Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

20

Sûredeki Ayet No: 

106

Ayet No: 

2454

Sayfa No: 

319

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَيَذَرُهَا قَاعًا صَفْصَفًا

Çeviriyazı: 

feyeẕeruhâ ḳâ`an ṣafṣafâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Böylece yerlerini dümdüz boş bir halde bırakacak.

Diyanet İşleri: 

Sana dağları sorarlar; de ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak, yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne çukur, ne tümsek göreceksin. O gün, hiçbir tarafa sapmadan bir davetçiye uyarlar. Sesler Rahman'ın heybetinden kısılmıştır; ancak bir fısıltı işitirsin."

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Yeryüzünü dümdüz bir hale getirir.

Şaban Piriş: 

Yerlerini de dümdüz, bomboş bırakacak.

Edip Yüksel: 

Yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.

Ali Bulaç: 

Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır.

Suat Yıldırım: 

Bir de sana o gün, dağların durumunu sorarlar. De ki: “Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak, yerlerini dümdüz, boş vaziyette bırakacak.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Artık onları dümdüz, bomboş bir halde bırakacaktır.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yerlerini bomboş, dümdüz bırakacaktır.

Bekir Sadak: 

inanmis olarak, yararli isler isleyen kimse, haksizliktan ve hakkinin yeneceginden korkmaz.

İbni Kesir: 

Yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek.

Adem Uğur: 

Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.

İskender Ali Mihr: 

Böylece onu (dağların yerini) boş bir düzlük olarak bırakacaktır.

Celal Yıldırım: 

20:105

Tefhim ul Kuran: 

«Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır.»

Fransızca: 

et les laissera comme une plaine dénudée

İspanyolca: 

Las dejará cual llano nivelado,

İtalyanca: 

e ne farà una pianura livellata

Almanca: 

Dann läßt ER sie zu einer ebenen Fläche werden,

Çince: 

而使它们变成平原,

Hollandaca: 

Hij zal die in eene effen vallei veranderen;

Rusça: 

и оставит только гладкую равнину,

Somalice: 

wuxuuna ka yeeli meel siman oo ebar ah.

Swahilice: 

Na ataiacha tambarare, uwanda.

Uygurca: 

ئۇلارنى تۈزلەڭلىككە ئايلاندۇرىدۇ

Japonca: 

かれは,それを平らな平地になされ,

Arapça (Ürdün): 

«فيذرها قاعا» منبسطا «صفصفا» مستويا.

Hintçe: 

तो तुम कह दो कि मेरा परवरदिगार बिल्कुल रेज़ा रेज़ा करके उड़ा डालेगा और ज़मीन को एक चटियल मैदान कर छोड़ेगा

Tayca: 

“แล้วจะทรงปล่อยให้มันเป็นที่ราบโล่งเตียน (ไม่มีต้นไม้และสิ่งก่อสร้าง)”

İbranice: 

ויהפוך אותם לקרקע שטוחה שוממת

Hırvatça: 

a mjesta na kojima su bile ravnom ledinom ostaviti,

Rumence: 

şi va lăsa în urma lor un şes neted

Transliteration: 

Fayatharuha qaAAan safsafan

Türkçe: 

"Yerlerini bomboş, dümdüz bırakacaktır."

Sahih International: 

And He will leave the earth a level plain;

İngilizce: 

He will leave them as plains smooth and level;

Azerbaycanca: 

Dümdüz (hamar) bir yer edəcək (heç bir şey bitməyən qupquru torpaq halına salacaq);

Süleyman Ateş: 

Yerlerini boş, dümdüz bırakacaktır.

Diyanet Vakfı: 

Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.

Erhan Aktaş: 

“Onları dümdüz araziye çevirecektir.”

Kral Fahd: 

Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.

Hasan Basri Çantay: 

«(Savuracak) da yerlerini dümdüz bir toprak haalinde bırakacak».

Muhammed Esed: 

yeri dümdüz ve çıplak bir hale getirecek,

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

Böylece yerlerini dümdüz boş bir halde bırakacak.

Portekizce: 

E as deixará como um plano e estéril,

İsveççe: 

och Han skall lämna [jordens yta] utslätad och öde,

Farsça: 

پس آنها را به صورت دشتی هموار و صاف وامی گذارد،

Kürtçe: 

ئەمجا ڕێک و ساف بێ ئاوو گژوگیاو دەیھێڵێتەوە

Özbekçe: 

Сўнг уларни теп-текис ҳолга келтирур.

Malayca: 

"Lalu Ia membiarkan tapak gunung-gunung itu (di bumi) rata lagi licin".

Arnavutça: 

e toka do të bëhet fushë e rrafshët,

Bulgarca: 

и ще ги превърне в плоска равнина.

Sırpça: 

а места на којима су биле да остави равном ледином,

Çekçe: 

a jako pustou pláň je zanechá

Urduca: 

اور زمین کو ایسا ہموار چٹیل میدان بنا دے گا

Tacikçe: 

ва онҳоро ба замине ҳамвор бадал мекунад;

Tatarca: 

Соңра ул җирне тигез кылыр, үлән үсми торган итеп.

Endonezyaca: 

maka Dia akan menjadikan (bekas) gunung-gunung itu datar sama sekali,

Amharca: 

«ትክክል ሜዳም ኾና ይተዋታል፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவற்றை சமமான பூமியாக (ஆக்கி) விட்டுவிடுவான்.

Korece: 

그렇게 하여 그분께서는 그것들을 평지로 남겨둘 것이라

Vietnamca: 

Rồi Ngài sẽ để cho nó (mặt đất) thành bình địa.

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: