sapıttılar?

Şaban Piriş: 

O gün Rabbin, onları ve Allah’tan başka ibadet ettiklerini bir araya toplar ve şöyle der: Şu kullarımı siz mi saptırdınız yoksa kendileri mi yoldan saptılar?

Edip Yüksel: 

Onları ve onların ALLAH'tan başka taptıklarını topladığı gün, "Bu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa onlar mı yolu saptılar?" der.

Ali Bulaç: 

Onları ve Allah'tan başka taptıklarını biraraya getirip toplayacağı ve: "Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan saptılar?” diyeceği gün;

Suat Yıldırım: 

Gün gelir, Allah müşriklerle, onların Allah'tan başka ibadet ettikleri putlarını diriltip bir araya toplar ve şöyle buyurur:“Siz mi saptırdınız bu kullarımı, yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve o gün ki, onları ve Allah´tan gayrı kendilerine ibadet ettiklerini haşreder de der ki: «Şu kullarımı siz mi sapıttırdınız, yoksa onlar mı yolu kaybettiler?»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onları ve Allah dışındaki taptıklarını haşredeceği gün şöyle sorar: "Şu kullarımı siz mi saptırdınız yoksa onlar mı yoldan çıktılar?"

Bekir Sadak: 

Yaptiklari her isi ele alir, onu toz duman ederiz.

İbni Kesir: 

O gün Rabbın onları ve Allah´tan başka taptıklarını bir araya toplar ve: Bu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan saptılar? der.

Adem Uğur: 

O gün Rabbin onları ve Allah´tan başka taptıkları şeyleri toplar da, der ki: Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?

İskender Ali Mihr: 

Ve o gün, onları ve Allah´tan başka taptıkları şeyleri haşredecek (toplayacak) sonra da onlara şöyle diyecek: “Bu kullarımı, siz mi dalâlete düşürdünüz yoksa onlar mı dalâlet yolunda kaldılar?”

Celal Yıldırım: 

Onları ve Allah´ı bırakıp taptıkları şeyleri kaldırıp (hesap alanına) toplayacağı gün (Allah) onlara : Siz mi şu kullarımı saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan saptılar? der.

Tefhim ul Kuran: 

Onları ve Allah´tan başka taptıklarını bir araya getirip toplayacağı ve: «Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yolu sapıttılar» diyeceği gün

Fransızca: 

Et le jour où Il les rassemblera, eux et ceux qu'ils adoraient en dehors d'Allah, Il dira : "Est-ce vous qui avez égaré Mes serviteurs que voici, ou ont-ils eux-mêmes perdu le sentier ? "

İspanyolca: 

El día que Él les congregue, a ellos y a los que servían en lugar de servir a Alá, dirá: «¿Sois vosotros los que habéis extraviado a estos Mis siervos o ellos solos se han extraviado del Camino?»

İtalyanca: 

Il Giorno in cui saranno riuniti, essi e coloro che adoravano all'infuori di Allah, [Egli] dirà [a questi ultimi]: «Siete voi che avete sviato questi Miei servi o hanno smarrito la via da soli?».

Almanca: 

Und am Tag, wenn ER sie und das, dem sie anstelle von ALLAH dienten, versammelt und dann sagt: "Habt ihr etwa diese Meine Diener irregeführt, oder sind sie selbst irregegangen?!"

Çince: 

在那日,他要把他们和他们舍真主而崇拜的(偶像)集合起来,然后说:究竟是你们使我的这些仆人迷误呢?还是他们自己叛离正路呢?

Hollandaca: 

Op een zekeren dag zal hij hen verzamelen, en alles wat zij naast God aanbidden, en hij zal tot de aangebedenen zeggen: Hebt gij deze mijne dienaren verleid, of dwaalden zij uit eigen beweging van den rechten weg af?

Rusça: 

В тот день Он соберет их и тех, кому они поклонялись вместо Аллаха, и скажет: "Это вы ввели в заблуждение этих Моих рабов, или же они сами сбились с пути?"

Somalice: 

Xusuusta Maalintaan Kulminayno Gaalada iyo waxay Caabudi oo Eebe ka soo Hadhay oos ku Dhihi Ma idinkaa Dhumiyey Addoomadaydaas, Mise Iyahgaa ka Dhumay Jidka.

Swahilice: 

Na siku atakapo wakusanya wao na hao wanao waabudu, na akasema: Je! Ni nyinyi mlio wapoteza waja wangu hawa, au wao wenyewe walipotea njia?

Uygurca: 

شۇ كۈندە اﷲ ئۇلارغا قوشۇپ، ئۇلار اﷲ نى قويۇپ، چوقۇنغان نەرسىلىرىنى يىغىدۇ. ئاندىن اﷲ (ئۇلارغا): «مېنىڭ بۇ بەندىلىرىمنى سىلەر ئازدۇردۇڭلارمۇ؟ يا (توغرا) يولدىن ئۇلار ئۆزلىرى ئازدىمۇ؟» دەيدۇ

Japonca: 

かれらそしてアッラー以外に仕えるものたちを一緒に召集なされる日,かれは仰せられよう。「これらわれのしもべたちを迷わせたのはあなたがたであるのか。それともかれらが(自ら)道を踏み外したのか。」

Arapça (Ürdün): 

«ويوم نحشرهم» بالنون والتحتانية «وما يعبدون من دون الله» أي غيره من الملائكة وعيسى وعزير والجن «فيقول» تعالى بالتحتانية والنون للمعبودين إثباتا للحجة على العابدين: «أأنتم» بتحقيق الهمزتين وإبدال الثانية ألفا وتسهيلها وإدخال ألف بين الُسهَلة والأخرى وتركه «أضْللْتم عبادي هؤلاء» أوقعتموهم في الضلال بأمركم إياهم بعبادتكم «أم هم ضلوا السبيل» طريق الحق بأنفسهم.

Hintçe: 

और जिस दिन ख़ुदा उन लोगों को और जिनकी ये लोग ख़ुदा को छोड़कर परसतिश किया करते हैं (उनको) जमा करेगा और पूछेगा क्या तुम ही ने हमारे उन बन्दों को गुमराह कर दिया था या ये लोग खुद राह रास्ते से भटक गए थे

Tayca: 

และวันที่พระองค์ทรงรวบรวมพวกเขาและบรรดาผู้ที่พวเขาเคารพภักดีอื่นจากอัลลอฮ์ แล้วพระองค์ตรัสขึ้นว่า “พวกเจ้าทำให้บรรดาบ่าวของข้าเหล่านั้นหลงทางกระนั้นหรือ? หรือว่าพวกเขาหลงทางกันเอง?”

İbranice: 

ביום אשר יאסוף אותם ואת אשר עבדו מלבד אלוהים, אז יאמר: 'האם אתם התעיתם את עבדיי אלה, או הם סטו מהדרך (האמונה)

Hırvatça: 

A na Dan kada ih On sakupi, a i one koje su pored Allaha obožavali, te upita: "Jeste li vi ove robove Moje u zabludu zaveli, ili su oni sami s Pravog puta zalutali?"

Rumence: 

În Ziua când El vă va aduna cu cei cărora vă închinaţi în locul lui Dumnezeu, vă va spune: “Voi mi-aţi rătăcit robii aceştia? Ori ei înşişi au rătăcit Calea?”

Transliteration: 

Wayawma yahshuruhum wama yaAAbudoona min dooni Allahi fayaqoolu aantum adlaltum AAibadee haolai am hum dalloo alssabeela

Türkçe: 

Onları ve Allah dışındaki taptıklarını haşredeceği gün şöyle sorar: "Şu kullarımı siz mi saptırdınız yoksa onlar mı yoldan çıktılar?"

Sahih International: 

And [mention] the Day He will gather them and that which they worship besides Allah and will say, "Did you mislead these, My servants, or did they [themselves] stray from the way?"

İngilizce: 

The day He will gather them together as well as those whom they worship besides Allah, He will ask: "Was it ye who let these My servants astray, or did they stray from the Path themselves?"

Azerbaycanca: 

(Allah müşrikləri) və onların Allahdan qeyri ibadət etdiklərini (bütləri) məhşərə toplayacağı gün (qiyamət günü) belə buyuracaqdır: “Mənim bu bəndələrimi (haqq yoldan) siz (bütlər) çıxartdınız, yoxsa onlar özləri yoldan çıxdılar?”

Süleyman Ateş: 

(Rabbin), onları ve Allah'tan başka taptıklarını biraraya toplayacağı gün, (tapılanlara) der ki: "Bu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yolu sapıttılar?"

Diyanet Vakfı: 

O gün Rabbin onları ve Allah'tan başka taptıkları şeyleri toplar da, der ki: Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?

Erhan Aktaş: 

Ve O Gün, onları ve Allah’ın yanı sıra kulluk(1) ettikleri şeyleri toplar, sonra da onlara: “Kullarımı siz mi saptırdınız yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?” der.

Kral Fahd: 

O gün Rabbin onları ve Allah'tan başka taptıkları şeyleri toplar da, der ki: Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?

Hasan Basri Çantay: 

(Rabbin) onları da, Allahdan gayri tapdıklarını da (mahşerde) bir araya toplayıb da: «Siz mi şu kullarımı sapdırdınız, yoksa kendileri mi yolu sapıtdılar?» diyeceği gün.

Muhammed Esed: 

Fakat (Rabbinin birliğini unutan kimselere gelince,) o Gün (Rabbin) onları ve onların Allah yerine kul köle oldukları varlıkları bir araya toplayacak ve (kendilerine tanrısal nitelikler yakıştırılan bu varlıklara): "Bu kullarımı siz mi yoldan çıkardınız, yoksa onların kendileri mi doğru yoldan ayrıldılar?" diye soracak.

Gültekin Onan: 

Onları ve Tanrı´dan başka taptıklarını bir araya getirip toplayacağı ve: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Allah, müşrikleri (kıyamette hesaba çekmek için), Allah’dan başka taptıkları şeylerle bir araya toplayıp da putlara: “- Siz mi, şu kullarımı saptırdınız, yoksa kendileri mi yollarını şaşırdılar?” diyeceği gün,

Portekizce: 

No dia em que Ele os congregar, com tudo quanto adoram em vez de Deus, Ele dirá: Fostes vós, acaso, aqueles queextraviaram estes Meus servos ou foram eles que se extraviaram?

İsveççe: 

OCH DEN dag då Han skall samla dem med dem som de dyrkade i Guds ställe, skall Han fråga [de senare]: "Ledde ni dessa Mina tjänare på avvägar eller gick de [självmant] vilse?"

Farsça: 

و [یاد کن] روزی را که آنان را با معبودانی که به جای خدا می پرستیدند، محشور می کند، پس [به آن معبودان] می گوید: آیا شما این بندگان مرا گمراه کردید، یا خودشان راه را گم کردند؟

Kürtçe: 

وە لەو ڕۆژەدا خوا ئەو (بت پەرستانە) کۆدەکاتەوە لەگەڵ ئەو پەرستراوانەی کەپەرستوونیان جگە لەخوا ئەمجا خوا (بە پەرستراوەکان) دەڵێ ئایا ئێوە ئەو بەندانەی منتان گومڕا کرد یان خۆیان ڕێگای (ڕاستیان) ونکرد و گومڕا بوون

Özbekçe: 

У(мушрик)ларни ва Аллоҳдан ўзга ибодат қилган нарсаларини тўплаган кунда У зот: «Анави бандаларимни сизлар адаштирдингизми ёки улар ўзлари йўлдан оздиларми?!» дейдир. (Бу дунёда мушрик бўлиб, Аллоҳдан ўзга нарсаларга ибодат этиб, ўшаларнинг «айтгани»ни қилиб, ўшаларнинг «розилиги»ни тилаб ўтган манави бандаларнинг мушрик бўлишлари сабаби нима? Уларни ўша «худо»лари адаштирдими? Ёки ўзлари йўлдан оғдиларми?)

Malayca: 

Dan (ingatkanlah) hari Tuhan menghimpunkan mereka (yang kafir) dan makhluk- makhluk yang mereka sembah yang lain dari Allah, lalu Ia bertanya (kepada makhluk-makhluk yang telah dipuja dan disembah itu): "Kamukah yang menyesatkan hamba-hambaKu itu atau mereka yang sesat jalan?"

Arnavutça: 

Dhe, atë Ditë kur (Perëndia) i tubon ata (idhujtarët) dhe ata që i adhuronin ata, pos Perëndisë, e u thotë atyre: “A jeni ju ata që i keni shmangur këta robër të Mi, apo ata vetë kanë humbur rrugën e drejtë?” –

Bulgarca: 

В Деня, когато Той ще събере тях и онова, на което служат вместо на Аллах, ще каже: “Вие ли заблудихте тези Мои раби, или сами се заблудиха по пътя?”

Sırpça: 

А на Дан када их Он сакупи, а и оне које су поред Аллаха обожавали, па упита: „Јесте ли ви ове Моје слуге завели у заблуду, или су они сами залутали са Правог пута?“

Çekçe: 

V den, kdy shromáždí je i ty, které vzývali vedle Něho, řekne Bůh: 'Jste to vy, kdož tyto Mé služebníky v blud uvedli, či oni sami z cesty zbloudili?'

Urduca: 

اور وہ وہی دن ہو گا جب کہ (تمہارا رب) اِن لوگوں کو بھی گھیر لائے گا اور ان کے اُن معبودوں کو بھی بُلا لے گا جنہیں آج یہ اللہ کو چھوڑ کر پوج رہے ہیں، پھر وہ اُن سے پوچھے گا "کیا تم نے میرے اِن بندوں کر گمراہ کیا تھا؟ یا یہ خود راہِ راست سے بھٹک گئے تھے؟"

Tacikçe: 

Рӯзе, ки ононро бо чизҳое, ки ғайри Худои якто мепарастиданд, ба машҳар ҷамъ овард ва сипас пурсад: «Оё шумо ин бандагони Маро гумроҳ мекардед, ё онҳо худ роҳро гум карда буданд?»

Tatarca: 

Аллаһ кыямәт көнне сынымнарны вә аларга гыйбадәт кылган мөшрикләрне бергә кубарыр, Минем бу бәндәләремне сез адаштырдыгызмы, яки алар үзләре туры юлдан адаштылармы, дип сынымнардан сорар.

Endonezyaca: 

Dan (ingatlah) suatu hari (ketika) Allah menghimpunkan mereka beserta apa yang mereka sembah selain Allah, lalu Allah berkata (kepada yang disembah); "Apakah kamu yang menyesatkan hamba-hamba-Ku itu, atau mereka sendirikah yang sesat dari jalan (yang benar)?".

Amharca: 

እነርሱንና ከአላህ ሌላ የሚግገዟቸውንም የሚሰበስብባቸውንና «እናንተ እነዚህን ባሮቼን አሳሳታችሁን ወይስ እነሱው መንገድን ሳቱ» የሚልበትን ቀን (አስታውስ)፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவன் அவர்களையும் அல்லாஹ்வை அன்றி அவர்கள் வணங்கியவர்களையும் ஒன்று திரட்டும் நாளில், “நீங்கள்தான் எனது (இந்த) அடியார்களை வழிகெடுத்தீர்களா? அல்லது அவர்கள் (நேரான) பாதையை விட்டு தாமாக வழிகெட்டனரா?” என்று (இறைவன்) கேட்பான்.

Korece: 

하나님 아닌 다른 것을 숭배하는 자들을 부를 그날에 하나님 께서 나의 종들을 방황케한 자들 이 너회였느뇨 아니면 그들 스스 로가 방황하였느뇨 물으시니

Vietnamca: 

Và vào ngày mà Allah sẽ tập trung họ cùng với những thứ mà họ thờ phượng ngoài Ngài, Ngài sẽ phán bảo (những kẻ được thờ phượng): “Các ngươi dẫn đám bề tôi của TA lạc lối hay tự bản thân họ lầm lạc?”