Arapça:
فَيَذَرُهَا قَاعًا صَفْصَفًا
Çeviriyazı:
feyeẕeruhâ ḳâ`an ṣafṣafâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Böylece yerlerini dümdüz boş bir halde bırakacak.
Diyanet İşleri:
Sana dağları sorarlar; de ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak, yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne çukur, ne tümsek göreceksin. O gün, hiçbir tarafa sapmadan bir davetçiye uyarlar. Sesler Rahman'ın heybetinden kısılmıştır; ancak bir fısıltı işitirsin."
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yeryüzünü dümdüz bir hale getirir.
Şaban Piriş:
Yerlerini de dümdüz, bomboş bırakacak.
Edip Yüksel:
Yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.
Ali Bulaç:
Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır.
Suat Yıldırım:
Bir de sana o gün, dağların durumunu sorarlar. De ki: “Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak, yerlerini dümdüz, boş vaziyette bırakacak.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Artık onları dümdüz, bomboş bir halde bırakacaktır.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Yerlerini bomboş, dümdüz bırakacaktır.
Bekir Sadak:
inanmis olarak, yararli isler isleyen kimse, haksizliktan ve hakkinin yeneceginden korkmaz.
İbni Kesir:
Yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek.
Adem Uğur:
Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.
İskender Ali Mihr:
Böylece onu (dağların yerini) boş bir düzlük olarak bırakacaktır.
Celal Yıldırım:
20:105
Tefhim ul Kuran:
«Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır.»
Fransızca:
et les laissera comme une plaine dénudée
İspanyolca:
Las dejará cual llano nivelado,
İtalyanca:
e ne farà una pianura livellata
Almanca:
Dann läßt ER sie zu einer ebenen Fläche werden,
Çince:
而使它们变成平原,
Hollandaca:
Hij zal die in eene effen vallei veranderen;
Rusça:
и оставит только гладкую равнину,
Somalice:
wuxuuna ka yeeli meel siman oo ebar ah.
Swahilice:
Na ataiacha tambarare, uwanda.
Uygurca:
ئۇلارنى تۈزلەڭلىككە ئايلاندۇرىدۇ
Japonca:
かれは,それを平らな平地になされ,
Arapça (Ürdün):
«فيذرها قاعا» منبسطا «صفصفا» مستويا.
Hintçe:
तो तुम कह दो कि मेरा परवरदिगार बिल्कुल रेज़ा रेज़ा करके उड़ा डालेगा और ज़मीन को एक चटियल मैदान कर छोड़ेगा
Tayca:
“แล้วจะทรงปล่อยให้มันเป็นที่ราบโล่งเตียน (ไม่มีต้นไม้และสิ่งก่อสร้าง)”
İbranice:
ויהפוך אותם לקרקע שטוחה שוממת
Hırvatça:
a mjesta na kojima su bile ravnom ledinom ostaviti,
Rumence:
şi va lăsa în urma lor un şes neted
Transliteration:
Fayatharuha qaAAan safsafan
Türkçe:
"Yerlerini bomboş, dümdüz bırakacaktır."
Sahih International:
And He will leave the earth a level plain;
İngilizce:
He will leave them as plains smooth and level;
Azerbaycanca:
Dümdüz (hamar) bir yer edəcək (heç bir şey bitməyən qupquru torpaq halına salacaq);
Süleyman Ateş:
Yerlerini boş, dümdüz bırakacaktır.
Diyanet Vakfı:
Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.
Erhan Aktaş:
“Onları dümdüz araziye çevirecektir.”
Kral Fahd:
Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.
Hasan Basri Çantay:
«(Savuracak) da yerlerini dümdüz bir toprak haalinde bırakacak».
Muhammed Esed:
yeri dümdüz ve çıplak bir hale getirecek,
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Böylece yerlerini dümdüz boş bir halde bırakacak.
Portekizce:
E as deixará como um plano e estéril,
İsveççe:
och Han skall lämna [jordens yta] utslätad och öde,
Farsça:
پس آنها را به صورت دشتی هموار و صاف وامی گذارد،
Kürtçe:
ئەمجا ڕێک و ساف بێ ئاوو گژوگیاو دەیھێڵێتەوە
Özbekçe:
Сўнг уларни теп-текис ҳолга келтирур.
Malayca:
"Lalu Ia membiarkan tapak gunung-gunung itu (di bumi) rata lagi licin".
Arnavutça:
e toka do të bëhet fushë e rrafshët,
Bulgarca:
и ще ги превърне в плоска равнина.
Sırpça:
а места на којима су биле да остави равном ледином,
Çekçe:
a jako pustou pláň je zanechá
Urduca:
اور زمین کو ایسا ہموار چٹیل میدان بنا دے گا
Tacikçe:
ва онҳоро ба замине ҳамвор бадал мекунад;
Tatarca:
Соңра ул җирне тигез кылыр, үлән үсми торган итеп.
Endonezyaca:
maka Dia akan menjadikan (bekas) gunung-gunung itu datar sama sekali,
Amharca:
«ትክክል ሜዳም ኾና ይተዋታል፡፡
Tamilce:
ஆக, அவற்றை சமமான பூமியாக (ஆக்கி) விட்டுவிடுவான்.
Korece:
그렇게 하여 그분께서는 그것들을 평지로 남겨둘 것이라
Vietnamca:
Rồi Ngài sẽ để cho nó (mặt đất) thành bình địa.
Ayet Linkleri: