Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

20

Sûredeki Ayet No: 

103

Ayet No: 

2451

Sayfa No: 

319

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

يَتَخَافَتُونَ بَيْنَهُمْ إِن لَّبِثْتُمْ إِلَّا عَشْرًا

Çeviriyazı: 

yeteḫâfetûne beynehüm il lebiŝtüm illâ `aşrâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Siz dünyada sadece on(gün) kaldınız diye kendi aralarında gizli gizli konuşurlar.

Diyanet İşleri: 

Siz dünyada sadece on gün eğleştiniz diye, aralarında saklı saklı konuşurlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Aralarında gizligizli konuşup ancak derler, on geceden fazla kalmadınız dünyada.

Şaban Piriş: 

Aralarında: On günden fazla kalmadınız, diye gizli gizli söyleşirler.

Edip Yüksel: 

Aralarında gizli gizli konuşurlar, "Siz (dünyada) sadece on kaldınız."

Ali Bulaç: 

(Dünyada) Yalnızca on (gün) kaldınız" diye kendi aralarında fısıldaşacaklar.

Suat Yıldırım: 

Kendi aralarında sessizce konuşurken:“Dünyada, olsa olsa on gün kadar bir şey kaldınız.” derler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Aralarında gizlice konuşurlar ki: «(Dünyâda) On günden ziyâde kalmış olmadınız.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Aralarında fısıldaşır gibi konuşurlar: "Ancak on gün filan kaldınız."

Bekir Sadak: 

O gun Rahman´in izin verdigi ve sozunden hosnut oldugu kimseden baskasinin sefaati fayda vermez.

İbni Kesir: 

Aralarında gizli gizli konuşarak: Siz, sadece o gün eğleştiniz, derler,

Adem Uğur: 

Aralarında birbirlerine gizli gizli şöyle derler: &quot

İskender Ali Mihr: 

Onlar aralarında: “(Dünyada) sadece 10 (gün) kaldınız.” diye gizlice konuşacaklar.

Celal Yıldırım: 

Kendi aralarında, «ancak on (gün veya gece) eyleştiniz» diye fısıldaşacaklar.

Tefhim ul Kuran: 

«(Dünyada) Yalnızca on (gün) kaldınız» diye kendi aralarında fısıldaşacaklar.

Fransızca: 

Ils chuchoteront entre eux : "Vous n'êtes restés là que dix [jours]" !

İspanyolca: 

diciéndose unos a otros por lo bajo: «No habéis permanecido sino diez días».

İtalyanca: 

Bisbiglieranno tra loro: «Non siete rimasti

Almanca: 

Sie flüstern zueinander: "Ihr habt doch nur zehn Tage verweilt!"

Çince: 

他们低声相告说:你们只逗留了十天。

Hollandaca: 

Zij zullen met eene zachte stem tot elkander spreken, zeggende: Gij zijt er niet langer dan tien dagen gebleven.

Rusça: 

Они будут переговариваться шепотом: "Вы пробыли там (в мирской жизни) всего десять дней!"

Somalice: 

wayna is warsan (xansan) dhexdooda maydaan ku nagaanin (adduunyada) Toban mooyee (maahmood)

Swahilice: 

Watanong'onezana wao kwa wao: Hamkukaa ila siku kumi tu.

Uygurca: 

(قىيامەتنىڭ دەھشىتىنى كۆرۈپ دۇنيادا تۇرغان ۋاقتى قىسقا بىلىنگەنلىكتىن) (ئۇلار) «(دۇنيادا) پەقەت ئون كۈنلا تۇردۇڭلار» دېيىشىپ پىچىرلىشىدۇ

Japonca: 

かれらは囁きあって,「あなたがたは10(日)も滞在しなかったであろう。」と言う。

Arapça (Ürdün): 

«يتخافتون بينهم» يتسارون «إن» ما «لبثتم» في الدنيا «إلا عشرا» من الليالي بأيامها.

Hintçe: 

(और) आपस में चुपके-चुपके कहते होंगे कि (दुनिया या क़ब्र में) हम लोग (बहुत से बहुत) नौ दस दिन ठहरे होंगे

Tayca: 

พวกเขาจะกระซิบกระซาบระหว่างกันว่า “พวกท่านมิได้พักในโลกนี้นอกจากเพียง 10 วัน เท่านั้น”

İbranice: 

והם מתלחשים ביניהם: 'שהינו בעולם רק עשרה ימים בלבד

Hırvatça: 

i jedan drugom će tiho govoriti: "Niste ostali više od deset dana."

Rumence: 

iar ei îşi vor şopti unii altor: “N-aţi stat decât zece zile!”

Transliteration: 

Yatakhafatoona baynahum in labithtum illa AAashran

Türkçe: 

Aralarında fısıldaşır gibi konuşurlar: "Ancak on gün filan kaldınız."

Sahih International: 

They will murmur among themselves, "You remained not but ten [days in the world]."

İngilizce: 

In whispers will they consult each other: "Yet tarried not longer than ten (Days);

Azerbaycanca: 

Onlar öz aralarında pıçıldaşıb bir-birinə: “(Dünyada) cəmi on gün qaldınız!” deyəcəklər.

Süleyman Ateş: 

Kendi aralarında gizli gizli, "(dünyada) On günden fazla kalmadınız" derler.

Diyanet Vakfı: 

Aralarında birbirlerine gizli gizli şöyle derler: "Dünyada sadece on gün kaldınız."

Erhan Aktaş: 

“Dünya hayatınız sadece on gün sürdü değil mi?” diye aralarında fısıldaşırlar.

Kral Fahd: 

Aralarında birbirlerine gizli gizli şöyle derler: «Dünyada sadece on gün kaldınız.»

Hasan Basri Çantay: 

Aralarında gizli gizli konuşacaklar, «(Dünyâda) on (gece) den fazla eğlenmediniz» diye.

Muhammed Esed: 

birbirleriyle fısıldaşarak: "(Dünyada) on (günden) fazla kalmadınız (değil mi)?" diye soracaklar.

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

Aralarında (korkularından) gizlice şöyle konuşacaklar: “- Dünyada ancak on gece kaldınız, değil mi?”

Portekizce: 

Murmurarão entre si: Não permanecestes muito mais do que dez (dias)!

İsveççe: 

viskande till varandra: "Vi levde [där] högst tio [dagar]."

Farsça: 

در میان خودشان پنهانی و بسیار آهسته می گویند: که [در برزخ] جز ده روز درنگ نکرده اید.

Kürtçe: 

بەچرپەوە لەنێوان خۆیاندا دەڵێن ئێوە تەنھا دە (شەوو ڕۆژ لەدونیادا) ماونەتەوە

Özbekçe: 

Улар ўзаро: «Ўн кундан ортиқ турганингиз йўқ», дея шивирлашади.

Malayca: 

Mereka berbisik-bisik sesama sendiri: "Kamu telah tinggal hanya sepuluh sahaja".

Arnavutça: 

dhe njëri-tjetrit do t’i pëshpërisin (duke thënë): “Ju keni qëndruar (në të kaluarën) vetëm dhjetë ditë”.

Bulgarca: 

Ще шепнат помежду си: “Пребивавахте [на земята] само десет [дни].”

Sırpça: 

и један другом ће тихо да говоре: „Нисте на Земљи боравили више од десет дана.“

Çekçe: 

budou si šeptat mezi sebou: 'Zůstali jsme v hrobech pouze deset dní.'

Urduca: 

آپس میں چپکے چپکے کہیں گے کہ دُنیا میں مشکل ہی سے تم نے کوئی دس دن گزارے ہوں گے

Tacikçe: 

Оҳиста бо ҳам сухан мегӯянд, ки даҳ рӯз беш дар дунё наистодаед.

Tatarca: 

Алар үзара сөйләшерләр, сез дөньяда ун көн генә тордыгыз, дип.

Endonezyaca: 

mereka berbisik-bisik di antara mereka: "Kamu tidak berdiam (di dunia) melainkan hanyalah sepuluh (hari)"

Amharca: 

«ዐሥርን (ቀን) እንጂ አልቆያችሁም» በመባባል በመካከላቸው ይንሾካሾካሉ፡፡

Tamilce: 

அவர்கள் தங்களுக்கு மத்தியில், “நீங்கள் பத்து நாட்களே தவிர தங்கவில்லை” என்று மெதுவாகப் பேசுவார்கள்.

Korece: 

그들은 낮은 소리로 너희는열흘 외에는 체류하지 않을 것이 라고 속삭이나

Vietnamca: 

Họ xầm xì bàn tán: “Các anh ở lại (cõi Barzakh) chỉ khoảng chừng mười ngày thôi đúng không?”

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: